Sayfa Yükleniyor...
Kemal Sunal’dan, Orhan Gencebay’a, Hulusi Kertmen’den Oya Aydoğan’a birçok Yeşilçamlı oyuncuyla setleri paylaşan İzmirli Bayram Kayık, emekli olmak için çiğköfteci dükkânını işletiyor
NURETTİN BAKİ - ÖZEL HABER
Türk sinemasının 1960’lardan beri süre gelen bir ismi var; Yeşilçam. Cümle içinde geçtiği zaman insanların ne demek istediğini çok iyi anlıyoruz. Çünkü hepimizin aklının, gönlünün bir yerinde her zaman bir Yeşilçam filmi veya dizisi muhakkak vardır. Yeşilçam sinemasında bazen Hababam olur; kahkaha atarsınız, bazen de bir bakmışsınız ‘Bizim Aile’ olmuş hayatın ta içinden diyerek ‘Yaşar Usta’ olmuşsunuzdur. Öte yandan dönemin zor şartlarında Yeşilçam’ın vazgeçilmez başrol oyuncuları olduğu gibi vazgeçilmez karakter oyuncuları vardı. Onlar hayat verdikleri rollere göre iyiler ve kötüler olarak ayrılsalar da hepsi sinemanın emektar, ince ruhlu insanlarıydı. Kısacık hayatlarına sayısı yüzleri aşan film sığdırdılar ama aynı oranda ilgiyle karşılaştıklarını söylemek pek de mümkün değil. Ekmek parası için İstanbul’a giden İzmirli İbrahim Kayık’ın yolu da Yeşilçam’dan geçiyor. 1979 yılında berberde çalıştığı sırada dükkana gelen o dönemki siyah beyaz sinemasının jönlerinden Aras Bulut ile tanışan Kayık, 17 yıl boyunca Yeşilçam sinemasının kamera arkasında çalışmış. “Set ortamında yapmadığım iş kalmadı” diyen İzmirli Kayık, o günleri anlatırken ağlamamak için kendi zor tutuyor. Kayık, Yeşilçam sinemasında yıllarca emek vermesine ve yaşı geçmesine rağmen, emekli olamadığını söylüyor. Bu yüzden 2000 yılında sektörü bırakıp İzmir’e geri döndüğünü belirten Kayık, İzmir’de ilk başta terzide çalıştığını ancak emeklilik şartlarını yerine getirmediği için bu kez de çiğköfte dükkanı açmaya karar verdiğini ifade etti.
ARAS BULUT İLE TANIŞTIM
Yeşilçam sineması dönemini anlatırken gözleri dolan Bayram Kayık, Yeşilçam ile nasıl tanıştığını anlattı. Kayık, “İstanbul’a gittim. Aslında gitme amacım sinemada çalışmak falan değildi. Amcamın oğlu İstanbul’da çalışıyordu, ben de yanına çalışmaya gitmiştim. Amca oğlumun bir berber dükkanı vardı. Ben de yanında çalışmaya başladım. Bir gün dükkana Aras Bulut geldi. Tanıştık, bana filmlerin nasıl çekileceğinden bahsetti. Bende de ilgi uyandırdı. Seti görmek istedim. Setlere gide gele tanıştığım arkadaşlarım oldu. 17 yıllık geçmişimin olduğu Yeşilçam sineması ile tanışıklığım bu şekilde oldu. Şimdi dönüp arkama baktığımda çok özlüyorum. Bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyor. Ancak şartların zorluğundan dolayı daha fazla sektörün içinde yer alamadım” ifadelerini kullandı.
AİLE ORTAMI VARDI!
“Yeşilçam sinemasında insana saygı vardı” diyen Kayık, günümüzdeki sinema sektörünün ABD dizilerine özendiğini dile getirdi. Yeşilçam sineması filmlerinin setlerinde bir aile ortamının olduğunu aktaran Kayık, “O zamanda insanlık, saygı ve değer vardı. Oyuncularla aynı sofrada yemek yerdik. Şimdi böyle bir şey göremiyorum filmlerde. Filmler yok, ABD özentisi diziler var. Yeşilçam oyuncuları çok kıymetli insanlardı. Ne yazık ki birçoğu açlıktan parklarda öldü. Kimsenin haberi bile olmadı onlardan” dedi.
ORHAN GENCEBAY HAYRANLIĞI
Setlerde en çok sevdiği oyuncunun Orhan Gencebay olduğunu belirten Kayık, birlikte vakit geçirdiği, setlerde yoldaşlık ettiği ünlü oyuncuları sıraladı. “Setlere İbrahim Tatlıses’in ‘Fadile’ filmi ile başladım” diyen Kayık, “Setlere ilk tele flaşta, İbrahim Tatlıses’in ‘Fadile’ filmi ile başladım. Hulusi Kentmen, İbrahim Tatlıses, Necla Nazır filmin başrolünde oynuyordu. O zamanlar biz yardımcıydık. Işık, dekor setteki bütün işleri yaptım. Setlerde oyuncularla beraber gülüyorduk, beraber üzülüyorduk. En sevdiğim, keyif aldığım oyuncu Orhan Babaydı (Orhan Gencebay). Kemal Sunal, Haluk Bilginer, Oya Aydoğan, Sibel Can gibi birçok ünlü oyuncu ile setlerde tanıştım. Hepsinin de ayrı hikayesi vardı. Setlerinde bulunduğum film ve dizilerden bir kaçı ise şunlardı: 80. Adım, Ay Vakti, Sahte Dünyalar, Yedi Uyuyanlar, Sevda Gönülleri, Şaban Askerde, Kara Melek, Yılan Hikayesi, Borsa. Bu film ve diziler çekilirken çok zorlanıyorduk. Günümüzdeki gibi teknolojik araçlarımız yoktu. Bir filmin ikinci sahnesini çekmek için saatlerce uğraşıyorduk, yetmiyordu. Bir sahneyi günlerce çektiğimiz oluyordu. Toplamda 17 sene sinemanın içinde bulundum. Kısacası o zamanki set şartları çok zordu. Her şey zordu” diye konuştu.
EMEKLİ OLMAK İÇİN BIRAKTIM!
Zor şartlarda çalışmalarına rağmen düşük paralar aldıklarını, emekli olabilecekleri şartların oluşmadığını söyleyen Kayık, mecburen sektörü bırakmak zorunda kaldığını dile getirdi. Yaşanan geçinememe ve emekli olamamasından dolayı çiğköfte dükkanı açtığını belirten Kayık, “Baktım çok çalıştım, yaşım da geçiyor ama emekli olamıyorum. Ben de emekli olmak için çiğköfte dükkanı açtım. Şimdi emekli olacağım günü bekliyorum. Bu kadar yaşadıklarımdan şunu söyleyebilirim ki her şey boşuna gidiyor. Ne yapıyorsan yap boşuna. Yaş ilerledikçe o günleri, yaşanmışlıkları insan özlüyor ama elden bir şey gelmiyor” ifadelerine yer verdi.
Haber Merkezi