Soyut mirasımız; Ebru sanatı

Geleneksel sanatları kendisine amaç edinen Ebru sanatçısı Yıldız Poyraz ile Ebru’nun incelikleri üzerine konuştuk  


  • Oluşturulma Tarihi : 07.09.2015 07:11
  • Güncelleme Tarihi : 07.09.2015 07:11
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Soyut mirasımız; Ebru sanatı

ONURHAN ALPAGUT

Ebru sanatı en eski Osmanlı kağıt süsleme sanatıdır. Bu sanatın ilk bilinen adı Orta Asya dillerinden Çağatayca’da ‘ Hare, damarlı’ anlamına gelen Ebre’dir. İleriki dönemlerde ise Türklerle birlikte Anadolu’ya gelen bu sanatın adı daha sonra ‘Ebru’ olmuştur.

Şimdi ise Avrupa’daki adıyla “Marbling” diye bilinen Ebru 17. yüzyılda Avrupa’ya Türk kağıdı olarak ortaya çıkmıştır. Ebru Türkiye’de cilt sanatının yanı sıra, hat sanatında zemin ve pervaz olarak kullanılan bu sanat hat sanatının, sanat atölyelerinde çoğalması ile birlikte sadece fonda kullanılan desenli kağıt zamanla birlikte değeri artarak çerçeve olacak kadar değerli hale geldi. Biz de Osmanlı’dan günümüze kadar gelen süsleme sanatını siz meraklıları için detayına kadar inerek, konunun uzmanı Karşıyaka Sanat Atölyesi’nin yöneticisi Yıldız Poyraz ile Ebru’ya dair ilginizi çekecek bir röportaj gerçekleştirdik.

-Ne Kadar süredir Karşıyaka Sanat Atölyesinde faaliyettesiniz?

2013 yılından beri burada faaliyet gösteriyoruz. Daha önce İzmir Konak'ta sanat atölyem vardı. Orada da 6 yıl kadar ders veriyorum. Bunların öncesinde bir kurumda daha 2 yıl kadar Ebru eğitimi verdim. 1999-2000 senelerinin başlarından beri Ebru sanatı faaliyetlerimi sürdürüyorum.

-Ebru sanatı ile ilginiz ne şekilde gerçekleşti?

1999 yılları sonlarında Sabancı Kültür Merkezinde gezdiğim Ebru sergisi beni çok derinden etkiledi. Sergiden sonra Ebru sanatını araştırmaya ve öğrenmeye karar verdim. Yaptığım araştırmalar sonucunda bu sanatın eğitimini almaya karar verdim. Zaman içerisinde ilgim ve alakam arttı. Hocalık mertebesine kadar ulaştım. 10 yıldır kadar da Ebru hocalığı yapıyorum.

-Ebru sanatının tarihimiz ve kültürümüz açısından yeri nedir?

Bu sanatın ilk çıkış noktası ve tarihi bilinmemektedir. Fakat toplumuzun bu sanatı geliştirme noktasında çok büyük katkıları olmuştur. Türk sanatçıları Ebru sanatının üzerine eğilerek teknikler geliştiriyorlar. Sonrasında ise Ebru Sanatı Türk sanatı olarak adlandırılmaya başlanıyor. Biz bu sanatı özellikle son zamanlarda zirveye taşıdık. Daha önceleri bazı sanatlar ile birleşen Ebru sanatı şimdi tek başına bir sanat haline geldi. Geçen sene UNESCO tarafından somut olmayan kültürel miras olarak kabul edildi. Dolayısıyla Türk sanatçıların bu konuda katkısı olduğuna ve geliştirdiğine inanıyorum.

-Bu sanatta ustalık nerede yatıyor?

Bir başka ustanın yanında sanatı öğrenerek çalışmak önemli. Pişme noktasına gelesiye kadar, hatta pişme noktasına geldikten sonra dahi ustanın etrafından ayrılmamak gerekiyor. Daha sonrasında bu işi gönül ve sabırla yapmak lazım.

-Ebru sanatı diğer farklı geleneksel sanatlar ile birleşince ortaya farklı sanat eserleri ortaya çıkıyor. Sizin bu tarz eserler hakkında söylemek istedikleriniz nedir?

Eğitim aldığım süre içerisinde Ebru sanatını tezhip, minyatür, hat sanatı ile birleştirerek ortaya bir şeyler çıktığında daha güzel eserler ortaya konuyor. Eser farklı bir boyuta geliyor. Ebru sanatı diğer geleneksel sanatlara hem zemin hem de doku olarak güzelleştiriyor. Dolayısıyla ben diğer geleneksel sanatlar ile Ebru sanatını birleştirmeyi seviyorum. Ortaya çok daha lezzetli eserler çıkabiliyor.

- Çizginiz nedir?

Kesinlikle geleneksel Ebru. Geleneksel zaten bu sanatın özü ve aslıdır.

- Sergi veya sergileriniz oldu mu?

Pek çok karma ve kişisel sergilerim oldu. Ancak son bir kaç yıldır sergi açamıyorum. Bu sene 'Suya düşen aşk' isimli sergilerimin devamını getirmeyi düşünüyorum. Şu anda İstanbul, İzmir şehirlerinde bunun ayarlama aşamasındayım.

-Ebru sanatı taklit edilebilen bir sanat mı?

Ebru'da aynı eseri 2.defa aynı şekilde yapmanız mümkün değil. İşin güzelliği de burada yatıyor. Kesinlikle aynı malzemeleri kullansanız dahi birebir eseri taklit etmeniz imkansız. Bu da sanatı ilginç ve güzel kılıyor.

Yıldız Poyraz kimdir?

1981 İzmir doğumludur. Uzun yıllardır İzmir'de ikamet etmektedir. Bir dönem ticaretle meşgul olmuştur. Sanat anlamında ise usta-çırak ilişkisi içerisinde ilerlemiş ve hocalık mertebesine kadar yükselmiştir. Konak ve Karşıyaka'da olmak üzere 2 adet sanat atölyesi bulunmaktadır.

 

 

Haber Merkezi