Umutlar yolda kalmasın

İlk kez 1996 yılında kayıp kişileri bulmak için yola çıkan “Umut Otobüsü” bu süre içinde yaklaşık bin kişiyi ailesine kavuşturdu. 2014 yılında maddi imkansızlıklar nedeniyle kontak kapatan otobüs, yeniden umut seferlerine çıkmak ve kayıpları aileleriyle buluşturabilmek için yardım bekliyor

  • Oluşturulma Tarihi : 06.07.2018 07:12
  • Güncelleme Tarihi : 06.07.2018 07:12
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Umutlar yolda kalmasın haberinin görseli

E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Türkiye’de her gün genç, çocuk, yaşlı çok sayıda insan çeşitli nedenlerden kayboluyor. Bazıları bulunurken, bazılarından aradan yıllar geçse de ne bir haber alınıyor ne bir ize rastlanıyor. Üzerinde kayıp şahısların fotoğrafları ve “Beni görürsen anneme haber ver” sloganıyla yollara çıkan “Umut Otobüsü” bugüne kadar yaklaşık bin çocuğu, babayı, anneyi, ağabeyi, kız kardeşi ve yakınları buluşturdu. Türkiye’yi tam üç kez dolaşan “Umut Otobüsü” ve derneğin diğer çalışmaları sayesinde yaklaşık bin kayıp kişi bulundu fakat maddi zorluklar nedeniyle bir süre sonra yakıt parası bulamayan otobüs kontak kapatmak zorunda kaldı. Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği Başkanı Zafer Özbilici, çoğunluğu gelir düzeyi düşük üyelerden aidat toplayamadıklarını ve bir zamanlar üzerinde kayıp resimleri ile sokak sokak dolaşan otobüslerinin de atıl durumda kaldığını dile getirerek, projenin durma sürecinin mağduriyetini şu sözlerle açıkladı: “Maddi olanaksızlıklar nedeniyle depoda bekleyen Umut Otobüsü’müzün yeniden yollara çıkmasını istiyoruz. Maddi imkansızlıklar dolayısıyla dört yıldır projeyi yürütemiyoruz. Ekonomik anlamda destek lazım ama bu desteği bulamıyoruz. O otobüs ile bine yakın insanın bulunmasına vesile olmuştuk. Binlerce insanın da kaybolmasını önledik. Ama şu an Umut Otobüsü’nün kontağı kapalı. Umudumuzu arayamıyoruz. Umudumuzu stop ettik. Umut yatıyor, yardım bekliyor.”

KENDİNİ KAYIPLARA ADADI
6 Eylül 1992’de zeka yaşı yedi olan 23 yaşındaki Abdülhamit Özbilici, evinin önünde bir ticari taksiye bindirildi ve bir daha haber alınamadı. Baba İsmet Özbilici, yüz binlerce el ilanı bastırarak bütün Türkiye’yi şehir şehir, köy köy dolaştı. Bir yıl sonra Abdülhamit’in küçük kardeşi Özgür, abisini beklediği pencerenin yanındaki yatakta ölü bulundu. İsmet Özbilici, bu acı olay üzerine kendini kayıplara adadı. Oğlunu ararken kendisi gibi yakını kaybolmuş pek çok insanla karşılaştı. Bu aileleri birleştirerek Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği’ni (YAKAD) kurdu. Amaç sadece kaybolanları bulmak değil, kaybolmaları da önlemekti. Özbilici’nin ömrü oğlunu bulmaya yetmedi, çalışmalarını oğlu Zafer Özbilici devraldı.

