Yıllar önceki uyarılar bugüne taşındı!

Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi’nde düzenlenen ‘Demokrasi Arayışında Kent’ söyleşisi ile gazeteci ve yazar Kürşat Bumin’in yıllar önceki uyarıları bugüne taşındı. Söyleşide kentsel hareketlere değinildi


  • Oluşturulma Tarihi : 07.01.2019 08:18
  • Güncelleme Tarihi : 07.01.2019 08:18
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Yıllar önceki uyarılar  bugüne taşındı!

SULTAN GÜMÜŞ
Gazeteci ve yazar Kürşat Bumin’in anısına düzenlenen ‘Demokrasi Arayışında Kent’ söyleşisi, Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi’nde gerçekleşti.Tarihçi ve yazar İlhan Pınar, ŞPO İzmir Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocaer ile Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi üyelerinden Ahmet Tuncay Karaçorlu’nun konuşmacı olarak katıldığı söyleşi de ideal kent oluşumu anlatıldı. Aynı zamanda Kürşat Bumin’in ‘Demokrasi Arayışında Kent’ kitabına da yer verildi.
‘Sosyal Konut’ kavramına değinen ve bu kavramın varlığıyla birlikte getirdiği olumsuzlukları da ele alan İlhan Pınar, şunları söyledi: “Sosyal konut denen ve gerçekten üst üste yerleştirilmiş ‘sterilsardalya kutularını’ andıran konut tipi, artık bahçeli ev hayal eden Batı insanı için yaşanmaz bir yer haline gelirken, herhalde gecekondularda yaşayanlar için bir ‘düş’ olmayı sürdürmektedir. Gelişmemiş ülkeler bu konuda, konut konusunda da, gelişmiş ülkelerin izinden mi gideceklerdi? Gidebildiklerini varsayarsak,  belli bir dönemden sonra sıra onların da aynı soruları sorup, sonra yine benzer çözümleri aramalarına mı gelecektir? Yoksa gelişmemiş ülke toplumları şimdiden kendi istek ve gereksinimlerini daha iyi tanıyıp, komutunu ve kentini ona göre kurmaya ya da yönlendirmeye mi başlamalıdır? Le Corbusier, Şandigarh için plan hazırlarken, kendisine ülkesinin geleneklerini hatırlatan mimara, ‘Eğer siz makineye,  pantolona ve demokrasiye evet diyorsanız, ne demek Hintli gelenekleri?’ diyordu. Oysa biliyoruz ki, demokrasi pantolonlu da olabilir, pantolonsuz da.”
IŞILDAYAN KENTLER
“Demokrasi, insanların kendilerine kabul ettirilmeye çalışılan ‘ideal’ bir ‘pantolon’ içinde, ‘ışıldayan kentte oturup, ‘ideal’ davranışları benimsemeleri değildir” sözlerine vurgu yapan Pınar, “Demokrasinin varlığından, ancak değişik istek ve gereksinimleri olan insanların bu istek ve gereksinimlerini tanıyıp geliştirebilecekleri, bunlar doğrultusunda konutlarını ve kentlerini biçimlendirebildikleri zaman söz edebiliriz. Mimar-şehircinin, bir Japon’u, İngiliz bahçesinde dolaştırmak istemesi gibi, bir ülkedeki merkezi-yerel iktidarların konut politikasını, kent planlamasını kendi ‘zevkleri’ doğrultusunda yönlendirmek istemeleri de ‘despot’luktur. Demokratik şehirciliğin savunucularından Christopher Alexander’ın belirttiği gibi, bir yapıyı kullanacak olanların, neye gereksinimleri olduğunu herkesten iyi bildikleri gibi, bir kentte yaşayacak olanlar da kendilerinin bir uzantısı olacak kentin nasıl olması gerektiği –eğer bunu düşünmek, tartışmak, denemek imkânı bulabilirse- sorusuna en iyi cevabı verecek olanlardır. Demokratik bir toplum, ancak yurttaşların katılımıyla oluştuğu gibi, böyle bir toplumun kentleri de yine onların katılımlarıyla kurulabilir” dedi.
KENDİN İNDİRİM YAP
Kentsel hareketlerin Batı’da özellikle altmışlı yıllardan itibaren geleneksel politik (seçim) ve sendikal mücadelelerin yanı sıra geliştiğini kaydeden ŞPO İzmir Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocaer ise, kentsel hareketlerin önemine değinen konuşmasını şöyle sürdürdü: “Manuel Castells’in belirttiği gibi geniş kitlelerin bilinçlenmesi için çok önemli bir aracı, doğrudan demokrasinin, katılım demokrasisinin ‘okulu’ olma yoluna girmiştir. Yurttaşlar seçimden seçime kullandıkları seçme haklarının ve işyerlerinde işleriyle ilgili olarak verdikleri mücadelenin yanı sıra, günlük hayatta karşılaştıkları bütün sorunları tartışmak ve çözmek amacıyla binlerce dernek içinde bir araya gelmişlerdir. Bu dernekler İtalya’da görüldüğü gibi sırasında sendikalarla da işbirliği yaparak yüz binlerce insanı konut, ulaşım, aydınlanma, ısınma vb. sorunların çözümü için ortak mücadeleye sokmuştur.

