- Gündem
- 21.04.2025 19:27
Yenidoğan çetesi davasında tutuklu sanık, Senanur Ünlü savunmasında, “Ben sadece 10 ay hastanede çalıştım. Fırat Sarı bana ne derse ben onu yapardım” dedi.
Kamuoyunda 'Yenidoğan Çetesi olarak bilinen, bebek hastaları önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 30’u tutuklu 58 sanığın yargılandığı davanın duruşması Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başladı.Duruşma kimlik yoklamasıyla saat 10.15 sıralarında başladı.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde adliyenin konferans salonunda görülen duruşmaya, organize suç örgütü elebaşı olduğu iddia edilen doktor Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu 30 tutuklu sanıkla bazı tutuksuz sanıklar, müştekiler ve avukatlar katıldı. Yenidoğan Çetesi’ne yönelik düzenlenen 2. dalga operasyona ilişkin hazırlanan iddianamede çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı ile hareket ettikleri belirlenen kişilere yönelik hazırlanan ve ana dava dosyasıyla birleştirilen iddianameyle sanık sayısı 58’e yükseldi. Duruşma, sanık yoklamasıyla başladı. Tutuklu sanıklar, jandarma eşliğinde mahkemeye getirildi.
Tutuklu sanık, Senanur Ünlü savunmasında "Ben sadece 10 ay hastanede çalıştım. Fırat Sarı bana ne derse ben onu yapardım. Tıbbi sekreter olarak çalışmam. Benim tek görevim yenidoğanda ultrason, röntgen gibi belgeleri sisteme işlemekti. Epikriz belgesi hakkında zaten tıbbi bir bilgim yok. Yaptığım tek şey sonuçları sisteme yüklemek. Ben doğum iznine çıkmıştım. O sırada Hasan Basri Gök, yeni gelen 'Asistan işleri yetiştiremedi bize yardım eder misin' dedi. Ben de zaten kontrol için hastaneye gitmiştim o sırada belgeleri sisteme yükledim. Ardından Fırat Sarı benden IBAN istedi. Bana Fırat Sarı'nın gönderdiği para 1 günlük mesai parasıdır. Hesap hareketimdeki para bununla ilişkilidir" dedi.
Savunmasını yapan tutuklu sanık hemşire Aslı Alemdağ "Yenidoğan yoğun bakımda çalıştım. Ben sadece doktorların söyledikleri hastaların girişlerini yapıyordum. Hangi birim aranacaksa onu arıyordum. Tüm maaşımı hastaneden alıyordum. Epikrizi düzenleyen ve yazan ben değilim. Ben sadece sisteme yüklüyordum. Maille epikriz geliyordu ve ben de kopyalayıp sisteme yüklüyordum. Epikrizleri Hasan Basri yolluyordu. Bu nedenle epikrizlerle ilgili Fırat Sarı ile hiç görüşmedim. Suçsuzum." dedi.
Diğer yandan Bakırköy Adalet Sarayı'nda 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya saat 14.00 sıralarında ara verildi.1 saatlik aranın ardından duruşma saat 15.00 sıralarında yeniden başladı. Aranın ardından savunmasını yapan tutuklu sanık Özlem Polat, hakkındaki suçlamalarla ilgili "Burası benim ilk iş yerimdi tecrübesizdim. Bana ne derlerse onu yaptım. Birşeyleri sorgulama yetkim yoktu. SGK raporlamasını ben yapmıyordum hastanede onunla ilgili farklı bir birim vardı. Benim tek görevim gerekli belgeleri sisteme işlemekti. Epikriz raporu yazmam gibi bir yetkim yoktu tıbbi bir bilgim de yoktu zaten. Hasan Basri Gök yazar bana mail atar ben de sisteme işlerdim" dedi.
Silivri Kolan Hastanesi mesul müdürü ve Başhekimi tutuklu sanık Bener Mansuroğlu ise savunmasında hakkındaki suçlamaları redderek "Bana isnat edilen suçlamaları kabul etmiyorum. Ben işe başlamadan 3 ay öncesinde Fırat Sarı işe başlamış. Hastane sahibi ortağı olmamama rağmen suçlanıyorum. Benim işe alımlarda yetkim olmaz. İşe alım süreçleriyle ilgili benim bilgim yoktur. Ben normal maaşlı çalışanım. Fırat Sarı'nın da çalışma izni resmiydi. Yaşanan olaylarla ilgili haberim de yok bilgim de." dedi.