Kurban Resmi

“Yeter ki kadının bariyeri olmasın”

Kadınların pozitif ayrımcılığa ihtiyacı olmadığı kadar güçlü olduğunu söyleyen Serter, kadın derneği olarak birçok başarılı projeyi hayata geçirdiklerini belirtti. Serter, “Yeter ki kadının bariyeri olmasın” dedi

  • Oluşturulma Tarihi : 21.03.2019 08:27
  • Güncelleme Tarihi : 21.03.2019 08:27
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Yeter ki kadının bariyeri olmasın” haberinin görseli

NURETTİN BAKİ-RÖPORTAJ
2 dönemdir İzmir İş Kadınları Derneği (İZİKAD)’in yönetim kurulu başkanlığını yapan ve bu görevinde son yıllına giren Huriye Serter, dernek olarak 4 yıl boyunca yaptığı çalışmaları, projeleri, yenilikleri, kadının iş dünyasındaki gücünü ve İzmirli iş kadınlarının başarılı çalışmaları başta olmak üzere birçok konuya açıklık getirdi. Serter, İzmirli iş kadınlarının Türkiye’nin diğer pek çok kentinde iş hayatında olan kadınına rol model olduğundan bahsederken, “Kadının pozitif ayrımcılığa da ihtiyacı yok, yeter ki kadının bariyerleri olmasın. İzmir’de kadın derneği olarak bir zorlukla karşılaşmadık ama Türkiye’nin diğer kentlerindeki kadınların yaşadığı sıkıntıları biliyoruz. Bu yüzden İzmir modelini Anadolu’nun bütün noktalarına taşımak istiyoruz. Çünkü Türkiye’nin her bölgesinde son derece başarılı kadınlarımız var ama görünür değiller amacımız bu kadınlarımızı da görünür kılmak” dedi.
Başkanlığınız süresince birçok proje hayata geçirdiniz. Dernek olarak yeni hedefleriniz var mı?
Proje olarak yaptıklarımız çok fazla. Hatta bir kısmını bırakıp daha belli noktalara odaklanmayı tercih etmeye başladık. Belli noktalara odaklanıp orada bir başarı kazanmak. Bundan sonra ki hedefimiz bu. İş dünyası odaklı daha çok olmak istiyoruz. Örneğin önceden çok fazla sayıda meslek kursları açıyorduk. Artık bunları senede bire düşürdük. KOSGEB girişimcilik eğitimleri açıyorduk artık onu da senede bir kez üniversite son sınıf öğrencileri için yapacağız. Böylece bir takım çalışmalarımızı azaltırken bazı şeyleri de çağın ruhuna uygun olarak çoğaltmaya başladık.
Arttırdığınız çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
İzmir’deki diğer iş insanları dernekleriyle ortak projeler üretiyoruz. Uluslararası yanlarımıza ağırlık vermek istiyoruz. Ki biz uluslararası yanı çok güçlü olan bir derneğiz. Mesela projemiz var. Bu projemizde;4 yılda, Yunanistan, Hollanda, İngiltere, Bosna-Hersek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gibi ülkelerle bu güne kadar bu projemizi gerçekleştirdik. Projenin iki ayağı var. Bir ayağı İzmir’de diğer ayağı diğer ülkenin hangi şehrinde olursa orda oluyor. Bu proje 3 günlük bir proje, bir köprüde açılışını yapıyoruz. İzmir’de köprü olmadığı için biz de Güzelyalı’daki Göztepe üst geçidinde açılışımızı yapıyoruz. Daha sonra mesleki eşleştirmelerle karşılıklı ticaretimizi nasıl geliştiririz diye görüş alışverişinde bulunuyoruz. Bu projeyi Arap iş kadınlarıyla da yaptık. Bu projemizi senede iki kere yaparak sürdürmeye devam edeceğiz. Bu proje çok planlı olduğu için aynı zamanda İzmir ekonomisine katkısı çok fazla oluyor. Mesela bu projeyle bir arkadaşımız Londra’da bir güzellik merkezi açtı. Yabancı misafirlerimizi İzmir’de ağırlayarak İzmir turizmine de bir katkı sağlamış ve ülkemizi tanıtmış oluyoruz. Bahsettiğim ülkeler bizim bu projemizi sonuna kadar destekliyor.
Bu proje dediğiniz gibi İzmir ekonomisine ve turizmine büyük bir katkı sağlıyor. Projeyi daha da geliştirmeyi düşünüyor musunuz?
