Sayfa Yükleniyor...
Tarihi Yanık Kilise olarak bilinen Aya Pareskevi Kilisesinde oluşturulan çocuk kütüphanesi için yaptığı çalışmalarla dikkat çeken Yazar Abdülkadir Hazman, harabeden bir kütüphane var ettikleri için çok mutlu olduklarını söyledi
YUSUF ÇAĞIRTEKİN
İzmirde Tarihi Yanık Kilise olarak bilinen Aya Pareskevi Kilisesinde oluşturulan çocuk kütüphanesi için çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Karataşın Barbaros Mahallesi sınırları içerisinde, Adile Naşit Parkında çocukları tarihi bir binada kitaplarla buluşturmak amacıyla oluşturulan projeye, ön ayak olan Yazar Abdülkadir Hazman; projenin detaylarını, çıkış noktasını ve mahalle olarak bu kütüphanenin ne için gerekli olduğu konusu üzerine keyifli bir röportaj derledik.
1850Lİ YILLARDA İNŞA EDİLDİ
Öncelikle bize Yanık Kilisenden ve tarihinden biraz bahseder misiniz?
Yanık Kilisesi diye bugün halk arasında bilinen bu yapı, aslında Yanık Kilisenin bir kısmı. Şu an ki restore edilen bina, Yanık Kilisenin papazının yaşadığı evdir. Yanık Kilisenin asıl adı ise Aya Pareskevi. İskenderunlu bir rahibeden adını alan, Rum-Ortodoks kilisesidir. Bu kilise 1850li yıllardan sonra inşa edildiğini biliyoruz. Ama kesin tarihini bilmiyoruz. Çünkü burası 1850li yıllardan sonra sivil yerleşime açılıyor.
Peki, bu kiliseyi ne zamandan beridir biliyorsunuz? Bu bölgede bu tür yapılar yaygın mı?
Biz küçüklükten beridir bu kiliseyi biliriz. Burası bilinmez bir yer değil. Karataşta tarihi ve turistik bir müessese veya bina dediğiniz zaman hemen herkesin aklına Asansör gelir. Başka bir yer gelmezdi ama öyle değil. Karataş 160-170 yıllık bir yerleşim alanıdır ve burada Yahudilerin, Rumların ve Müslümanların birlikte ortaklaşa yaşadığı bu bölge; sevginin, hoşgörünün, kardeşliğin başkenti olarak görünüyor. Bu kadar mükemmel bir yer. Tabi ki burada tarihi ve kültürel eserler, gün geçtikçe inşaat sektörüne feda edilmiş, yok olmuş. Bu bağlamda baktığınız zamanda herkes Asansöre geliyor, onu biliyor. Ama Karataşın arka sokaklarında neler var neler yok pek bilinmez. Hatta Mithatpaşa Sanat Okulu bile öyle çok turistin gittiği, gezdiği bir konumda değildi. Aslında çok önemlidir. Mithatpaşa Sanat Okulunun binası bile başlı başına bir estetik harikasıdır. Fakat ne yazık ki öne çıkarılmamıştır. Karataş zaten sanki birileri tarafından eliyle itilmiş bir şekilde duruyor. Önem verilmemiş.
ÇOCUKLUK ANILARIMIZ YOK OLUYOR
Kilisenin gördüğü tahribatlara da değinelim isterseniz. Şu an restore edilen yapının papazın yaşadığı yer olduğunu biliyoruz. Kilisenin devamı neredeydi? Biraz genel özelliklerinden bahseder misiniz?
Parkın üst tarafında bulunuyordu. Çocuklar için yapılan oyun alanının içindeydi. Tabi bu kilise yanıktı. 4 tane duvarı vardı ve çatısı göçmüş, yanmış bir kiliseydi. Tabi buranın yanma hikâyesi de pek bilinmez. Kimin yaktığı ve neden yaktığı bilinmiyor. Bilenlerde konuşmamışlar, anlatmamışlar ve o vaziyette kalmış. Ama bizim çocukluğumuzda biz bu kilisenin içerisinde oyun oynuyorduk. O yanık halinde oyun oynardık içinde. Sonra Konak Belediyesi eski Başkanı Ahmet Sarışın döneminde burayı Adile Naşit Parkı haline getirirken Yanık Kilisenin var olan taraflarını da yok ettiler. Biz bunun üzerine, çocukluk anılarımız yok edilmesin diye hiçbir şeyi kurtaramadık bari bu binayı kurtaralım diye düşündük. Ondan sonra Konak Belediyesinden bazı arkadaşlar duyarlı davrandı ve Yanık Kilisesinin tescilini birlikte yaptırdık. Bu binanın tarihi tescili yapıldıktan sonra Konak Belediyesi Başkanı Sayın Sema Pekdaş bize yardımcı oldu. Bu binanın restore edilerek, çocuk kütüphanesi olarak semtimize kazandırılmasını sağladı. Bu da mahallemiz için, semtimiz için çok güzel bir şey. Çocuklarımız kütüphane ile buluşacak, Halk Kütüphanesine kadar yürüyerek gidip gelmek zorunda kalmayacak zaten biliyorsunuz yokuş yukarı olduğu için burası, çocuklarımız yukarı çıkarken baya zorlanıyor. Bu açıdan da bu projenin çok büyük katkıları olacağına inanıyoruz.
