Yenidoğan çetesi sanığı İlker Gönen cezaevinde intihar etmişti: Avukatından ‘duruşma kapalı yapılsın’ talebi

Yenidoğan Çetesi davasında tutuklu sanık İlker Gönen’in kaldığı cezaevinde yaşamına son vermesinin ardından görülen 3. Duruşmada sanığın avukatı, “Müvekkillerin can güvenliği açısından duruşmanın kapalı yapılmasını talep ediyorum. Mahkemede üye hakime hanımın CMK 30. maddesi gereğince çekilmesini talep ediyorum” dedi.


  • Oluşturulma Tarihi : 18.02.2025 17:00
  • Güncelleme Tarihi : 18.02.2025 17:00
  • Kaynak : DHA
Yenidoğan çetesi sanığı İlker Gönen cezaevinde intihar etmişti: Avukatından ‘duruşma kapalı yapılsın’ talebi

İstanbul'da, yenidoğan bebeklerinin haksız kazanç sağlamak amacıyla anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edilerek ölümlerine sebep olunduğu iddialarıyla açılan davanın üçüncü duruşması, Bakırköy Adliyesi'nde başladı. Cezaevinde hayatına son veren tutuklu sanık İlker Gönen’in ardından sanık sayısı 46’ya yükseldi. Salonda yer yetersizliği nedeniyle duruşma, konferans salonunda gerçekleştirildi.

Duruşmaya, suç örgütü elebaşı olduğu iddia edilen Fırat Sarı’nın da aralarında bulunduğu 25 tutuklu sanık, tutuksuz sanıklar, müştekiler ve avukatlar katıldı. Sanıklara yönelik iddianamede, 10 bebeğin ölümüne yol açan suçlardan dolayı "kasten öldürme", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" ve "resmi belgede sahtecilik" gibi suçlarla toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

İLKER GÖNEN'İN AVUKATINDAN 'DURUŞMA KAPALI YAPILSIN' TALEBİ

Sanık yoklamalarının ardından söz alan İlker Gönen'in avukatı şu ifadeleri kullandı;

"Siz beni hala toplumun önüne atmaya çalışıyorsunuz. Yargılamanın başından beri 'Yargılatacağız' dedik ancak ben abime verdiğim sözü tutamadım. Bu vebal soruşturmanın en başından beri geleneksel ve sosyal medyada, adli makamlarca yargısız infaz. Geçen sefer reddi hakim talebinde bulunurken duruşma zaptında açık açık 'Bebekleri öldürüyorsunuz' cümlesine dayanmak istemiştik. Buradaki insanların en azından yargılanıyormuş gibi hissi oluşsun ancak bunu da başaramadık. Reddi hakim taleplerimiz reddedildi. Bu saatten sonra bu salonda bu dosyaya intikal eden izleyiciler, basın, adını bilmediğimiz parti temsilcileri, müvekkilleri karalayanlar, buraya şov yapmaya gelen barolar, tüm sanıklara eziyet eden görevliler, bebek katili diyen herkes bu salonda İlker Gönen’in sandalyesinin boş olduğunu görüyor. Müvekkillerin can güvenliği açısından duruşmanın kapalı yapılmasını talep ediyorum. Mahkemede üye hakime hanımın CMK 30. maddesi gereğince çekilmesini talep ediyorum"

'DOĞRU YAZILAN DOSYALAR SONRADAN DEĞİŞTİRİLİYORDU'

Opara bebek için tanık olan Şenay Çalıkoğlu ise şu ifadeleri kullandı;

