“Her şeyin başı sabır”

Kemeraltı’nın tarihi hanı Kızlarağası’nda yer alan Kızlarağası Levn Atölyesi geleneksel el sanatı olan tezhip sanatını yaşatmaya devam ediyor


  • Oluşturulma Tarihi : 13.07.2015 06:46
  • Güncelleme Tarihi : 13.07.2015 06:46
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Her şeyin başı sabır”

ONURHAN ALPAGUT 

Tezhip kelimesi kökenini tezhipten almış olarak, Arapça zeheb köklerinin türemiş olarak ‘altınlamak' anlamına gelmektedir. Tezhip sanatı günümüzde daha çok İslam kökenli kitap süsleme sanatıdır. Tezhip yapan kişilere erkek ise müzehhip, kadınlara ise müzehhibe denmektedir. Tezhip sanatı öncelikli olarak hat sanatının etrafının süslenmesi amacı ile kullanılmıştır ancak çağımızda tek başına pano olarak da kullanılmaya başlanmıştır. Bu sanatın ortaya çıkışı ise, ferman, berat, Kuran-ı Kerim ayetleri gibi manevi değeri yüksek şeylerin değerini ifade etmek için kullanılmıştır. Belirli bir süre unutulmaya yüz tutmuş bu sanat günümüzde tekrar güzel sanatlar fakültelerinin geleneksel Türk el sanatları bölümlerinde, özel atölye ve bazı vakıflarda insanlara öğretilmeye devam etmektedir. Bizler de bu bağlamda bu hafta İzmir Konak Kızlarağası Levn Atölyesi’nde tezhip sanatı ile profesyonel olarak ilgilenerek ortaya başarılı işler koymuş olan müzehhibesi Ayşe Burcu Gezer ile tezhip hakkında detaylı bir röportaj gerçekleştirdik.  

Merhaba sizi tanıyabilir miyiz?

İsmim Ayşe Burcu Gezer. 1980 Konya doğumluyum. Liseye kadar Konya'da yaşadım, sonra Ankara Başkent Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne girdim. 2004 yılında oradan mezun oldum. 10 yıl yağlı boya, sulu boya resim çalışmalarım oldu. Bunu da özel atölyelerde gerçekleştirdim. 2010 yılında 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Tezhip Bölümü’ne girdim. Geçen sene mezun oldum. Konak Kızlarağası'nda arkadaşım Fatma Sarıbaş ile çalışmalarımı sürdürüyorum.

Tezhip sanatı ile alakanız nasıl oldu?

9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tezhip Ana Sanat Dalını bilinçli olarak seçmemle gerçekleşti. Çünkü bu sanat dalına aşinaydım. Anneannemin babası kendisi hattattır. Kendisi çocukluğumda beynimde bir yer etmiştir. Özellikle hat sanatını görsel anlamda zaten biliyordum. Resim bölümünü tercih etmedim çünkü tezhibin daha büyülü, daha değişik bir tarafı vardı benim için. Tezhip daha tasarıma yönelikti. Tezhiple alakam böyle oldu. Okulu bitirdiğim andan bitirdiğim andan itibaren mesleğimi tezhip üzerine yapmaya karar vermiştim.

Tezhip size neyi ifade ediyor?

Tezhibin anlamı, altınlama, süslemedir. Yazı süsleme sanatıdır. Benim içinse özel hayatımda da bir şeyleri süslemek, herhangi bir obje üzerinde estetik kaygı oluşturmak beni her zaman cezbeden bir durumdu. Süslemeye dayalı bir bölüm olduğundan dolayı bu sanatı icra ederken çok keyif alıyorum. Ayrıca bu işin benim için manevi tarafı da var. Tezhip İslam sanatıdır. Kuran-ı Kerim’de sayfalar, ayetlerin süslenmesi ona verdiğimiz önemi anlatır. Sonuçta sevdiğiniz bir şeyleri süslersiniz. Onun üzerinde kaygı duyarsınız.

Tezhip sanatının doruk yaptığı bir tarih var mı? Bu tarihten biraz bahsedecek olursak...

Osmanlıda 16. YY. Kanuni dönemi tezhip sanatının en zirvede olduğu dönemdir. Ancak şu anda da ben bu sanatı zirvede görüyorum. İyi durumda fakat daha da iyi olacaktır. Ama geçmiş yıllar ile kıyaslayacak olursak; Cumhuriyet öncesi ve sonrası döneme baktığımızda, Şu anki durumu gayet başarılı daha da iyi olmalı. Ancak en iyi dönem klasikleri yer aldığı Kanuni dönemidir.

