Üretici dertli: “Rekolte gerçekçi olmayacak”

Pazartesi açıklanacak zeytin ve zeytinyağı rekoltesi öncesinde konuşan üreticiler, sağlıklı bir rekolte çalışmasının yapılmadığını öne sürerek, ortaya çıkacak rekoltenin de gerçekçi olmayacağını savundu


  • Oluşturulma Tarihi : 05.10.2019 08:40
  • Güncelleme Tarihi : 05.10.2019 08:40
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Üretici dertli: “Rekolte gerçekçi olmayacak” haberinin görseli

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Zeytin ve Zeytinyağı Rekoltesi Ulusal Resmi Tespit Heyeti’nin 2019- 2020 zeytin üretim sezonuna ilişkin rekolte tespit çalışmaları, pazartesi günü Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü’nde, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) koordinatörlüğünde, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Mehmet Hadi Tunç’un katılacağı toplantıyla kamuoyuyla paylaşılacak. Rekolte açıklaması öncesinde gazetemize değerlendirmelerde bulunan zeytin ve zeytinyağı üreticileri ise sektör olarak ciddi sıkıntılar yaşadıklarını dile getirdi. Açıklanacak olan rekolte çalışmalarının sağlıklı bir şekilde yapılmadığını iddia eden üreticiler, açıklanacak rekoltenin de sağlıklı rakamlar olmayacağını bildirdi. Özellikle artan maliyetlerden şikayetçi olan zeytin ve zeytinyağı üreticileri, zeytinyağına verilen önemin gün geçtikçe azaldığını ifade etti. İşçi bulmakta ciddi sıkıntı yaşadıklarını belirten üreticiler; zeytinyağının ambalajlanmadan dökme olarak yurt dışına ihracat edilmesinin son derece yanlış bir uygulama olduğunun altını çizdi. Üreticiler, “Yabancı ülkeler, Türkiye’den dökme olarak aldıkları zeytinyağını ambalajlayarak çok ciddi paralara satıyorlar. Bu da aslında bizim eskisi gibi zeytinyağımıza gereken önemi vermediğimizi gösteriyor” ifadelerini kullandı. 



REKOLTE BEKLENTİM 238 BİN TON
Pazartesi açıklanacak rekolte tahminini 238 bin ton olarak açıklayan, uzun yıllardır zeytinyağı üreticiliği yapan Cihan Devrim Avunduk, sektörde söz sahibi ülkelerden ders alamadıklarını vurguladı. Üretici Avunduk, “Öncelikle bu sene ki rekolte beklentim: 238 bin ton. Temel sorunumuz; sektör; rekoltede lider İspanya’dan, kalitede lider İtalya’dan ders almıyor, örnek almıyor.  Nedir almadığımız: kooperatifçilik.  İrili ufaklı demeden, birlik oluşturmalıyız.  Hükümetler değil,  sektör kendisi belirlemeli, müşterek, geleceğine gölge düşürmeyecek,  global rekabette yerimizi yukarı çıkaracak kararlar almalıyız. Ben butik zeytinyağcıyım. Zeytinyağında en büyük bir başka sorun da; kontrol eksikliği. Sızma zeytinyağı; toplam rekoltenin yüzde 10’u olması gerekirken, piyasada sızma olarak satılan zeytinyağı, neredeyse toplam rekolte kadar. Dediğim gibi; birlik olmadığımız sürece, sadece sorunlardan bahsedebiliriz. Oysa, Türkiye, artık ve bir an evvel global başarılardan da söz etmeli, ettirmeli. Global başarı; yurt dışında düzenlenen yarışmalarda madalya kazanmaktan öte, markalı ve ambalajlı zeytinyağı satabilmektir” ifadelerini kullandı. 



