- İzmir
- 20.04.2025 22:50
Depremin ardından ekonomik zorluklar nedeniyle kendilerine başka bir çatı bulmayan depremzede aileler, 2 yıldır 21 metrekarelik konteynerlere mahkum yaşıyor. Neredeyse tamamı kiracı olan ve “Unutulduk” diyen depremzedeler, TOKİ konutlarından hak sahipliği talep ediyor
ÇAĞLA GENİŞ - ÖZEL HABER
İzmir’de 30 Ekim’de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremin ardından evleri yıkılan veya ağır hasar gören depremzedeler, AFAD ve İzmir Valiliği iş birliğinde Bayraklı’da kurulan konteyner kentte hayatlarını sürdürmeye devam ediyor. Ekonomik zorluklar nedeniyle kendilerine başka bir çatı bulamayan 120 aile, 2 yıldır 21 metrekarelik konteynerlere mahkum yaşıyor. Bu yılın Haziran ve Eylül aylarında tebligat şoku yaşayan aileler, süreçte herhangi bir tahliye yapılmasa da diken üstünde yaşamaya devam ediyor. Konteyner kentte kalan depremzede kiracılar, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından rezerv alanda inşa edilen deprem konutlarından hak sahipliği talep ediyor.
YOK SAYILIYORUZ!
Depremin ardından yaşadığı büyük korkuyla Bayraklı’da kurulan konteynerlerde yaşamaya başlayan Konteyner Kent Sözcüsü Meryem Tülin Yumlu, “Deprem anında evde değildim, dışarıdaydım ama etrafımda yıkılan binaları gördüm. Bunlara şahit olduğum için çok etkilendim. Kirada oturduğum ev, Özkanlar Mahallesi’ndeydi. Depremin ardından önce bir süre çadırda yaşadım, ardından yurtta. Son 1,5 senedir de konteyner kentte kalıyorum. Bu yıl içerisinde iki kez tebligat şoku yaşadık; polis zoruyla atılacağımız söylendi. Sonrasında itirazlarda bulunduk, hakkımızı aradık. Sonrasında resmi bir açıklama yapılmadı, sessizliğe geçildi. Burada kalmaya devam ediyoruz. Yakın zamanda bu konuda yeni bir bildirim almadık. Zaten hiçbir şekilde bildirim almıyorum durumumuzla ilgili. Yok sayılıyoruz sanki. Hiç kimse açıklama yapmıyor. Ne olacağını bilmemek bizleri daha çok tedirgin ediyor. Ocak ayında TOKİ konutları hak sahiplerine teslim ediliyor. Konteyner kentte yaklaşık 15 tane hak sahibi yurttaş var. Geri kalan herkes kiracı. Ocak ayında hak sahipleri buradan çıktığı zaman biz sokakta kaldık demektir. Çünkü TOKİ konutları teslim edilene kadar kalabileceğimiz söylenmişti” dedi.
TEK İSTEĞİMİZ BİR ÇATI
Artan kira fiyatları nedeniyle kendilerine bir çatı bulmakta zorlandıklarını ve deprem konutlarından hak sahipliği talep ettiklerini kaydeden Yumlu, “Biz de mağduruz, bizim de deprem öncesinde bir yaşamımız vardı. O zamanki kira fiyatlarıyla şimdiki aynı değil. Ekonomik durumumuz uygun olsa biz de buradan ayrılıp bir ev kiralamak, rahat rahat yaşamak isteriz. Burada 21 metrekarelik konteynerlerde yaşam sürmeye çalışıyoruz. Tamam, bize burada sahip çıktılar. Elektrik, su sorunumuz yok. Ama 21 metrekarelik alanlarda yaşıyoruz sonuçta. Her tarafı tıkır tıkır ötüyor. Sadece depremden dolayı güvende hissediyoruz kendimizi. Çünkü hala daha çok korkuyoruz. En azından başımıza çökecek bir şey yok diyoruz. Onun verdiği bir güven var. Psikolojik olarak depremde çok etkilenmiştim. Asla binalara giremiyordum. Yeni yeni girebilmeye başladım ama bu kez de ev tutamıyorum. Çünkü kira fiyatları çok arttı. Bizim tek istediğimiz kendimize ait bir çatı. Biz de TOKİ konutlarından hak sahibi olmak istiyoruz. Bu daha önce Elazığ ve Van depremlerinde de yapılmış. Biz de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyız. Neden biz dışlanıyoruz? Biz de hak sahibi olmak istiyoruz. Bizim de depremden önce normal bir yaşantımız vardı. Bir şekilde ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışıyorduk. Ama tamamen mağdur kaldık” ifadelerini kullandı.
GİDECEK YERİMİZ YOK
Konteyner kentten çıkmaları halinde kalacak bir yerleri olmadığını dile getiren Yumlu, yetkililere şöyle seslendi: “Biz buraya depremzede olarak kabul edildik. Yani verilen bir hak var. Verilen hak geri alınmamalı. Emine Erdoğan buraya ilk geldiğinde kiracı bir ailenin evine konuk oldu. ‘Evler teslim edilene kadar siz buradasınız. Herkese ev verilecek’ demişti. Burada kalan 120 aile var. Bizi yok sayamazlar. Şu ana kadar ihtiyaçlarımız karşılandı fakat şimdi neden dışlanıyoruz? Biz de imkanlardan faydalanalım. Verilen sözler tutulsun. Bugüne kadar bir kuruş yardım talep etmedik devletten. Ama şu an mağduruz, istiyoruz. Bizi yok saymasınlar, unutulduğumuzu düşünüyoruz. Ayrımcılık yapılmasın bize. Gidecek yerimiz yok, buradan çıkınca hepimiz sokakta kalacağız. En düşük ev kirası 5 bin lira. Burada bu paraları ödeyebilecek kimse yok. Herkes adına konuşuyorum. Kimse verecek durumda değil. Aldığımız duyumlara göre rezerv bölgede 100 tane fazla konut varmış. Madem öyle neden bizlere verilmesin? Karşımızda muhatap bulmak istiyoruz. Bizzat yetkililerle görüşmek istiyoruz. Gelip bize de isteklerimizi sorsunlar, biz de insanız. Biz de vatandaşız.”