Sayfa Yükleniyor...
MHP İzmir 1. Bölge Milletvekili Adayı Senem Kılıç, Çeşme Alaçatı Pazarını ziyaretinde tarıma vurgu yaptı
MHP İzmir 1. Bölge Milletvekili Adayı Senem Kılıç, Çeşme Alaçatı Pazarını ziyaret ederek vatandaşlar ve ürünlerini satan köylülerle konuştu. Türkiyede tarım ve hayvancılık alanında da izlenen politikalar sonucu Türk tarım ve hayvancılığının yok olma noktasına geldiğini belirten Kılıç, tarımsal üretimin önemine dikkat çekti. Nüfusun yüzde 25inin tarımda istihdam sağlamasına rağmen, Gayri Safi Milli Hasıladan sadece yüzde sekizlik pay aldığının altını çizen Kılıç, Türkiyede tarım bir sömürü alanı haline gelmiştir. Topraktan karnını doyuramayan Türk köylüsü madenlerde, inşaatlarda ve diğer iş kollarında düşük ücretlere can güvenliği olmadan çalıştırılmak zorunda bırakılmıştır dedi.
GENÇLER TARIMDAN KAÇIYOR
Türk köylüsünün dünyanın en pahalı mazotunu ve gübresini kullandığını söyleyen Kılıç, köylüler için gelir gider dengesi arasındaki uçurumun açıldığını ifade etti. Köylünün üretmek için bir nedeni kalmadığını belirten Kılıç, Bugün tarlada bir lira etmeyen domates pazarda 4 liraya satılmakta. Köylü ürettiğinin değerini alamadığı gibi, ürünü kentteki vatandaşın da cebini yakıyor. Gençler sektörden kaçıyor. Tarlada çalışmaktansa, kentlerde asgari ücretli işçi olmayı tercih ediyorlar çünkü tarımda onu bile kazanamıyorlar. Tarımda çalışan nüfusu her geçen gün yaşlanıyor. Ancak Türkiyenin tarımda çalışan nüfusu hala fazla ve doğru politikalarla tarım tekrar karlı hale getirilebilir durumda diye konuştu.
7 MİLYON İNSAN TARIMDAN KOPTU
Türkiyenin son on yılda Belçika büyüklüğünde tarım arazisini kaybettiğini ve 7 milyon insanın tarımdan koparak kentlerde, madenlerde, inşaatlarda vasıfsız ucuz işçi olduğunu vurgulayan Kılıç, sözlerini şu şekilde sürdürdü: 2000 yılında 94 milyon dönüm buğday ekim alanına sahip Türkiyede bu rakam 2014te 74 milyona geriledi. 2002 yılındaki buğday üretimi 69 milyon nüfusa karşılık 19,5 milyon ton iken 2014 yılında bu üretim nüfus artışına rağmen 19 milyon tonda kaldı. Türkiye son 12 yılda, Amerikadan pamuk ve bezelye, Rusyadan buğday, Fransadan arpa, İtalya, Vietnam ve Tayland ve Mısırdan pirinç, Ukraynadan mısır, Sri-Lankadan çay, İtalyadan bakla, Çinden sarımsak ve kuru fasulye, Panamadan muz, Meksikadan nohut, Kanadadan mercimek ithal etti. Bunların yanı sıra Etiyopya ve Bangladeşten kuru fasulye, Japonyadan ayçiçeği, Yunanistandan pamuk, Lüksemburgdan buğday ithal eden bir ülke haline geldik. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü yayınladığı genelge ile sap ve saman ithal edilebilecek 67 ülkenin adlarını açıkladı. Son verilere göre Türkiye 126 ülkeden 133 çeşit meyve ve sebze ithal ediyor. Maalesef durum budur. Nüfusun hızla kalabalıklaştığı ve tarımın stratejik öneminin hiç olmadığı kadar arttığı dünyada güçlü bir konumda yer almak istiyorsak tarım en öncelikli hedeflerimizden biri olmalı. (HABER MERKEZİ)
Haber Merkezi