Kesinlikle bu projemizi daha da geliştireceğiz. Bu yıl ilk kez eylül ayında bu projemizi Balkan İş kadınları Zirvesi’ne dönüştüreceğiz. Balkan ülkelerindeki iş kadınlarının İzmir’e gelip hem birbirlerini daha iyi tanımak, birbirlerinin ne yaptığını anlamak, kadın ve kadın hakları, çalışan kadın nasıl bir zeminde yaşıyor gibi konuları masaya yatırmak için böyle bir buluşmayı gerçekleştireceğiz. Bu ilk olacak ve İzmir gerçekleşecek. Uluslararası grubumuz çalışmalarına başladı. 2019 Eylül’ünün son haftasında yapmayı planlıyoruz.
Genç İZİKAD projesinde bu sene bir yenilenme, farklılık olacak mı?
Tabi, Genç İZİKAD projemiz bu yıl farklı bir formatta gerçekleşecek. Bu ay yedincisini yapıyoruz ama revize ettik, bambaşka bir şekliyle başlatıyoruz. Daha önce üniversite son sınıfta okuyan genç kızlarımıza yönelik bire bir proje beklentimizin olduğu bir projeydi. Aynı zamanda girişimcilik eğitimler veriyorduk. En son olarak da yazdıkları projeyi bir araya getirdiğimiz İzmir’in kanaat önderleriyle birlikte bir jüri oluşturup onlara da ödüller veriyorduk. Birinci olan genç kızımızın ödülü yurt dışında staj yapmak imkânı kazanıyordu. Ama baktık ki gençlerimizin istedikleri artık bu değil bire bir iletişimden ziyade takım olarak bir şeyler yapmak istiyorlar ve bu şekilde kendilerini daha iyi hissediyorlar. Biz de TÜSİAD’ın ‘Bu gençlikte iş var’ projesine öykündük. İçlerinden beş takım seçeceğiz ve o beş takımdan Haziran sonuna kadar Genç İZİKAD projesini revize ettiğimiz haliyle sürdüreceğiz. Bu gençlerimizi 3 günlük bir kampa alacağız. Onlardan iş fikirleri isteyeceğiz. Şimdiki neslinin istediği beklentileri sağlayacağız.
Avrupa Birliği ile beraber yeni bir çalışmanız var mı? Kaynak bulmakta sıkıntı çeken derneklere bir çağrınız olacak mı?
Bir Avrupa Birliği projesine başvurmuştuk, bu projemizi kabul oldu. Biz aynı zamanda Akdeniz İş Kadınları Dernekleri Federasyonu üyesiyiz. Merkezi Barselona’da olan içinde 24 ülkenin 46 iş kadını derneğinin ve Türkiye’den bizimle beraber üç derneğin de olduğu bir federasyona üyeyiz. Burada genç kadınlarla deneyimli kadınların bir araya gelip deneyim paylaştığı, içinde 12-16 yaş aralığındaki çocukların da girişimciliğe hazırlandığı bir ayağı Barcelona’da bir ayağı da İzmir’de olan 12 aylık bir proje. 96 bin Euro’luk bir proje. Kasamızda bu paralar olunca daha da cesur oluyoruz. Bu paralarla projelerimizi yapıyoruz. Benim buradan bütün derneklere, proje yapmak isteyen herkese bir çağrım var. AB ve ABD destekli projelere başvursunlar. Şu an zaten bir ekonomik daralma var. Böyle bir daralma varken kimsenin sponsor olacak bir durumu yok. Onun için para istemektense daha farklı yol arkadaşlıklar yapılabilir. Şirketlerle hikâyeler yaratılabilir. Ama bu fonları da değerlendirip derneklerini ya da kurumlarını daha ileriye götürebilirler. Benim tavsiyem bunu mutlaka çalışsınlar, yapsınlar.
İZİKAD’da yaptığınız yeniliklerden bahsederken, İZİKAD’ın iş fikirleri ve projelerinin de nasıl ortaya çıktığını anlatabilir misiniz?
İZİKAD Yönetim Kurulu Başkanı olarak son senem ama ben her zaman bir İZİKAD’lı olarak tıpkı şu an benim arkadaşlarımın benim etrafımda toplandığı gibi onlara hizmet edeceğim. Çünkü sen ben yok biz varız. Kadınlar olarak zamanımızı iyi değerlendiriyoruz. İZİKAD’da pek çok yenilik yaptık, İZİKAD’ı daha çok uluslararası alana açtık, daha çok iş dünyası ile bir araya getirdik. Kalite yönetimi anlamında İSO 9001 aldık. Talimatlarımız var artık ve ben gitsem de aynı şekilde o talimatlarla İZİKAD’ın yönetilmesi daha kolay olacak. Yuvarlak masa çalışma grubu şeklinde çalışıyoruz. Apolet yok. Kimsenin titri yok herkes eşit, herkes çok rahatlıkla neyse kafasında ifade edebiliyor. Yuvarlak masa etrafında toplanıyoruz ve bütün iş fikirleri projelerimiz bu yuvarlak masadan çıkıyor. Derneğimizi ortak akılla yönetiyoruz. Ben buna yönetişim diyorum. Çalışma gruplarının liderleri altı ayda bir değişiyor. Böylece arkadaşlarımız hem empati yapıyorlar hem de daha dinamik bir süreci yönetmiş oluyoruz.
