Ulaşımı zor ve zaman alıcı: Aradığınız hastaneye ulaşılamıyor!

Bayraklı’da ulaşımı güç, dağlık bir alana inşa edilen İzmir Şehir Hastanesi’nin olası bir İzmir depreminde yetersiz kalacağını kaydeden Dr. Soysal, “Kente ve hastaya hizmet sunmayacağı çok açık” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 25.02.2023 08:32
  • Güncelleme Tarihi : 25.02.2023 08:32
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Ulaşımı zor ve zaman alıcı:  Aradığınız hastaneye ulaşılamıyor! haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ KAYA - ÖZEL HABER

Kahramanmaraş merkezli şiddetli depremin ardından güneydoğu bölgesindeki birçok kent yıkıma maruz kalırken, vatandaşların sığınması gereken hastane, okul, valilik gibi kamu kurum ve kuruluşlarının dahi enkaz altında kalması eleştirilere neden oldu. Bayraklı bölgesinde dağlık bir alana inşa edilen ve henüz faaliyete başlayamayan İzmir Şehir Hastanesi de deprem sonrasında tekrar gündeme geldi. Türk Tabipleri Birliği Halk Sağlığı Kolu Sekreteri ve Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ahmet Soysal, olası bir İzmir depreminde vatandaşın kolayca ulaşabileceği bir hastanenin olmadığını öne sürdü.

Boşaltılan devlet hastanelerinin şehir hastanelerine kaymasıyla birlikte kent merkezinde sağlık kuruluşlarından eser kalmayacağını belirten Soysal, “Tüm yumurtaları aynı sepete koymak gibi bir yaklaşım bu... Şehir hastanesinin Kahramanmaraş’ta olduğu gibi bir depremde zarar görmesi beraberinde yeni sorunlar ortaya çıkaracaktır. O zaman yaralı ve hastaları nereye tahliye edeceksiniz?” sorusunu yönlendirdi. “İzmir Şehir Hastanesi’nin kente ve hastaya hizmet sunmayacağı çok açık” diyen Soysal, “Son yaşadığımız depremin ardından Türkiye’deki tüm hastanelerin durumu sorgulanmalıdır. Buna yeni yapılan şehir hastaneleri de dahil edilmeli” açıklamasında bulundu.

HASTA TAHLİYESİ ZAMAN ALICI…

“Sağlık kurumlarının kolay ulaşılabilir olması önemlidir” diyen Dr. Soysal, “Sadece afet durumlarında değil, normal zamanlarda da sağlık kurumları hastalar, hasta yakınları ve çalışanlar için kolay ulaşılabilir ve o kentte yaşayan herkesin çok iyi bildiği noktalarda olmalıdır. Ayrıca bu tesisler başta deprem olmak üzere afetlere dirençli olmalıdır. İzmir şehir hastanesi bırakın afet durumunu, normal süreçte bile kolay ulaşılabilen bir noktada değildir. Kentin içinde yıllardır bilinen tesislerin kapatılarak ulaşımı güç ve özellikle kentin dışından gelecek kurtarma ekipleri tarafından yaralı ve hasta tahliyesi açısından zaman alıcı bir noktada olan tesisin kullanımı afet durumları açısından zor ve zaman alıcıdır” ifadelerini kullandı.

DÜŞÜNDÜRÜCÜ

Soysal, sözlerine şöyle devam etti: “İzmir Şehir Hastanesi’nin depreme dayanıklılık durumunu bilmiyorum. Ancak tüm dünyada yapımı ve işletimi pahalı olduğu için terk edilmiş şehir hastaneleri sisteminin, ülkemize getirilmek istenmesi düşündürücüdür. İzmir’in gerek normal dönemde sağlık gereksinimlerini karşılamak gerekse bir afet durumunda sağlık hizmetlerinin yürütülebilmesi açısından kent içinde yıllardır kullanılmakta olan sağlık kurumlarının afete direnç durumlarının gözden geçirilerek başta deprem olmak üzere afete dirençlerinin artırılarak çalışmayı sürdürmesi gerekir. Bu hastaneler gerekliyse yıkılıp yeniden depremlere dirençli olarak yapılabilirdi.”

HASTALARI NEREYE TAHLİYE EDECEKSİNİZ?

Dr. Soysal yetkililere, “Tabii tüm yumurtaları aynı sepete koymak gibi bir yaklaşım bu... Şehir hastanesinin Kahramanmaraş’ta olduğu gibi bir depremde zarar görmesi beraberinde yeni sorunlar ortaya çıkaracaktır. O zaman yaralı ve hastaları nereye tahliye edeceksiniz?” sorusunu yönlendirdi.

“Bu deprem bize sağlık kurumlarımızın da aynı kentlerimizdeki yapılar gibi kolayca yıkıldığını gösterdi” diyen Soysal, “Hastalar ve sağlık personeli bundan zarar gördü. Birçoğu yaşamını yitirdi. Kalanlar ve yardım için giden sağlık personeli uygun olmayan koşullarda çalışmak zorunda kalıyor. Bundan alınacak ders Sağlık Bakanlığının bir an önce tüm Türkiye’deki büyük-küçük sağlık kurumlarını gözden geçirerek depreme dirençli hale getirmesidir” eleştirisinde bulundu.

HASTAYA HİZMET SUNMAYACAĞI ÇOK AÇIK!

Dr. Ahmet Soysal, sözlerine şunları da ekledi: “İzmir’de sözünü ettiğimiz bir felaket yaşandığı takdirde şehir hastanesinde ulaşım açısından büyük sıkıntılar yaşanacağını biliyoruz. Bu çok açık ve net. O nedenle hastane gibi sağlık kuruluşlarının mümkün olduğu kadar insanların yaşadığı bölgelerde, depreme ve afetlere dayanıklı olarak yapılması ve karşılaşılan afet türüyle anında organize olacak bir yapıya kavuşması lazım. Kentin içindeki hastaneleri kaldırırsanız, bunu kalkıp da bir şehir efsanesi haline çevirirseniz ve hastaneyi ulaşımı zor bir noktaya, kentin dışına yaparsanız bu arama kurtarma ekiplerinin işini de zorlaştıracaktır, hastaların normal zamanda bile ulaşımını güç hale getirecektir. Ayrıca son yaşadığımız depremin ardından Türkiye’deki tüm hastanelerin durumu sorgulanmalıdır. Buna yeni yapılan şehir hastaneleri de dahil edilmeli.”

Türk Tabipleri Birliği’nin yıllardır şehir hastanelerinin ülkeye getireceği yükün yanı sıra daha birçok sorunu da gündeme taşıdığını kaydeden Dr. Soysal, “Bunun mantığını anlamak mümkün değil. Sanırım birtakım müteahhitlere iş sağlamak için bu denli ısrar ediliyor. Şehrin dışındaki bir hastanenin kime hizmet vereceğini anlamak mümkün değil. İzmir Şehir Hastanesi’nin kente ve hastaya hizmet sunmayacağı çok açık ama. Boşaltılan devlet hastanelerinin ise rant için kullanılacağını düşünüyoruz” dedi.