Yoksulları ‘sağan’ ticaret!

Dünyada ve ülkemizde genç kalmak veya kronik hastalığını yenmek isteyen varlıklı gruplar, yeni doğum yapmış yoksul kadınların sütünü satın alarak, yoksulları sağan acımasız bir ticareti ortaya çıkardı


  • Oluşturulma Tarihi : 30.12.2020 08:17
  • Güncelleme Tarihi : 30.12.2020 08:17
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Yoksulları ‘sağan’ ticaret!

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

Bebeğin ilk 6 ay tüm gereksinimini sağlayan anne sütü, adeta ticari bir meta oldu. Doğum sonrası sütü fazla olan anneler veya maddi imkânsızlıklar içerisinde yaşayan yoksul kadınlar, bu mucizevi besini satmak zorunda kalıyor. Yoksul annelerin bu durumundan yararlanan kişiler ise uzmanların ifadesiyle “Yoksulları sağan bir ticareti” ortaya çıkardı. Öte yandan internet üzerinden sütünü satan kadınlara ulaştığımızda bazıları bunu hayır amaçlı yaptığını belirtirken, bazıları da sütün 100 miligramını 100 liraya sattığını söyledi. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Yenidoğan (neonatoloji) Uzmanı Doç.Dr. Aydın Erdemir ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Harun Raşit Uysal, konuyla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunurken, anne sütü ticaretinin hiçbir koşulda kabul edilemez olduğunun altını çizdiler. Uzmanlar, “Kaynağı bilinmeden bebeğe verilen bu sütler hepatit, AIDS gibi hastalıklar ve çeşitli enfeksiyonlara yol açabilir” uyarısı da yapıyor.

FAYDALARI SAYMAKLA BİTMEZ!

Öncelikle anne sütünün faydalarını sıralayan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Yenidoğan (neonatoloji) Uzmanı Doç.Dr. Aydın Erdemir, şunları söyledi: “Anne sütü enfeksiyon gelişme riskini, kabızlık ve gaz sancısı riskini, allerji gelişme riskini, kronik hastalık (kalp hastalığı, şeker hastalığı, obezite, inme, vs) gelişme riskini, diş çürüğü riskini, lösemi ve lenfoma gibi kanser gelişme riskini azaltır. Zekayı yani IQ puanını artırır. Emzirmenin rahatlatıcı, ağrı kesici özelliği mevcut. Anne ile bebek arasındaki bağı kuvvetlendirir. Emziren annede meme ve yumurtalık kanseri, kemik erimesi, kansızlık, lohusalık depresyonu, uyku ihtiyacını azaltır. Anne sütü çevre dostudur, emzirme oranları artırılırsa mama fabrikalarının dünyamızı kirletme oranları düşürülür. Anne sütü ucuzdur, emzirme oranları artırılırsa mamaya para harcamak zorunda kalmayız, dünyamız zenginleşir.” Anne sütünü satan kadınların kendi çocuklarının sağlığını ciddi şekilde riske attığını belirten Erdemir, “Anneler sütlerini para karşılığı satarlarsa, kendi bebeklerinin anne sütünü yetersiz almalarına sebep olabilir. Bebeklerde büyüme gelişme olumsuz etkilenebilir. Bunun sonucunda bu bebekler yukarıda sayılan anne sütünün faydalarından yeterince faydalanamaz; enfeksiyon, kronik hastalık ve ölüm riskleri artar” dedi.

TEHLİKELİ BİR UYGULAMA!

Her anne sütünün kendi çocuğu için özel olduğunu belirten Doç.Dr. Erdemir, anne sütünün uygun olmayan koşullarla başka bebekler için sağılmasının da ciddi enfeksiyon sonuçları doğurduğunu söyledi. Erdemir, “Anne sütünün ticaretini kabul edebilmek mümkün değildir. Her annenin sütü kendi bebeği için özeldir. İstisnai olarak her şeye rağmen kendi anne sütü elde edilemedi ise başka annenin sütü, bu ölüm ve sakatlık riski yüksek olan bebeklere verilebilir. Bu sütün uygun koşullarda, yasalara uygun şekilde alınması gerekmektedir. Uygun şekilde verilmeyen bu sütler, alıcı için tehlikeli olabilmektedir. Süt uygun şekilde alınmadığında ve belli işlemlerden geçirilmediğinde, sütü veren anneden enfeksiyonlar geçebilmektedir. Anne sütünün gençleşmek için, kanserden kurtulmak için (ki kanser hastasında işe yaradığı ile ilgili kanıt yok), vücutları bozulmasın diye emzirmeyen zengin anne bebeklerine vs. verilmesi hiçbir şekilde kabul edilemez. Hem yukarıda saydığım nedenlerle hem de başka bebeğin hakkı olan sütün başka durumlar için kullanılmasını ben doğru bulmuyorum” ifadelerine yer verdi.

