Depreme ne kadar hazırlıklıyız?

Ege Bölgesi olarak depreme ne kadar hazırlıklı olduğumuz tam bir soru işareti. Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Deprem Yönetim Başkanı Prof.Dr. Atilla Uluğ, İzmir'in depreme hazırlıklı olmadığı konusunda uyarılarda bulunarak, belediye ve valiliği konuya karşı duyarsızlıkla suçladı


  • Oluşturulma Tarihi : 19.08.2015 09:02
  • Güncelleme Tarihi : 19.08.2015 09:02
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Depreme ne kadar hazırlıklıyız?

ONURHAN ALPAGUT

Geçtiğimiz günlerde 17 Ağustos depreminin 16. yıldönümünün ardında deprem yeniden gündeme taşındı. Konuya ilişkin gazetemiz konuşan Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Deprem Yönetim Başkanı Prof.Dr. Atilla Uluğ, İzmir'de olası bir depreme karşı herhangi alınmış bir önlem olmadığını iddia etti. Deprem için kurulan toplanma alanlarının imara açılmasının doğru bir yaklaşım olmadığını belirten Uluğ, bu alanların bazılarına peşkeş çekilmek istendiğini ifade ederek sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu doğru bir yaklaşım değil. İstanbul'da bazı toplanma alanları kamuya ve imara açıldı. Bu durum inanılacak bir şey değil. İzmir ve bazı yerlerde bu tür alanları imara açmaya başladılar. Alanlara AVM ve benzeri birtakım yapılanmalara açılması planlanıyor. Alanları imara açarsanız bu insanlar nereye kaçacaklar? İnsanlara en yakın alanları bu anlamda tasdik etmeniz gerekiyor. Olan yerler de birer, ikişer eşe, dosta satılıyor."

“İZMİR ERKEN UYARI SİSTEMİNE UYGUN DEĞİL"

Erken uyarı sisteminin kağıt üzerinde kalacağını iddia eden Uluğ, “İstanbul'da bu sistem mevcut. Ancak 6-7 saniye ile ne yapabilirsiniz? Öncelikli olarak kentin yapısının buna hazır olması gerek. Böyle bir sistem ancak gelişmiş ülkelerde olabilir. Türkiye ve İzmir'de bir iş yapmaz. Zamanında böyle bir sistemi getirmek için ben de uğraşı verdim. Mevcut deprem istasyonlarını zor kuruyoruz. Bir de erken uyarı sistemini kurmak hayal demektir. Millet bize gülüyor. ‘Sizin daha doğru düzgün deprem istasyonunuz yok. Erken uyarı sistemini ne yapacaksınız?’ diyor. Kentin durumu böyle bir sistemi kaldırmaz. Bunun için erken uyarı sistemi laf için söylenen bir şey evveliyatta zor. Belki böyle bir sistem her şeyin elektronik olduğu bir kentte iş görebilir" diye konuştu.

“YAPILACAK ÇOK İŞ VAR”

Erken uyarı sisteminden önce yapılacak birçok şeyin olduğunu belirten Uluğ, “Türkiye olarak birçok deprem istasyonumuz var. Bu istasyonlara anlık olan depremlerin verileri gönderiliyor ve kayıt altına alınıyor. Bir kısmı Kandilli Rasathanesi ve AFAD ile paylaşılıyor. Teknik olarak bunlar yapılıyor. Bunların da şöyle bir faydası var; olan küçük depremler, büyük depremlerin olacağı yeri gösterir. Böyle verilerin iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Diğer açıdan ise İzmir'de depreme hazırlık maalesef söz konusu değil. Konu üzerine kentin depreme hazırlanması gerekiyor, sizin ve benim değil. Tüm kentin yollarının, binalarının yenilenmesi gerekiyor. İstanbul'da afet yol haritası hazırlanmış. İnsanlara bunu gösteriyorlar. Evvela bu yolların genişletilmesi gerekiyor. Kaldı ki şu an bu yollardan geçemiyorsunuz, bırakın depremde geçmeyi. Bunun için özel yollar hazırlanmalı. Kamu binaları ayrıca problemli ve defolu. Bunlar deprem anında ilk çökecek yerler. Oysa bu tür binaların dimdik ayakta durması gerekiyor" dedi.

“İŞLER CİDDİYE ALINMALI"

İzmir'deki toplanma yerlerinin uygunluğu konusuna da değinen Uluğ, “İzmir Valiliği’nin ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin konu üzerine hazırladığı bir yer gösterim haritası var. Bunları bizimle de paylaştı. Bu tür şeyleri ben gerçekçi bulmuyorum. Örnek verecek olursak; Balçova'nın afet toplanma yerleri şehir merkezinde olması lazım. Halka şehir dışında bir yer gösteriliyor. İnsanlar bu tür yerlere ulaşamayacaklardır. Kısmen de olsa bazı yerler şehir merkezinde. Ancak çoğunlukla böyle yerler şehir merkezleri dışında. Birçok yerde ayrıca afet toplanma yeri yok.  Olanları da işgal altında ve ulaşılamaz vaziyette. Bu tür işlerin daha ciddi olması gerek" diye konuştu.

“KENTSEL DÖNÜŞÜM, RANTSAL DÖNÜŞÜM OLDU"

Kentsel dönüşümün amacından saptığını ve ranta dönüştürüldüğünü iddia eden Uluğ, “Mevcut binalar yıkılarak yerlerine daha sağlam, dayanıklı binalar yapılabilir. Fakat kentsel dönüşüm ranta dayalı durumda gerçekleşti. Bu bakımdan biraz eleştirilmesi lazım. Ama bunun dışında faydalı olacaktır. İzmir'de projesi olmayan rastgele yapılmış binlerce bina var. Bu bağlamda iyileştirme gerçekleşirse faydası mutlaka olacaktır" diye belirtti.

Haber Merkezi