Yoksulluğun kadın yüzü: Aşevine muhtaç hayatlar!

Oğlu Besim ile birlikte aşevi önünde sıra bekleyen Bahar, “Burası olmasa çocuklarıma ne yediririm bilmiyorum. Zaten her gün onlar için bu kuyruğa giriyorum” diyor. Annesinin elinden aldığı dolu kapları eve taşıyan Besim’in gözlerine ise yarının belirsizliğinin gölgesinde günü kurtarmanın mutluluğu yansıyor


  • Oluşturulma Tarihi : 01.03.2022 08:09
  • Güncelleme Tarihi : 01.03.2022 08:09
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Yoksulluğun kadın yüzü: Aşevine muhtaç hayatlar!

ÇAĞLA GENİŞ- ÖZEL HABER

Pandeminin ardından ekonomik krizle birlikte daha da artan yoksulluk tablosu, toplumun en kırılgan kesimlerini vuruyor. Bunların başında yer alanlardan biri ise yine kadınlar... İzmir’in Basmane bölgesinde faaliyet gösteren bir aşevinin önündeki kalabalık, derinleşen kadın yoksulluğunu gözler önüne seriyor. Her gün saat 11.00 sularında, ellerinde kaplarıyla açlık kuyruğuna girenlerin neredeyse tamamı kadınlardan oluşuyor. Aralarında mülteci ve sığınmacı kadınların da bulunduğu kalabalık, listeden isimlerinin okunmasını bekliyor. Kimisi pandemi ya da asgari ücretteki artışın ardından işten çıkarılmış, kimisi de çocuklarına bakacak kimse olmadığı için çalışamıyor. 6 yaşındaki oğlu Besim ile birlikte sıra bekleyen Bahar, “Hiçbir gelirim yok. Burası olmasa çocuklarıma ne yediririm bilmiyorum. Zaten her gün onlar için gelip bu kuyruğa giriyorum” diyor. Günün ilk öğünü için annesinin elinden aldığı dolu kapları eve taşıyan Besim’in gözlerine ise yarının belirsizliğinin gölgesinde günü kurtarmanın mutluluğu yansıyor.

BAŞVURANLARIN NEREDEYSE TAMAMI KADINLAR

Basmane’de bulunan İNSAN-DER Aşevi Sorumlusu Suat Eroğlu, 2007 yılından bu yana hem kentteki yoksullara hem de mültecilere ücretsiz yemek dağıttıklarını belirtti. Yemek yardımı başvurusunda bulunanların neredeyse tamamının kadınlardan oluştuğunu söyleyen Eroğlu, “Yoksul insanlarımızın ve mültecilerin imdadına yetişmeye, dertlerine deva olmaya çalışıyoruz. Bizim amacımız yapılan yardımları gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırabilmektir. Pazar günleri hariç her gün yemek dağıtımı yapıyoruz. Şu an günde bin kişilik yemek çıkarıyoruz. Hayırsever vatandaşlarımızın verdiği paralarla tüm malzemeler alınıyor. İhtiyaçlı aileler yanlarında getirdikleri kaplarıyla aşevinden yemeklerini alıyor. Biz burada alan el ile veren el arasında bir köprü oluyoruz. Geçen gün Suriyeli bir kadın geldi. Hamileymiş ve eşi evi terk edip gitmiş. Gerçekten çok mağdur olan aileler var. Bu ailelerin sıkıntılarını bir nebze de olsa gidermeyi amaçlıyoruz” dedi.

KİMSEYİ BOŞ GÖNDERMİYORUZ

Aşevinde gönüllü olarak çalışan emekli aşçı Abdurrahman Deniz de, “Burada yeri geldiğinde yemek yapıyorum yeri geldiğinde bulaşığa giriyorum. Bazen yaptığımız yemekler fazla geliyor, kalıyor. Biz de buraya gelip yemek alamayan ailelere kapı kapı gezerek yemek dağıtıyoruz. Her sabah büyük marketleri geziyoruz. İsrafı önleme noktasında raf ömrünü tamamlamaya yaklaşan ürünleri bizlere veriyorlar. Biz de aynı gün yemeklerin yanında süt, yumurta, peynir gibi ürünleri yoksullara dağıtıyoruz. Her şeyin maliyeti çok arttı. İnsanlara mümkün olduğunca yardımcı olmaya çalışıyoruz. Kimseyi boş göndermiyoruz. Burada daha çok çocuklarıyla birlikte tek başına yaşam savaşı veren yalnız kadınlara yardım etmeye çalışıyoruz ” ifadelerini kullandı.

ÇOCUKLARIM İÇİN KUYRUKTAYIM

İki çocuk annesi 43 yaşındaki Bahar, 4 aydır aşevine geliyor. Eşi hayatta değil, hiçbir geliri yok. Çocukları küçük olduğu için çalışamıyor. Çevresindekilerin yardımıyla hayatta kalma mücadelesi veren Bahar, “Hayat şartları çok kötü. Hiçbir gelirim yok. Burası olmasa çocuklarıma ne yediririm bilmiyorum. Zaten her gün onlar için gelip bu kuyruğa giriyorum” şeklinde konuştu.

YARI AÇ YARI YOK

Çocuklarıyla birlikte iki odalı bir gecekonduda yaşadığını söyleyen Fatma ise geliri olmadığı için ekmek alırken dahi zorlandığını anlattı: “Yaklaşık 6 aydır buradan yemek alıyorum. Başka çarem yok. Yarı aç yarı tok yaşıyoruz. Bir iş bulsam çalışmak istiyorum. Arada ev işlerine gidiyorum. Şu kışı bir atlatsak, belki bir iş bulabilirim.”

İŞ BULAMIYORUM

Eşinin evi terk ettiğini ve 2 çocuğuyla birlikte yaşamaya çalıştığını söyleyen Ayşe, hiçbir gelirinin olmadığını ve 3 aydır kirasını ödeyemediğini anlattı. Ayşe, “İki çocuğum var. Asgari ücrete yapılan zammın ardından çalıştığım fırından kovuldum. İş bulamıyorum. Ortalık ateş pahası... Ekmeğin tanesi zaten olmuş kaç para... Gıda ürünleri zaten çok pahalı... Tüp desen o da öyle. Evde yemek yapamıyoruz. Her gün buradan aldığımız yemekle karnımızı doyuruyoruz ” dedi.

İKİ KAP YEMEK... BUNA DA ŞÜKÜR!

Savaş nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kalan Suriyeli Zaza ise, 2012 yılından beri İzmir’de yaşıyor. Eşinin sağlık sebeplerinden ötürü çalışamadığını dile getiren 60 yaşındaki Zaza, şunları söyledi: “Neredeyse her gün burada diğerleriyle birlikte yemek sırası bekliyorum. Çok sayıda insan buradan aldığı yemek sayesinde yatağa aç girmiyor. Biz de öyle. Hiç olmazsa iki kap yemek koyabiliyorum soframa. Buna da şükür.”

Haber Merkezi