UMUT OLACAK

Hükümetin Suriyeli göçmenlere çalışma izni vermesi planına siyaset, ekonomi ve sivil toplum kuruluşlarından yorum geldi. İlk izlenimler olumlu fakat gelen mesajlar sürecin titizlikle yürütülmesi yönünde


  • Oluşturulma Tarihi : 14.01.2016 09:30
  • Güncelleme Tarihi : 14.01.2016 09:30
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
UMUT OLACAK

EMİRCAN IŞILDAK – ÖZEL HABER 

Ülkemizde yaşayan Suriyeli göçmenlere hükümetin istihdam sağlama düşüncesi, farklı bakış açılarını da beraberinde getirdi.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın göçmenlere çalışma izni vereceğini açıklamasının ardından, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, İzmir Ayakkabıcılar Odası Başkanı Yalçın Ata, Eğitim-Sen İzmir Şube Başkanı Merih Eyyup Demir ve Mülteci Derneği Başkanı Eda Bekçi ile konuştuk. Liderlerin ilk tepkileri olumlu yönde oldu. İlerde oluşabilecek olumsuzluklar için de sürecin titizlikle yürütülmesi vurgusu yapıldı.

“EMEK UCUZLAR”

CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, yürütülmesi planlanan projeyi insani açıdan olumlu bulduğunu fakat düzeltilmesi gereken yönleri olduğunu belirtti. Projenin, işçilerin istihdamını olumsuz etkileyebileceğini ifade eden Balbay, “Ben öteden beri ülkemizdeki Suriyeli göçmenlerle ilgiliyim. O insanlar eğer gelip burada yaşıyorlarsa, bizim topraklarımızın insanı sayılırlar. Önemli olan onların insancıl bir şekilde yaşamaları, sağlıklı yaşamalarıdır. Öngörülen düşünce insani açıdan bakıldığında olumludur. Fakat bizim işçilerimiz bu sürecin sonunda mağdur olan taraf olmasın. İstihdam konusunda yara almasın. Sonuçta bu adım emeğin ucuzlamasına neden olacaktır. İşçilerimizin istihdam edilmesini olumsuz etkileyecektir. Bu kararın üstünde çokça durulmalı, bir sisteme oturtulmalıdır” değerlendirmesini yaptı.

“SURİYE POLİTİKASI YANLIŞ YÖNETİLDİ”

Suriyeli göçmenlerden yola çıkarak, Suriye politikası konusunda hükümeti eleştiren Balbay, “İktidar maalesef Türkiye’yi yalnızlaştırdı. Komşularımızla iyi ilişkilerimizden söz edemiyoruz. Dünya üzerinde ekonominin can damarlarından biri olan tarımsal ticaret, yüzde 90 oranında komşularla gerçekleşir. Ancak tarımsal ticaretimiz de etkilenmiş durumda. Kötü politikanın bedelini Suriyeli insanlar ödememeli. Onlar hakkında dileğimiz, eğer burada yaşıyorlarsa insani şekilde yaşamaları, aksi takdirde ülkelerine sağlıklı bir şekilde dönmeleridir. Dolayısıyla proje, çözüm için atılmış bir adımdır fakat çözümün temeli değildir” yorumunda bulundu.

“SOSYAL GÜVENCELER YOK”

