Uzmanlaşmanın geleceği tartışıldı

İzmir Barosu tarafından ‘Uzlaşmanın Güncel Sorunları ve Geleceği’ başlıklı bir konferans düzenlendi


  • Oluşturulma Tarihi : 19.02.2016 08:42
  • Güncelleme Tarihi : 19.02.2016 08:42
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Uzmanlaşmanın geleceği tartışıldı

EMİNE YALÇIN

İzmir Barosu tarafından düzenlenen ‘Uzlaştırmanın Güncel Sorunları ve Geleceği’ konulu konferansta, İzmir modelinin başarısı ve uzlaşmayla ilgili bilgi alışverişinde bulunuldu.

Konferansa başta İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan olmak üzere Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof.Dr. Mustafa Ruhan Erdem, Uzlaştırmacı Ferda Eser, Av. Pakize Pelin Özşahinli ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaşma Bürosu’ndan Cumhuriyet Savcısı Nazan Pekcan ve Cumhuriyet Savcısı Süleyman Sinan Erdem katıldı.

Oturum öncesi konuşan İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan, barodaki uzlaştırmacılara, uzlaştırma dosyalarından daha fazla verilmesini talep etti. 2005 yılında yasalarda yapılan değişiklikle uzlaştırma kavramanın hayata geçtiğini belirten Cumhuriyet Savcısı Nazan Pekcan ise uzlaştırmanın, suçtan zarar gören ve şüpheli ya da sanığın arasındaki sorunun adliye dışında giderilmesi olduğunu kaydetti.

2008 YILINDAN SONRA UZLAŞMA RAKAMLARI ARTTI

Cumhuriyet Savcısı Nazan Pekcan, güvenlik güçleri ya da adliyeye suçtan zarar gören kişinin başvuruyla başlayıp dosyanın kendilerine geldiği ana kadar yaşananları anlattı. Pekcan, “Bizler konuya müdahil olmuyoruz biz sadece kişileri mesajla adliyeye davet ediyoruz. Her hafta bir Cumhuriyet Savcısı uzlaştırmanın ne olduğunu anlatıyor. Daha sonra, formlar olumlu ya da olumsuz imzalanıyor ve süreç başlıyor. Dosyaların dağıtımı yapıldıktan sonra da uzlaştırmacı bilirkişilere veriliyor. Sadece yasa dışı bir yöntem kullanılması durumunda, taraflara karşılarında bizi bulacaklarını söylüyoruz. Zaten uzlaştırmacı bilirkişilerimiz iyi eğitimli olduğu için böyle bir durumla karşılaşmıyoruz. 2005 ile 2008 yılları arasında yalnızca 1 uzlaştırma yapılmış. Maalesef adli kolluk kurulamadı. Bize doğrudan bağlı adli kolluk yok. Yüzüne tokatı yiyip karakola giden kişiye, daha yüzündeki kızarık geçmeden uzlaştırma isteyip istemediği soruluyordu. Böyle bir durumda kişi elbette istemiyor. Baktık ki olmuyor. 2009 yılında dönemin başsavcısına, uzlaştırmayı biz anlatalım dedim. Zor olacağını söyledi. İlk dönemlerde çok zorlandık. Sonra bir salon istedik. Tek tek bilgilendirmenin zor olduğunu gördük. Daha sonra bir salon verildi ve sosyal tesislerdeki salonumuza kavuştuk. 2008 yılından sonra uzlaşma rakamlarının arttığını rakamın 3 binin üzerine çıktığını gördük” diye konuştu.

UZLAŞTIRMADA YÜZDE 90 BAŞARILIYIZ

İzmir modelinin ana temeline de değinen Pekcan, “İnsanların serinleme sürecine girmesinin ardından bilgilendirmeyi savcının yapması ve uzlaştırmayla neler olacağını iyi anlattığınız da insanlar ‘bu masalın sonu güzel bitiyor’ diyebildi ve yaşananlar masal olmasa da sonu güzel bitmeye başladı. Geçen yıl 3 bin 500’ün üzerinde dosyayı uzlaştırmacılara verdik. Yaklaşık 2 bin 500’ü aşkın dosya uzlaştırmayla sonuçlandı. Eğer biz bunu başarmasaydık arabuluculuk diye bir şey olmayacaktı. Şimdi arabuluculuk eğitimleri yapılıyor ve zorunlu arabuluculuk sistemi geliyor. Bizim buradaki başarımız bir örnek oldu ve Türkiye’nin her yerinde uzlaştırma bürosu kuruldu. Bizim modelimiz izleniyor ama başarı konusunda biz hala öndeyiz. Uzlaştırmada yüzde 90 başarılıyız. Yüzde 10’luk başarısızlığın nedeni uzlaştırmada tarafların adına uzlaştırmalara giren avukatlara para ödenmemesi, avukat meslektaşlarımız, uzlaştırmada para alıp alamayacağını düşünmeye başlayınca uzlaştırmada olumlu sonuç sayısı düşüyor” şeklinde konuştu.

KAPSAM GENİŞLETİLECEK

Pekcan, uzlaştırma kapsamında giren dosyaların sayısında artış olacağını böylelikle barodaki uzlaştırmacılara da daha fazla dosya verileceğinin altını çizerek, sözlerini şu şekilde bitirdi: “Uzlaştırmanın kapsamı genişletilecek, bünyesinde etkin pişmanlığa yer veren bütün suçların uzlaştırma kapsamına alınacağı söylendi. Tabi cinsel suçlar bu kapsama girmeyecek. Şu an 3 savcıyız ve bize 10 bin dosya geliyor. Ama yasal düzenleme olduktan sonra 60-70 bin dosya gelecek büromuza. Başsavcımız da söz verdi savcı sayımızı da yükseltecek.”

İYİ SEÇİM UZLAŞTIRMA OLMALI

Cumhuriyet Savcısı Süleyman Sinan Erdem de tarafları ikna etme işini kendilerinin üstlendiğine dikkat çekerek, “Hiçbir şey istemeden uzlaşmak da mümkün. Ayrıca yalnızca özür dilemekle de uzlaşma sağlanabiliyor. Bunlara ek olarak maddi manevi tazminat talebi olabilir. Mağdur, karşısındaki kişiden kamu kurum veya kuruluşlarına bağışta bulunmasını ya da orada çalışmasını isteyebilir. Taraflar hukuka, ahlaka ve insan haklarına aykırı olmamak koşuluyla her şekilde anlaşabilirler. Herkesin bulunduğu bir ortamda, bir gelin, kayınvalidesine ağır hakaretlerde bulunmuş varsayalım, yaşlı kadın gelininden aynı kalabalıkta ayağının altını öptürmeyi isteyemez. Bunlara dikkat ederek taraflar kendi aralarında istedikleri gibi anlaşabilirler. Bu kurum tarafların anormal tazminatlar isteyebileceği bir yer değil. En basit dava bile 1- 1,5 yıl sürüyor. Bir taraf karşı tarafın acı çekmesini ya da mahkemede vakit kaybetmesini istese bile bundan kendisi de vakit anlamında zarar görebiliyor. O yüzden iyi seçim uzlaştırma olmalı” dedi.

Haber Merkezi