Ahmet Kenan Özkan: Yangınlardan daha tehlikeli olan şey özelleştirmedir

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ve Türkiye Ormancılar Derneği İzmir Temsilciliği, geçtiğimiz haftalarda ülke genelinde çıkan orman yangınlarına ilişkin ortak bir basın açıklaması düzenledi


  • Oluşturulma Tarihi : 29.08.2024 14:38
  • Güncelleme Tarihi : 29.08.2024 11:43
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Ahmet Kenan Özkan: Yangınlardan daha tehlikeli olan şey özelleştirmedir

Türkiye Ormancılar Derneği'nin verilerine göre, geçtiğimiz senelerde çıkan orman yangınlarında toplam 89 bin 986 hektar ormanlık alan yandığı öğrenildi. Ancak ne yazık ki bu oran artmaya devam ediyor. Bu sene de yaz aylarının başından bu yana ülke genelinde meydana gelen orman yangınları, binlerce hektarlık ormanlık alanın yok olmasına sebep oldu. Bu konu hakkında ortak bir basın açıklaması gerçekleştiren TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ve Türkiye Ormancılar Derneği İzmir Temsilciliği ise Türkiye’de sadece 2024 yılında 20 bin 896 hektar ormanlık alanın yandığını ve sonrasında bu alanların 393 hektarının orman sınırları dışına çıkarıldığına dikkat çekerek, “Bu konuda yetkililere çağrıda bulunuyor ve kamuoyu vicdanında kabul görmeyen bu kararların gözden geçirilmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

20 BİN 896 HEKTAR ALAN ZARAR GÖRDÜ

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Mustafa Güleş, Türkiye genelinde çıkan yangınlarda binlerce hektarlık ormanlık alanın zarar gördüğünü dile getirdiği açıklamada, “Ülkemiz genelinde, sıcak hava dalgalarıyla beraber haziran ayında başlayan ve çoğunluğu başta İzmir olmak üzere Ege Bölgesi'nde görülen orman yangınları, ağustos ayında da ciğerlerimizi yakmaya devam ediyor. Kapımıza kadar dayanan yangınlar sonucunda bazı mahalleler boşaltılırken, çok sayıda insanımız bu yangınlarda yaşamını yitirmiştir. Yanan alanlarda ise sadece ağaçlar ve bitki örtüsü değil, o ekosistemin ve tarım alanlarının tüm bileşenleri de yok olmakta veya yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalmaktadır. Orman Genel Müdürlüğü (OGM)'nin paylaşımlarına göre 2024 yılında, Türkiye genelinde meydana gelen 27 bin 64 orman yangınında 20 bin 896 hektar alan zarar görmüştür. Haziran 2024'de Diyarbakır Çınar ile Mardin Mazıdağı ilçeleri arasındaki ekili alanlarda çıkan yangınlarda, resmi olmayan verilere göre; bin 500 hektarın üzerinde alan tahrip olurken, haziran ayından bugüne İzmir ve çevresinde çıkan orman yangınlarında yaklaşık olarak 17 bin hektardan fazla alan yanmıştır. Bununla birlikte Diyarbakır- Mardin'deki yangınlarda 15 sivil, İzmir Çeşme Deliklikoy'daki yangında 3 sivil vatandaşımız, Bayındır ve Bergama'daki yangınlarda ise İzmir Orman Bölge Müdürlüğünde görevli 2 orman çalışanı hayatını kaybetmiştir” ifadelerini kullandı.

393 HEKTAR ALAN ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILDI

“OGM orman yangınlarının yaklaşık yüzde 90'nın çıkış sebebi, "insan" kaynaklıdır. 2024 yılında orman yangınlarının çıkış sayılarının 2023 yılına göre önemli derecede arttığı gözlemlenmektedir” diyerek sözlerine devam eden Güleş, “Orman Genel Müdürlüğünün yangın önleme faaliyetleri kapsamında yaptığı bilinçlendirme, eğitim, bilgilendirme faaliyetleri bu anlamda yetersiz kalmaktadır. Bu yüzden yangınların çıkış sebepleri, insanların yangına sebebiyet veren davranışları ve alışkanlıkları açısından incelenmeli bununla ilgili mutlaka yeni bir anlayışla önleme faaliyetleri düzenlenmelidir. Ayrıca, orman alanları, ormancılık amacı dışındaki tahsisler ile baskı görmekte ve insan ile temasının arttığı gözlemlenmektedir. Bu noktada orman arazilerinin orman vasfından çıkartıldığı kararları endişe ile takip etmekteyiz. Mayıs 2024 tarihli Artvin, Bitlis, İstanbul ve İzmir İllerinde bulunan bazı alanların orman sınırları dışına çıkartılması hakkında karardan sonra, 17 Temmuz 2024 ve 2 Ağustos 2024 tarihli Cumhurbaşkanı kararları ile Manisa'da, Balıkesir'de, Amasya'da, Bingöl'de, İstanbul'da, Kastamonu'da, Kütahya'da, Mersin'de, Muğla'da, Niğde'de, Samsun'da, Sinop'ta ve Sivas'ta yaklaşık olarak 393 hektar alan orman sınırları dışına çıkarılmıştır. Her ne kadar, mevzuat gereği, orman sınırları dışına çıkarılan alanın en az iki katı büyüklüğündeki arazilerde orman tesis edilmesi gerekse de bu kararların uygulamasına yönelik işlemler ve tahsis edilecek alanları ormanların sağlığı ve sağlayacağı ekosistem hizmetleri açısından ne derece uygun olduğu hakkında endişe duyulmaktadır. Bu uygulamalar ile ekoloji ziraat ve benzeri dengeler ile oynanırken başta yangına hassas bölgeler olmak üzere ileride çıkacak orman yangını sayılarında da ivmelenmeye neden olacağı göz ardı edilmemelidir. Bu konuda yetkililere çağrıda bulunuyor ve kamuoyu vicdanında kabul görmeyen bu kararların gözden geçirilmesini talep ediyoruz” dedi.

