- Gündem
- 23.06.2025 01:00
İTB Meclis Başkanı seçildikten sonra ilk röportajını gazetemize veren Tuncer, hedeflerini ise şu şekilde sıraladı: “Doğaya saygılı, sürdürülebilir, yükte hafif pahada ağır organik üretim. Yeni dünya düzeni bunları gerektiriyor. Artık ezberlerimizden kurtulmamız lazım”
NURETTİN BAKİ-RÖPORTAJ
İzmir Ticaret Borsası’nın (İTB) 8 Ekim’de yapılan seçimlerinde Meclis Başkanı olarak seçilen Ömer Gökhan Tuncer, ilk röportajını gazetemize verdi. 2004 yılından bu yana İTB Meclis üyesi olan Tuncer, üç dönem de Meclis Başkanvekili olarak görev yaptı. Pınar’da üst düzey yönetici olarak uzun yıllar çalıştıktan sonra emekli olan Tuncer, sorularımıza içtenlikle cevap verdi. Tuncer, “İzmir binlerce yıldır önemli bir tarım kenti. Ayrıca limanı sayesinde de bir ticaret ve ihracat üssü. Tarım alanında iyiyiz ama uluslararası rekabette elimizin daha güçlü olması için çağı yakalamaya mecburuz. İzmir Tarım Teknoloji Merkezi ve Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgelerinin bu alanda büyük bir açığı kapatacağına ve hem İzmir’i hem de Ege’yi bir üst lige taşıyacağına inanıyorum” dedi.
GURUR DUYUYORUM…
Ömer Bey, yeni göreviniz hayırlı olsun. İTB’de yıllarca farklı görevlerde bulundunuz. Şimdi de Meclis Başkanı olarak hizmet vermeye devam edeceksiniz. Öncelikle borsanın hayata geçirdiği projeleri ve çalışmaları nasıl buluyorsunuz?
İzmir Ticaret Borsası 131 yıldır Türk tarımının ve tarıma dayalı ticaretinin ülkemizdeki başat oyuncularından biri. Pek çok alanda öncü bir kurum. Borsa olarak geçmişten bugüne çok sayıda ilke imza attık. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB), ülkemizde pamuk depolaması konusunda faaliyet gösteren ve ürün senetlerinin elektronik olarak oluşturulduğu ilk lisanslı depo şirketi olarak fark yaratan ELİDAŞ, Elektronik İşlem Platformumuz İZBEP, yine pamuk alanında laboratuvar hizmetleri veren İZLADAŞ bunlardan bazıları... Ege Üniversitesi iş birliği ile hazırladığımız Tarım 4.0 Raporumuz, bu raporun sonucundan doğan İzmir Tarım Teknoloji Merkezi Projemiz, eş zamanlı olarak sürdürdüğümüz Ege Gastronomi Merkezi Projemiz, Türkiye’deki borsalar arasında bir ilk olan Borsa Vakfımız BORSAV da yeni işlerimiz. İTB, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ELİDAŞ’ın ek depo yatırımlarının açılış töreninde de vurguladığı gibi, Işınsu Kestelli başkanımızın öncülüğünde adeta bir proje fabrikası gibi çalışıyor. Böylesine köklü ve güçlü bir kurumun 18 yıldır parçası olmaktan, üç dönem meclis başkanvekili olarak hizmet etmekten ve bu yeni dönemde meclis başkanlığına seçilmiş olmaktan dolayı gurur duyuyorum.
İzmir Ticaret Borsası Türk tarımının yanında insana dokunan sosyal projelere de imza atıyor. Bu projelerle ilgili neler söylemek istersiniz?
Türk tarımı için hayata geçirdiği köklü projeleri az önce saydım... Ancak en az bunlar kadar önemli olan, insana dokunan, çocuklarımızı, gençlerimizi tarımla buluşturan sosyal projelerimiz bulunuyor. Borsa olarak tarımın sosyal boyutuna da yatırım yapıyoruz. Çocuklarımızın tarım, toprak ve doğa konusunda bilinçlendirilmesini hedeflediğimiz Toprak ve Çocuk programımızı, gençlerin tarıma olan ilgilerini artırmayı amaçladığımız Tarım Gençlerle Yükseliyor yarışmamızı ve kadın girişimciliğini geliştirme faaliyetlerimizi sosyal alanda yürüttüğümüz önemli projelerimiz olarak sayabilirim.
TARIM TİCARETİMİZ REKABETÇİ HALE GELECEK
İzmir’de kurulan ve kurulacak Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Borsa olarak yürüttüğümüz tüm bu çalışmaların yanı sıra ilimizde bulunan meslek odalarımız ile de uyum içinde ortak projeler gerçekleştiriyoruz. Şüphesiz ki bunlardan en önemlisi Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri kurulması çalışmaları. Dikili’de temelini attığımız jeotermal kaynaklarla üretimin yapılacağı sera ihtisas organize sanayi bölgesi ilimize önemli bir üretim ve ihracat katkısı sağlayacak. Bayındır ilçemizde süs bitkileri, Kınık ilçemizde de tohum, fide, tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği üzerine ihtisas organize sanayi bölgesi çalışmalarımız hızlı bir şekilde devam ediyor. Bu projelerin tamamının hayata geçmesiyle birlikte İzmir tarımının, tarım ticaretinin ve ihracatının çok daha güçlü ve rekabetçi hale geleceğini rahatlıkla söyleyebilirim.
ÇAĞI YAKALAMAYA ÇALIŞIYORUZ
Yeni seçilmiş meclis başkanı olarak İzmir tarımıyla ilgili düşüncelerinizi merak ediyoruz?
İzmir binlerce yıldır önemli bir tarım kenti. Ayrıca limanı sayesinde de bir ticaret ve ihracat üssü. Tarım alanında iyiyiz ama uluslararası rekabette elimizin daha güçlü olması için çağı yakalamaya mecburuz. İzmir Tarım Teknoloji Merkezi ve Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgelerinin bu alanda büyük bir açığı kapatacağına ve hem İzmir’i hem de Ege’yi bir üst lige taşıyacağına inanıyorum.
YÜKTE HAFİF PAHADA AĞIR ORGANİK ÜRETİM
Peki, İzmir tarımıyla ilgili hedefleriniz nelerdir?
Doğaya saygılı, sürdürülebilir, yükte hafif pahada ağır organik üretim. Yeni dünya düzeni bunları gerektiriyor. Artık ezberlerimizden kurtulmamız, dünya pazarının talepleri doğrultusunda üretim yapmamız ve bunu yaparken de suyu, enerjiyi daha verimli kullanmamız, ardımızda karbon ayak izi bırakmamak için gayret sarf etmemiz şart. Teknolojinin bize getirdiği tüm imkânlardan yararlanmalıyız. Dönüm başına verimliliği Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları ile artırmalıyız. Bunun için de üniversitelerle daha yakın iş birlikleri tesis etmeliyiz.
SEFERBERLİĞE İHTİYACIMIZ VAR
İzmir tarımında eksik gördüğünüz noktalar var mıdır?
Sadece İzmir’in ve ülkemizin değil tüm dünyanın ortak sorunu tarım nüfusunun yaşlanması. Gelişmiş ülkeler bunu değiştirebilmek adına önemli projelere imza atıyor. Ciddi teşvikler sağlıyor. Çağımızın modern tarım teknolojilerini daha etkin kullanabilmek adına mutlaka ve mutlaka gençlerimizi tarıma çekebilmeliyiz. Onların tarımda iyi bir gelecek olduğuna inanmalarını sağlamalıyız. Bu sadece oda ve borsaların yapabileceği bir iş değil; topyekûn bir seferberlik haline ihtiyacımız var.
ÜRETİCİLERİN DESTEKLENMESİ LAZIM
Et sektöründen gelen birisi olarak ülkemiz ve kentimizdeki et piyasasını nasıl değerlendirirsiniz? Et üreticilerinin yaşadığı sorunlar nelerdir?
Özellikle Kovid-19 salgınıyla birlikte dünyada değişen dengeler, emtia fiyatlarının artması, ülkemizde yaşanan kur şoku gibi sorunlar hayvancılığı giderek daha zor yapılır hale getirdi. Yem fiyatlarının aralıksız olarak artması ve süt fiyatlarının üretici maliyetlerini karşılamaması süt ineklerinin kesilmesine neden oluyor. Bu ciddi bir sorun. Bu hafta süt fiyatlarının artışı ile inek kesiminin azalacağına inanıyorum. Üreticilerimizin en önemli sorunlarından biri de maliyet. Maliyetlerin düşürülmesinde Toprak Mahsülleri Ofisi’nin (TMO) üreticilere piyasadan daha düşük fiyatta mısır ve arpa ham maddesi tedariği sağlayacak olmasını çok kıymetli buluyorum. Maliyetlerin arttığı bu gibi dönemlerde sürdürülebilir üretim için sağlanan teşviklerin en önemli politika aracı olduğunu düşünüyorum. Sektörün uzun vadede sürdürülebilir olabilmesi için yem hammaddesinde yerli üretimin arttırılması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Tüm bu sorunlara ve belirsizliklere ek olarak enerji maliyetleri de sektörün önemli bir sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Üreticinin girdi maliyetleri de buna paralel olarak artıyor. Özellikle elektrik ve akaryakıt giderleri konusunda, üreticilerindesteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.