Sayfa Yükleniyor...
İzmir İş Günleri kapsamında EBSO, Sanayi 5.0 Penceresinden Dönüşümün Dinamikleri konulu bir etkinlik gerçekleştirdi. Burada konuşan Başkan Yorgancılar, yeni bir sanayi-üretim hikayesinin hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi
NURETTİN BAKİ
Bu yıl 90. kez kapılarını açan İzmir Enternasyonal Fuarı kapsamında düzenlenen İzmir İş Günleri başladı.Bu kapsamda ‘Sanayi 5.0 Penceresinden Dönüşümün Dinamikleri’ temalı webinar çevrim içi olarak gerçekleşti. Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar moderatörlüğünde gerçekleşen etkinliğe, CerebrumTech Şirket Kurucusu Dr. Erdem Erkul, Siemens A.Ş İnsan Kaynakları Direktörü Aslı Kunur ve Ege Üniversitesi BiyomühendislikBölümü EBSO Çevre Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Nuri Azbar katıldı. Pandemi sürecinde şirketlerin daha dayanıklı ve karlı kalmasına yardım edebilecek dijital dönüşüm ihtiyacını da hızlandırdığını gördüklerini söyleyen CerebrumTech Şirket Kurucusu Dr. Erdem Erkul, “Haliyle pandemi dijital dönüşümün turnusol kağıdı oldu diyebiliriz” dedi.
ROBOTİK VURGUSU!
Dünyanın inanılmaz hızlı döndüğünü her yerde söylediklerini belirten CerebrumTech Şirket Kurucusu Dr. Erdem Erkul, “Özellikle robotik makine öğrenimi, yapay zeka, büyük veri ve dijital ikiz teknolojilerinin endüstriyel alanda kullanımı her geçen gün daha yaygın hale gelmeye başladı. Özellikle araştırma kuruluşlarına göre şirketlerin yüzde 37’si son 4 yılda yüzde 270 artışta bir şekilde yapay zeka uygulamalarını kullanmaya başladılar. Pandemi süreci kesinlikle dijital dönüşümü başaranları ve başaramayanları bize gösterdi. Dijital öncelikli girişimler pandemi sırasında şirketlerin çoğunluğu için birinci öncelcik haline geldi. Covid-19 zamanımızın en büyük finansal krizlerinden birini körükledi. Tüm dünyada bunu hisseder olduk. Şirketlerin bu süreçte daha dayanıklı ve karlı kalmasına yardım edebilecek dijital dönüşüm ihtiyacını da hızlandırdığını gördük. Haliyle pandemi dijital dönüşümün turnusol kağıdı oldu diyebiliriz” diye konuştu.
YENİ BİR HİKAYE HAYATA GEÇİRİLMELİ
Güçlü bir ülke ve sürdürülebilir güçlü bir ekonomi için sanayinin olmazsa olmaz olduğunu aktaran EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, “O nedenle, sanayi 5.0 kapsamında oluşturulmak istenen yeni yapılanma özellikle de bu ihracatımızda ilk sırada gelen AB ülkelerini kapsıyorsa çok daha önemli bir hale geliyor. Türkiye 19. büyük ekonomi. Küresel mal ihracatındaki payı binde 86. Küresel ekonomide binde 89’luk dilimde yer alıyor. Ve kilogram başına ihracatımız artması gerekirken her yıl azalarak yüzde 1 seviyelerine kadar gerilemiş durumda. Bu açıdan ihracatta Cumhuriyet tarihimizin rekor rakamlarına ulaşmış olsak da, kilogram başına ihracatımız oldukça düşük seviyelerde” diye konuştu. Küresel gelişmelerden de yola çıkarak yeni bir sanayi-üretim hikayesinin ve heyecanının hayata geçirilmesine ihtiyaç olduğunu söyleyen Yorgancılar, pandemi sürecinin bunu artık zorunlu hale getirdiğini belirtti.
