Yaz mevsimi yangın mevsimi olmasın!

“Sıcak yaz aylarının gelmesiyle oksijen deposu ormanlarımızı yangınlara karşı korumalıyız” diyen Orman Mühendisleri Odası İzmir Temsilcisi Bilge, “Yaz mevsimi yangın mevsimi olmasın” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 25.05.2021 08:07
  • Güncelleme Tarihi : 25.05.2021 08:07
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Yaz mevsimi yangın  mevsimi olmasın!

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

Türkiye’nin Akdeniz iklim kuşağında bulunan kıyı bölgelerinde yaklaşık 12,59 milyon hektar ormanlık alan yangında yok olma riski altında. Orman yangınlarının nedenlerinin başında ise orman içinde yapılan enerji tesisleri, baz istasyonları, çöplükler gibi ormancılık dışı uygulamaların sayısının artması yer alıyor. Orman içindeki tarım alanlarındaki anızların ve bahçe temizliğinden çıkan artıkların yakılması, tarımsal faaliyetlerde kullanılan ekipmanlardan çıkan kıvılcımlar, söndürülmeden atılan izmaritler, ormanda piknik amaçlı yakılan mangal ateşleri de diğer nedenler olarak karşımıza çıkıyor. 2020 yılındaki kuraklık ve aşırı sıcak koşulların yangın sayısının ve yanan orman alanlarının artmasının başlıca nedeni olduğu kaydedildi. Tüm bu etkilerden yola çıkan Orman Mühendisleri Odası İzmir Şube Temsilcisi Sabahattin Bilge, ormanlarımızın büyük bir risk altında olduğuna dikkat çekti.

AĞAÇLANDIRMA YAPMAYA GEREK YOK!

Orman yangınlarına karşı blok orman alanlarının parçalanmasına neden olacak madencilik, RES gibi tesislere kesinlikle izin verilmemesi gerektiğini savunan Orman Mühendisleri Odası İzmir Şube Temsilcisi Sabahattin Bilge, “Yanan alanlar kızılçam ormanı ise öncelikle doğal yollarla gençleştirmenin yolu aranmalı. Kızılçam ağaç türünün yeryüzündeki yayılışı orman yangınının meydana geldiği alanlarla paralellik göstermekte. Bu ağaç türü genetik olarak yangına karşı neslini devam ettirme güdüsünde. Kozalaklar ağır yangın geçirse bile içindeki tohumlar yeniden toprağa düşüp büyümekte. Yanan materyallerin külleri ise toprağın ‘ph’ değerini dengelediği için yağmurlardan sonra daha uygun çimlenme ortamı sağlamakta. Buna ormancılıkta ‘yangın kültürü’ adı verilir. Bir başka ifade ile yanan alan yaşlı kızılçam ormanı ise ağaçlandırma yapmaya gerek yoktur. Ormancılıktaki tohum hasat ve transfer zonlarına uyulmak zorundadır. Kızılçam genetik olarak yangına uyum sağlamış en önemli orman ağacıdır” ifadelerine yer verdi.

ORMANLARIMIZ BÜYÜK RİSK ALTINDA!

Son yıllarda artan küresel iklim krizi sonuçlarının da orman yangınlarına neden olduğunun altını çizen Bilge, “İzmir Orman Böle Müdürlüğünün son on yıllık (2011-2020) resmi verilere göre yılda ortalama 2 bin 631 adet orman yangınında 9 bin 96 hektar ormanlık alan zarar görmüştür. Ülkemiz yağış ve sıcaklık ilişkileri bakımından kritik bir bölgede olup, yağışlar yetersiz ve çoğunlukla düzensizdir. Son yıllarda yaşanan küresel iklim değişikliklerinin sürmesi halinde gelecekte ormanlarımızın büyük bir bölümü orman yangınları bakımından yüksek bir risk altında olacağı muhtemeldir. Türkiye orman varlığı bakımından dünya ortalamasının gerisindedir. Bu bakımından ormanların korunması sadece bir kurumun sorumluluğuna bırakılması doğru bir yaklaşım değildir. Ormanların korunmasından ilgili kurumlarla birlikte toplumun tüm kesimleri sorumludur” diye konuştu.

İZMİR İKİNCİ SIRADA!

İzmir’in orman yangınlarında Türkiye ikincisi olduğunu vurgulayan Bilge, “İzmir Orman Bölge Müdürlüğü son on yıllık (2011-2020) veriler göre yılda 276 adet ve 2020 yılında 285 adet orman yangınıyla Türkiye de ikinci sıradadır. Yanan alan olarak ise son on yıllık verilere göre yılda ortalama 1496 ha olarak Türkiye de birinci, 2020 yılında ise 4 bin 110 ha yanan alan ile ikinci sırada yer almaktadır. Akdeniz iklimin hüküm sürdüğü iklim rejyonunda orman yangınları olağan bir tabiat olayı ve ekosistemin bir parçası olmakla birlikte yüzde 97’si insan odaklı olup, çoğunlukla ihmal ve dikkatsizlik sonucu meydana gelmektedir. Orman yangınları ister kasıt, ister dikkatsizlik ve ihmal, isterse doğal afet sonucu çıkmış olsun yapılması gereken; orman yangını ile bilimsel bir yaklaşımla doğru mücadele etmektir. Ülkemizde Orman yangınları ile mücadele Orman Genel Müdürlüğünün asli en önemli görevlerinden biridir. Ancak, orman yangınları ile toplum ve birey olarak bu sorumluluk paylaşılması gerekmektedir. Bu yıl hep beraber daha dikkatli ve bilinçli davranılırsa orman yangınlarını en aza indirebiliriz. Yaz mevsimi yangın mevsimi olmasın” şeklinde konuştu.

Haber Merkezi