- Gündem
- 12.05.2025 15:48
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, zeytinyağı ve zeytinde son 4 sezondaki en yüksek ihracat rakamına ulaşılacağını öngördüklerini belirtti
KENAN YEŞİL
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği (EZZİB) Yönetim Kurulu Başkanı Davut Er, EZZİB Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte basın toplantısı düzenledi. Toplantıda EZZİB Başkanı Davut Er, ihracatta son yılların en başarılı sezonunu geçiren zeytin ve zeytinyağı sektöründeki güncel gelişmelerle ilgili görüşlerini paylaşırken, değerlendirmelerde bulundu.
Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) tarafından gerçekleştirilen rekolte tahmin çalışmaları sonuçlarına göre Türkiye’nin 2017/18 sezonu zeytinyağı rekoltesi 280 bin ton olarak tahmin edildiğini belirten Er, ancak sonradan rekoltenin 264 bin ton olarak revize edildiğini söyledi. Sofralık zeytin rekoltesinin ise 450 bin ton düzeylerinde tahmin edildiğini dile getiren Davut Er, zeytinyağında kişi başı tüketimin artırılmasını hedeflediklerini belirterek, “Önümüzdeki sezona ilişkin olarak şu anda bir varsayımda bulunmak mümkün görünmüyor. UZZK ve Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri tarafından Eylül ayında bir çalışma yapılacak. Ülkemizde kişi başına zeytinyağı tüketimi 2 litrenin altında, yani toplam tüketim 130-140 bin ton düzeylerinde, ama hedefimiz kişi başı tüketimi 5 litre seviyelerine çıkarılması” dedi.
80 BİN TON İHRACAT
Sezon başında Türkiye’deki ve rakip ülkelerdeki üretim ve tüketim durumu ile piyasa gelişmelerini gözlemlediklerini ve 2017/18 zeytinyağı ihracatımızı 80 bin ton olarak öngördüklerini belirten Er, dünyadaki genel zeytinyağı fiyatları bir miktar düştüğünü bu durumunda zeytinyağını ihracatını bir miktar duraklattığını ifade etti. Er, “27 Ağustos 2018 itibariyle yani, sezonunun bitimine 2 ay kala, yaklaşık 10 aylık zeytinyağı ihracatımız 56 bin 200 tona karşılık 225 milyon dolar düzeyinde. Önümüzdeki iki ayda döviz kurlarının pozitif katkısı ile birlikte, tam sezon ihracat miktarımızın 65-70 bin ton düzeylerine ulaşmasını bekliyoruz. Sofralık zeytin ihracatımız ise, yine 27 Ağustos 2018 tarihi itibariyle 60 bin 355 tona karşılık 116 milyon dolar düzeyinde. Önümüzdeki 1 aylık dönem sonunda bu rakamın 65-70 bin ton düzeyine ulaşmasını bekliyoruz” ifadesini kullandı.
Sezon sonu itibariyle sadece bu iki ana ürün grubundaki ihracatın 400 milyon doları aşarak, son 4 sezondaki en yüksek ihracat rakamına ulaşacağını öngördüklerini söyleyen Er, “Geçtiğimiz 2016/17 zeytin ve zeytinyağı ihracat sezonunda zeytinyağında 44 bin 457 ton ürün karşılığında 174,2 milyon dolar döviz geliri, sofralık zeytinde ise 58 bin 312 ton ürün karşılığında 110,5 milyon dolar döviz geliri elde etmiştik. Zeytinyağında bu sezonun ilk 10 aylık döneminde, sofralık zeytinde ise ilk 11 aylık döneminde gelir olarak geçtiğimiz sezonun tamamındaki ihracat gelirlerini aşmış durumdayız” dedi.
Ambalajlı zeytinyağında ihracatın miktar olarak yaklaşık iki katına çıktığı müjdesini veren Er, geçtiğimiz sezona göre 9 bin 542 tondan 18 bin 126 tona yükselerek toplam zeytinyağı ihracatı içindeki payının yüzde 25’ten yüzde 32’ye yükseldiğini söyledi. Er, “Döviz kurlarındaki değişimlerin pozitif katkısı ile birlikte ambalajlı zeytinyağı ihracatımızdaki artışın önümüzdeki dönemde de artarak devam edeceğine inanıyoruz. Öncelikli hedefimiz, Türkiye’de 500 bin üretici ailenin geçim kaynağı olan, 41 ilimizde üretilen zeytin ve zeytinyağımızın ambalajlı olarak ihracatının daha da artırılması. Önümüzdeki sezondan itibaren, ambalajlı zeytinyağı ihracatımızı 25 hatta 30 bin ton seviyelerine çıkarmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
DESTEKLER İKİ KATINA ÇIKMALI
Zeytin ve zeytinyağı ihracatına devlet tarafından sağlanan desteklerin iki katına çıkartılması gerektiğini ifade eden Er, “Zeytin üreticimize 50 kuruş, zeytinyağı üreticimize 2.5 TL prim verilir ve böylece üretim maliyetlerindeki dezavantajlar ortadan kaldırılırsa rekolte artışı ile birlikte kutulu zeytinyağı ihracatımız da artacak, bu sayede üreticimiz emeğinin karşılığını alacak. Ülkemizin markalı ve ambalajlı ihracatının sürekliliği için öncelikle rekabetçi fiyattan sürdürülebilir hammadde arzı gerekli” şeklinde konuştu.