SÖMDÜRME ÇALIŞMALARI YETERSİZ KALMAKTADIR

Orman yangınlarında, söndürme çalışmalarının yetersiz kaldığına değinen Güleş, “Orman yangınlarını söndürmek için fedakârca mücadele veren OGM çalışanlarının ve bu çalışmalara destek veren Belediye kurumları ve STK kuruluşlarının cansiperane çabaları yangınlarla mücadelenin yalnız "söndürme" düzeyinde ele alınması nedeni ile yetersiz kalmaktadır. Orman ve kırsal alan yangınlarının önlenmesi için OGM ile birlikte ilgili tüm kurum ve kuruluşlar birlikte çalışmalıdır. Yangınlara müdahale için özveri ile çalışılsa da yangın sayıları, zarar gören alanlar göz önünde bulundurulduğunda yangın öncesi hazırlığın yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir. Yangın riskini ve olası zararları azaltmak ve afet yönetim süreçlerini doğru bir şekilde tanımlamak için ilgili tüm kurumların iş birliği ile iklim değişikliği senaryoları da göz önünde bulundurularak yangın eylem planları hazırlanmalı, yeterli araç, gereç ve personel bulundurulmalıdır. Orman içi verilen izinlerin kapsamları daraltılmalı, koşul ve standartları net olarak belirlenmeli ve etkin denetimi sağlanmalıdır. Bunlara ilave olarak orman içi ve bitişiği alanlarda bu alanlara çöp/atık bırakılmasının önlenmesinde, enerji nakil hatlarının yangına özel bakımlarının planlamasında, sanayi tesisleri ve karayollarında koruma bandının belirlenmesinde vb. önlemlerin geliştirilmesinde kağıt üzerinde kalan kararların ötesine geçerek özel sektör, yerel yönetimler ve kamuoyu ile sorumluluk gerektiği şekilde paylaşılmalıdır. Ülkemiz için en yıkıcı afetlerinden biri olan depremde olduğu gibi orman yangınları için de toplumun acilen bilgi ve eğitim ile yangına dirençli topluluklara dönüştürülmesi, bu toplu değişimin sağlanması için bir seferberlik başlatılması gerekmektedir” diye konuştu.

ASIL MÜDAHALE KARADAN YAPILANDIR

Türkiye Ormancılar Derneği İzmir Temsilcisi Ahmet Kenan Özkan ise OGM’nin yangına havadan müdahale konusunda yetersiz olduğunu belirterek, “Özellikle Yamanlar yangınında yerel yönetimle, OGM arasından sanki bir çelişki varmış gibi bir durum çıktı. Ancak bu kente çok yakın bir orman olduğu için bu şekilde bir tartışma oldu. Yoksa kente uzak olsaydı, yerel yöneticilerin sahada görünme şansı olmazdı. Biliyorsunuz bu sene özellikle ağustos ayında çok sayıda orman yangını çıktı. Şu anda bile 4 tane orman yangını var. Yani yangın sayısı geçmiş yıllara oranla artmış durumda. Bugün itibariyle 12 bin 416 tane yangın çıktı. Bu yangınlarda 21 bin 249 hektarlık ormanlık alan tahrip oldu. OGM kendi bütçesiyle dahi hava araçları satın alıp kendi envanterinde bulundurmak yerine kiralama yolunu tercih ediyor. Aslında bu işi yapması gereken geçmişte olduğu gibi Türk Hava Kurumu gibi bir kurum olması lazım. Ne yazık ki Türk Hava Kurumu’nun ölüme mahkum edilmesi, bu tartışmanın artmasına neden oldu. Şu anda OGM’nın envanterinde 20 tane uçak satın alma gibi bir girişimi var. Toplumun bu konuda çok duyarlı olması sebebiyle, toplumun gazını almak için OGM’nın hava araçlarına önem verdiğini söyleyebiliriz. En son Karşıyaka yangınında görüldüğü gibi orman yangını hava araçlarıyla söndürülmez. Asıl müdahale karadan yapılandır” şeklinde konuştu.

PERSONEL YETERSİZ

Sahada çalışan orman işçilerinin sayısında, yıllar içinde azaltmaya gidildiğine dikkat çeken Özkan, “AK Parti hükümeti iktidara geldiği ilk zamanlarda bir cümle sarf etmişti: ‘devleti küçülteceğiz’ demişti. Geçmiş yıllarda 15 bine yakın orman işçisi alanda çalışırken, bu sayı 5 bine kadar düşürülmüştü. Bu sene ise 10 bine çıkarıldı. Ancak bu sayı çok yetersiz. Mücadelenin karadan yapıldığını düşünürsek 10 bin kişi yetersiz kalıyor. Öte yandan geçmişte personel belirli kategorilere uygun olarak seçilirken, şimdi bunu göremiyoruz. Çoğu kişi ben bu işi yapamam deyip yangının ortasında bırakıp gidiyor. Ormanı bilmeyen ve orman yangınından kaçan insanlar var” dedi

ASIL TEHLİKE…

Özkan, "Akdeniz kuşağında tarih boyunca yangınlar çıktı. Zaten çıkmaması da mümkün değil. Ama önemli olan yangının büyümeden söndürülmesini sağlamak. Ancak Yangınlardan daha tehlikeli olan şey özelleştirmedir. Çünkü yanan alanlar orman sınırı dışına çıkılmaya başladı. İstanbul’da bu alanlar havuzlu villa oldu” diye konuştu.

HABER MERKEZİ

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