AK Parti’den CHP’ye sert eleştiriler ve Filistin vurgusu

AK Parti İzmir teşkilatı Balçova’da toplandı. Toplantıda Vedat Işıkhan, İzmir’in çöp, çukur ve su sorunlarını eleştirirken, CHP’nin yerel yönetim performansını hedef aldı. Filistin’deki zulme karşı Sumud Filosuna destek de konuşuldu.

  • Oluşturulma Tarihi : 05.10.2025 16:27
  • Güncelleme Tarihi : 05.10.2025 16:27
  • Kaynak : BERKAY ERDEN
AK Parti’den CHP’ye sert eleştiriler ve Filistin vurgusu haberinin görseli

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) İzmir’de İl Danışma Meclisi Toplantısı’nı Balçova’da gerçekleştirdi. Ülke ve kent gündeme dair önemli konuların masaya yatırıldığı toplantıya AK Parti İzmir İl Danışma Meclisi'ne; AK Parti Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı, İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu, AK Parti Ege Bölge Koordinatörü Mustafa Esgin, AK Parti MKYK Üyesi Hamza Dağ, önceki dönem Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, AK Parti İzmir İl Koordinatörü Zafer Işık, İzmir Milletvekilleri Ceyda Bölünmez Çankırı, Mehmet Ali Çelebi, Yaşar Kırkpınar, Mahmut Atilla Kaya, Şebnem Bursalı, Önceki dönem İl Başkanları, Önceki dönem İzmir Milletvekilleri ve teşkilat mensupları katıldı. Toplantıda konuşma yapan isimler Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) sert eleştiriler yöneltirken, Filistin halkının yaşadığı zulume de geniş yer ayrıldı.

IŞIKHAN: İZMİR ÇÖP DAĞLARINDAN VE KOKUDAN GEÇİLMİYOR

Konuşmasında İzmir’in yerel yönetim sorunlarına değinen BakanIşıkhan, “Teşkilatlarımızla, siz değerli dava arkadaşlarımızla bir araya gelmemize vesile olan, İl Danışma Meclisi toplantımızın düzenlenmesinde emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum. Toplantımızın İzmir başta olmak üzere tüm parti teşkilatlarımız ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bugüne kadar İzmir il ve ilçe kademelerinde görev almış tüm dava arkadaşlarımıza, emekleri ve çalışmaları için teşekkür ediyor, ahirete irtihal edenleri rahmetle yad ediyorum. Kurulduğu günden bu yana istişareyi, danışmayı ve dayanışmayı siyaset anlayışının temel prensibi olarak benimsemiş bir parti olarak il ve ilçe danışma meclislerimizi çok kıymetli buluyor, bu toplantıları bir teşkilat buluşmasından daha ziyade, bir aile meclisi olarak görüyorum. Bu sebeple, toplantı boyunca İzmir özelinde yapılacak değerlendirmelerin şehrimizin geleceği adına yapılacak çalışmalara önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Bizler, hamdolsun, 23 yıldır, davamızın lideri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın riyasetinde, memlekete hizmet vazifesini gururla taşıyan, imha değil inşa etmek için görev yapan ve bu anlayışla aziz milletimiz için çalışmayı şeref sayan bir kadroyuz. Bizler, vatandaşlarımıza karşı sorumluluklarımızı hakkıyla yerine getirmenin gayreti içerisindeyiz. Malum, söz konusu, İzmir Büyükşehir ve ilçe belediyeleri olduğunda kelimeler kifayetsiz kalıyor. Şehre adım attığınız andan itibaren, zaten söze gerek kalmıyor, karşılaştığımız tablo her şeyi açık seçik bir şekilde ortaya koyuyor. Üzülerek söylüyorum ki, İzmir çöp dağlarından ve kokudan geçilmiyor. Özellikle Çiğli’de, Karşıyaka’da, Buca’da, Bayraklı’da her gün yeni bir çevre felaketiyle karşı karşıya kalıyoruz. Maalesef şimdi İzmir’in dağlarında çiçekler değil, çöp yığınları büyüyor. CHP’nin çöp toplamayı, sokakları temizlemeyi, en basit belediye hizmetlerini dahi yerine getirebilmeyi öğrenmesi gerekiyor. Türkiye olarak tüm teşkilatlarımızla gelecek yüzyıla damgasını vurmaya hazırlanırken, İzmir’de gündemin hâlâ çöp, çukur, çamur ve susuzluk sorunu olması son derece vahim bir durumdur. En acısı da, bizler neredeyse çeyrek asırdır, doğudan batıya, kuzeyden güneye bütün şehirlerimiz için gece gündüz çalışan kadrolar olarak bu durumdan utanç duyuyoruz. Ancak, bu rezaletten sorumlu olanlarının yüzlerinin dahi kızarmaması düşündürücüdür ve ne yazık ki belediye başkanları illerinde, ilçelerinde pişkin pişkin rahatlıkla dolaşabiliyor. İzmir gibi bir şehrin, tek derdi şahsi çıkarları olan bu zihniyetin elinde heba olmaması için bizler devlet olarak bugüne kadar elimizden gelen her türlü adımı attık, atmaya da devam ediyoruz. İzmir’deki su sorununu Tarım ve Orman Bakanlığımız, çevre sorunlarını Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız çözüyor. Çünkü biz ülkemize ve milletimize sunduğumuz hizmetleri bir siyasi hesaplaşma aracı olarak görmüyoruz. Bizler hiçbir ayrım gözetmeksizin bütün vatandaşlarımızın en iyi hizmetleri eşit derecede hak ettiğine inanıyoruz. Bakınız İzmir sadece Ege’nin değil, Türkiye’nin ve bölge coğrafyamızın da göz bebeğidir. Şehrimizde yaşanan tüm bu çevre felaketlerinin temelinde yatan asıl nedenlerden birisi de belediye çalışanlarının haklarının teslim edilmemesi, işçinin, emekçinin alın terinin hiçe sayılmasıdır. Maalesef, İzmir Büyükşehir ve ilçe belediyelerinde haksız, hukuksuz bir şekilde işten çıkarılarak greve gitmek zorunda bırakılan işçi sayısına her gün bir yenisi daha eklenmeye devam ediyor. Yolsuzluklarla, rüşvetle, irtikapla, hiç kimseye faydası olmayan fuzuli harcamalarla çarçur ettikleri belediye bütçelerinin verdiği açığın faturasını işçimize, emekçimize kesmeye çalışan utanmaz bir siyaset anlayışıyla karşı karşıyayız. Biz yıllarca yorulmadan, dinlenmeden aziz milletimizin istikbali için çalışırken, birilerinin de maalesef yıllarca yorulmadan, dinlenmeden milletin alın terini, emeğini, hakkını çalma ve gasp etme derdinde olduğuna hep birlikte şahit oluyoruz. Tüm bunları aziz milletimizin vicdanına bırakıyorum” dedi.

