Yoksulların iyilik elçisi

Salgın sürecinde ihtiyaç sahibi ailelere yaptığı yardımları aralıksız sürdüren İzmirli Ercüment Aksel, hayırseverlerden aldığı destekle yoksul mahallelerdeki bakkalları gezerek ihtiyaç sahibi ailelerin borçlarını kapatıyor


  • Oluşturulma Tarihi : 25.06.2020 05:09
  • Güncelleme Tarihi : 25.06.2020 05:09
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Yoksulların iyilik elçisi haberinin görseli

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Salgın nedeniyle ekonomik çıkmaza sürüklenen yoksul kesimin yardıma olan ihtiyacı daha da büyürken, bunun yarattığı dayanışma ortamı da insanların internet üzerinden çevrim içi gönüllülüğe yönelimini artırdı. İzmir’de ticaretle uğraşan Ercüment Aksel, bu gönüllülük faaliyetlerini hiçbir dernek ve kuruma bağlı olmadan uzun yıllardır bireysel olarak hayata geçiriyor. Aksel, ‘whatsapp’ grubu üzerinden haberleştiği yardımseverlerden aldığı destekle kentin her yerinden muhtaç kişilere ulaşarak ihtiyaçlarını gideriyor. Salgın sürecinde de ihtiyaç sahibi ailelere yaptığı yardımları aralıksız sürdüren ve yoksul mahallelerdeki bakkalları gezerek ihtiyaç sahibi ailelerin borçlarını kapatan Aksel, şimdiye kadar veresiye defterlerindeki 15 bin TL’den fazla borcu ödedi.



TALEP GELMEDEN YARDIM ETMİYORUM
Ailesiyle birlikte İzmir’de yaşayan 46 yaşındaki Ercüment Aksel, tamamen gönüllülük esasına dayalı olan dayanışma faaliyetinden şöyle bahsetti: “Bende olanın yarısını hep başkası ile paylaşma isteği vardı içimde. Yıllardır yardımseverlerin de desteği ile yardımlar yapıyorum. Ama nereye, ne yardım yaptığımı asla hatırlamam. Zaten yardım ettiklerim de beni unutsun isterim çünkü aramızda minnet olmaması gerektiğine inanıyorum. Çevremde tanıdığım varlıklı ve yardımsever insanlar var. Onlar için yaklaşık 300 kişilik bir whatsapp grubu oluşturdum. Herhangi bir yardım talebi geldiğinde grupta paylaşıyorum. İhtiyacı olan aileler bana bir şekilde ulaşıyorlar. ‘Evde yiyecek bir şey kalmadı erzak ihtiyacım var’ diyor mesela… Bu mesajı grupta paylaşıyorum ve ‘Kim destek olmak ister?’ diye soruyorum. Mutlaka biri üstleniyor. Ödemiş’te yaşayan bir ailenin ihtiyacını Almanya’dan bile karşılayabiliyoruz. Ben aslında bir köprüyüm çünkü tek başıma yetebilecek bir kaynağım yok. Yapabildiğim kadarıyla yıllardır tek başıma iyilik için koşturmaya devam etmek istiyorum. Burs verdiğimiz bir üniversite öğrencisi vardı. ‘Bana yardım ediyorsun akrabalarımın yapmadığını yapıyorsun ama şunu bil ki sana hiçbir zaman minnet duymayacağım’ dedi. Beni çok doğru anlamış. Birine dokunmak aslında kendine dokunmaktır.”



