- Gündem
- 26.06.2025 21:08
AB 7. Çerçeve Programı kapsamında Avrupanın 10 ülkesindeki üniversitelerden uzmanlar, Türkiyenin depremsellik ve tektonik iklim yapısını araştırmaya başladı. Uzmanlar önlem alınması içinde çalışmalar yapacak
Son zamanlarda İran-Irak sınırında 400den fazla kişinin can kaybına neden olan depremin yaşanması ve Türkiyede sıklıkla meydana gelen artçı depremler, uzmanların gözünü Türkiyeye dikti. Türkiyenin de aralarında bulunduğu Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere, Slovakya gibi ülkelerden 10 üniversite ve 5 endüstri şirketi, Uluslararası Eğitim ve Araştırma Projesi kapsamında, depremsellik ve iklim değişikliği ile ilgili Türkiyede araştırma yapmaya başladı. Alert yani alarm olarak adlandırılan Anadolu Platosunun incelenmeye başladığını anlatan Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Günay Çifçi, Alert olarak adlandırılan, yani tehlike sinyalleri çalıyor olarak adlandırdığımız Anadolu Plakasının incelenmesi üzerine, ABnin 7. çerçeve kapsamında uyguladığı uluslararası eğitim ve araştırma projesidir. Projenin yeri Anadolu Plakası. Yani Sinop ve Samsundan başlayıp bütün Orta Anadoluyu geçerek, güneyde Akdenize uzanan bir alan. Projenin içerisinde Avrupa ülkelerinden 10 üniversite, Türkiyeden de Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Sismik Laboratuvarı ve İstanbul Teknik Üniversitesi yer alıyor. Genç araştırmacıların doktora projesi kapsamında eğitim ve araştırma yapılıyor dedi.
AKDENİZ VE EGE KAYBOLACAK
Anadolu Plakasının aktif faylarla çevrili canlı bir laboratuvar olduğuna işaret eden Prof.Dr. Günay Çifçi, araştırmanın en önemli sebebinin Orta Anadoludan Akdenize kadar olan alanda fay hatlarının aktif olmasının olduğunu dile getirdi. Projenin çok önemli olduğunu vurgulayan Çifçi, Projenin kaynağı Avrupa Birliği ama yeri Anadolu Platosu. Aslında bizim gözlerimizin önünde yeni bir Himalayalar (dünyanın en büyük en yüksek sıradağları) oluşuyor. Yani Anadolu Platosu yükseliyor. Birkaç milyon yıl sonra belki de Akdeniz ve Ege kaybolacak. Anadoluda bir Himalayalar oluşumu söz konusu ve projenin önemi de buradan kaynaklanıyor ifadelerini kullandı.
İSTANBULU BEKLEYEN DEPREMSELLİK
Projenin geçmişten günümüze kadar olan Anadolu Plakasının hem depremselliğini hem de tektonik iklim üzerine olan konuları kapsadığını belirten Prof.Dr. Günay Çifçi, projenin sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılacağını ifade etti. Proje sonunda ayrıca bir belgesel de ortaya çıkacağını dile getiren Prof.Dr. Çifçi, Bir belgesel ortaya çıkacak ve Anadolu Plakasının araştırılması konusunda Discover Chanel, BBC gibi birçok kanal bilgilendirilecek. Projenin en önemli ayaklarından bir tanesi ise sonuçlar bilimsel ortamda kalmayacak halka da inecek. Bu kapsamda Kuzey Anadolu Fay Hattı, İstanbulu bekleyen depremsellik konusunda bir belgesel de ortaya çıkacak dedi.
SIKINTILI BİR DÖNEME GİRMEKTEYİZ
Anadolu Plakasının iklimselliğini inceleyenlerden Comenius University in Bratislava doktora öğrencisi Müge Atalar, Baktığımız zaman iklimsel açıdan bir soğuma döneminde olduğumuzu söyleyebiliriz. Fakat bu herkesin de yorumladığı gibi Havalar çok ısındı acaba deprem mi olacak mantığında değil. Biz bu ısınmayla doğal afetlerin aktifleşip, elimizde var olan çevresel zararlarımız neler olabilecek niteliğinde bir yoruma gitmeyi planlıyoruz. Şu an Türkiye açısından iklimsel değerlendirmeye baktığımızda maalesef sıkıntılı bir döneme girmekteyiz. Daha çok Türkiyenin Kuzey Anadolu platformuna baktığımızda buradaki ağaçların sayısının azaldığı ve bu ağaçların yok oluşu ile birlikte erozyonel hasarın, doğal afetlerin daha çok zarar verdiği bir koşul oluştuğunu görüyoruz. Bu ise bizim tarımımızda maalesef bizi olumsuz etkiliyor. Çünkü erozyonel yüzeylerde bir tarım veya verim elde etmemiz çok sıkıntılı bir dönemi işaret ediyor dedi.
BİTKİ ÖRTÜMÜZ DEĞİŞİYOR
Anadolu Plakasında meydana gelen değişim ile bitki örtüsünün de değişmeye başladığını anlatan Müge Atalar, Daha çok soğuma dönemine devam ettiğimiz için bizim bitki örtümüz değişiyor ve daha ağaçlık alanlardan ziyade otsul bir alana geçiş dönemine geldik. Genellikle bizim Karadeniz Bölgemiz yağmurlarıyla ve uzun ağaçlarıyla bilinen bir lokasyon olarak tanımlanır. Fakat şu an orda da bu kayıplarımızdan kaynaklı, hem soğuma hem de kuraklık dönemi gibi bir geçişimiz söz konusu ve buradaki verimimiz de çok düşecek. Uzun vadede değerlendirdiğimizde kısa süreli bir buzul dönem hakim olacak. Bu bizim gerek yeraltı su kaynaklarımız, gerek erozyondan kaynaklı tarımsal alandaki çalışmalarımız maalesef kötü bir verime işaret edecek şekilde değişim gösteriyor diye konuştu.
AKTİF FAYLARA RASTLADIK
İncelemede Türkiyeden yer alan Burak Yasin Haşimoğlu da depremsellik boyutunda önemli tespitler yapıldığını ve bunun kamuoyu ile önümüzdeki süreçte paylaşılacağının altını çizdi. Şu ana kadar yaptıkları incelemelerden bir bölümünü paylaşan Haşimoğlu, Çalışma alanında ilk defa yüksek çözünürlüklü sismik veri toplandı. Ayrıca batımetri verisi toplandı. Topladığımız sismik veri bu bölgede birçok aktif fay olduğunu gösteriyor. Bu aktif faylar deprem oluşturabilecek faylar. Bu verilerde aktif fayların bulunduğunu gözlemledik ve bu fayların deprem oluşturabilecek faylar olduğunu söylüyoruz dedi. (İHA/İZMİR)
Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası İzmir'de kutlama
Kasaplıktan kamçı ustalığına