İzmir’in iş kadınlarıyla, Türkiye’de rol model olduğunu söyleyebilir misiniz?
İzmir, Türkiye’deki en özgür kentlerden bir tanesi, herkesin gıptayla baktığı ‘Ah keşke biz de yaşasak’ dediği kentlerden bir tanesi. Bunun yanında İZİKAD’ın da kurumsallığını eklediğimizde Türkiye’de gezdiğimiz kentlerde rol model olduğumuzu anlıyoruz. Biz Türkiye’nin birçok kentinin iş kadınları derneklerini ziyaret ediyoruz. Elbette farkımız var ve bunu hissettiriyor, rol model oluyoruz. Türkiye’de İZİKAD gibi kurumlar çoğalıyor, tabi bu da bizi çok mutlu ediyor.
Kadın derneği olmanın zorluklarını yaşadınız mı?
İzmir’de kadın derneği olduğumuz için zorluk görmedik. Ama bu demek değil ki diğer kentlerdeki iş kadınları dernekleri bunu yaşamıyor. Bunu Anadolu’ya, Aydın, Manisa’ya gittiğinizde anlıyorsunuz. Buralarda bu tür işler çok farklı yürüyor. Dilleri bile bizden farklı. Yakınmaları farklı, şikâyetleri farklı, biz böyle şeyleri yaşamıyoruz. Ama bizim yaşamamış olmamız onlara yardımcı olmamamız demek değil. Onların dertlerinden anlamıyoruz demek değil. Her zaman için bu arkadaşlarımızın yanındayız. Onların savunucusuyuz. İzmir’de gerek yerel yönetimlergerekse STK’lar bütün kapılarını bize açıyor. Bizi güçlendiriyorlar ama biz de onları güçlendiriyoruz. Hepsinin arkalarında müthiş bir kadın gücü var. Belediyelerimiz, Valimiz, dernekler müdürlüğümüz hepsi her zaman yanımızda bu yüzden biz İzmir’de sıkıntı yaşamıyoruz. Ziyaretlerimiz sırasında Biz kendimizi anlattıktan sonra bize olan bakış açıları daha da değişiyor. İzmir’de bugüne kadar bir ayrımcılıkla karşılaşmadık.
İzmirli kadının İzmir ekonomisine katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İzmirli kadınlar demeyelim de İzmir’deki kadın gibi özgürlük alanları sağlanmış kadınlar bence her alanda olmalı. Kadınlar bir defa tek başına bir şeyler yapamazlar yani kimse tek başına bir şey yapamaz. Kadına alanlar açılmalı, bizim pozitif ayrımcılığa da ihtiyacımız yok. Sadece gölge etmesinler, kadınlar her şeyi başarabilecek güçte ve kuvvette. Kimseden bir şey beklemiyoruz sadece önümüzü kapatmasınlar. Bizim bariyerlerimiz olmasın. Biliyorum ataerkil bir toplumuz bu güne kadar olan ezberletilmiş şeyler ön yargılar kolay kolay değişmiyor ama bunun bir sonu olacağından eminim. Özellikle 35 yaş altı genç erkek ve kadın grubunundaha farklı yerlerde olacağına inanıyorum.
Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitsizliğini, bir kadın derneğinin başkanı olarak nasıl yorumlarsınız?
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde 144 ülke arasında 130’uncu sıra olmak çok iç acıtıcı bir durum. Elbette ki İzmir ekonomisine gücümüz var bunu gösteriyoruz. İZİKAD kadınları olarak hepimiz aktif çalışan başarılı kadınlarız, bir şeyleri başarmış ama başarmak isteyen kadınlara da el uzatan kadınlarız. Bizim İzmir’de olmamızdan kaynaklanan İzmir’le sınırlı olan bir yanımız var. İşte bunu aşmaya çalışıyoruz, bunun için Anadolu’nun pek çok yerinde kadınlara gidiyoruzve İzmir’i yaymak istiyoruz. Diyarbakır’daki, Adana’daki, Iğdır’daki iş kadınları çok başarılılar sadece görünür değiller. Bunları görünür kılmak için bizim gibi İzmir’deki iş kadınlarının görevi vazifesi. Bu kadınlarımızın hepsinin ekonomiye katkısı çok fazla. Kadınlarla erkekler yan yana birlikte olursak bir şeyler olacak.