KABUL EDİLEMEZ!

Genç kalmak için anne sütünün alınmasının asla kabul edilemeyeceğini söyleyen Erdemir, “Genç kalabilmek için öncelikle insanların kendi annelerinin sütünü yeteri kadar almaları sağlanmalı, sonrasında da dengeli beslenerek, spor yaparak, yeterli uyuyarak, stresten uzak kalarak genç kalmaya çalışmaları gerekir. Anne sütünün kanser hastalarında işe yaradığına dair de henüz kanıt yoktur. Bu nedenle genç kalabilmek ya da kanserden kurtulmak gibi sebeplerle masum çocukların sütünü almaya çalışmaları kabul edilemez” diye konuştu.

SÜTLERİNİ SATMAK ZORUNDA!

“Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de yoksul kadınlar aile ekonomisine katkıda bulunmak için annelik sütünü satmak zorunda kaldı” diyen Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Harun Raşit Uysal da bazı grupların bunu fırsata çevirdiğini ve yoksul anneleri resmen sömürdüğünü belirtti. Uysal, “Sorun yoksul annelerin bu hale getirilmesi yani sütlerini satmak zorunda bırakılması. Kapitalist sistemde yaşam koşullarını zenginler için kolaylaştırırken, yoksulların daha yoksul oldukları göze çarpıyor. Öyle ki sonunda yoksul ailelerin anneleri sütlerini satmak zorunda kalıyorlar. Bu özellikle Türkiye’de hiç görülmemiş bir şeydi. Anadolu’da annenin sütü yetmeyen çocukları sütü fazla olan komşusu, köylüsü emzirirdi. Ancak bu ticari değil ‘insaniydi’ böyle annelere ‘sütannesi’, emziren annenin çocukları ile de ‘sütkardeşi’ olunurdu. Gelenekte bu çok önemliydi. Nerelerden nerelere geldik. Bu sadece ve sadece vahşi kapitalizmin bir sonucu ve kesinlikle gelir adaletinin sağlanması gerekiyor” diye konuştu.

ANNE SÜTÜ TİCARİ META OLDU !

Anne sütünü satan kadınların kendi çocuklarının sağlığından kısmak zorunda bırakıldığını dile getiren Uysal, her çocuk için özel ve kutsal olan bu sütün ticari meta haline getirildiğinin altını çizdi. Uysal, “Çocuklarının sütünü satmak durumunda kalan kadınlar kesinlikle kendi bebeklerinin hakkını başkasına içiriyorlar. Ancak bunu yapanlar zenginler değil, orta sınıf değil. Bunu yapanlar sömürülerek yoksul bırakılmış yoksul ailelerin anneleri. Bazı istisnalar olmakla birlikte başka şansları kalmadığı için bunu yapıyorlar. Yoksa anne sütünün ne kadar değerli olduğunu onlar da biliyorlar.

Özellikle gençleşmek isteyen ve kanser hastası varlıklı kişilerin anne sütüne rağbet gösterdiğini dile getiren Uysal, “Yukarıda anlattığım gibi yoksullardan varlıklı ailelere giden bir servet daha. Bu sefer ki meta anne sütü. Ahlaki bir yönünün olmadığını düşünüyorum. Yoksul bırakılan annelerin bu sefer de sütüne göz diktiler. Bunun engellenmesi gerekiyor. Anne sütü sadece bebeğin hakkıdır. Meta olarak nitelendirilemez. Ahlaki olan Anadolu’daki sütanne, sütkardeşi geleneğidir. Bu resmen yoksulları sağan etik olmayan bir ticaret” dedi.

Haber Merkezi