İzmir Ayakkabıcılar Odası Başkanı Yalçın Ata da verilmesi planlanan çalışma izninin koşulları hakkında bilgi verdi. Düzenlemede sosyal hak ve güvencelerin eksik bırakıldığını ifade eden Ata, “Suriyeli göçmenlere, geçici kimlik kartları verilecek. Kimlik kartlarına sahip olanlar bulundukları yerde en az 6 ay ikamet ettikten sonra çalışma iznine sahip olacak. Ancak işyerlerinde kota uygulaması olacak. Göçmen çalışanlar, genel çalışan oranının yüzde 10’unu geçmeyecek. Düşünce güzel bir düşünce, fakat eksiklikleri var. Burada yalnızca çalışma izninden bahsediyoruz. Bu insanların sosyal güvenceleri yok. Sigorta gibi sosyal yönden düzenlenmiş uygulamalara da sahip değiller. Sosyal güvenliğin düzenlenmesi lazım. Aksi halde eşitsizlik yaratacaktır” dedi. İstihdam konusunda sıkıntı yaşanabileceğini de söyleyen Ata, “Çıkarılan yasanın eksik yönleri var. Göçmenler en çok ayakkabı sektöründe çalışıyor. Sektörde 4 bine yakın Suriyeli çalışanlar mevcut. Türkiye genelinde yaklaşık iki buçuk milyon Suriyeli var. Bu insanlardan 7 bin 300 tanesi çalışma izni almış durumda. Bizler çok uzun süredir kayıt dışılıkla mücadele etmeye çalışıyoruz. Bu düzenleme eğer sağlam bir zemine oturtulmazsa, kayıt dışılar artabilir. Aynı zamanda işverenlerin de asgari ücretler bakımından yükleri artmış durumda. Dolayısıyla Suriyeli çalışanlar farklı sektörlerde maliyetleri az olduğu için tercih edilebilir. Bu durumda da eşitsizlikler ortaya çıkacaktır” öngörüsünde bulundu. Ata, ayrıca çıkarılacak yasada sigorta düzenlemelerinin yapılması gerektiğinin altını çizdi.

“GEÇ KALINMIŞ BİR UYGULAMA”

Projeye bir başka bakış açısı da Mülteci Derneği Başkanı Eda Bekçi’den geldi. Bekçi, kararı olumlu bulduğunu söyledi. “Bu projenin tamamlanmasını merakla bekliyoruz. Zaten yapılması gereken bir uygulamaydı. Geç kalınmış bir düşünce fakat iyimser olduğu için olumlu karşılıyorum. Bu insanlara çare bulunması gerekiyordu. Suriyeli göçmenler çok zor şartlarda yaşam mücadelesi veriyorlar. Daha insancıl bir yaşam onların hakkıdır. Yapılması planlanan bu proje sektörel mi yoksa il bazında mı yapılacak bekleyip görmek gerekiyor. Ancak bir an evvel bu sömürü düzeninin son bulması gerektiğini düşünüyorum” diyen Bekçi, halihazırda çalışan Suriyelilerin kayıt dışı çalıştığına da dikkat çekti. Bekçi ayrıca proje hayata geçmezse adaletsizliğin süreceğini ifade ederek, “Burada bir haksızlık söz konusudur. İşyerlerinde maliyetleri az olduğu için Suriyeliler tercih ediliyorlar. Bu da vatandaşlarımızın zararına olabiliyor. Sonuçta ortada bir adaletsizlik var. Sömürü düzeni ile çalıştırılıyorlar. Sistem de herkese aynı şartları sunacağı için adaletsizliği ortadan kaldıracaktır. Umarım sistem iyi bir şekilde işleyip, herkes için adaleti getirir” dedi.

“ÇOCUK PENCERESİNDEN BAKILMALI”

Eğitim- Sen İzmir Şube Başkanı Merih Eyyup Demir de projenin eğitimle ilgili olan bölümünü değerlendirdi. Suriyeli eğitimcilerin istihdam edilmesi fikrini olumlu bulan Demir, “Uygulamanın yanlış olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bu soruna bir çözüm bulmamız gerektiğine inanıyorum. Göçmenlerle ilgili bu süreç bu noktalara kadar geldi. Dolayısıyla günlük fikirlerle çözüm bulamayız. Orada çocuklar ve gençler var. Onların eğitimleri çok büyük önem taşıyor. O çocukları kazanmamız lazım, eğitimlerini sürdürmemiz lazım. Aksi takdirde her türlü kötü alışkanlıklara, kötü fikirlere ve terörün eline düşme riskleri var” şeklinde konuştu. Demir, ayrıca olaya çocukların penceresinden yaklaşarak, “Suriyeli öğretmenlerin bizim milli eğitim sistemimize bir katkıları yok. Ama plan onların yararına olacaktır. Gençlerin eğitim sistemine dahil olması lazım. Bu işin insani tarafı var. Titiz davranılmalı. Sonuçta bu öğretmenlerin bizim kendi öğretmenlerimizin yerine geçmesi gibi bir durum söz konusu olmaz. Olaya Suriyeli çocukların eğitimleri penceresinden bakmalıyız. O çocukların eğitim sistemine adaptasyonlarını sağlamalıyız” yorumunu yaptı.

 

Haber Merkezi