Sayfa Yükleniyor...
Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, geçtiğimiz günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen torba yasayı değerlendirerek “Bu torba yasa krizin itirafıdır” dedi
BURCU YANAR/ÖZEL HABER
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, geçtiğimiz günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilen torba yasa hakkında değerlendirmelerde bulundu. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yer alan Sındır, “Devletin gelir ve giderlerinde değişiklik ön gören bu tip torba yasaların kalkınma planına uygunluk denetimine tabi tutulması gerekiyor. Fakat ortada bir kalkınma planı olmadığı için denetim de yok. Meclis hedefi olmayan, planı olmayan, çalakalem giden bir dönemi geçirmiş oldu” diye konuştu.
KAOTİK BİR ORTAM VAR
2019 yılı içerisinde şimdiye kadar TBMM’ye yaklaşık olarak 40’a yakın kanun teklifi geldiğini ifade eden Kamil Okyay Sındır, “Bildiğiniz gibi yeni anayasal düzene göre artık kanun tasarısı diye bir şey yok. Bakanlar kurulu diye bir kurul da yok. Dolayısıyla kanun tasarısı adı altında geçmişte bakanlar kurulunun vermiş olduğu kanun değişiklikleri veya yeni düzenlemeler ile ilgili tasarı mahiyetinde başvurular söz konusu değil. Sadece kanun teklifleri veriliyor. Onları da milletvekilleri veriyor. Bu tekliflerin büyük bir kısmı plan bütçe komisyonuna da geldi. Fakat gelen tekliflere baktığımızda gördük ki -örneğin turizm ile ilgili olanda- plan ve bütçe komisyonunun dışındaki komisyonlardan da geçti. Yani aslında Meclis’te bir düzen sorunu ve kaotik bir ortam var. Kanun teklifleri geçsin de nasıl geçerse geçsin diye bakılıyor” şeklinde konuştu.
Sındır, “193 sayılı gelir vergisi kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkındaki kanun teklifi 20 ayrı kanunda değişiklik öngören bir torba yasadır. Bir grup milletvekilinin bir araya gelerek böyle bir kanun teklifi hazırlaması zaten mümkün değil. Bu kanun teklifi aslına bakacak olursanız yürütmeden gelen bir teklif. Yürütme bir grup milletvekilini yüklenici gibi kullanıyor ve gelin bakalım alın şu teklifi Meclis’ten geçirin diyor. Milletvekilleri de bu yüklenici görevini üstleniyor. Bu düzenlemenin kendisi sakıncalı ve sakat bir düzenleme. Biz komisyonda bu tür torba kanunları tartışırken Yürütme yok, karşımızda bir milletvekili var ve bu milletvekilleri çoğu zaman da geçirilecek olan bu maddelerin çoğuna vakıf değil. Bu ayrı bir sorun. TBMM, böyle bir sorunlar yumağı ile boğuşuyor. Meclis’te artık, çoğulculuk ve ortak akıl anlayışı yok. Gelen teklifler noktasına virgülüne dokunulmadan geçirilmeye çalışılıyor” diye belirtti.
TEKLİFİN GELİŞ ZAMANI ÖNEMLİ
Bu kanun teklifinin geliş zamanının çok önemli olduğunun da altını çizen Sındır, “Bu kanun teklifi tam da kalkınma planı görüşmelerinin arasında denk geldi. 11. Kalkınma Planı zaten çok geç gelmiş bir plan. Kalkınma planları 5 yıllık bir dönemi kapsayan anayasal bir zorunluluktur. Dolayısıyla bir kalkınma planının olması gerekiyor ki hükümetler bütün düzenlemelerini buna göre gerçekleştirebilsin. Bu tür düzenlemeler kalkınma planına uygunluk denetimine tabi tutulmak zorunda. Anayasa’nın 166. maddesi Planlama, Ekonomik ve Sosyal Konsey adı altında ‘kalkınma planlarının hazırlanmasına TBMM tarafından onaylanmasına, uygulanmasına, değiştirilmesine ve bütünlüğünü bozacak değişikliklerin önlenmesine ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir’ der ve plandan bahseder. Ayrıca 3067 sayılı bir kanun var. Bu kanun kalkınma planlarının yürürlüğe konması ve bütünlüğünün korunması hakkında. Bu kanunun 3. maddesi der ki; ‘kamuda devletin bütçesinde değişiklik ön gören kamu harcamaları veya gelirlerinde artış ya da azalış ön gören veya kalkınma planında ortaya konmuş hedeflere yönelik stratejik konularda bütün yasma faaliyetleri plana uygunluk denetimine tabi tutulur’. 11. Kalkınma Planı’nın 2018 yılında yapılıp bitmiş olması gerekiyordu. Ki, 2019 yılı bütçesi bu plana göre hazırlanabilsin. 2019 yılının bütçesi geldi geçti. Ortada hala bir plan yok. 5 yıllık kalkınma planının olmadığı bir süreçte bütçe geçti. Bu tamamen anayasaya aykırı bir durum. Bütçeden sonra geçtiğimiz güne kadar gelmiş olan bütün kanun teklifleri plana yönelik denetime tabi tutulamamış oldu ve biz hedefi olmayan, planı olmayan, çalakalem giden bir dönemi geçirmiş olduk” dedi.
