Yemeğin tadına bakmadan tuz atmayın

İzmir Halk Sağlığı Müdürü Bediha Salnur, 14-20 Mart arasının ‘Dünya Tuza Dikkat Haftası’ olması sebebi ile önemli açıklamalarda bulundu


  • Oluşturulma Tarihi : 17.03.2016 09:00
  • Güncelleme Tarihi : 17.03.2016 09:00
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Yemeğin tadına bakmadan tuz atmayın

EMİNE YALÇIN

Dünyada en önemli halk sağlığı sorunu olarak kabul edilen kronik hastalıklar, ülkemizde her geçen gün sayısı hızla artan ölümlerin de başlıca nedenlerindendir. İzmir Halk Sağlığı Müdürü Bediha Salnur, erken ölümlere yol açan ve kişilerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen kronik hastalıklardan korunmada önleyici yaklaşımların geliştirilmesinin zorunlu olduğuna vurgu yaptı.

İzmir Halk Sağlığı Müdürü Bediha Salnur, değiştirilebilir temel risk faktörlerinden olan yetersiz ve dengesiz beslenmenin önlenmesi kronik hastalıklardan korunmada güncel stratejilerden birini oluşturduğunu belirterek, toplumdaki bireylerin aşırı tuz tüketiminin de yer aldığı beslenme bilgi, tutum ve davranışlarını olumlu yönde değiştirecek faaliyetlerin bu stratejilerin kapsamında yer aldığını söyledi.

HER DÖRT ÖLÜMDEN BİRİ YÜKSEK TANSİYON İLE İLGİLİ

Salnur, aşırı tuz tüketiminin de değiştirilebilir bir sağlıksız beslenme uygulaması olduğunu ve birçok kronik hastalığının temelinde yer aldığını ifade ederek, “Özellikle oluşumunda aşırı tuz tüketiminin önemli bir etken olduğu hipertansiyon, dünyada önlenebilir ölüm nedenleri içerisinde bir numaralı risk faktörüdür. Yapılan bilimsel çalışmalarla ülkemizde tuz tüketiminin Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği değerin yaklaşık üç katı kadar olduğu gösterilmiştir. Fazla tuz tüketimi, yüksek kan basıncına neden olmaktadır. Yüksek kan basıncı ise ülkemizde ölümlerin ve hastalık yükünün en önemli nedeni olan kalp hastalıklarının önde gelen risk faktörüdür. Hastalık yükü çalışmasına ülkemizde her dört ölümden birisi yüksek tansiyon ile ilgilidir. Aşırı tuz tüketimi yüksek kan basıncına neden olarak ya da olmadan inmelerin en önemli sebeplerinden birisi olarak gösterilmektedir. Ayrıca aşırı tuz tüketiminin sadece yüksek kan basıncı nedeni olmakla kalmayarak günümüzde önemli birer sağlık sorunu haline gelen mide kanseri, osteoporoz, böbrek hastalıklarının gelişimiyle de yakından ilişkili olduğu belirlenmiştir” diye konuştu.

ÇOCUKLARDA TUZ TADININ GELİŞMEMESİ ÖNEMLİ

Dünya Sağlık Örgütü’nün sadece yetişkinler için değil, 2-15 yaş grubu çocuklarında da kan basıncının kontrolü için günlük tuz tüketiminin azalmasını önerdiğini de sözlerine ekleyen Salnur, ayrıca 2011 yılının Kasım ayında Sağlık Bakanlığı tarafından ‘Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı’nın başlatıldığını hatırlattı. Salnur, “Yetişkinler için günlük önerilen maksimum sodyum miktarı 2g/gün iken çocuklarda enerji gereksinmesine göre daha aşağıya doğru ayarlanması gerekmektedir. Erken deneyimlerin ileriki yaştaki sodyum alımı için belirleyici olduğu gösterilmiştir. Tuz ve tuzlu besinlerin sevilmesi tercih haline gelmesi öğrenilen bir durumdur. Bu nedenle çocuklarda tuz tadının gelişmemesi yaşamsal öneme sahip” şeklinde konuştu.

İYOTLU TUZ TERCİH EDİN

Salnur, konu hakkında son olarak tuzu azaltmak için şu önerilerde bulundu: “Turşu, salamura, madem suyu gibi tuz içeren besinleri daha az sıklıkta tüketmelisiniz. Sofranızda tuzluk bulundurmayın. Tuz yerine sofranızda nane, kekik, rezene, fesleğen, sirke limon gibi lezzetler ekleyebilirsiniz. Yemeğin tadına bakmadan tuz eklemeyin. Tuz tercih ederken iyotlu tuz tercih edin.”

Haber Merkezi