"Birinci Hastanesinde çalıştım. Opara bebek devlet hastanesinden 16.00 sıralarında geldi. Ertesi gün herkes bebeğin peşindeydi. Kan almak istiyorlardı ama alamıyorlardı. Geceye kadar oradaydı bebek. Doğukan'a ulaştım Doğukan geldi. Doktor olarak Seyhmus Hoca vardı ama bebeğin geldiğinden onun haberi yokmuş. Ben erken çıktım, tedavi sürecini görmedim. Bebeklere ne yapılacağını Seyhmus yönlendiriyordu, Doğukan yapıyordu. Bebekle hemşire olarak Yaren ilgilendi. Bebeği sabah gördüğümde durumu çok kötüydü baygın gibiydi nabzını alamıyorduk. Bebek birinci hastanesine geldiğinde ben oradaydım. Şeyhmus Çelik’in bebekle ilgilendiğini görmedim. 20 bin lira para alınıyor diye dedikodular dönüyordu. Bebeğin hemşiresi Yaren'di. Gece ben nöbet tutmadım. Gece sorun olduğunda kim aranıyor bilmiyorum. Tuğçe’nin konuşma tapelerinde 'Bebeğin öldüğünü hissetmedin mi' konuşmasını hatırlamıyorum. Bebeğin nabzını elimizle, steteskopla takip ediyorduk”

Doğukan ile 'Prematüre olan kaya bebekle ilgili konuşman var' sorusuna da cevap veren tanık, “Birinci Hastanesi’nde olan başka bir Kaya bebek. Yılını ve tarihini hatırlamıyorum." dedi.

Çalıkoğlu, "Bebek kötüleştiğinde neden Hakan Doğukan Taşcı’yı aradınız" sorusuna ise, "Gelmediği için aradık. Ben geldiğimde bebek kötüydü. Sabaha karşı ex olan bebekler gündüze teslim edilir morga gönderilirdi. Bebeği sabah teslim aldığımda soğuktu. Çalıştığım sürede 112 çalışanlarıyla bir irtibatım tanışıklığım olmadı. Bebek gece öldü sabah yazıldı saati. Hep böyle yapılıyordu, doğru yazılan dosyalar bile sonradan değiştiriliyordu." yanıtını verdi.

Tutuklu sanık Şeyhmus Çelik tanığa, 'Saat tam olarak kaçta geldi. Kaçta hastaneden geldi, kaçta ex old' şeklinde sorduğu soruya ise, "Akşam geldi, oradaydınız şeklinde" cevap verdi.

'NÖBET TUTMUYORDUM'

Tanık Oktay Torul ise şöyle konuştu;

"Güney Hastanesinde çocuk hekimi olarak çalıştım. 09.00-16.00 arasında çalışıyordum. 28 Mart 2024 tarihinde hastaneden ayrıldım. Yaklaşık 1 ay da Bağcılar Eğitim ve Araştırma hastanesinde çalıştım. Son dönemde Fırat beyler vardı sonra Hivda Hanım eşi ve başhekim Ali Dirik vardı. Kaya bebeğe dokunmuşluğum yok. Gece doğan bir bebek. Gece doğanlara bakma yetkim yok. Muayene etmedim. Bebekleri muayene etmedim herhangi bir tedavi önermedim. 7 yıldır yoğun bakıma bakmadım. Gündüz yenidoğan bebeklere bakıyordum. İhtiyacı olan bebekleri yenidoğan yoğun bakıma veriyordum. Gündüz gün içinde ilk muayenede bakıyordum. Kaya bebek döneminde net bilgim yok ama Fırat beyler ondan sonra Hivda Hanım ve eşiyle, Başhekim Ali Dirik bakıyordu. Ben sadece asansörden inerken sorumlu hemşire Damla Hanım tanıttı. Yoğun bakıma yatacak bebekleri yoğun bakım hemşiresine teslim ediyordum. Ben nöbet tutmuyordum. Acil doktoru oluyordu. Yenidoğan yoğun bakıma özellikle Fırat beyin döneminde onlar bakıyordu. Sonrasında Hivda Hanım ve eşi Rıza bey bakıyordu. Yoğun bakımda girmediğim için bilmiyorum ama 2-3 kez hastane içinde gördüm" dedi.