ACİZLİK İÇİNDEYİZ
“Türkiye’de neden ekonomik anlamda bu kadar çok sorun yaşıyorsak işte bu sebepten. Planlara uygunluk gözetilmeden ve denetim yapılmadan ‘planları pilav anlayışıyla gören bir zihniyetle yönetildiğimiz için ülke ekonomisi de bu günkü hale geldi” diye ifade eden Sındır, “Bu torba yasaya baktığımızda hükümetin aslında ne kadar büyük bir ekonomik sıkıntı içerisinde olduğunu, nereden kaç kuruş gelir elde ederimin derdine düştüğünü aynı zamanda bir grup yandaş kapitalin varlığını sürdürebilmesi için getirilmiş düzenlemeler olduğunu görüyoruz. Bunların içerisinde mesela ihtiyaç akçesi merkez bankasının yönetimindedir. Merkez bankası aslında bağımsız bir kurumdur. İhtiyaç akçesinin hazineye devri para basmaktan farksızdır. İhtiyat akçesi adı üzerinde bir ihtiyat durumunda yani acil durumda devreye sokulması gereken bir finans kaynağı olarak düşünülmesi gerekirken şuanda hazineye devri gerçekleştirildi” açıklamalarında bulundu. Türkiye büyük bir kriz içerisinde olduğunu vurgulayan Sındır, “Bu krizin adından bahsetmekten kaçınılıyor ama işte bu noktaya kadar gelmiş durumdayız. Bu torba yasa aslında hem ekonomik anlamda ne kadar acizlik içerisinde olduğumuzu gösteriyor hem de bir sürü imtiyazlar ve yeni hakları beraberinde getiriyor. Yurt dışı çıkış harçlarının 15 liradan 50 liraya çıkarılması da buna örnektir. Önceden bu 15 lira toplu konut idaresine aktarılıyordu fakat şimdi aradaki fark genel bütçeye aktarılarak başka alanlarda kullanılabilir deniyor. Böyle bir uygulama dünyanın hiçbir yerinde yok. Bu ülke çok ciddi bir borç yükü altına sokuldu özellikle yap, işlet, devret şehir hastanelerinin yapımıyla ödenmesi gereken ciddi bir mali yük var. Ekonomi artık finansman bulamaz durumda. Bu torba yasa krizin bir itirafıdır aslında” sözlerine yer verdi.
TORBA YASADA DİKKAT ÇEKEN BAŞLIKLAR
Kanun, Varlık Barışı süresini yılsonuna kadar uzatıyor. Finansal güçlük içerisindeki şirketlerin borçları bankalar tarafından yeniden yapılandırılacak. Yurt dışına çıkış yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından çıkış başına alınan harç miktarı 15 TL’den 50 TL’ye çıkarıldı. Klonlanmış IMEI’ye sahip telefonlar 4 ay içinde kapatılacak. Kanunla, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın temel görev ve yetkilerinde de değişiklik yapılıyor. Merkez Bankası’nın yıllık safi karının yüzde 20’sinin ihtiyat akçesine ayrılacağına yönelik hüküm kaldırıldı.
Haber Merkezi