- Gündem
- 26.07.2025 01:01
Sayfa Yükleniyor...
Eskişehir’den Afyonkarahisar’a sıçrayan orman yangınına müdahale ederken ters rüzgarla alevlerin arasında kalan ve şehit olan 5 AKUT gönüllüsü için Ankara’da cenaze töreni düzenlendi. Şehitler, gözyaşlarıyla son yolculuklarına uğurlandı.
Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde başlayıp Afyonkarahisar’a sıçrayan orman yangınında, ters rüzgarın etkisiyle alevlerin arasında kalarak hayatını kaybeden AKUT gönüllüleri Bayram Eren Arslan (23), Muharrem Can (42), Alperen Özcan (22), İlker Onarıcı (35) ve Tekin Enes Sarıyıldız’ın (20) cenazeleri Ankara’da düzenlenen törenle son yolculuklarına uğurlandı. TUSAŞ başmühendisi, üniversite öğrencisi, mühendis, eğitmen ve genç gönüllülerden oluşan şehitlerin cenazesinde gözyaşları sel oldu. Cenazeye devletin üst düzey isimleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Genç yaşına rağmen 6 Şubat depremlerinde de görev alan Özcan'ın, yangın bölgesine gitmeden önce ailesinin tüm itirazlarına rağmen ısrarcı olduğu öğrenildi. Babasının trafikte oyalayarak engellemeye çalıştığı Özcan’ın, yola geç kalmasın diye servis tarafından beklenerek alındığı belirtildi.
Şehit Alperen Özcan'ın kuzeni Hasan Biber, "Alperen'e dün saat 12.00'den itibaren ulaşamadık ancak oradaki iletişim kaynakları nedeniyle olduğunu düşünüyorduk. Annesi, babası, teyzesi ve dedesi saat 21.00'de hastanelere bakmak için Eskişehir'e doğru yola çıktılar. Polatlı'yı geçmek üzereyken bir haber geldi. Haberde şehit olduğunu söylemişler. Şehit olduğu haberini aldıktan sonra tabii acı haber tez yayılıyor. Hemen herkese haber ulaştı. AKUT'a gönüllü olarak yazılmıştı. Kendisi alışveriş merkezlerinde dışarıdan böyle halatlarla sarkıp cam temizleme işi yapıyordu. Güçlü, cesur, kendinden emin bir gençti. Zaten oraya da yardım etmeye; hem hayvanlar için hem insanlar için gitmişti. Eğitim hayatına tekrar dönmeyi düşünüyordu ama nasip olmadı" dedi.
Biber, Özcan'ın ısrarla bölgeye gitmek istediğini belirterek, "Eniştemizin anlattığına göre, eniştem göndermek istememiş. Göndermek istemediği halde gitmek için çok ısrar etmiş. Hatta servise yetişmesin diye trafikte biraz oyalanmışlar ama işte ecel çekeceği için şehadeti yaşayacağı için yetişti. Oyalanmalarına rağmen servistekiler beklemişler. Şehadetinden önce saat 06.00'da annesiyle yazışması var; 'söndürme çalışmaları olumlu, soğutmaya başladık; eğer rüzgar tersten esmezse, yeniden alevlendirmezse bugün bitirebiliriz' gibi bir yazışma olmuş. Bir de öğlen saat 12.00 civarında annesiyle tekrardan görüşebilmiş. Ondan sonra da görüşme ihtimali olmamış zaten. En son Kahramanmaraş depremine de gitmişti. Diğer yangınlara da gidiyordu gönüllü olarak ama bu seferki gidişi biraz daha manidar oldu" diye konuştu.