IŞIKHAN: SGK KONUSUNDA KOLAYLIK SAĞLADIK

CHP Belediyelerinin SGK boçlarını hatırlatan Işıkhan, “Altından kalkılamayacak boyutlara ulaşmış borç yüküyle, 86 milyon vatandaşımızın hayat garantisi olan SGK’yı sömürme yarışına girenler, işçinin maaşını ödeme konusunda ne yazık ki hiçbir gayret göstermiyorlar. ‘SGK’ya olan prim borçlarımız yüzünden çalışanların maaşlarını ödeyemiyoruz’ diyerek özrü kabahatinden beter bir söylemle günü kurtarma derdinde olanlara şunu buradan bir kez daha ifade ediyorum; bu borçların ve ekmeğine göz dikilen işçilerimizin sorumlusu devlet değil, CHP belediyeleridir. Kadın, erkek, genç, yaşlı demeden kapı dışarı edilen çalışanlarımızın hakkını koruyacağımızı ve emekçimizin yanında olmaya devam edeceğimizi tekrar vurgulamak isterim. Biz bugüne kadar Sosyal Güvenlik Kurumu’muzun bütün tahsilatlarını adaletle ve iyi niyetle gerçekleştirmek için elimizden gelen her türlü kolaylığı sağladık. İl müdürlüklerimiz aracılığıyla “Gelin SGK’ya olan borcunuzu ödeyin, ödemekte zorluk çekiyorsanız borcunuzu yapılandıralım, taksitlendirelim” dedik. Bu çağrımıza yapıcı bir şekilde karşılık veren belediyelerimize gereken kolaylığı sağladık. Ancak tüm bunlara rağmen hala kabahatlerinin faturasını devlete ve millete kesme çabasında olan belediyeler için şartların daha fazla esnetilemeyeceğini bir kez daha ifade ediyorum. Kalkınma hamlelerimizi hızlandırmanın, dünya ölçeğinde Türkiye Yüzyılı şehirlerini inşa etmenin yollarını ararken Türkiye’nin en önemli şehirlerinde susuzluk, çöp, çukur gibi 80’li, 90’lı yılların kronik sorunlarıyla uğraşmak durumunda kalıyoruz. Kalkınmayı, yerelde dahi sekteye uğratan CHP, yüzyıllık yürüyüşümüze hiçbir katkı sunmadığı gibi yapılan yatırımları da baltalama derdindedir. Biz ülkemizi dünya standartlarının da üzerinde bir konuma taşımaya çalışırken, CHP çöp, çukur, çamur siyasetiyle markalaşma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Her gün yeni eserlerle büyümeye devam eden Türkiye’nin, bu sorunlarla kaybedecek ne zamanı ne de parası vardır. Bizim AK Parti teşkilatları olarak, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yol yürüyen kadrolar olarak yapacak daha çok işimiz, üretecek daha çok eserimiz var. Yediden yetmişe 86 milyon vatandaşımızın refahı, istikrarla büyüyen ülkemizin hedeflediği seviyelere ulaşması için daha çok çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