SÜREKLİ KAYIP YAKINLARI İLE KARŞILAŞTIK
Bastırdıkları el ilanlarıyla kapı kapı gezerken, sürekli kayıp yakınları ile karşılaştıklarını ifade eden Zafer Özbilici, “Ülkemizde kayıplarla İlgili bir birimin olmayışı, abimin bulunmasının önündeki en büyük engeldi. 20 yıl önce karakoldan aldığımız ‘İlgileniriz' cevabı ise son derece yetersizdi. Bastırdığımız el ilanları ile gezdiğimiz yerlerde, sürekli kayıp yakınları ile karşılaştık. Fakat devletin ve yetkili kurumların bu konu ile ilgisiz olması bizi oldukça düşündürdü. İnsanlar kayıplarını kendi çabaları ile arıyordu. Kayıplarını bulanlar hayaline kavuşmuş, bulamayanlar ise derin bir çaresizliğin içinde kabuğuna çekilmiş yaşamaya çalışıyordu. Bazen başımıza gelen felaketler, bizi diğer insanlara faydalı kılabiliyor. Ağabeyimi bulamadık ama 1994 yılından bu yana dernek faaliyetleri sayesinde bulduğumuz çok insan oldu. Babamın vefatından sonra dernek başkanlığına ben geçtim. Yakınını kaybetmenin vermiş olduğu empati duygusu ile bu dayanışmanın içerisinde yer alıyoruz. Onların psikolojik durumları bizim de yaşadığımız şeyler. Acılar ortak olunca bir şekilde ortak hareket edilebiliyor. Kendi acımıza çözüm ararken o insanlara da faydalı olmaya çalışıyoruz. Bizler artık bir aile olduk” dedi.

KAYIPLARIN BİR SİMGESİ OLDU
Kayıpları bulmak adına dolaşan “Umut Otobüsü” turlarının son derece etkili bir proje olduğunun altını çizen Özbilici, “Kayıp acısı ölümden daha yıkıcı. Kişinin yakını ile ilgili alabileceği en kötü haber ölüm haberidir. Fakat bir süre sonra adaptasyon süreci başlar ve ölüm acısına zamanla alışılır. Kayıp olayında ise bu durum tamamen bir belirsizliğin içine düşmekle birlikte kendini gösterir. ‘Acaba aç mı? Üşüyor mu? Eziyet görüyor mu?’ gibi sorular hiç durmadan zihnimizi kemirmeye başlar. Bunu için de kayıp acısı ölümden beterdir diyoruz. 1996 yılında kiraladığımız bir otobüs ile turlara başladık. Projemiz, çok zor şartlar altında başladı. Otobüse resim giydirmek istedik fakat o dönem çok maliyetli bir işlem olduğundan bu düşüncemizi gerçekleştirmemiz mümkün olmadı. Fakat daha sonra, Almanya’dan gelen Muzaffer Çelik adlı vatandaşımızın maddi desteği ile otobüs satın alındı, üzerine kayıp resimleri giydirildi, tüm kullanım hakları ise derneğe verildi. Dünyada ilk kez gerçekleştirilen Umut Otobüsü projesi, ülkemizdeki kayıpların bir simgesi oldu. Gezici Umut Otobüsü tüm Türkiye’yi tam üç kere karış karış gezdi. Otobüs ve üzerindeki resimler dikkatleri çekerek farkındalığı artırdı. Böylece toplumsal bir bilinç oluşarak, zihinlerde kayıp algısı belirdi” şeklinde konuştu.

YENİDEN YOLLARA ÇIKMASINI İSTİYORUZ

Umut otobüsünün kayıplara ulaşma konusunda önemli bir alternatif niteliği taşıdığını aktaran Özbilici, “Her yerde çocuklar kaçırılıyor ve kullanılıyor. Eğer imkanlarımız olsaydı biz bunu uluslararası boyuta taşırdık. Çocuklarını arayan anaların gözyaşları mazot olsaydı bu otobüs değil Türkiye’yi gezegenleri dolaşırdı. Maddi olanaksızlıklar nedeniyle depoda bekleyen, kayıplarımızın fotoğraflarının bulunduğu Umut Otobüsü’müzün yeniden yollara çıkmasını, gerek kayıpları önleme, gerekse kayıp sonrasında arama çalışmalarının yeterli düzeyde olmasını istiyoruz. Maddi imkansızlıklar dolayısıyla projeyi yürütemiyoruz. Ekonomik anlamda destek lazım ama bu desteği çok fazla bulamıyoruz. O otobüs ile bine yakın insanın bulunmasına vesile olmuştuk. Binlerce insanın da kaybolmasını önledik. Türkiye’nin kayıp yüzünü ortaya çıkardık” ifadelerini kullandı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği'nin katkıları ile yürütülen “Beni Görürsen Anneme Haber Ver” kampanyasına 2010 yılında destek vermişti. Kampanya çerçevesinde oluşturulan umut otobüsleri, İzmir’in farklı ilçelerine sefer yaparak yolcu taşıdı. Kayıpların fotoğrafları ile donatılan üç otobüsün üzerinde insanların resimleri tanıması halinde ulaşabilecekleri telefon numarası da bulunuyordu.