Yerli Kovid-19 DNA aşısı Faz 1 denemeleri için gün sayıyor

Ege Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Necdet Budak, dört farklı DNA aşısının ilk prototipini hayvanlara uyguladıklarını, Faz 1 klinik çalışması için başvuruda bulunacaklarını açıkladı


  • Oluşturulma Tarihi : 07.10.2020 10:13
  • Güncelleme Tarihi : 07.10.2020 10:13
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Yerli Kovid-19 DNA aşısı Faz 1 denemeleri için gün sayıyor haberinin görseli

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
Türkiye’de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile ilgili gerçekleştirilen 13 yerli ve milli aşı çalışmasından birisi; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK-MAM desteği ile Ege Üniversitesi öncülüğünde yürütülüyor. Ege Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Necdet Budak ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Moleküler Parazitoloji Tanı Laboratuvarı ve Aşı Araştırma ve Geliştirme Laboratuvarı Yöneticisi Doç.Dr. Mert Döşkaya, Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma ve Uygulama Merkezi (ARGEFAR) bahçesinde düzenlenen toplantıyla, “Kovid-19 Aşısı İçin Antijen Keşfi ve DNA Aşısı Geliştirilmesi” çalışmalarında gelinen süreç hakkında bilgi verdi.
ÜSTÜN GAYRETLE ÇALIŞIYORUZ
Toplantının açılışında konuşan Ege Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Necdet Budak, ülke ve dünya gündemini derinden etkileyen Kovid-19 salgınıyla mücadelede Ege Üniversitesi olarak aşı çalışmalarında geldikleri aşamayı paylaşmak adına basın toplantısı düzenlediklerini belirterek, “Dünya Sağlık Örgütü Kovid-19 salgınını henüz pandemi ilan etmemişken, Ege Üniversitesi olarak salgınla mücadelede stratejilerimizi belirleyerek eylem planlarımızı oluşturduk. Salgınla mücadelede köklü çözüm üretmek için Multidisipliner Aşı Araştırma ve Geliştirme Çalışma Grubu çatısı altında çalışmalarımıza başladık. TÜBİTAK-MAM önderliğinde oluşturulan Kovid-19 Türkiye Platformu tarafından desteklenen ‘Kovid-19’a karşı DNA aşısı geliştirme’ projemizde üniversitemizin farklı fakülte ve meslek yüksekokulundan toplam 18 akademisyenimiz üstün bir gayretle çalışmaktadır. Mültisipliner alanlardan farklı paydaşlarla yürüttüğümüz proje ekibimizde; İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi, T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Ulusal Viroloji Referans Merkez Laboratuvarı ve T.C. Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğün ve özel sektörden (Nobel İlaç San. Tic. A.Ş. ve Florabio Teknoloji Sanayi Tic. A.Ş.) araştırmacılar da bulunmaktadır” dedi.
YASAL OTORİTEYE BAŞVURACAĞIZ
Prof.Dr. Budak, üniversite çatısı altında yürüttükleri çalışmalar neticesinde Kovid-19’a karşı geliştirdikleri dört farklı DNA aşısı prototipinin laboratuvar ölçekli üretimini bitirdiklerini ve kısa süre önce ilk aşı prototipini hayvanlara uyguladıklarının müjdesini vererek, “Aşı prototiplerinin ardışık olarak hayvan modellerine uygulanması iki ay kadar daha sürecek. Bu aşama sonrası dört DNA aşısı prototipi içinden hayvanlarda en kuvvetli bağışık yanıt uyaran aşılarımızın, hayvan modelleri üzerinde toksisite etkilerini test etmeyi amaçlıyoruz. Bu aşamanın ardından Faz 1 klinik çalışma için yasal otoriteye başvuru yapabileceğiz” diye konuştu. Prof.Dr. Budak ayrıca aşı geliştirme çalışmalarını daha disiplinli ve koordinasyonlu bir biçimde sürdürmek için yakın gelecekte üniversite çatısı altında Aşı Araştırma ve Geliştirme Merkezi kuracaklarının da müjdesini verdi.
EN YAKIN TARİH 2021 SONBAHAR
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Moleküler Parazitoloji Tanı Laboratuvarı ve Aşı Araştırma ve Geliştirme Laboratuvarı Yöneticisi Doç.Dr. Mert Döşkaya ise yaptığı konuşmada, aşı araştırma ve geliştirme sürecinin tüm dünyada standart olduğunu belirterek, “Bütün araştırmacıların bu süreci takip edip buradan çıkması gerekir. Biz de şu anda aşının bağışık yanıtı uyarma özelliğini test ediyoruz. Bu sürecin, ardışık prototipler deneneceği için 2 ay kadar sürmesi bekleniyor. Bu 2 ay sonunda tahminimizce 1 ay kadar sürecek, kaliteli ürünle acaba hayvanlarda bir zehirleyici etkisi var mı bu test edilecek. Bu süreç sonrasında da hazırlanan bir dosyayla Sağlık Bakanlığı’na başvuruda bulunulacak. Aşağı yukarı her şey yolunda gidere, bu başvuru sürecinin en iyi ihtimalle 3 ay süreceğini düşünüyoruz. Tabi bu süreç farklı sebeplerden dolayı da bir miktar uzayabilir. Bunlar da deneysel sebeplerdir. DNA aşılarının tüm dünyada öne çıkan en önemli özelliği toksik etkilerinin olmaması. Bu, 500’ün üzerinde klinik çalışmayla denenmiş bir yaklaşım. Kolay üretilebilirliği, raf ömrünün uzun olması, hava sıcaklığına dayanaklı ve ucuza mal olması; DNA aşılarının en büyük avantajları. İnaktif bir virüs aşısıyla karşılaştırıldığında enfeksiyon riski yok. Bağışıklık yanıtı kuvvetli ve uzun süreli bir bağışıklık üretiyor” şeklinde konuştu. ARGEFAR Müdürü Prof.Dr. Ercüment Karasulu ise aşı çalışmaları ile ilgili olarak, kendileri de dahil olmak üzere tüm dünyada beklentilerinin, gelecek sonbaharda ilk aşılar çıkması olduğunu söyledi.