MAZLUMUN IRKI OLMAZ
Yardım ulaştırdığı aileler arasında din, dil, ırk ayrımı yapmadığının altını çizen Aksel, “Biraz milliyetçilik hisleriyle büyütüldüm. Ama daha sonra duyduğum bir cümle hayata bakışımı tamamen değiştirdi. ‘Mazlumun ırkı olmaz…’ Yardım edeceksen kimsenin diline, dinine, ırkına bakmayacaksın. İhtiyacı olan herkese yardım etmeli, geri çevirmemelisin. Mültecilere karşı başlarda önyargılıydım. Neden ülkelerine dönüp savaşmıyorlar, niye geldiler diye... Bir gün mülteci bir ailenin kapısını çaldım yardım için. Kapıyı küçük bir kız çocuğu açtı, bana baktı, gülümsedi ve ‘hoş geldin’ dedi. Evlerine misafir oldum, babası ‘Bir gün savaş başladı ve kiminle savaştığımızı bilmiyorduk. Kardeşimi, komşumu mu vursaydım?’dedi. Bütün önyargılarım o an yok oldu. Evleri ile ilgili ihtiyaçları başta olmak üzere onları hiç yalnız bırakmadım. Çocukları parka götürüyordum çünkü tek başına gittiklerinde dışlanıyorlardı. Sonra Hollanda’ya iltica ettiler. Hala mültecilere yardım etmeye devam ediyorum. Önyargıları yıkmak çok zor anca onlara dokunmak gerekiyor. Benimki bir gülümseme ile başladı. Aslında o kapıyı çaldığımda gülümsemesi ve hoş geldiniz demesi gereken bendim. Ama küçük kız çocuğu söyledi bunu bana. Asla unutamayacağım bir an…” dedi.

DRAM DOLU MESAJLAR ALIYORUM
Salgın günlerinde insanların içinde bulunduğu durumun yardıma olan ihtiyaçlarını daha da arttırdığını söyleyen Aksel, “Çünkü bizim hedef kitlemiz gündelik çalışan, düzenli geliri ve sosyal güvencesi olmayan insanlar. Kirada oturduklarını düşünürsek günlük yövmiyelerini alamıyorlar ama ev sahipleri her ay kiralarını onlardan istemeye devam ediyor. Bu süreçte dayanışma çok önemli. Bu dayanışmayı salgından sonra da göstermek durumundayız aslında. Gün içerisinde dram dolu mesajlar alıyorum. Mesela bir kadın, ‘Merdiven yıkayarak geçiniyorum. İki tane çocuğum var, yalnız yaşayan bir kadınım. Bunun dışında hiçbir gelirim yok’ diyerek cebinde sadece 10 lira olduğunu, yarın kira öbür gün ise faturalarının ödemesi gerektiğini anlatıyor. Bir anne mesaj atıyor, ‘Evde yiyecek hiçbir şey kalmadı ne yapacağımı bilmiyorum’ diye. İnsanlara bunları yaşatıyor salgın şu anda. Bunları duyduktan sonra, birisi evinde hiç yiyecek kalmadığını söylediğinde salgın görmüyor gözünüz. Almanız gereken önlemleri alıp sizden istenenlere vesile olmak adına yardımlaşmaya devam ediyorsunuz” ifadelerini kullandı.

YOKSULLARIN BORÇ DEFTERLERİNİ SİLİYOR
Salgın sürecinde de ihtiyaç sahibi ailelere yaptığı yardımları aralıksız sürdüren Aksel, hayırseverlerden aldığı destekle yoksul mahallelerdeki bakkalları gezerek borç defterlerini kapattığını söyleyerek, “Mahalle bakkallarının bölgenin sosyoekonomik yapısını en iyi bilen esnaflar olduklarını düşünüyorum. Halden bilir en azından. Çünkü kendisi de aynı mahallede oturur çoğunlukla. İhtiyaç sahipleri şimdiki süpermarketlere giderek para vermeden ekmek alamazlar. Ama mahalle bakkalınız bunu size verir. Bu nedenle düzenli geliri olmayanlar mahalle bakkallarına genelde muhtaçtırlar. Mahallelere gidip bakkallarda borç kapama yapıyorum, bu tamamen spontane oluyor. Yardım için gittiğim mahallelerde birden herhangi bir bakkalı gözüme kestirip içeriye giriyorum. Diyorum ki ödeme güçlüğü çeken ya da veresiye defterini hiçbir şekilde kapatamayacak duruma düşmüş olan insanı sen bilirsin, hem sen tahsilatını yap hem de o insan bu zorluktan kurtulsun diyorum. Bakkal sayfadan bir iki kişiyi açar, rakamları bildirir. Ödemeyi yaptıktan sonra aile yakınlardaysa gelmesini ve borcun kapandığını görmesini isterim. Hesap kapatıldıktan sonra sessizce çıkıp giderim” şeklinde konuştu.