- Gündem
- 05.05.2025 00:30
İEÜ Öğretim Üyesi Prof.Dr. Küçüközmen, ‘Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat’ ürününün ihracatçının işini kolaylaştıracak ve önünü açabileceğini ancak koşullu varsayımlarının olduğunu söyledi
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN-ÖZEL HABER
İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) İşletme Fakültesi Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Coşkun Küçüközmen, Türkiye’de uygulamaya konulan yeni ekonomi modeliyle ilgili açıklamalarda bulundu. ‘Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat’ ürünün detayları hakkında konuşan Prof.Dr. Küçüközmen, beklenmedik kur hareketleri olmazsa bu ürünün ihracatçının biraz işini kolaylaştıracağını ve önünü açabilecek bir şey olduğunu ama ürünün koşullu varsayımları olduğunu belirterek, “Son derece güçlü ve zor varsayımlara dayalı bir sistem bu” dedi.
NE KADAR SÜRDÜRÜLEBİLİR
Bu gibi ekonomik politikalara kolay kolay geçilemeyeceğini ve bunlar üzerinde mutlaka çalışılmış olması gerektiğine vurgu yapan Prof.Dr. Küçüközmen, “Bu modelin en önemli girdilerinden bir tanesi ihracatçının ihraç edeceği ürünlerde kullandığı ithal girdilerin fiyatlarında döviz kurunda gelen gelişmelerden dolayı artış olursa ihracatçı rekabetçi bir fiyat ortaya çıkaramayacak. Bu sefer ihracatçı malına zam yapacak ya da uluslar arası piyasalarda yeteri kadar ihracat yapamayacak ve rekabetçi olamayacak. Bunun önüne geçmek için kurların aniden yükselişine izin verildi. Ondan sonra sert bir şekilde de düştü. Çok kişi zarar etti. Bunların içinde firmalar var mı yok mu bilmiyorum. Ama esas büyük sıkıntı bu işin ne kadar sürdürülebilir olacağı. Çünkü burada alınan risk sadece kurun riski yani sadece kurların geçmişine bakılarak bu böyle oldu bundan sonra da böyle olur diyemiyorsunuz. Türkiye’de meydana gelen kur artış ve azalışları dünyanın hiçbir ülkesinde olmadı. Bir gün içerisinde kurun 18’lere çıkıp ardından 11-12’lere düşmesi dünyada hiçbir yerde olmadı” dedi.
VATANDAŞ NE KADAR ANLAYACAK?
Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat ürününden vatandaşın ne anlayacağı, benimseyip benimsemeyeceğinin önemli olduğunun altını çizen Prof.Dr. Küçüközmen, “Bu noktada ortaya finansal okuryazarlığın önemi öne çıkıyor. Vatandaş bu yeni ürünü bilecek, tanıyacak, anlayacak finansal bilgiye sahip olmanın yanında bir de bu hesabın açılışı ile ilgili önüne konulan sözleşme metninden ne anlayacak. Bu sözleşme metni ne kadar yalın ve saf bir dille ortaya koyulacak. Bu gibi sözleşmelerin hem kapsamlı hem de hukuki bir dil içermesi hem çok uzun olması anlaşılmasını güçleştiriyor. Burada önemli olan vatandaşın mevduatının eline geçer geçmez dövize yatırmasının önüne geçmek ve Türk parasının kıymetini korumak. Türk parasının kıymetini koruma hakkında kanun Atatürk’ün ilk yayınladığı kanunlardan bir tanesi. İlk bankalar ya da bankacılık kanunun adı ne biliyor musunuz? Kimse merak edip bakmamıştır. Türkiye’nin ilk bankacılık kanunun adı Mevduatı Koruma Kanunudur. Yani hedef küçük yatırımcıyı korumaktır. Türkiye’de bankacılık yola çıkarken mudiyi yani mevduat açan kişiyi yani esas sahibini koruma üzerine inşa etmiş sistemini, yani mevduat sahibi ve yatırımcıyı ofsayta düşürüp zarar ettirmek değil tam aksine onu hem dış etkenlerden hem devletten hem de başka risklerden korumak üzerine inşa edilmiş bir kanun. Dolayısıyla bu noktada o zamanki kanun ve sistemlere sadık kalınsaydı şu an bunlarla uğraşmıyor olacaktık. O zaman ki sistemler 100-200 yıllık bir sistemi göğüsleyecek şekilde tasarlanmış sistemlerdi” ifadelerini kullandı.
KOŞULLU VARSAYIMLARI VAR
Kur Korumalı TL Vadeli mevduat hesabı ile ilgili örnek vererek sözlerine devam eden Prof.Dr. Küçüközmen, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Herkes bir anda dövizim vardı bunun hepsini bozdurdum ve TL’ye geçtim derse ve bir olay olduğunu ABD dolarının da 35 TL’ye çıktığını düşünelim. Merkez Bankası ile Hazine ve Maliye Bakanlığının üstündeki yükün 3 kat arttığını düşünürsek bunu neyle karşılayacağız? Hesap bazında mı nakit para bazında mı karşılayacağız? Burada yabancı bir ülkenin yabancı bir paranın riskini alıyoruz. Bu noktada devletin de kendisini koruyacak bir enstrümana ihtiyacı var. Devlet vatandaşına kefil oluyor ama devletin aldığı bu riske kim kefil oluyor? Ülkeyi beklenmedik bir kur volatilitesinde beklenmedik bir kur hareketine karşı kim, nasıl koruyacak? Mesele bu. Devlet kendini korur demeyelim çünkü devlet kendini koruyamadığı için bu günlere geldik. Beklenmedik kur hareketleri olmazsa bu plan ihracatçının biraz işini kolaylaştıracak ve önünü açabilecek bir şey. Ama koşullu varsayımları var. Son derece güçlü ve zor varsayımlara dayalı bir sistem bu.”