- Gündem
- 22.04.2025 00:45
Uzman kişilerin katılımıyla İzmir Ticaret Borsası ev sahipliğinde düzenlenen Jeotermal Enerji ve Tarım Sektörüne Etkileri konulu panelde, tarım ve jeotermal enerji konusu masaya yatırıldı
E. ÇAĞLA GENİŞ
Her geçen gün artan dünya nüfusu nedeniyle gıda ve enerji ihtiyacı da hızla artıyor. Bu artış gelişen teknoloji, değişen tüketici istekleri, kirlenen dünya ve daha sağlıklı yaşam isteği nedenleri ile daha sağlıklı, daha ekolojik, daha çevreci, daha temiz ve kaliteli gıda ve enerji ihtiyacını da tetikliyor.
Tarımsal üretim açısından sadece Türkiyenin değil, dünyanın da en verimli toprak ve iklim imkanlarına sahip olan Ege Bölgesi aynı zamanda jeotermal enerji bakımından da önemli bir potansiyele sahip. Bölgenin jeotermal enerji açısından gelişimi ve potansiyeli hakkında uzman kişilerin katılımıyla İzmir Ticaret Borsası ev sahipliğinde Jeotermal Enerji ve Tarım Sektörüne Etkileri konulu panel düzenlendi. Açılış konuşmalarıyla başlayan panel, alanında uzman kişilerin sunumlarıyla devam etti. Etkinliğe çok sayıda sektör temsilcisi ve oda başkanı katıldı.
SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR ŞEKİLDE YÖNETMELİYİZ
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan İTB Yönetim Kurulu Üyesi Özhan Şen, toplantıda son dönemde sıkça dile getirilen tarım ve jeotermal konularının uzmanları tarafından değerlendirilmesini ve olası önerilerin ortaya konulmasını hedeflediklerini belirterek, Dünyanın en güzel ve özel coğrafyalarından birisi olan Anadoluyu hem kendimiz hem de gelecek nesillerimiz için toprağı, suyu, havası, denizi gibi çevresel ve ekolojik açılardan sürdürülebilir bir şekilde yönetmeliyiz. Tarımsal üretim açısından dünyanın şanslı noktalarından birisindeyiz. Başta incir, üzüm, zeytinyağı gibi tüm dünyaca kalitesi bilinen geleneksel ürünlerimiz olmak üzere tarımsal ürünlerimiz bu coğrafyanın en büyük zenginlikleri arasında yer almaktadır dedi.
KURU İNCİR İHRACATINDA SORUN YAŞIYORUZ
Kuru incir ihracatında son dönemde özellikle kalite açısından önemli sorunlar yaşandığına dikkat çeken Şen, Santrallerin havaya saldıkları buhar nedeniyle oluşan ılıman ve nemli havanın buna neden olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca, normal şartlarda eser miktar olması gereken kükürt miktarı yapılan analizlerde 15 ppm seviyelerinde ölçülüyor. İncir bölgelerinde dolaştığınızda havadaki kükürt ve diğer kimyasalların kokularını rahatlıkla alabiliyorsunuz. Üstelik toprakta ve ürünlerde bor gibi önemli tehlikelerin olabileceği de ifade ediliyor diye konuştu.
DENETİMLERİN DAHA SIK YAPILMASINI İSTİYORUZ
Yenilenebilir enerji kaynaklarının ortaya çıkarılması ve kullanılmasının büyük önem taşıdığına vurgu yapan Şen, Üretimin artması ve rahat bir yaşam için enerjiye ihtiyacımız var. Petrol, doğalgaz gibi enerji kaynaklarına sahip değiliz ve enerji için önemli miktarda döviz harcıyoruz. Bugüne kadar temel amacımız bölgemizin tarım ve ekonomik gelişimine katkı sağlamak oldu. Bizler en büyük zenginliklerimizden birisi olan ve dünyada en rekabetçi alanlarından birisi olduğumuz tarımsal üretimimizi riske atma şansımızın bulunmadığını düşünüyoruz. Bu nedenle, temiz enerji olarak anılan jeotermal enerji üreten santrallerin denetimlerinin daha sıkı yapılmasını ve ruhsatlarında belirtilen koşullarda çalışmalarının sağlanmasını istiyoruz. Bilgi kirliliğinin önlenmesi amacıyla da denetim sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılmasını talep ediyoruz ifadelerini kullandı.
BÖLGEMİZ JEOTERMAL ENERJİ KONUSUNDA ÖNE ÇIKIYOR
Ege Bölgesinin tarım ve jeotermal enerji konularında önemli bir potansiyeli bulunduğunu söyleyen İTB Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Zincircioğlu, Kuru üzüm değerlendirme şekillerinin çeşitliliği ve ihracattaki payı ile bölgemiz tarımında önemli yer teşkil etmektedir. Son yıllarda ortalama yıllık üretim miktarı 270 bin ton olan çekirdeksiz kuru üzümün, çok önemli bir kısmı Avrupa Birliği ülkelerine olmak üzere yüzde 80'i ihraç edilmektedir. Bölgemiz aynı zamanda jeotermal enerji açısından da önemli bir potansiyele sahiptir. Hem dünyada sektörü yönlendirdiğimiz tarım ürünlerimiz hem de tüm dünyada yeşil enerji olarak kabul edilen jeotermal enerji potansiyelimiz ile ne kadar önemli bir coğrafyada yaşadığımız ortaya çıkmaktadır. Git gide artan dünya nüfusu ile buna paralel olarak artan temiz enerji ve temiz gıda ihtiyacı dünyamızı bekleyen en önemli sorunlardandır. Bölgemiz bu bakımdan da bir adım öne çıkmaktadır. Bu aşamada bizlere düşen temiz enerji tabir edilen jeotermal enerjimizi ve dünyaya Smyrna Sultanas ve Smyrna Figs olarak nam salmış tarım ürünlerimizi birlikte en iyi koşullarda devamlılığını sağlamaktır. Bunun için hem yetkililerin hem de iki sektörün temsilcilerinin bunun farkında olarak hareket etmesi önemli konuların başında gelmektedir şeklinde konuştu.