Sayfa Yükleniyor...
İZBANda flüt çalarak ailesinin yükünü hafifletmeye çalışan Suriyeli Mohammad, İzmir Marşını çalamadığı için hakarete maruz kaldı. Yaşananlar, mültecilerin karşılaştığı zorlukları bir kez daha gün yüzüne çıkardı
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Mohammad henüz 15 yaşında bir çocuk. Fakat çocuk yaşına rağmen hem ölümlerle sonuçlanan bir savaş gördü hem de ailesiyle birlikte daha önce hiç gelmediği, bilmediği ve tanımadığı topraklara yerleşti. Afrinden gelen Mohammad maddi imkansızlıklardan dolayı okula gidemiyor, ailesinin yükünü az da olsa hafifletmek adına İZBANda flüt çalarak günlük ihtiyaçlarını karşılıyor. Müziğin dili evrenseldir ama acının dilini de ne yazık ki çoğu insan anlayamıyor. Öyle ki İZBANda yolculuk yapan vatandaşlardan biri İzmir Marşını Mohammada okutamayınca adeta çıldırdı. Bilseydi çalardı elbet. Çünkü o kendisine yapılanı yapıp müziği de ötekileştirmezdi. Vatandaş tarafından ağır hakaretlere uğrayan Mohammad, yüksek bağırışlar karşısında sadece bir köşeye çekilip sessizce durdu. Fakat sessizce duran sadece oydu. Çünkü diğer vatandaşlar Mohammadı koruyarak insanlık bitmemiş dedirtti. Hakaret eden kişiye ise Mohammada İzmir Marşını okuması karşılığında verdiği 1 TL iade edildi ve İZBANdan çıkarıldı. Tanıklık ettiğimiz olayın benzeri aylar öncesinde vapur iskelesinde, şiddete varacak boyutta yaşanmıştı.
1 TL VERDİ HAKARET ETTİ!
Mohammadı İZBAN içerisinde flüt çalarken gören yaşlı kadın 1 TL uzatıp İzmir Marşını çalmasını istedi. Çünkü İZBANda müzik yapan çoğu kişi onu çalabiliyordu. Fakat Mohammadı onlardan farklı kılan Türkçeyi anlamıyor olmasıydı. Anlamadığı için de şarkıyı çalamadı ve ilerlemeye başladı. Kadının sert tepkisiyle karşı karşıya kalan Mohammad, belki her zaman duydukları o hakaretleri tekrar duymaya başladı. Savaşmadınız, kaçıp buralara geldiniz. Şimdi de dolandırıcılıkla zengin oluyorsunuz diyerek yüksek sesle konuşmaya başlayan yaşlı kadın, Mohammadı İZBANdan çıkarmaya çalıştı. Bağırışlar karşısında korkup bir kenarda sessizce bekleyen Mohammad araçtan çıkmadı ama diğer vatandaşların tepkisiyle birlikte yaşlı kadın çıkarıldı. Neye uğradığını anlayamayan Mohammada moral olsun diye sarılanlar da oldu, istediğini çal deyip para verenler de. Az da olsa yüzü gülen Mohammad ile biz de iletişim kurmaya çalıştık. İki küçük kardeşi ve anne-babası ile yaşayan Mohammad okula gidemiyormuş. İkiçeşmelikte oturan ailenin tek geliri kağıt toplayan babanın getirdiği para ile Mohammadın flüt çalarak topladığı harçlık.
ALIP ONU İNCİTMEK NEDEN?
Mülteci Dayanışma Evi Kurucularından Yalçın Yanık da yaşanan olayı anlatmamız üzerine şunları söyledi: İnsanların tipine, fikrine bakıp ötekileştirmeyin. Basit yaşayın hayatı. Basitlik nedir biliyor musunuz? Bir insana gönülden bir şeyler vermek, gözlerinin içine bakmak, bir günaydın demek. Biz bunları yaşatalım. Karşılıklı sevgiyi herkese gösterelim. Biz bunu gösterdiğimiz sürece dünya güzel olacak. İnançlarını, kültürlerini doyasıya yaşayacaklar. Gülümsemek varken hele ki bir çocuğa gülümsemek Alıp onu incitmek neden? Bizler bu Neden savaşmadınız da geldiniz gibi cümlelerin önüne geçebilmek adına birçok çalışma yürütüyoruz. Savaştan, bombalardan kurtulmak için burada yeni bir yaşam kurmaya çalışan aileler için, çocuklar için elimizden geleni yapacağız. Böyle kırılmamaları için mücadele edeceğiz. Bu mücadelede özellikle toplumda dezavantajlı durumdaki insanlara ulaşmaya, toplumda genel bir vicdani duyarlılık yaratmaya çalışıyoruz. 2 sene önce ciddi bir mülteci akımı olmuştu. Öncesinde de zaten mülteci çalışmalarımız oluyordu ama bu süreçten sonra daha da yoğunlaştırdık. Ciddi bir ön yargı var. Ciddi bir dezenformasyon var onlara yönelik. İnsanlarımız kendinden olmayanı ötekileştirmeye epey eğilimli. Bu ön yargıların kırılması için mülteci kardeşlerimizi tanıtmaya, iyi yüreklerini göstermeye çalıştık. Onlara tıpkı şu an olduğu gibi yalnız olmadıklarını hissettirmeye çalışıyoruz. Basın tarafından sürekli suçlu konumuna düşürülen bu insanlarımızın yardıma ihtiyaçları olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Amacımız bunları duyurup gönül birliğini sağlamak. Kendi elleriyle gerçekleşmeyen bir savaştan dolayı, hiçbir suçları yokken yersiz yurtsuz kalan bu insanları tanımalıyız. Onları bir canavar olarak görmeden önce tanımalıyız. Küçük bir Suriyeli çocuğu dövmeden önce, maddi imkansızlıklar nedeniyle çalışmak zorunda kalan bir insanı sömürmeden önce tanımalıyız, istediğin bir şarkıyı bilmediği için ona hakaret etmeden önce sevmeliyiz. İZBANda yaşanan bu olayın benzeri aylar öncesinde vapurda da yaşanmıştı. 20li yaşlardaki bir genç akordiyon çalarken bir adamın hakaretleriyle karşılaşmıştı. Genci hırpalamaya çalışan adam vapurdaki diğer vatandaşların tepkisiyle susturuldu. Daha öncesinde de Kemeraltında bir esnaf tarafından şiddete uğrayan Suriyeli çocuk vakası da mültecilerin, özellikle de sokaklarda çalışmak zorunda kalan mülteci çocukların korunması gerektiğini gözler önüne seriyor.
Haber Merkezi