Ve geri dönüş başladı

Türkiye ile Avrupa Birliği arasında imzalanan “Geri Kabul Anlaşması” gereği 20 Mart'tan sonra Türkiye'den Yunan adalarına geçen mültecilerden oluşan ilk grup, Türkiye'ye dün iade edildi


  • Oluşturulma Tarihi : 05.04.2016 08:16
  • Güncelleme Tarihi : 05.04.2016 08:16
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Ve geri dönüş başladı

E. ÇAĞLA GENİŞ

Dikili'ye dün Midilli'deki Moria ve Karatepe kamplarındaki 3 bin mülteciden bir bölümünün iadeleri katamaran tipi Nazlı Jale ve Lesvos adlı kapalı hızlı gemilerle yapıldı.

Mülteciler, Midilli Adası'ndan Dikili'ye, Sakız Adası'ndan ise Çeşme'ye getirildi. Yapılan anlaşmaya göre Jalem Tur ve Turyol firmalarının gemileri, üç kez sefer yaparak, 202 göçmen gruplar halinde Dikili Limanı’ndaki üç çadırın kurulduğu geri kabul istasyonuna getirdi. Her seferde gemilerin içindeki mülteci sayısı kadar polis de yolculukta hazır bulundu. Avrupa Birliği (AB) Üye Ülkelerinin Dış Sınırlarının Yönetimi için Operasyonel İşbirliği Ajansı (Frontex) gemisi de tura eşlik etti.

“MÜLTECİLER HOŞ GELDİNİZ”

Mültecilerin burada parmak izleri alınıp, sağlık taramaları ve fotoğraf çekim işlemlerinin yapılmasının ardından ise otobüslerle Kırklareli’ndeki daha önce Boşnakların ve Kosovalıların yerleştirildiği kampa götürülecekleri bildirildi. Mültecileri Dikili Limanı’nda karşılayanlar arasında mülteciler üzerine çalışmalar yapan Mülteci-Der, Halkların Köprüsü Derneği ve İzmir Müzisyenler Derneği de vardı. Grup ellerinde taşıdıkları “Mülteciler Hoş Geldiniz” dövizleriyle, mültecilerle dayanışma için destek verirken, bazı vatandaşlar da yaşananların modern çağda bir insanlık ticareti olduğunu ifade etti. Mültecilerin Dikili’ye getirilmesinden rahatsızlık duyan bir kısım vatandaş ise bölgeye gelen göçten duydukları endişeyi dile getirdi. Geri getirilen mültecileri takip etmek üzere dünyadan ve Türkiye’den çok sayıda basın mensubu olayı izledi.

“ÇALIŞMALAR BAŞARILI BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLÜYOR”

Göçmenlerin iadesi devam ederken İzmir Valisi Mustafa,  İzmir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya, İzmir İl Göç İdaresi Müdürü Atilla Toros ile birlikte basının karşısına geçerek açıklamalarda bulundu. İzmir Valisi Mustafa Toprak yaptığı açıklamada anlaşmanın başarıya ulaştığına dikkat çekerek, geri dönme çalışmalarının insani ve hukuk kuralları çerçevesinde yapıldığını vurguladı. Toprak, “AB ile Türkiye arasında imzalanan ve Türkiye üstlerinden Yunanistan’ı kullanarak Avrupa’ya giden, 20 Mart esas alınarak bu geçişleri yapanların anlaşma çerçevesinde geri gönderme merkezlerine iadesi ve ülkelerine geçişi ile ilgili altyapı çalışmaları konusunda anlaşma çerçevesinde ilk geri geçiş burada Dikili’den gerçekleştiriliyor. Dün itibariyle Yunanistan’dan 3 gemi olmak üzere toplamda 202 göçmeni taşıyan gemi Dikili Limanı’mıza ulaştı. Burada uluslararası hukuk kuralları ve insani yaklaşımlar dikkate alınarak gelen göçmenlerin Yunanistan’da daha önce parmak izlerinin alınması ve kimlik bilgileri ile birlikte Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’müze verilmesinden sonra gerek eşleştirme çalışmalarının yapılması ve her türlü sağlık muayenelerinin yapıldıktan sonra temin ettiğimiz otobüslerle 202 kişinin Kırklareli’ndeki geri gönderme merkezine gönderme noktasındaki çalışmalar başarılı bir biçimde yürütülüyor. Bir taraftan Sayın Başkanımızın, İçişleri Bakanlığı’mızın ve hükümetimizin bir taraftan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün ve yerelde de Emniyet Müdürlüğü’müzün ve Jandarma Komutanlığı’mızın, Sahil Güvenliği’mizin ve ilçe kaymakamımızın koordinesi çerçevesinde çalışmalar yürütülüyor” dedi. 

“GEÇİŞLERDE CİDDİ AZALMA OLDU”

Anlaşma sonrası Türkiye’yi yasadışı yollarla terk etmeye çalışan göçmen sayısında ciddi azalma olduğunu ve Ege Denizi kıyılarına hiçbir şekilde kamp merkezi yapılmayacağını kaydeden Toprak, “Anlaşma sonrası bugün gemiler yanaştı. Geri gönderme merkezlerinden geri kabul anlaşması olan ülkelerle o anlaşma çerçevesinde; olmayanların da seyahat belgeleri düzenlenmek kaydıyla kendi ülkelerine çıkışı gerçekleşecektir. Ülkemizin göç konusunda engelleyici, ciddi çalışmaları var. Bundan sonra da bu çalışmalar titizlikle yürütülecektir. 20 Mart’ta, AB ile Türkiye arasında yapılan anlaşmanın tarihi esas alınmak suretiyle alınan tedbirler önemli sonuç vermeye başlamıştır. Elimize gelen somut bilgiler çerçevesinde ülkemizi terk etmeye çalışan yasadışı göçmenlerin sayısında ciddi azalma olmuştur. Dolayısıyla anlaşmanın olumlu sonuç verdiğini ve göçmenlerin artık bu yasadışı geçiş yolu kesinlikle kullanmamalıyız sonucunu olumlu şekilde yansıdığını görüyoruz. Ege kıyılarında hiçbir şekilde kamp merkezi, çadır kent ya da konaklama merkezi kurulması bugüne kadar düşünülmemiştir. Böyle bir karar alınmamıştır. Bundan sonrası için bakanlığımızın vermiş olduğu talimatlarda da böyle bir durum söz konusu değildir. Buraya gelen 202 kişi Suriye dışındaki göçmenlerden oluşuyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve kurumlarımız olarak insani noktayı hiçbir zaman bırakmadık. Hastaların çocukların her türlü sağlık kontrolleri ve durumları dikkate alınarak ince bir çalışma yapılıyor. Bir taraftan hukuk kuralları ve insani durumlar da göz önüne alınıyor” diye konuştu.

“BUGÜNÜ ASLA UNUTMAYACAĞIZ”

Halkların Köprüsü Derneği Başkanı Prof.Dr. Cem Terzi, Avrupa’nın sorunu ele alış biçimi, göç eden insanların mülteci ya da göçmen olarak sınıflandırılmasına dayanmakta olduğunu vurgulayarak,  “AB, mültecilere yardım için kendisini sorumlu hissederken göçmenlere karşı böyle bir sorumluluk duymamaktadır. Aslında bu tanımlamalar ve dolayısıyla ayrım, güç sahibi kişi ve kurumlar tarafından göçmen ve mültecilerin iyiliği için değil politik amaçlarla yapılmaktadır. Bu nedenle Avrupa’nın bütün stratejisi bu ayrım üzerine kurulmaktadır ve 'insan hakları perspektifi’ adı altında aslında Avrupa'ya mülteci almamaya çalışılmaktadırlar. Suriyeliler başta olmak üzere çok farklı coğrafyalardan, ülkelerden ve etnik kökenden insanlar çaresizlik yüzünden hayatı Avrupa’da aramaktadırlar. AB’nin mülteci krizine yanıtı tam bir hayal kırıklığıdır. AB, üye devletlerin ulusal politikaları yönünde davranmıştır. Bu geri gönderme anlaşması ile AB resmi insan kaçakçılığı yapmaktadır. AB için sınırları kapatarak mültecileri ölüm yolculuğuna ittirmek yetmedi, insanların denizlerde ölmeleri yetmedi şimdi de umudu öldürmek istiyorlar! AB, bu anlaşma ile mültecileri yaşamları için mücadele etmekten vazgeçirmeye, onları felç etmeye çalışıyor! Burada insanlık, canlarından başka hiçbir şeyleri olmayan çıplak insanların yaşam umudu ile şişman, AB'nin bencilliğinin, siyasi hesaplarının çatışmasına sahne oluyor. Bugünü asla unutmayacağız. Bugünün tarihe bir utanç günü olarak geçmesini sağlayacağız! Geri gönderme anlaşması soruna çözüm getirmekten uzaktır” dedi.

Haber Merkezi