Tezhip sanatında hangi malzemeleri kullanıyorsunuz? Malzemeleri nereden temin ediyorsunuz?

Tezhip sanatında en önemli malzeme altındır. Ardından sanatçıya bağlı olarak değişmekle beraber; suluboya, guaş boya, akrilik renklendirmek için kullanılan malzemelerdir. Fakat murakka dediğimiz karton kağıtlarımız var. Tezhip bunlar üzerine uygulanır. Aslında tezhip yazıyı süslemektir. Arapça yazılar süslenir fakat günümüzde artık Latin yazıları da süslenebilmektedir. Tezhip genellikle yazıya ihtiyaç vardır. Fakat hat yazısı olmadan sırf tezhip ile özgün eserler de ortaya çıkmaktadır. Malzeme olarak fırçalarımız, mühre, büyüteçlerimiz mevcut. Bu malzemeleri de hobi ürünleri satan mağazalardan temin etmekteyiz.

Süslemede kullandığınız eserleri nasıl oluşturuyorsunuz?

Tamamıyla hayal gücü. Tabii ki de teknik bir yapıya da dayanıyor. Ancak bu tekniği kullanabilmek için öncelikle hayal gücüne ihtiyaç var. Aldığımız eğitim doğrultusunda pek çok done var. Bunları birleştirerek var olan teknik üzerinde oynayarak gerçekleştiriyoruz. Fakat tezhip sanat dalından ziyade bir tasarım alanıdır. Sanat başka bir şeydir, tasarım başkadır. Tezhip tamamı ile bir tasarım ürünüdür. Ortaya çıkan esere de tasarım denir. Sanatçı bir üslup oluşturur, her ne kadar bazı eserler birbirini tekrar ediyormuş gibi gözükse de aslında öyle değildir. Her eser kendi başına başka bir bütünü oluşturur. Sanatçının fırçayı kullanış biçimiyle ortaya çıkardığı çizgiler dahi onun üslubunu oluşturur. Ama en büyük farkı tasarım, hayal gücü ortaya koyar.

Tam manası ile bitmiş bir levhanın ortalama ömrü ne kadardır?

Aherli bir kağıda yapılırsa yüzyılları aşkın bir şekilde ömrünü koruyabilir.

Tezhip sanatına başlayan kişilerin başarılı bir sanat eseri ortaya çıkarması ne kadar süre almakta?  

Başlangıç esnasında belli bir süre derslere devam etmesi durumunda 2 yıldan evvel kendine özgün bir eser ortaya çıkaramaz. Önce tezhip yapmak isteyen birini görecek, izleyecek, taklit edecek, ilham alacak ondan sonra özgünleşecektir.

Tezhip yaparken neler hissediyorsunuz?

Her bir projede farklı şeyler hissediyorum. Tezhip çok ayrıntılı meşakkatli bir iş. Ama tasarım bittikten sonra renklendirmeye geçtiğim an tasarımın verdiği haz sonrasında renklendirmenin verdiği mutluluk, huzur bundan ötesi de olmadığını düşünüyorum.

İnsanların günümüzde tezhibe olan ilgisini ne şekilde görüyorsunuz?

Eskiye nazaran daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Ben de bu piyasada yeniyim. İnsanların tezhibe gösterdiği ilgiden de son derece memnunum. Hiç bilmeyip görenler dahi hayrete düşürüyor. Bilenler de zaten değerini artırıyor. Şu anda gösterilen ilgiden memnunum ancak daha iyi olması lazım. Çünkü olaya sadece İslam sanatı başlığı altında bakarak işi biraz da siyasi boyuta doğru yönlendiriyorlar. Aslında böyle bir şey yok. Özellikle gelen turistlerin ilgisini çekip, talebini artırıyorsa, bizim kendi ülkemizde talep edilmesi bence çok daha fazla olmalı. Ama genel olarak insanlar gördükleri şeyden hoşnut oluyorlar, izlemekten keyif alıyorlar.

Tezhip sanatının tarihi nerelere dayanmakta?

Bu çok göreceli bir kavram. İslam sonrası Kuran-ı Kerim sayfaları ile sanat başlıyor. Fakat kullanılan motifler Orta Asya-Orta Doğu'ya dayanıyor. Kullanılan motiflerin bazıları İslamiyet öncesinde de var. Ancak daha çok İslam’ın kabulüyle başlayıp Osmanlı döneminde hızlanıyor.

