Bir ‘Çirkin’ hikaye

Michel Del Castillo’nun 'Gitar', adlı öyküsünden tiyatroya uyarlanan ‘Çirkin’ 7 Kasım’da Ziya Gökalp Kültür Merkezi’nde seyirciyle buluşacak


  • Oluşturulma Tarihi : 03.11.2015 07:04
  • Güncelleme Tarihi : 03.11.2015 07:04
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Bir ‘Çirkin’ hikaye

E. ÇAĞLA GENİŞ

İspanyol yazar Michel Del Castillo’nun 'Gitar', isimli öyküsünden uyarlanarak ‘Çirkin’ adını alan oyunda önemli bir yenilik, hikayenin daha ironik olması ve masalsı yönünün ön plana çıkması. Bir oyuncunun ve bir manipülatörün yer aldığı, kuklaların hakim olduğu bir oyun. 7 Kasım Cumartesi günü Ziya Gökalp Kültür Merkezi’nde sahnelenecek olan oyunun ortaya çıkışını uyarlayan ve yöneten olan Semih Çelenk anlattı.

“18 YIL ÖNCE HAMİT’İN GETİRDİĞİ BİR ÖYKÜYDܔ

‘Çirkin’ adlı oyunun ortaya çıkışını Semih Çelenk şu sözlerle anlatıyor: “Bundan 18 yıl önce Hamit'in bana getirdiği bir öyküydü. Bu romanın anlattığı hikayeye vurulmuştu. Bunu anlatmamız gerektiğine inanıyordu. O zamanlar biz Hamit ile beraber İzmir'de Gölge Tiyatro diye aylık bir tiyatro dergisi çıkarıyorduk. Fakat bu oyunu ilk kez Hamit'le yapmamız mümkün olmadı. 1996 yılında Bursa Devlet Tiyatrosu'nda Ahmet Somers ile yaptık oyunu ilk kez. Ama hemen ertesi yıl, Gazete Ege'de Şakir Demirpehlivan'ın yaptığı sahnenin ilk yapımı bu oyun oldu. O tarihten bu yana bu oyunu iki kez daha sahneledim. ‘Çirkin’ öyküsü ile maceramız çok uzun dediğim gibi. Artık öykünün içini dışını sağını solunu keşfettik. Tüm ayrıntılarını, olasılıklarını, çağrışımlarını...”

BİR KUKLA TİYATROSU

Bu yapımda önemli bir yeniliği, metnin biraz daha ironik algılanması ve masalsı yanının daha çok öne çıkartılması şeklinde açıklayan Çelenk, “Bu oyun hep tek kişilik bir oyun olarak yapıldı, algılandı. Bizim tarafımızdan da. Ama bu kez adamın kendi dünyasındaki kişileri, düşlerini, yaşanmışlıklarını kendi yaptığı kuklalarla yaşattığını düşündük. Öte yandan kukla yeniden keşfedilen ve etkili bir anlatım dili. Aslında bugün çalışmaların sonuna geldiğimizde şunu diyebilirim ki ‘Çirkin’ tek kişilik bir oyun değil, bir oyuncunun ve bir manipülatörün yer aldığı, kuklaların hakim olduğu bir oyundur. Charleville Mezieres'de, "Dünya Kukla Festivali’nde izlediğim oyunları düşündüğümde de ‘Çirkin’in kolaylıkla bir kukla tiyatrosu oyunu olarak nitelenebileceğini düşünüyorum. Bu noktada, kuklalarımızın yaratıcısı ve kukla rejimize de katkıları büyük olan Adem ve Şafak Dağlar arkadaşlarımıza çok teşekkür ederim. Çok anlamlı ve yaratıcı bir işbirliğiydi bizim için” dedi.

KLASİK, SIRADAN ANLATILARDAN UZAK

Çelenk, oyunun seyirciyi klasik ve sıradan bir anlatıyı izlemekten uzak tutacağını belirterek, “Oyunu uyarladığımız romanın adı ‘Gitar’... Bu anlamda özelde gitar ve genelde sanatın etkisini, tanrısallığını tartışan bir metin... Oyunumuzda gitarı genç arkadaşımız Mert çalıyor. Onun oyuncu ile ve oyunla kurduğu doğaçlama ilişki de bizim için çok önemli. Uyarlamada dikkat ettiğim tek nokta. Dramatik olarak bir an yaratmaktı. Anı anlatan ya da geçmişi anlatan ve oynayan oyuncunun eylemi ile anlatısı arasında senkron bozukluklarına gittik, parçalı anlar oluşturmaya çalıştık. Bunun da seyirciyi çok klasik, sıradan bir anlatıyı izlemekten uzak tutacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

 

Haber Merkezi