Yaşamlara yapışan ‘yeni etiket’: “Koronavirüs değil ilaçlar öldürecek!”

Kovid-19’a yakalanan ve süreci oldukça ağır geçiren bir vatandaşın, gazetemiz ile paylaştığı video son kullanma tarihi geçen ilaçları ve filyasyon çalışmalarındaki eksiklikleri bir kez daha gündeme getirdi


  • Oluşturulma Tarihi : 12.10.2021 07:38
  • Güncelleme Tarihi : 12.10.2021 07:38
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Yaşamlara yapışan ‘yeni etiket’: “Koronavirüs değil ilaçlar öldürecek!” haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER

Yakın zaman önce Kovid-19 virüsüne yakalanan ve şu an eşiyle birlikte karantinada olan 27 yaşındaki C.K. isimli vatandaş, filyasyon ekipleri tarafından getirilen ilaçların son kullanma tarihinin geçtiğini, asıl son kullanma tarihi Temmuz 2021 olan ilaçların üzerine yeni bir etiket yapıştırılarak süresinin uzatıldığını öne sürdü. Yaşadığı olayı bir video aracılığıyla gazetemize aktaran ve süreci çok ağır geçiren vatandaş, ilaçları kesinlikle kullanmayacaklarını belirtti.

Kovid ilaçlarında yaşanan bu şaibeli durum her geçen gün ehemmiyetini artırırken, kamuoyunu aydınlatmak adına İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı’nın da görüşlerine yer verdik. İlacın virüse karşı etkisinin olduğuna dair bilimsel bir kanıtın bulunmadığını ifade eden Çamlı, “Anladığımız kadarıyla Bakanlığın elinde bu ilaçlardan fazlaca kaldı. Ellerinden çıkarmak için tarihlerini uzatıp bol keseden dağıtıyorlar. Fakat bu ilacın virüsü yenme noktasında yeterli ve bilimsel bir verisi var mı?” sorusunu yönlendirdi. Evlere giden filyasyon ekiplerinin dahi vatandaşa ilacı önermediğini, onların isteği doğrultusunda temin edildiğini kaydeden Çamlı, “Kovid hastanelerde değil, sahada kontrol altına alınması gereken bir durum” dedi.

VİRÜS DEĞİL İLAÇLAR ÖLDÜRECEK!

Gazetemize yaşadığı olayı anlatan C.K. isimli vatandaş, “1 hafta önce virüse yakalandım. Eşimde herhangi bir belirti yok ancak onu da karantinaya aldılar. Ben oldukça ağır atlatıyorum. Kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Filyasyon ekipleri yakın zaman önce evimize gelip ilaçları verdi. Onun dışında hiçbir şey yapmadılar. Virüse yakalanmadan kısa önce temas kurduğumuz diğer aile üyelerimizle dahi iletişime geçmediler… İlaçları tam kullanacakken üzerindeki etiket dikkatimi çekti. Sonradan yapıştırıldığı o kadar belliydi ki. Etiketi kaldırıp altında yazılana baktım. Gerçek son kullanma tarihi orada yazıyordu. Asıl son kullanma tarihi 18 Temmuz 2021 olarak gösterilirken, sonradan yapıştırılan etikette Aralık 2022 gösteriliyor. Görünce tepkisiz kaldım. Resmen bizi kandırıyorlar. Tarihi geçmiş ilaçları vererek bozulan sağlığımızı daha da bozuyorlar. Bunları kendi halkına reva görenlere yazıklar olsun. Neyiz biz? Sizin deneyleriniz mi? Asla ve asla ilaçları kullanmayacağız. Vitaminlerle, sağlıklı besinlerle üstesinden gelmeye çalışacağız. Diğer vatandaşları da uyarıyorum, kesinlikle kimse kullanmasın! Virüs değil ama bu ilaçlar bizi öldürecek” çıkışında bulundu.

KULLANIMI GERÇEKTEN GEREKLİ Mİ?

İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı ise konuşmasına şöyle başladı: “Filyasyon ekipleri dediğimiz arkadaşlarımız bu evlere ziyarete gittiklerinde bahsi geçen ilacı da beraberinde getiriyorlar. Fakat bu ilacın şu anda etkinliği konusunda tartışmalar var. İlacın virüse karşı etkisinin olduğuna dair bilimsel bir kanıt yok. Hatta karaciğer üzerindeki olumsuz etkilerine ilişkin bazı bilim insanlarının görüşleri var. Özellikle son aylarda ilacın dağıtım noktasında oldukça ciddi şikayetler var. Son kullanma tarihinin üzerine yeni bir etiket yapıştırılıp, tarihin uzatıldığını görmekteyiz. Bakanlık yetkililerine konu defalarca soruldu. Fakat herhangi bir geri dönüş ya da açıklama yapılmadı. Yanlış bilmiyorsam son kullanma tarihi Temmuz 2021 olan ilaçların üzerine yeni bir son kullanma tarihi yapıştırılıyor. Bu nedir ve neye göre belirleniyor? Anladığımız kadarıyla Bakanlığın elinde bu ilaçlardan fazlaca kaldı. Ellerinden çıkarmak için tarihlerini uzatıp bol keseden dağıtıyorlar. Fakat bu ilacın virüsü yenme noktasında yeterli ve bilimsel bir verisi var mı? Kullanımı gerçekten gerekli mi? Filyasyon ekipleri dahi ‘İsterseniz kullanmayabilirsiniz’ diyorlar.”

TELEFON ÜZERİNDEN KOVİD TESPİTİ

“Bizim filyasyondan anladığımız sadece ilaç getirip, bırakmak olmamalı” diyen Dr. Çamlı, “Filyasyon ekipleri herhangi bir pozitif vakayla gidip, yakinen görüşüp, onun pozitif temaslılarını tespit edip, o pozitif temaslılarla da temasa geçmeli. Ama sahada bizzat yapılması gereken bu işlemlerin sadece telefon üzerinden yapıldığını görüyoruz. Hatta pozitif çıkan olguların evlerine uzun bir süre filyasyonun gelemediğine dair bilgiler alıyoruz. ‘Hala bize gelmediler’ şikayetleri çok oluyor. Kovid hastanelerde değil, sahada kontrol altına alınması gereken bir durum. Pandeminin başından bu yana yapılan en büyük hata hastanelerimizin, yatak sayılarımızın, alt yapımızın ne kadar yeterli olduğu algısını vatandaşa sürekli vurgulamak. Ki onların da yetmediğini, yoğun bakım yataklarının, pandemi servislerinin dolduğunu, zaman zaman sedyelerde, ambulanslarda hastaların beklediğini biliyoruz” bilgisini paylaştı.

Pandeminin sahada, birinci basamakta salgın zincirini kırarak, iyi bir vaka takibi yapılarak üstesinden gelinebilir bir durum olduğunu hatırlatan Çamlı, “Bu da test sayısı artırılarak gerçekleştirilebilir. Fakat şu an görüyoruz ki kovid pozitif hastaların pozitif temaslılarına eğer semptom yoksa test yapılmıyor. Filyasyon şu anda adeta durmuş halde. Filyasyon sadece eve ilaç bırakıp, geri gelmek değil. Ki o ilaç meselesi bile önemli ölçüde sorunları içerisinde barındırıyor” cümlelerini kullandı.

İlginizi Çekebilir...

Kabul Ediyorum
İlkses Gazetesi olarak sistemimizde sadece sizin izinleriniz doğrultusunda bilgilerinizi kullanıyoruz. Detaylı Bilgi cookie script