Yağış yok rekolte beklentisi düştü!

Nisan ayında istenilen yağışların gelmemesi buğday üretiminde SOS verdi. Ziraat Mühendisi ve hububat üreticisi Necati Polat, “Buğday rekoltesinde kayıp minimum yüzde 15-20” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 03.05.2021 08:02
  • Güncelleme Tarihi : 03.05.2021 08:02
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Yağış yok rekolte  beklentisi düştü!

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

Yüzyılın sorunu iklim krizi acımasız sonuçlarını göstermeye başladı. Özellikle buğday üretiminde yağışların dengesiz yağması üreticileri düşündürüyor. Ziraat Mühendisi Necati Polat, kuraklık sebebiyle Türkiye’de kuru tarım yapılan alanlarda bitki gelişimi ve dolayısıyla rekoltede risk gördüklerini belirtti. Polat, “Ekim ayından bu yana Türkiye’de bitki gelişimi kuraklığın etkisiyle zayıf kaldı. Ulusal Hububat Konseyi’nin açıkladığı verilere göre rekoltede kaybın minimum yüzde 15-20 bulabileceği kanaatindeyim” dedi.

KORKTUĞUMUZ BAŞIMIZA GELDİ!

Nisan ayında beklenen yağışın yaşanmaması buğdayı süt olum döneminde susuz bıraktığını belirten Polat, “Küresel ısınma, olumsuz iklim koşulları, yetersiz ve zamansız yağışlar tarımsal üretimimizi tehdit etmeye devam ediyor. Ülkelerarası arz ve talep dengesizliği, özellikle Çin’in buğday ve arpa tüketimine daha çok yönelmesi dünyada hububatı ön plana ve kıymetli hale getirmiştir. Ülkemizde buğday ve arpanın yüzde 50’den fazla kısmı İç Anadolu (yüzde 38), Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde (yüzde 14) üretilmektedir. Buğday üretimimizin yüzde 75’lik kısmı kuru tarım, yüzde 22’lik kısmı ise sulu tarım olarak yapılmaktadır. Dolayısıyla buğday ve arpa üretiminde kalite ve miktar yağış miktarına bağlı olmaktadır. İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ocak, şubat, mart yağışları buğday üretimi için normal seyretmekte iken, nisan yağışlarındaki yetersizlik ürünün süt olum döneminde önemli olan su ihtiyacını karşılamaktan uzak kaldı. Özellikle buğday ve arpa kıraç alanlarda ilkbahar yağışlarına süt olum döneminde ihtiyaç duyuyor. Bu sene bu olmayınca korktuğumuz başımıza geldi” diye konuştu.

SIKINTI ARTABİLİR!

Üreticinin istediği fiyatları bulamaması durumunda önümüzdeki yıllarda buğday üretiminde sıkıntıların artabileceğini belirten Polat, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 2006 yılından beri yaşamakta olan kuraklığa çiftçi çareler aramaktadır. Yapılan barajların devreye girmesiyle çiftçi bazı bölgelerde sulu tarıma geçerek rahatlamaya başlamıştır. Şu an Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 35-40’lık bir alanda sulanabilir tarım yapılmakta, yüzde 60-65’lik alandaki üretim yağış rejimine bağlı olarak devam etmektedir. Ulusal hububat Konseyi’nin son açıklamalarında 2021 yılında kuraklıktan dolayı buğday yüzde 15-20 arası kayıp yaşayacağını belirtmiştir. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıklamalarında ulusal düzeyde ülkemizde buğday üretiminin tüketimi karşılama oranı yüzde 89 düzeyde olduğu, bu da risk oluşturmaktadır. Bu dönem üretici istediği fiyatları bulamazsa önümüzdeki yıllar daha sıkıntılı olabilir” ifadelerine yer verdi.

EKİME KAZANDIRMALIYIZ!

Acil olarak yapılması gerekenin 2 milyon hektar arazinin ekime kazandırılmak olduğunu ifade eden Polat, yağışın az olduğu arazilere yerel ve atalık tohumların ekiminin yapılması gerektiğinin altını çizdi. Polat, “Toplam ekim alanlarındaki azalmanın önlenmesi önemlidir. Özellikle kırsaldan büyük kentlere göç ve bunun yanı sıra verimli geniş arazilerinin çok yıllık bitkilere dönüşmesi hububatta üretimi azaltmaktadır. Çok acil yapılması gereken ülkemizde ekilmeyen 2 milyon hektar arazinin ekime kazandırılması, ortalama 6 hektar olan arazi büyüklüğümüzü havza bazlı üretime geçerek artırmamız gerekmektedir. Kıraç ve yağışın düşük olduğu bölgelerde Sorgül, Siyaz, Karakılçık, Ozi vb. yerel ve atalık buğday çeşitlerinin ekimi yapılabilir” şeklinde konuştu.

Haber Merkezi