“Hep bir ağızdan şarkılar söylüyoruz”

İzmir Müzisyenler Derneği, sanata ve sanatçıya yapılan tüm baskı ve engellemeleri protesto etmek için basın açıklaması düzenledi


  • Oluşturulma Tarihi : 05.07.2015 06:58
  • Güncelleme Tarihi : 05.07.2015 06:58
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Hep bir ağızdan şarkılar söylüyoruz”

EMİNE YALÇIN- Sanata ve sanatçıya yapılan tüm baskı ve engellemeleri protesto etmek için hep bir ağızdan şarkılar söylediklerine dikkat çeken İzmir Müzisyenler Derneği üyeleri, özgürlüğü sanat ile dile getireceklerini ve Türkiye’nin sanat ile güzelleşeceğini basın açıklaması yaparak kamuoyu ile paylaştı. Yapılan basın açıklamasına aynı caddedeki diğer müzisyenler ile birlikte İzmirliler de destek verdi. Basın açıklaması sonrası klarnet sesi, gitar ve darbukayla harmanlandı. Sokaktan geçenlere ücretsiz bir müzik şöleni sunuldu.

MEYDANLAR HALKA YASAKLANAMAZ

Konu ile ilgili basın açıklaması yapan İzmir Müzisyenler Derneği Üyesi Eylem Güler, sanatın ve sanatçıların çok zor zamanlardan geçtiğini öne sürerek, gün geçtikçe baskıların ve yasaklamaların şiddetini arttırdığını iddia etti. Güler, “Sokak müzisyenlerine yapılan ağır hakaretler, cezalar ve sonu darba kadar varan hareketler, muhalif müzik yapanların konserlerini yasaklamak, ‘böyle sanatın içine tükürürüm’ diyerek özgürlük heykellerine ‘ucube’ diyerek heykeltıraşlara dava açmak bu zihniyetin fıtratında var. Bu düzen değişmeli ve değiştirecek olan da yine bizleriz. Türkü okuyanların konser sonrası tutuklandığı dönemlerden de geçtik. Ozanların yakıldığını da gördük. 30 yıldır değişmeyen bir zihniyet var ortada. Bu tür uygulamalar aynı zamanda halkın müzik dinleme hakkına da ipotek koymaktan başka bir şey değildir. 30 yıldır şiddetle, tutuklamalarla, yasaklarla karşı karşıya kalan Grup Yorum’un da geçtiğimiz haftalarda Adana ve İzmir’de yüzbinlerce insana verdiği konserlerden sonra İstanbul ve Ankara’daki konserlerine valilikler tarafından yasak konulmuştur. Daha öncede ‘Stadyumlar yenilenecek’ gibi bahaneler öne sürülerek Stadyum konserleri yasaklanmıştır. Müzisyenler olarak bu uygulamanın keyfi olduğu kanaatindeyiz. Meydanlar, stadyumlar halka yasaklanamaz. Valiliklerin yaptığı açıklamalara göre sorun ‘güvenlik’ ve ‘belli bir kesimin rahatsız olması’. Adana ve İzmir’de yüzbinlerce insanın bulunduğu konserlerde hiçbir şekilde bir güvenlik sorunu oluşmamış olup hiçbir şekilde bir arbede yaşanmamıştır. Açılan davalar sonucunda İdare Mahkemesi tarafından hukuksuz yasaklamalar kaldırılmış, İstanbul konseri yüzbinlerin katılımıyla gerçekleşmiştir. Gezi döneminde de halkın yanında birlikte hareket eden sanatçılar hedef gösterilerek birtakım göz altılara tutuklamalara maruz kalmışlar, kamuoyuna asılsız gerekçeler gösterilerek karalama kampanyaları başlatılmıştır. Amaçları toplumsal baskı mekanizmasını güçlendirmek ve muhalif aydın sanatçıları sindirmekti” dedi.

135 OLAYDA HÜKÜMET TARAFINDAN SANSÜR UYGULANDI

Hükümet tarafından 32 kez belgesel, sinema ve tiyatro oyununa sansür ve yasak uygulandığını ileri süren Güler, sözlerini şu şekilde tamamladı: “22 kez sanat kurumlarında usulsüz görevden alma, atama ve zorla istifa olayı meydana geldi. 2007 yılında Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’ne getirilen ve TÜSAK yasa tasarısına karşı çıkışıyla bilinen orkestra şefi Prof.Dr. Rengim Gökmen görevden alındı. Mustafa Kurt’un ‘Sansür var’ diyerek istifa ettiği Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevine Devlet Tiyatroları ve Devlet Opera ve Balesi sanatçılarının karşı çıktığı Türkiye Sanat Kurulu yasasını destekleyenler arasında yer alan Nejat Birecik atandı. 18 kez Radyo, TV, gazete sansürü ve yasağı konuldu. Örneğin, ‘Piyano’ gibi sayısız uluslararası ödüller almış, 3 Oscarlı bir filmi gösteren GÜN TV şiddet gerekçesiyle cezalandırıldı. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in başvurusuyla, 4 eski bakanın rüşvet aldığı iddiasıyla kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu’yla ilgili haberlere komisyonun süresinin bittiği 27 Aralık tarihine kadar ‘yayın yasağı’ getirdi. 17 kez internet ve sosyal medya yasağı uygulandı. 16 kez diğer sanat dalları ve edebiyat alanında sansür ve yasaklama olayı yaşandı. Fazıl Say’ın eserleri Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın programından çıkartıldı. 2000 yılından bu yana düzenlenen ‘Antalya Piyano Festivalinin 15’si festivalin önceki yıllardaki sanat yönetmeni Fazıl Say’sız başladı. 16 kez kültür varlıklarına ve sanat alanlarına saldırı gerçekleşti. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nün 60 yıldır kullandığı ve tiyatronun içinde atölyelerin de bulunduğu ‘İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi’ne 3. kez baskın yapıldı. Toplam 135 olayda hükümet tarafından doğrudan kültür ve sanata yönelik yasaklama, baskı ve sansür uygulandı. Müzisyenler olarak sanata ve sanatçıya yapılan tüm baskı ve engellemeleri protesto etmek için bizlerde hep bir ağızdan şarkılar söylüyoruz. Bizler özgürlüğü sanat ile dile getireceğiz ve bu ülke sanat ile güzelleşecek.”

Haber Merkezi