Yargıtay’dan yeni emsal: Gülerek söylenen sözler de hakaret sayıldı!

Yargıtay, artık “şaka yollu” ya da “öfkeyle söylenmiş” sözleri bile hakaret kapsamında değerlendiriyor. Yeni kararlar, ifade özgürlüğü sınırlarını yeniden çiziyor.

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Yargıtay’dan yeni emsal: Gülerek söylenen sözler de hakaret sayıldı! haberinin görseli

Türkiye'nin en yüksek yargı mercilerinden biri olan Yargıtay'ın son dönemde aldığı kararlar, günlük dildeki sözcük seçiminin hukuki sonuçları açısından "ifade özgürlüğü ve hakaret" arasındaki ince çizgiyi yeniden çiziyor. Artık bir sözün kızgınlıkla, gülerek ya da 'şaka yollu' söylenmiş olması, o sözün doğurduğu "onur, şeref ve saygınlığa" yönelik zararı ortadan kaldırmıyor. Yüksek Mahkeme, toplumda yerleşmiş ve yaygın kullanılan onlarca ifadeyi net bir şekilde hakaret suçu kapsamında değerlendirerek, vatandaşları ağızlarından çıkan her kelimeye karşı çok daha dikkatli olmaya davet ediyor.

NİYET DEĞİL, ETKİ BELİRLEYİCİ: YARGITAY'IN YENİ KRİTERİ

Gündelik hayatta sıklıkla karşılaşılan, ancak hukuki yaptırımı pek düşünülmeyen birçok söz, Yargıtay'ın yerleşik kararları ışığında ağır sonuçlar doğurabilir hale geldi. Kararlarda öne çıkan en çarpıcı detay, mahkemelerin artık sözün niyetinden çok, muhatap üzerindeki rencide edici etkisine odaklanması.

Muhabirimizin hukuki kaynaklardan derlediği bilgilere göre, bir kişi, "öfke anında ağzımdan kaçtı," "ben onu severim, şakasına söyledim" veya "sadece gülerek takıldım" gibi savunmaların arkasına sığınarak hukuki sorumluluktan kaçamayacak. Yüksek Mahkeme'ye göre, bir ifadenin kişinin saygınlığına zarar verip vermediği, suçun oluşmasında birincil kriter olarak kabul ediliyor.

HAPİS CEZASINA KADAR YOLU VAR: HAKARET SAYILAN O KRİTİK İFADELER

Yargıtay kararları, halk arasında yaygın olarak bilinen küfürlerin yanı sıra, bazı niteleyici ve suçlayıcı kelimeleri de açıkça hakaret olarak kabul ediyor. İşte mahkeme kayıtlarına geçen ve hukuki karşılığı oldukça ciddi olan o kelimelerden bazıları:

Hayvan İsimleri ve Benzetmeler: "Aç köpek", "it", "çakal", "kuduz"

Ahlaki ve Sosyal Nitelemeler: "Ahlaksız", "ayyaş", "dinsiz", "yobaz", "münafık", "meczup", "şarlatan"

Cinsel ve Aşağılayıcı İfadeler: "Kaşar", "sürtük", "paviyon kadını", "lanet karı", "gavat"

Siyasi ve Suçlayıcı İthamlar: "Diktatör", "terörist", "vatan haini", "hain", "hırsız", "pis Alman", "saray soytarısı"

Diğer Aşağılayıcı Sözler: "Enayi"

Uzman hukukçular, bu ve benzeri kelimelerin bir kişiye yöneltilmesinin, somut bir fiil veya olgu isnadı olmasa bile başlı başına hakaret suçunu oluşturmak için yeterli sayıldığını belirtiyor. Bu tür ifadelerin kullanılması, özellikle kamuya açık alanlarda ve sosyal medyada, kişiyi hapis cezasına kadar varabilen yaptırımlarla karşı karşıya bırakabilir.

SOSYAL MEDYA KULLANICILARINA ALARM: DİJİTAL ORTAMDA ARTAN RİSK

Hakaret suçları, günümüzde artık sadece yüz yüze iletişimle sınırlı değil. Dijitalleşen hayatımızda, sosyal medya platformları Yargıtay kararlarıyla birlikte yeni bir denetim alanı haline geldi. Yargıtay, bir kişiyi dijital platformlar üzerinden aşağılayan, küçük düşüren veya onurunu zedeleyen her türlü paylaşım, yorum, retweet veya mesajın hakaret suçu kapsamında değerlendirilebileceğini netleştirdi.

Avukatların Notu: "Genel bir eleştiri yaptım," "isim vermedim ki" veya "özel mesajdı" gibi savunmaların geçerliliği kalmadı. Paylaşımın içeriği, muhatabın onur ve şerefine zarar verme potansiyeli taşıyorsa, suç oluşmuş sayılıyor ve ceza, aleniyet nedeniyle (herkesin görebileceği ortamda yapıldığı için) ağırlaştırılmış olarak uygulanabiliyor.

YENİ DÖNEM: SÖZCÜKLER MASUM GÖRÜNSE DE SONUÇLARI AĞIR

Yargıtay'ın bu detaylı ve kararlı tutumu, ifade özgürlüğü ile kişilik haklarına saygı arasındaki hassas dengeyi yeniden tesis ediyor. Hukuk çevreleri, vatandaşların sözlü iletişimde ve özellikle dijital platformlardaki yazışmalarında "filtreli" bir dil kullanmaları gerektiğinin altını çiziyor.

Kısacası, Yüksek Mahkeme'nin verdiği mesaj açık: Toplumsal yaşamda ne kadar kanıksanmış olursa olsun, rencide edici ve aşağılayıcı bir ifade, isterse kahkahalar arasında söylensin, hukukun gözünde "hakaret" olmaya devam edecektir. Bu kararlar, herkes için "söz uçar, yazı kalır" ilkesinin hukuki sonuçlarını bir kez daha hatırlatan güçlü bir uyarı niteliği taşıyor.

Kaynak : HABER MERKEZİ

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.