- Gündem
- 22.04.2025 09:10
İlaç sorunu git gide kriz haline gelirken İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, karaborsaya düşecek kadar bile ilaç olmadığının altını çizerken mevcut politikalarla eczanelerdeki ekonomik yangının herkesin duyabileceği bir hale geleceğini ve birçok ilacın piyasadan yok olacağını söyledi.
Uzun süredir belirli dönemlerde var olan ve son dönemlerde kronikleşen ‘ilaç’ sıkıntısı artarak devam ediyor.
İlaç fiyatları döviz kuruna göre belirlenirken yaşanan sorunları hafifletmek adına normalde Şubat ayında yapılan kur güncellemesi artan döviz kurları nedeniyle Aralık ayında yapılmıştı. Ancak alınan karar soruna pansuman olmazken Aralık ayından bugüne döviz kurlarındaki durdurulamayan artış ilaç sorununu daha da derinleştirdi. Hastalar ilaçlarını birden fazla eczane dolaşarak bulmaya çalışırken göz damlalarından antibiyotiklere, kanser ilaçlarından ağrı kesicilere kadar yaşanan ilaç bulamama sorunu her geçen gün artıyor.
İlaç tedarikinde önemli sorunlar yaşadıklarını belirlen İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, karaborsaya düşecek kadar bile ilaç olmadığının altını çizerken mevcut politikalarla birçok ilacın piyasadan yok olacağını söyledi.
İLAÇ OLSA KARABORSAYA DÜŞECEK AMA…
Uygulanan politikalarla gelinen noktanın kaçınılmaz olduğunu belirten Sayılkan, “İlaç fiyatlarında kura dayalı düzenleme son olarak Aralık ayında yapıldı ve ilaçlara yüzde 25 civarında bir zam yapıldı. Ama bugün ithal ilaçlar ağırlıklı olmak üzere zaman zaman da antibiyotiklerin temininde hala güçlük yaşanıyor. Bu, enflasyonun resmi açıklamalarda yüzde 65 ama yaşam pratiğinde yüzde 100’ün üzerinde seyrettiği bir ülkede ilaç gibi önemli bir ürünü baskılayıp zammını yüzde 25’te tutarsanız bu sonuç kaçınılmazdı. İnsanlar artık bir ilacı bulabilmek için eczana eczane dolanıyor. Arayıp telefonla ‘Bu ilacı nasıl bulabilirim’ diye soruyor insanlar. İlaçlar olsa karaborsaya düşecek ama olmayan ilacın karaborsası bile olmuyor” dedi.
BU BİZİ DERİNDEN ETKİLEYEN BİR SORUN
İlaç sıkıntısının en çok ithal ilaçlarda yaşandığını söyleyen Sayılkan, “İthal ilaçlarda büyük sıkıntı var. Özellikle kalp, organ nakli ve tüp bebek ilaçları gibi ilaçlarda... Yerli ilaçlarda da vakalara bağlı olarak oluyor. Belirli dönemlerde antibiyotiklerde, zaman zaman tansiyon ilaçlarında ve kalp ilaçlarında oluyor. Üretilen ilaçlar yetmiyor ve talebi karşılamıyor. İnsanlar ilaca ulaşmakta güçlük çekiyorlar. Bu, Türkiye’deki sağlık sistemindeki sıkıntıyı, vatandaş mağduriyetini anlatan ve bizi de derinden etkileyen bir sorun” diye konuştu.
DAHA NE KADAR BÖYLE DEVAM EDEBİLİRİZ BİLMİYORUM
Mevcut koşullarda eczanelerin hizmetinin sürdürülebilir olmayacağına dikkat çeken Sayılkan, “Her şeyin neredeyse yüzde 100 arttığı bir ülkede sizin ilaç fiyatını yüzde 25 artırarak eczanelerden hizmetlerini aksatmadan sürdürmelerini beklemek doğru değil. Eczaneler sürdürülebilir hizmet vermesi gerekiyor ancak bu şartlarda daha ne kadar böyle devam edebiliriz bilmiyorum. Bir süre sonra ciddi sıkıntılar başlayacak. Çünkü eczanelerdeki o ekonomik yangın herkesin duyabileceği bir hale gelecek. Her şeyin fiyatının arttığı ama sadece ilaç fiyatlarının baskılandığı bir dönemden geçiyoruz” ifadelerini kullandı.
BİR YIL BÖYLE GİTMESİNİ BEKLEMEK HAYALCİLİK OLUR
Eczacılar olarak çözüm önerilerini hatırlatan Sayılkan, “Biz yıllardır şunu öneriyoruz… Ya karlılık artışı ya da hasta-reçete başına meslek hakkı olsun diyoruz. Eğer böyle olursa iktidarın ilaç fiyatlarını baskılamaya yönelik politikaları bizi çok ilgilendirmez. Biz eczanemizin giderlerini rahatça karşılayabiliriz. Ama bu şartlarda… Bir yıl böyle gitmesini beklemek hayalcilik olur. Çoğu meslektaşım bu yükü taşıyamaz” dedi.
İLAÇLAR BİRER BİRER KAYBOLACAK
Döviz kuru makası açıldıkça birçok ilacın piyasadan yok olacağının altını çizen Sayılkan, ‘tevzi’ uygulamasının da sorun yarattığını belirterek şunları söyledi; “Döviz kurundaki her artış ülke ekonomisine ve yaşama dair birçok unsura zam olarak yansıyacaktır. Ama ilaç konusunda… Makas açıldıkça şu anda nadiren de olsa bulabildiğimiz ilaçları bulamaz hale geleceğiz. 34–35 liralara çıkan döviz kurunu ilaçta 15 liraya sabitlemek bizi kurtarmaz. Bu durumda sadece yerli ve eski ilaçları bulabiliriz. Onun dışındaki ilaçlar birer birer kaybolacak. İlaçlar yok. Birçok yerde ilaç temininde zaten sorun yaşıyoruz ve ilaçlar kısıtlı. Tevzi dediğimiz şey çıkarıldı. Depolar sınırlı sayıda ilaç verebiliyor. Yani adı bilinen ya da bilinmeyen antibiyotikleri, depresyon ve kalp ilaçlarını istediğini kadar alamıyorsunuz depodan. İthal göz damlalarına kota koyuyorlar mesela. Yani sınırlı sayıda tevzi ürünlerle işinizi götürmeye çalışıyorsunuz. Düşünün sizin beş tane göz damlasına ihtiyacınız var ama size iki tane veriyorlar. Siz de o süreci bir şekilde atlamaktan zorundasınız ve bu süreç de kolay değil. Vatandaş da bunu bilmiyor. Bunun ülkeyi yönetenlerden kaynaklı bir politika olduğunu bilmiyor. O sadece eczaneye geldiğinde tepkisini size gösteriyor.”