'ALİ DİRİK BELGE İMZALATMAYA ÇALIŞTI'

Tanık Torul, "Ben kendim poliklinik yapıyordum. Başka birşey diyemiyorum. Bebeği görmedim. Gece hiç nöbet tutmadım. Yenidoğanda bir sorun olduğunda sorumlu hekim gidiyordu sorumlu hekime ulaşılıyordu. Yoğun bakımı Fırat beyler bıraktıktan sonra Hivda Hanım ve eşiyle anlaşma yapıldı. Bana 'Sen bak' dediler 'Ben bakmak istemiyorum' dedim. 5 yıl önce yoğun bakım kapatılsın düşüncem vardı. Bakmak istemedim aşama aşama 19,5 yıl çalıştığım hastanede mobbing uygulanarak ayrıldım. Epikrizde hiç yetkim olmadı. Kaya bebekle bir bilgim ve yetkim yok. Yenidoğan olayları da 15 Nisan gibi gelişti. Çalıştığım hastanenin yönetimi Tarık Kalay bana 'Kaya bebeğe müdahale etmişsin' dedi ben de 'Hayır yetkim yok' dedim. Bu bebekten sonra Sağlık Müdürlüğünün denetimi çok arttı. Yoğun bakım 3. dereceden 1.dereceye düşürülüp ruhsat alınıyor. Başhekim bana belge imzalatmaya çalıştı. Yenidoğan bakım 2. doktoru sorumluluğuma dair bir belge imzalatmaya çalıştı. Belgeyi Ali Dirik imzalatmaya çalıştı" şeklinde konuştu.

'BANA BİLGİ VERİLMEDİ'

Tutuklu sanık avukatı sanığa, "Ali Dirik, Kaya bebeğe baktığınızı, yenidoğan sorumluluğunuz olduğuna dair ıslak imzanızın olduğu belgeyi sunmuştur' sorusuna cevap veren tanık Oktay, 'Bebek Kaya'nın ölümünden 15 gün sonra başhekim 2. doktor olarak imzalattı onu da hastanenin ruhsatı iptal olacak diyerek imzalattı. 500 gram çok küçük bir bebeki, üst düzey bir yerde doğması daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Kaya bebeğin ölümünden sonra gelen iki denetime beni de çağırdılar. Denetimcilere Kaya bebek hakkında bilgi vermedim." şeklinde yanıt verdi. "Kaya bebeğin doğduğu gece nöbet listesinde siz gözüküyorsunuz. Hastanede nöbet listelerini kim hazırlardı ?" sorusuna tanık, "Bana bir bilgi verilmedi. Yoğun bakım sorumluluğu tamamen Fırat Sarı ve ekibine sonra Hivda hanım ve ekibine aitti. Bana söylenen herhangi bir görevlendirme bilgilendirme yoktu " cümleleriyle yanıt verdi.

'FIRAT SARI "BEN ALIRIM" DEDİ'

Tanık Fatma Akar ise duruşmada, "Beylikdüzü Medilife Hastanesinde çalıştım. Hastane kapandıktan sonra ayrıldım. 2024 yılında başladım 1 yıl yenidoğan sorumlu hemşiresi olarak çalıştım. 18 yakın kadrom vardı. Sanıklardan Hatice Ceren Kırım vardı onu sorumluluktan alıp göreve vermişlerdi. Doktor olarak Raşit Cabbaroğlu vardı. Hastanede çocuk doktoru vardı ama yenidoğan yoğun bakıma bakan yoktu. Opara bebek, hastanede poliklinik hizmeti için geldi. Durumu yoğunlaşınca çocuk yoğun bakıma alınmıştı. Orada ilk müdahale yapıldı; orada yatması uygun değildi. 112'yi aradık 112 de uygun yer bulamadı. Biz aramaya başladık. Fırat Sarı "Ben alırım" dedi o şekilde sevk ettik. Çocuğa Raşit Hoca ve hemşire olarak da biz bakıyorduk. Birinci Hastanesinden bizi arayan olmadı. Ertesi gün aradılar bebek ex olduğu için. Çocukla ilgili bilgi istediler. Ben de epikrize 'Herşeyi yazdık' dedim. Bebek ex olduktan sonra Birinci Hastanesi yoğun bakım sorumlusu Hakan Doğukan Taşcı aradı. Entübasyon işini çocuk hareketli olduğu için uyutarak yaparız. Akciğer açılana kadar uyutmak gerekiyor. Tüm hastane Opara bebeğin için sevk olması için seferber oldu. En son Raşit Hoca gelip çocuğu 'Fırat Hoca alacak' dedi." şeklinde konuştu. Duruşmaya saat 14.00 sıralarında ara verildi.