İnternet bundan sonrasııııı
KÖLE OLMADAN…
Kentlerdeki boş konutlara açıktaki ailelerin yerleştirildiğini, elektrik, telefon, gaz, ulaşım fiyatlarına yapılan zamlara ‘kendin indirim yap’ uygulamalarıyla karşı çıkıldığını belirten Kocaer, “Birçok sosyolog, şehirciliğin kentsel hayatın demokratizasyonu yönünde kentliler, teknisyenler ve seçilmiş yöneticiler arasında gerçekleşecek bir iş birliğini zorunlu görmektedir. Fakat bu üçlü içinde asıl rol, birincilere düşmektedir. Ancak kentli yurttaşlar, kentin gerçek sahipleri, herkesten iyi bildikleri gereksinim ve isteklerini belirleyip zenginleştirerek merkezi ve yerel yönetimler karşısına çıkabilirlerse, kendi hayat biçimlerinin ve kültürlerinin uzantısı bir kente sahip olabilirler. Kentlilerin bu demokratik deneylerle kentlerine sahip çıkmaları, demokrasiye, yani Yona Friedman’ın bir kitabının başlığını hatırlayarak söyleyecek olursak, ‘başkaları arasında ne şef ne de köle olmadan’ yaşayabilecekleri bir toplumu savunmalarıdır” yorumunda bulundu.
DUYARLI OLMAYA ÇAĞIRIYOR   (((BURADAN İTİBAREN NETE GİR)))
Doğal ve Kültürel Yaşam Girişimi üyelerinden Ahmet Tuncay Karaçorlu da Kürşat Bumin’in ‘Demokrasi Arayışında Kent’ kitabına yer verdi. Karaçorlu, “Kürşat Bumin bu çalışmasında vekalet demokrasisine karşı katılım demokrasisini savunan yurttaş kentlilerin ulaşım, sağlık, eğitim, kültür, tüketim vb. konular kadar kentin kendisinin de düzenlenmesine katılarak, merkezi yönetimlere karşı ‘karşı iktidarlar’ kurmalarını öneriyor. Farklı insanların bir araya gelip birbirlerini ve çevrelerini zenginleştirdikleri; uygarlığın ve demokrasinin beşiği olan kente, doğuşundan başlayarak geçirdiği bütün evrelere kuşbakışı değinen yazar, aynı zamanda anti-demokratik kent modelleriyle hesaplaşmayı deniyor. Ve son yıllarda ‘barbaresk’ bir üslupla insan-çevre ilişkisini hiçe sayan, tarihsel/kültürel herhangi bir kaygı gütmeden yerleşim merkezlerini talan eden, Tanpınar’ın Beş Şehir’i yerine ‘Bir Şehir’i dayatan anlayışlara karşı bizi daha dikkatli/ duyarlı olmaya çağırıyor” dedi.

Korhan Gümüş / Cumhuriyet Bilim Teknik
“Kentlerin uğratıldığı ‘sansüre’ karşı Kürşat Bumin, kentlerin yeniden ‘konuşması’ için yeni bir demokrasi anlayışını savunuyor. Bu açıdan Demokrasi Arayışında Kent, demokrasi arayışında demokrasinin de yeniden tanımlanmasını gündeme getiriyor.”
Ahmet İnsel / Birikim
“Kürşat Bumin, kentin sakinlerinin kentin organizasyonuna, mimarisine sahip çıkmalarını, şahsiyetsizleşen, zaman ve mekân kavramını kaybeden kentlerden kurtulması için gerekli bir önlem olarak görüyor.”
Behiç Ak / Cumhuriyet Kitap
“Kürşat Bumin’in Demokrasi Arayışında Kent kitabı, katılımcı bir çerçeveden kente baktığı için, bu yüzden çok önemli... Kentlerin ilk ortaya çıkışından bugüne kadar oluşan kent ideolojilerine bir bakış getirmeye çalışan kitap, herkesin anlayabileceği bir dille yazılmış olmasına rağmen, okuyucuya ciddi bir kent nosyonu da sağlıyor. Yaşadığı kentle ilgili düşleri olanların okuması gereken bir kitap.”