Bu projeyi hayata geçirmek için çok uğraştığınızı biliyoruz. Bize yaşadığınız güçlüklerden bahseder misiniz?
Tabi ki çok zorluk yaşadık. Bizi hiç kimse desteklemedi, kimse güvenmedi. Sadece şunu söyleyebilirim bize basın çok destek oldu. Ali Arda Perk, Mustafa Oğuz gibi gazeteciler bize destek oldu. Onun dışında bize hiç kimse destek olmadı. Bir dönem Konak belediye başkanı Hakan Tartan döneminde parkı düzenlerlerken, oradaki Yanık Kilisenin kalıntısını, duvarlarını ve kapısını tuğla ve kaldırım taşlarıyla ördürdü. Biz o kadar gelip burada müdahale etmemize rağmen, itiraz etmemize rağmen, dinletemedik. Burası tarihi bir yapıdır, yapamazsınız dedik fakat dinletemedik. Daha doğrusu gücümüz yetmedi. Onlar bildikleri gibi yaptı. Gerekçe olarak buraya berduşlar geliyor falan diyerek basit çözüm yolları; kapatmak, yıkmak gibi şeyler yaptılar. Bu yapıları topluma kazandırmak zorundayız. Toplumun hafızasını yerinde tutmak zorundayız. Bir toplum geçmişinden habersiz, geçmişini bilmiyorsa, araştırıp sorgulamıyorsa geleceğini inşa edemez. Bizim de burada geçmişimizi oluşturan değerler bunlar. Bizim bu eserlere sahip çıkmamız lazım. Bu kilisede bizim bir değerimiz. Bu değere sahip çıkıp, topluma tekrar kazandırmak istedik.
YETER Kİ TAMAMLANSIN!
Proje ne zaman tamamlanacak? Ne zamana kadar bitmiş olur? Kesin bir tarih verebilir misiniz?
Benim öğrendiğim kadarıyla müteahhit firmaya belediye 45 günlük bir süre vermiş. 45 gün içerisinde restorasyon çalışmalarının tamamlanacağı yönünde bir duyum aldık. Umut ediyorum ki o kadar kısa bir sürede tamamlanır. Ama çok da önemli değil. 45-50 yıldır bekliyoruz. 45 gün daha bekleriz yani önemli değil. Yeter ki tamamlansın mahalle olarak bizim en büyük temennimiz budur. 15-20 gün geç bitmesi falan bizi mutsuz etmez.
Birazda kilisenin yapısına değinelim isterim. Özellikle ana giriş kapısı çok dikkat çekiyor. Binanın genel yapısı hakkında da biraz bilgi verebilir misiniz?
Kiliseye giriş yapılan bu ana giriş kapısı kemerli bir kapıdır. İzmirde eşi benzeri olmayan bir kapıdır. Burada görüldüğü üzere de kilit taşı da yok. Yapı tarzı farklı görülüyor. Sanat tarihçileri ve mimarlar için de oldukça ders niteliğinde. Öğrencilerini eğitme konusunda da buraya gelip göstermelerinde fayda olduğunu düşünüyorum.
Çocuklara Kuzucuklarım diye hitap eden Türk sinemasının en değerli sanatçılarından Adile Naşit Parkında bu tür bir projeyi yapmak nasıl bir duygu?
Adile Naşitin çocuklara düşkün olduğu, onlara kuzucuklarım diye hitap ettiğini biliyoruz. Bu çocuk kütüphanesi onun adına da yakışır. Adile Naşit Çocuk Kütüphanesi dersek çokra hoş olur. Onun kuzucuklarına bir hediye vermiş oluruz, bizde burada yaşayanlar olarak. Özellikle bunu çok isteriz. Çok anlamlı olacağını düşünüyoruz.
YANIK KİLİSENİN TARİHİ
Karataşta Barbaros Mahallesi sınırları içerisinde Adile Naşit Parkı yanında bulunan İzmirin en eski tarihi yapılarından Agia Paraskevi Kilisesi göz göre göre yok oluyor. Halk arasında Yanık Kilise olarak da bilinen tescilli yapı yaklaşık yüz yıldır restorasyon bekliyor. 1850li yıllarda inşa edilen tarihi kilise Rum Ortodoks cemaati tarafından uzunca yıllar kullanılan ancak rivayetlere göre büyük İzmir yangını sırasında hasar gören ve kullanılamaz hale gelen Karataştaki Yanık Kilise diye anılıyor. Yığma taş, tuğla ve mermer kullanılarak inşa edilen tarihi tescilli yapı o günlerden bu yana bir türlü restore edilemezken, kiliseden geriye ise sadece orijinal kapı kemeri ile Papazın evinin kalıntıları ile birkaç mermer basamak kalmıştır.
Haber Merkezi