Tezhip sanatı insanlar üzerinde nasıl bir etki bırakmakta?

Bu işi yapmak isteyen insanlar, işin içerisine girdikçe mutluluğu kat be kat artmakta. Daha çok bağlanıyorlar. Tezhip çok keyiflidir. Ortaya çıkmış bir eseri ortaya çıkarmak, onu saatlerce izlemek kişilerde haz duygusu yaratır. Herkes biraz huzur, kendi ile baş başa kalmak içinde bu sanatı tercih ediyorlar. Çünkü bu sanatı icra ederken kendin ile baş başa olmak zorundasın. Sorunlarını bir köşeye atıp sanata öyle devam etmek durumundasın. Sanata sorunların ile oturduğunda murakka, iş sizi istemez. Birçok sorunla karşı karşıya kalırsınız. Sanat size diyor ki ‘Olumsuz düşüncelerinden arın, karşıma öyle gel'. Bunu ben de deneyimledim. Fakat bunu herkes söylemekte.

İzmirlilerin tezhibe olan ilgisi ne şekilde?

İzmirlilerin ilgisi kötü. Bir İstanbul piyasası ile kıyaslayamam bile. Başka illere göre İzmir bu sanata çok daha önyargılı yaklaşıyor. Bu konuda kısırız. İstanbul'da geleneksel sanat icra eden kişiler çok daha iyi yerlerde iken İzmir'de çok az atölye var. İnsanların ilgisi de çok az. Ancak biz bunu artırmak için var gücümüzle uğraşacağız. Kendimize bunu misyon edindik.

Peki, bu konuda yetkililerden beklentileriniz nedir?

Aslında belli bir noktada belediyeler bu konuyu halk eğitim kursları, sergi açma imkanları ile destek sağlamakta belediyelerden daha fazla imkan beklemek biraz garip olabilir. Halktan beklenti var. Burada sanatçıya halkı bilinçlendirmek düşmekte. Odalarda yapmaları gerekeni yapıyor. Bu biraz da insanların algıları ile alakalı. İzmir insan yapısı gereği biraz da tatil yeri gibi. Burada sanatçı kendini ne kadar çok duyurursa o kadar fazla sesi duyulur.

Bu sanatta kimleri kendinize örnek alıyorsunuz?

Rikkat Kunt başta olmak üzere Orhan Dağlı, Taner Alakuş, Münevver Üçer bu isimler benim idolüm.

Tezhip sanatına başlamak isteyen kişilere tavsiyeleriniz nedir?

Sabırlı olmaları. Sanat bence tavsiye ile olmaz kişinin içinde bir şeyler olmalıdır.

Geleneksel sanatlara insanlarımızın bakış açısı nedir?

İnsanlar bilmiyorlar. Farkındalık yaratırsak insanlar bu sanatları daha çok severler, görmek isterler. Ben bu konuda insanları suçlamıyorum, bilmediğiniz bir şey üzerine nasıl yorum yapabilirsiniz ki? İzmir'de bu sanatların İslam sanatı başlığı altında toplanması sonucu da bir önyargı var. Bu sanatlarla herkes ilgilenmeli mi? Bence hayır.

Size ulaşmak isteyenler nasıl ulaşabilir?

Bizlere ulaşmak isteyenler instagram üzerinden LEVN sanat, facebook üzerinden yine LEVN sanat mail üzerinden levnsanat@gmail.com üzerinden ulaşabilirler.

Eklemek istedikleriniz?

Hayat yeterince zor. Tüm herkes için bu şekilde. Tüketime dayalı bir dönemden geçiyoruz. Her şeyi çok çabuk tüketiyoruz. Her ne koşulda olursa olsun her insanın mutlaka bir hobi edinmesi taraftarıyım. Bu herhangi bir sanat dallarından biri olabilir. Spor,müzik ve benzeri dallar olabilir. Mutlaka işinin dışında yaptığı, rutin alan dışında mutlaka yaptığı bir şeyler olmalı ki hayatın değerini bilsin. Rutinden çıkarak kendini keşfetmeyi öğrensin bu çok önemli bir durum. Bu durum kişilerde bende varım, bende insanım, benimde ruhum, düşüncelerim, hislerim var diyebilmesi için kendini mutlaka farklı bir alanda görmesi lazım.

Haber Merkezi