'RIZA KEYKUBAT EVRAKLARI WHATSAPP ÜZERİNDEN GÖNDERDİ'

Verilen 1 saatlik aranın ardından tanık beyanlarınıu alınmasına devam ediliyor. Tanık Erhan Ayvaz, "Özel Güney Hastanesinde çalışıyordum. Evrak işleriyle ilgileniyordum. Sağlık personellerinin gerekli yazışmalarıyla ilgileniyordum. Kaya bebekle ilgili sadece ölüm belgesinin doktoru başka kurumda çalışıyordu. O doktordan almaya gittim o kadar. Hastaneye geliş sürecini bilmiyorum. Şeyhmus Çelik ayrıldıktan sonra ayın 15’inde Hilda Keykubat’ın başlangıcını yaptık. Kendisiyle görüşmedim eşiyle görüştüm. Evraklarını hazırladım imzaya gönderdim. Evrakları Rıza Keykubat Whatsapp üzerinden gönderdi. Hastanede evrak aşamasında Rıza Keykubat ile yüz yüze görüştüm. Kaya bebeğin avukatı, 'Müvekkilim bebeğinin ölüm belgesi verilmiş ancak 1 saat sonra eksik bilgiler var diyerek geri aranmış ölüm belgesiyle nasıl bir işlem yapıldı' sorusuna cevap veren tanık, 'Bir bilgim yok. Doktor Oktay sadece poliklinik yapardı" diye cevap verdi.

'BEBEĞİN EKS OLDUĞUNU BATUHAN SÖYLEDİ'

Tanık Furkan Çalışkan ise, "Güney Hastanesinde 2021 yılından itibaren 2,5 yıl çalıştım. Acil Tıp Teknisyeni olarak başladım gece amiri sorumlusu olarak devam ettim. Akşam 6’dan sabah 8’e kadar çalışıyordum. Kaya bebeği son gün ben gördüm. Ambulansla Esencan Hastanesinden ben getirdim. Anne karnında 30 haftalık doğmuştu. Bizim hastaneye geldi bilgisini Gıyasettin Mert Özdemir’den aldım. Fehmi Alperen'i tanımıyorum. Kaya bebek doğdugu zaman 8 bin lira ödeme alındı. Bebek prematüre bir bebekti ve genel durumu hep kötü ilerledi. Bebeğin eks olduğunu Batuhan söyledi. Bebek gece vefat etmişti. Gece çocuk doktoru bulunmuyordu. Benim bulunduğum sürede bir doktor vardı yan binada kalıyordu. Başka bir doktor görmedim. Fırat Sarı, İlker Gönen’i tanımıyorum. Savcı tanığa, 'Protokol olmadan Kaya bebeğin annesini aldık diyorsunuz nasıl aldınız' sorusuna cevap veren tanık Çalışkan, 'Esencan Hastanesi diye hatırlıyorum hastaneyi. 3 kişi gittik, hastayı acilden aldık. Batuhan gece vardiyası olarak çalışıyordu. Gece yoğun bakımda çocuk doktoru bulunmazdı." şeklinde konuştu.

'FIRAT SARI'YI BİR KERE GÖRDÜM'

Tanık Leyla Emel ise, "Beylikdüzü Medilife hastanesinde 15 yıldır, işe alım süreçleri, iş programı görevinde çalışıyorum. Ceren Hatice Kırım'ı tanıyorum. Ben aldım işe. Evraklarıyla geldi görüştük ve işe alımı oldu. Süreçlerde başhekimle görüşme yapmıyoruz. Fırat Sarı'yı bir kere gördük. Kendisini kendi yönetim biriminde gördüm. Çalışanlarımın Fırat Sarı'nın işletmesinden para aldığını bilmiyorum." dedi.

DHA

DHA
Yazarımız Kim ?

DHA