YEŞİL MUTABAKAT VURGUSU
Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak 2015 yılından bu yana kendilerine misyon edindikleri Sanayi 4.0 sürecini anlatırken önce eğitim dediklerini aktaran Yorgancılar, “Bilgi, ekonominin başlıca hammaddesi ve ürünü olurken, ‘alın terinin yerini akıl terinin aldığını’ vurguladık. Katma değerli üretim-eğitim ve refah ilişkisi de bu nedenle doğru orantılı. Yani önce işgücünü, gençleri geleceğe hazırlamak zorundayız. Sanayinin gelişmesi de buna bağlı. Zira sanayi 5.0 insan ve dünya odaklı bir yaklaşımla, özellikle Ar-Ge çalışmalarını artırmayı hedefliyor. Avrupa Komisyonu; Yeşil Mutabakat kapsamında 55’e Uyum (Fit for 55) programını açıkladı. Bu paket, 197 ülkenin onayladığı Paris İklim Anlaşması’na uygun olarak, 2030 yılında karbon emisyonlarını 1990’daki düzeyine göre yüzde 55 azaltmayı taahhüt ediyor. 2050 hedefi ise sıfır emisyon. Uzmanlar, çevresel önlemlerin alınmaması halinde, dünyamızı daha kötü günlerin beklediğini yaptıkları araştırmalarla kanıtlıyor. Karbon azaltımı bu kapsamda atılması gereken ilk adım. AB, Sanayi 5.0 kapsamında; Yeşil Mutabakat Anlaşması ve Dijital dönüşüm ile sanayinin, ticaretin, ekonominin yeniden dönüşümüne çalışıyor. Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak bu farkındalıkla, ‘Yeşil Sanayi Rehberi’kitabımızı hazırlattık. Yeşil Mutabakat’a uyum sağlayamayan ihracat yapamayacak” ifadelerini kullandı.
DÖNÜŞÜM ŞART
İş dünyasının dönüştüğünü belirten Siemens A.Ş İnsan Kaynakları Direktörü Aslı Kunur, “Dönüşümün bize söylediği organizasyonların büyümesi ya da karlı olabilmesi için öncelikle anlamlı bir iş üretmesi bir katma değer yakalaması ve bun yaparken de mutlaka paydaşlarıyla iş birliği halinde çalışarak yol alması gerekiyor. İş dünyası değişirken biz insan kaynakları profesyonelleri anlamaya çalışıyoruz. Yeni iş alanları hangi yönde gelişecek, bizler cazip bir işveren olmak için neler yapmalıyız ve bunu yaparken genç nesil için organizasyonun anlamı önemli. Dolayısıyla bunu güzel aktarmamız gerekiyor. Organizasyon kültürümüzün sürekli değişmesine ve dönüşmesine destek olmalıyız. Sürdürülebilir iş başarısı için dönüşüm şart. Bu dönüşümü başarıyla sağlayabilen organizasyonlarda daha güçlendirici ve kapsayıcı kültürlerin canlı olduğunu görmekteyiz” diye konuştu.
YEŞİL MUTABAKAT BİR ALARM ÇAĞRISIDIR
Ege Üniversitesi Biyomühendislik Bölümü Öğretim üyesi ve EBSO Çevre Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Nuri Azbar ise “İklim değişikliği artık iklim krizi olarak adlandırılıyor. Bunu belgelemek için bilim insanı olmaya ihtiyaç kalmadı. Birinci elden katastrofik çevresel problemleri hepimiz yaşar hale geldik. İnsanoğlunun korkması gereken varlık kendisi, ciddi anlamda gezegenimize zarar veriyoruz. İnsanoğlu gerçekten dijitalleşme yolunda çok ciddi hızlı adımlar atıyor. Bu gelişmiş zekaya sahip insanoğlu şu an kendisinin yaratmış olduğu çevre problemleriyle uğraşamaz hale geldiğini görüyoruz. Mars’a gidebilecek olan teknoloji kendi yegane varlığını tehdit eden sorunlara aynı eş değer önemle eğilmiyor” dedi. Yeşil Mutabakat’ın aslında alarm çağrısı olduğunu vurgulayan Azbar, “Tüm ülkelerin devlet başkanları zirvelerinde konuşulmaya başlanmış ama çok ciddiye alınmamış konulardır. Özellikle karbon emisyonları noktasında sinyaller 40 yıla yakın bir zaman içerisinde aslında insanoğlu verdiği zararların farkında olmuş çeşitli platformlarda bunlarla ilgili sinyaller vermiş. Ama 2015 senesinde Paris İklim Anlaşması’nın zemini atılmaya başlanıp 2019’da artık Yeşil Mutabakat’ın imzalanmasıyla beraber kırmızı alarm verildi. Kişisel olarak bu alarmın doğru anlaşılmadığının kanaatindeyim” diye konuştu.
Haber Merkezi