İLAÇ FİYATLARI 3 KAT ARTTI
Bu sene çok düşük bir rekolte beklediğini söyleyen bir başka üretici Özden Altural, sektörün ciddi anlamda sıkıntılar yaşadığını belirtti. Üreticinin artan maliyetlerden şikayetçi olduğunu dile getiren Altural, ilaç fiyatlarının 3 kat arttığını savundu. Altıral, “Zeytinde en başta bir var yılı bir de yok yılı var. Bu sene birçok bölgede mevsimsel değişikliklerden dolayı ciddi rekolte sıkıntısı var. Yani bu sene çok yüksek miktarlarda zeytin beklerken hiç ummadığımız şekilde çok düşük bir rekolte çıktı. Özellikle Saruhan, Akhisar ve İzmir’in bazı yörelerinde zeytin rekoltesi yok denecek kadar az. İklim değişikliklerinin çok etkisi oluyor. Bunun yanında maliyetlerimiz çok çok artmaya başladı. Eskiden mesela tarımsal motorin kullanabiliyorduk ki bizim en önemli giderlerimizden bir tanesi tarımsal motorin. Çünkü çok büyük miktarda yakıt harcanıyor. Giderler içinde bir de işçilik maliyetleri yine aynı şekilde ciddi oranda arttı. Bununla bağlantılı olarak zeytinyağı fiyatları enflasyonla doğru orantılı olarak artmıyor. Şartlar gittikçe zorlaşıyor. İlaçlamada kullanılan ilaç fiyatları geçen senenin 2,5-3 katına çıktı. İşçilik maliyetleri demin söylediğim gibi arttı. Kısacası üreticinin, köylünün işi ciddi bir şekilde zorlaşmaya başladı” diye konuştu. 



AMBALAJA DÖNMELİYİZ
Yurt içinde zeytinyağı tüketiminin oldukça az olduğunu belirten üretici Altural, yurt dışına satılan dökme zeytinyağının mutlak bir şekilde ambalajlanması gerektiğini bildirdi. Altural, “Bir kere yurt içinde zeytinyağı tüketimini arttırmamız lazım. Tüketim anlamında çok düşük bir seviyedeyiz. Yine aynı şekilde ambalajlı ürüne dönmemiz lazım. Yurt dışına ihracat edilen zeytinyağı genelde dökme olarak gönderiyoruz. Ve zeytinyağına gerekli değerini maalesef gösteremiyoruz. Özellikle İtalya, ABD ve İspanya bizden dökme olarak aldıkları zeytinyağını paketleyerek çok yüksek fiyatlara satıyorlar. Türkiye’nin en büyük problemlerinden bir tanesi bu. Bunun yanında yine ülkemizin zeytinyağı konusunda yaşadığı en büyük problemlerden bir tanesi de Suriye’den getirilen yağ piyasayı ciddi anlamda olumsuz etkiliyor. Yani işimiz her geçen sene biraz daha zorlaşıyor. Bu konuda Tarım ve Orman İl Müdürlüklerine büyük bir iş düşüyor. Bir üretim planlamasının yapılması lazım. Biraz daha çiftçinin yanında olması lazım. Şimdi benim gördüğüm sadece ve sadece işin kağıt kısmıyla ilgileniyorlar. Yoksa çiftçinin yanında çok kişi yok” şeklinde konuştu. 
REKOLTE ÇALIŞMASI SAĞLIKLI YAPILMIYOR
1930’lu yıllardan beri zeytinyağı üreten bir aileden gelen 4’üncü kuşak Cumhur Bişen, zeytinyağında sağlıklı bir rekolte çalışmasının yapılmadığını iddia etti. Üretici Bişen, “Şunu net bir şekilde söylemek istiyorum ki kesinlikle sağlıklı bir rekolte çalışması yapılmıyor. O yüzden sonucu da sağlıklı bir rekolte açıklaması olmayacaktır. Maliyetlerimiz çok yüksek. İlaç, gübre, işçilik en fazla kalem. Yüzde 60-65’lere varan bir işçilik maliyetimiz var. Zaten işçi bulmakta ciddi zorluklar yaşıyoruz. Bir işçinin topladığı zeytin işçinin aldığı ücreti karşılamıyor. O yüzden özellikle işçilik konusunda ciddi bir sıkıntımız var. Girdi maliyetlerimiz yüksek olduğu için bahçelerimizi ilaçlamamız gerektiği dönemlerde ilaçlama yapamıyoruz. Bir de her bölgede insanların birinci geliri zeytin ve zeytinyağı değil. Çünkü zeytin kar getiren bir ürün olmaktan çıktı. Mevsimsel şartlardan dolayı verim düşüklülüğü var. Bunun yanında hileli zeytinyağı satışı var. Bu da asıl zeytinyağı üreten üreticinin hakkını gasp edilmesine neden oluyor” dedi.