Sayfa Yükleniyor...
Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Argun Başkan Rus uçağının düşürülmesiyle başlayan Türkiye-Rusya ilişkilerindeki krizi değerlendirdi
E. ÇAĞLA GENİŞ
Türkiye-Rusya arasındaki son uçak krizinin yaşanabilecek olumsuzluklardan sadece biri olduğunu söyleyen Başkan, tedbirler alınmazsa krizin ilk olmadığı gibi sonuncu da olmayacağını vurguladı. Başkan,hükümetin, Türkiyenin barışçıl ve uzun vadeli sosyo-ekonomik kalkınma sürecini, bütün jeopolitik risklerden koruması ve bilimi temel alan akılcı bir çizgide güçlendirmesinin Türkiye için en kazançlı güzergah olacağını ifade etti. Krizin ilk tepkilerinin tarım, turizm ve vizeler konusunda kendini gösterdiğini söyleyen Başkan, hemen olmasa bile bir noktada doğal gaz akışında da aksamalar söz konusu olabileceğine ve hem Türkiyede hem Rusyada pek çok sıradan insanı olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti.
KRİZ SONUNCU OLMAYACAK
Tedbirler alınmazsa yaşanan krizin ilk olmadığı gibi sonuncu da olmayacağını vurgulayan Başkan, Dünyadaki muhtemelen en problemli sınırlara sahip olan Orta Doğu coğrafyasındaki Arap Baharı sürecinde değişen dengelere Türkiyenin adaptasyonu henüz tam gerçekleşmiş gözükmüyor. Suriye bunun en ciddi örneği. Hükümet, Suriye-Türkiye arasında resmi-gayri resmi her türlü silah ve silahlı şahıs hareketliliğini tamamen engellemeli. İlaveten, Suriyedeki Türkmenler Türkiyeye getirilerek vatandaşlığa alınmalı. Suriyeli Türkmenler mümkünse kalıcı olarak veya hiç olmazsa Suriyede kalıcı bir barışın sağlanacağı gün gelene dek Türkiyede yaşamalı. Türkiye-Rusya arasındaki son uçak krizi yaşanabilecek olumsuzlukların örneklerinden sadece birisi. Tedbirler alınmazsa, bu kriz ilk olmadığı gibi sonuncu da olmayacak dedi.
BM MEKANİZMALARI İÇİNDE HAREKET ETMELİ
Başkan, Suriyedeki durumun geleceği ne olursa olsun Rusya ile ilişkiler bir kez ağır ve kalıcı yara alırsa, bundan doğacak olumsuzlukların Karadeniz, Kafkasya, Doğu Akdeniz, Irak, İran, Orta Asya, Çin gibi Suriye dışındaki başka sahalarda da kendini göstereceğini savundu. Başkan, İşin içinde Rusya olsun ya da olmasın, Suriye Türkiyenin her türlü güç kullanımına dayalı müdahilliği için zaten çok sakıncalı bir coğrafya. Türkiyenin yapabileceği en iyi şeyler Suriyeden gelen sığınmacılara Birleşmiş Milletler uygulamaları doğrultusunda mülteci statüsü vermek; Suriyeye gene Birleşmiş Milletler kanalıyla insani yardım malzemesi göndermek ve Suriyede çatışan tarafların üzerinde anlaşacakları her türlü barışçıl çözümü destekleyeceğini ilan etmek. Özetle, her türlü tek taraflı seçenekten kaçınıp, çok taraflı Birlemiş Milletler mekanizmaları içinde hareket edilmeli diye konuştu.
DOĞALGAZ AKIŞINDA DA AKSAMALAR OLABİLİR
BM mekanizmalarının vurgulanması, BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi olan Rusya ile ilişkileri daha istikrarlı bir çizgiye çekebileceğini belirten Başkan, Türkiyenin Suriyede hiçbir askeri-silahlı politika aracını kullanmayacağını belirtmesi, Türkmenleri Türkiyeye mümkünse kalıcı olarak getirmesi ve BM mekanizmalarını vurgulaması gerek. Özellikle BM mekanizmalarının vurgulanması, BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi olan Rusya ile ilişkileri daha istikrarlı bir çizgiye çekebilir. İlk tepkiler tarım, turizm ve vizeler konusunda kendini gösterdi zaten. Hemen olmazsa da bir noktada doğal gaz akışında da aksamalar söz konusu olabilir. En uç durumda Suriyeye ilaveten yukarıda saydığım coğrafyalarda Rusyanın Türkiyeyi tamamen dışlayıcı ve engelleyici girişimleri olabilir. Rusya ile ilişkilerin Suriye sebebiyle çok daha büyük bir Türkiye-Rusya krizine dönüşmesi engellenmeli. Bunun ana çerçevesi Birleşmiş Milletler mekanizmaları olabilir. İlaveten her iki ülkedeki iş dünyası mensupları ve sivil toplum kuruluşları ilişkilerin düzeltilmesi için devreye girmeliler ifadelerini kullandı.
PEK ÇOK İNSANI OLUMSUZ ETKİLEYECEK
Türkiyenin savaş uçağını düşürmesi sonrası Rusyanın Suriyede cihatçılara karşı yürüttüğü operasyonların bundan sonra nasıl şekilleneceğini değerlendiren Başkan, Rusyanın bu tür operasyonlarını son uçak krizi sebebiyle durdurması zayıf bir olasılık Türkiye-Rusya ilişkileri de, Türkiyenin sınır çizgileri de sadece Suriyeden ibaret değil. Aynı şekilde Türkiyenin barışçıl, istikrarlı, ekonomik ve bilimsel kalkınmayı esas alan bir gelecek stratejisi olacaksa, bu stratejinin uygulamalarında verimsiz jeopolitik yükümlülüklere ve taktiklere yer olmamalı. Bu durum hem Türkiyede hem Rusyada pek çok sıradan insani olumsuz etkileyecektir. Türkiye-Rusya ilişkilerinin sivil ve ekonomik işbirliği boyutu ikili ilişkilerin aslında en çok gelecek vaat eden boyutu dedi.
TÜRKİYE İÇİN KAZANÇLI YOL BARIŞ ÇİZGİSİ
Bu krizin Birleşmiş Milletler ve NATOda nasıl yankıları da değerlendiren Başkan, Rusya BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi ama Türkiye değil. Türkiye NATO üyesi ve Rusya NATO üyesi değil. Dolayısıyla Türkiye ve Rusyanın BM ve NATO karşısındaki durumu simetrik değil. Ancak genel anlamda, NATO ülkelerinin de Rusyanın da kabul ettiği şekilde, BM barışçıl çözüm arayışları için dünyadaki bir numaralı platform. Rusya, Ukrayna sebebiyle zaten uluslararası yaptırımlar altında ama görüldüğü gibi bu Rusyanın sınırları dışındaki askeri etkinliğini pek sınırlamıyor. Türkiyenin iç ekonomik ve bilimsel gelişimine ağırlık vermesi ve başka ülkelerle her türlü silahlı yüzleşme riskinden kaçınması Türkiye için uzun vadede en verimli ve istikrarlı yön. İç sorunlarını akılcı yöntemlerle çözen ve kendi kendisiyle barışık ülkelerin başka ülkelerle ilişkileri de zaten barışçıl bir gidişat takip eder. Hükümetin, Türkiyenin barışçıl ve uzun vadeli sosyo-ekonomik kalkınma sürecini, bütün jeopolitik risklerden koruması ve bilimi temel alan akilci bir çizgide güçlendirmesi Türkiye için en kazançlı güzergah olacaktır şeklinde açıklama yaptı.
Haber Merkezi