Sayfa Yükleniyor...
Prof.Dr. Mustafa Oktay Tarhan, 9 Eylül Üniversitesinin yönetim kadrosunun ne kadar iyi niyetli ve özverili olursa olsun mevcut haliyle arzu edildiği gibi olmadığını söyleyerek, önemli açıklamalarda bulundu
NİLGÜN TAZE / ÖZEL HABER
Vakıf üniversitelerinin bazılarında bulunmakla birlikte, sağlık alanında temalı üniversitelere ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Onkoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Oktay Tarhan,bu ihtiyacın Sağlık Bilimleri Üniversitesi ile ulusal çapta giderilmeye çalışıldığını belirterek yerel örneklerin bulunmadığını söyledi. Bu açıdan, DEÜ sağlık yerleşkesinde olduğu gibi, alt yapısı hazır olan kurumların daha etkin bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirten Tarhan, bu değerlendirmenin İzmir ve Türkiyenin yararına olacağını söyledi. Dokuz Eylül Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Oktay Tarhan, yönetilebilirlik, dinamizm, hakimiyet, refleks verme, adaptasyon, plan, proje konusundaki eksiklik ve aksamaların DEÜ bünyesindeki bütün eğitim öğretim kurumlarına haksızlık olduğunu açıkladı.
SAĞLIĞA ÖNEM VERİLMELİ
Mevcut performansın çoğunun değil, tümünün sağlık alanına harcanması gerektiğini açıklayan Tarhan, şunları söyledi: Mevcut durumda yönetici kadronun enerjisi, üniversitenin bütün kurum ve yapılarına bölünmekte ve aslında bu kurum ve yapıların hepsine ayrı ayrı haksızlık -elde olmadan- yapılmaktadır. Günümüz dünyasında bilgi üreten toplumların söz sahibi olduğu ve bilginin artış hızına yetişebilmenin neredeyse imkansız olduğu görülmektedir. Bu durumda dinamizm ve hızlı hareket edebilme kabiliyeti, mutlak şart olan bir durumdur. Dünyanın ve Türkiyenin son 15 yılda yaşadığı değişimlerin yanında, üniversitelerimiz, maalesef çeşitli nedenlerden dolayı, özellikle sağlık alanında uyum, çağı yakalama, odaklanma sorunu yaşamaktadır.
DİŞ HEKİMLİĞİ VE ECZACILIK
Kanser, genom bilimleri, kök hücre teknolojisi, tıbbi bilişim, organ nakilleri, yeni ilaç ve tedavi yöntemleri geliştirme gibi hedeflerden oluşan, tema ve ana konularını seçmiş, ihtisaslaşmış bir üniversitenin, tüm enerjisini bu alanlara vermesi gerektiğini açıklayan Tarhan, Bu belirlenmiş alanlarda dinamik, planlı, programlı, projeli davranmamak daha en baştan geri kalmış olmayı kabullenmek demektir.Kurulması önerilen sağlık temalı ihtisaslaşmış üniversite yapısı içerisinde DEÜ sağlık yerleşkesinde halen mevcut bulunan üç adet fakülte, üç adet yüksekokul ve üç adet enstitüye ek olarak hali hazırda eksikliği hissedilen Diş Hekimliği ve Eczacılık Fakültelerinin bulunması önemli bir açığı kapatacaktır açıklamasını yaptı.
HİZMET PLANLAMASI
Sağlık temalı ihtisaslaşmış bir üniversitede Diş Hekimliği ve Eczacılık fakültelerinin bulunmamasının önemli bir eksiklik olduğunu vurgulayan Tarhan, Diş Hekimliği Fakültesi hem hizmet açısından, hem de patentli ürün geliştirme, üniversite-sanayi işbirliği açısından önem arz etmektedir. Ayrıca Sağlık-Sanat Yerleşkesinin bulunduğu Balçova Narlıdere bölgesindeki termal turizmle koordineli biçimde yürütülecek hizmet planlamasıyla, sağlık turizmi açısından da önemli potansiyel barındırmaktadır. Özellikle lisansüstü eğitime odaklanmış Uzman Eczacı yetiştirecek bir Eczacılık Fakültesi, bünyesinde İzmir Uluslararası Biyotıp ve Genom Enstitüsü gibi yetişmiş insan gücü ve finansal olarak devletimiz tarafından ciddi yatırım yapılmış bir merkezin bulunması üniversitemizin önemli bir açığını kapatacaktır. İzmir Uluslararası Biyotıp ve Genom Enstitüsünün belirlenmiş hedefleri arasında yeni ilaç geliştirilmesi önemli bir yer tutmaktadır ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi