- Gündem
- 20.04.2025 00:38
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Kınay, ‘Yüzülebilir Körfez’ hayalinin gerçekleşebilmesi için planlama, uygulama ve denetimin etkin yönetilmesi gerektiğine dikkat çekti
BURCU YANAR - ÖZEL HABER
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yerel seçimler öncesinde İzmir Körfezi’ni yüzülebilir duruma getireceklerinin vaadinde bulunmuştu. Başkan Soyer, 2019 yılında yapılan yerel seçimlerin ardından İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi ile gerçekleştirilen bir toplantıda İzmir’in en fazla üç yıl içinde yüzülebilir bir körfeze sahip olacağını belirtmişti. Ancak seçim sürecinin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen bu vaat henüz yerine getirilemedi. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
Yönetim Kurulu Başkanı Helil İnay Kınay ise ‘Yüzülebilir Körfez’ hayalinin gerçekleşebilmesi için planlama, uygulama ve denetimin etkin yönetilmesi gerektiğine dikkat çekti. Gelecek yılda ‘Yüzülebilir Körfez’ hedefi için neler yapılacağı da merak konusu oldu.
BİYOLOJİK ATIK SU ARITMA TESİSLERİNİN PAYI YÜZDE 0,8
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Helil İnay Kınay, İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde yer alan İzmir Körfezi’ne dış körfez bölgesinden dökülen Gediz Nehri, Kütahya, Uşak ve Manisa illerinden arıtılmış ve arıtılmamış atık sularla birlikte tarımsal alanlardan ve drenaj sularından kaynaklanan kirliliği taşımakta olduğunu söyledi. İç ve orta körfeze 33 dere yatağı ile yağış şiddet ve süresine bağlı olarak değişen debi ve kirlilikte yağmur suyu taşındığını da aktaran Kınay, “2018 yılı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre İzmir Körfezi’ne, İZSU Genel Müdürlüğü tarafından işletilen 6’sı ileri biyolojik, 14’ü biyolojik ve 1’i doğal arıtma prosesine sahip 21 atık su arıtma tesisi ile doğrudan veya dereler ve Gediz Nehri vasıtasıyla toplam olarak 218,4 milyon metreküp arıtılmış atık su deşarjı yapılmıştır. İzmir Körfezi’ne yapılan bu deşarjlarda, 216,7 milyon metreküp ileri biyolojik yöntemle arıtılmış atık su deşarj eden 6 tesisin toplamdaki payları yüzde 99,2’dir. Yılda 1,7 milyon metreküp arıtılmış atık su deşarjı yapan biyolojik atık su arıtma tesislerinin payı ise yüzde 0,8’dir. İzmir Körfezi’ne deşarj edilen atık sular ileri biyolojik arıtma işlemi sonrası deşarj edilmektedir. Zaman zaman İzmir Körfezi’nde de sıcaklık artışına bağlı olarak geçici süreli alg patlamaları görülmektedir” açıklamasında bulundu.
ALTYAPI VE ARITMA TESİSLERİ YETERSİZ
Helil İnay Kınay, arıtma tesisleri ve yatırımları ile rakamsal olarak TÜIK verilerinde başarılı görünen İzmir’in kent yaşamı içerisinde kentin yoğun yapılaşmasına ve planlamasına yetişemeyen altyapı eksiklikleri ile karşı karşıya kaldığına dikkat çekerek, kentin alt yapı yatırımlarının yapılaşma sürecine yetişemediği kentin yöneticileri tarafından da ifade edilerek alt yapı kaynaklı koku sorununa yönelik planlamalardan bahsedilirken, kentin yapılaşma ve kontrolsüz büyüme sürecinde altyapı yetersizliklerinin planlanamadığı, altyapı ve arıtma tesislerinin kentleşme sürecinde kapasitelerinin yetersiz kaldığı gerçeğini de unutmamak gerektiğini söyledi. Körfez’de Marmara örneğinin İzmir’de yaşanmaması için, kentin mevcut atık su arıtma tesislerinin sağlıklı işletilmesi gerektiğine de vurgu yapan Kınay, “İzmir Körfezi’ne arıtılmış atık sularını deşarj eden kentin en büyük arıtma tesisi olan Çiğli Atık su arıtma tesisinin 8 yıldır tamamlanmamış olan 4. Faz inşaatının tamamlanmamış olması, kapasitesinin arttırılması, tesisinin mevcut ünitelerinin revizyon çalışmalarının gerçekleştirilmesine yönelik süreçte aksaklıklar yaşandı” dedi.
GERİYE DÖNÜŞÜN MALİYETİ AĞIRDIR
Çevresel kirlilikler oluştuktan sonra geriye dönüşün maliyetinin çok ağır olduğunu da aktaran Başkan Kınay, “Biz bu süreci kentimizde yaşıyoruz. Bundan 40 yıl önce yüzülebilen ancak yıllarca kontrolsüz bırakılan kentsel atık sular ve sanayi atıkları ile kokan İzmir Körfezi’nin yaşadığı süreç Marmara’dan farklı değildir. 2000’li yıllarda İzmir’de Büyük kanal Projesinin devreye alınması ile kentin atık sularının körfeze deşarjı önlenmiştir. İzmir Körfezi’ni yeniden yaşatabilmek için yürütülen çabalar, projeler bu çabaların çevresel ve ekonomik maliyetleri ile gelinen 20 yıllık süreçte hala mücadele devam etmektedir. İzmir Körfezi’nin kendini yenileyebilmesi için uzun ve kararlı, planlı ve kontrollü bir sürece ihtiyaç var. Bugün yürütülen çalışmalar ile körfez su kalitesi ve ekosistemine yönelik iyileşmeler görünse de, kirliliğin kaynağını çözmeden yürütülecek çalışmalar eksik ve yetersiz kalacaktır. ‘Yüzülebilir Körfez’ hayalinin gerçekleşebilmesi için kent planlaması, kent yönetimi, altyapı, su yönetimi, havza bütününde tüm bileşenleri ile uzman disiplinler ile planlama yönetim uygulama ve denetim süreçlerinin etkin yönetilmesi gerekmektedir” diye konuştu.