IŞIKHAN’DAN SUMUD FİLOSU'NA SELAM

Konuşması’nda Sumud Filosuna da değinen Işıkhan,  “İnşallah bu salondaki dava ve yol arkadaşlarım başta olmak üzere, hangi görevde ve hangi konumda olursa olsun, bu aziz millete hizmet etmekten onur duyan tüm kadrolarımızla birlikte Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu gerçekleştirmenin mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Bir taraftan yatırım, üretim, istihdam odaklı kalkınma hedeflerimizi gerçekleştirirken diğer yandan da insanlığın umudu olmayı sürdüreceğiz. Gazze’deki, Kudüs’teki, Doğu Türkistan’daki, Filistin’deki kardeşlerimiz başta olmak üzere, dünyanın dört bir yanında zulüm altında yaşayan ve büyük bir umutla, dünyanın barış adası Türkiye’yi bekleyen kardeşlerimizin yanında olmaya, haklı davaları için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Tek derdi Gazze’deki bebeklere, bebek maması götürmek ve sahillerde büyük bir umutla dünyanın vicdanlı insanlarını bekleyen yavrularla kucaklaşıp onları teselli etmek olan bir avuç masum sivile dahi tahammülü olmayan katil İsrail’in zulmüne her zaman ve her mecrada karşı durmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle, Küresel Sumud Filosu’na katılarak, İsrail’in soykırımına karşı onurlu bir duruş sergileyen, soykırım ablukasını kırma yönünde büyük bir direniş sergileyen tüm kardeşlerimizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Uluslararası sularda, filoya yapılan bu vahşi terör eylemi, kana doymayan İsrail’in sadece Gazze’yi değil bütün insanlığı hedefe koyduğunun da en net kanıtıdır. Katil İsrail’in filodaki aktivistlere karşı gerçekleştirdiği terör eyleminin asla kabul edilemeyeceğini ve saldırının faillerinin hukuk önünde hesap vermesi gerektiğini, bunun da tüm dünyanın sorumluluğunda olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum. Dünyanın neresinde olursa olsun, şartlar ne olursa olsun, zulme ve adaletsizliğe karşı durmaya devam edeceğiz. İnanıyorum ki bu sivil girişim, katil İsrail’e karşı tüm insanlık nezdinde daha büyük bir mücadeleye yol açacak ve dünyayı harekete geçirecektir. Bu son yaşanan hadiseler bizlere durmadan, duraksamadan çalışmamız, üretmemiz ve büyümemiz gerektiğini bir kez daha göstermiştir. Gerek içeride gerekse dışarıda istikrarlı ve kararlı bir mücadele verebilmek için, Türkiye’nin kaderine yön veren kadrolar olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da büyük bir fedakarlıkla ve azimle çalışmamız gerekiyor. Her ne kadar iş bilmez, beceriksiz yerel yönetimlerce heba edilmiş olsa da, İzmir’in ve İzmirli hemşerilerimizin gücüne, azmine güveniyoruz. Güzel İzmir’imizden merkezi hükümet hizmetlerimizi çıkardığımızda geriye bugünkünden çok daha kötü bir İzmir olacağını görürsünüz. Bu nedenle AK Parti olarak İzmir’imizin her zaman hizmetinde olacağız. Sözlerime bu düşüncelerle son verirken, İzmir İl Danışma Meclisi toplantımızın İzmir’e ve ülkemize hayırlı olmasını diliyor, programın düzenlenmesinde emeği geçen tüm hemşerilerimize şükranlarımı sunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum” dedi.

İNAN: CHP ANKARA’DA YOK

Yeni yasama yılının açılışında CHP grubunun yer almamasına tepki gösteren İnan, “1 Ekim Çarşamba günü TBMM’de yeni yasama yılının açılışını yaptık. Yeni yasama yılının İzmirimiz için, İzmirli hemşehrilerimiz için hayırlar getirmesini diliyorum. Çarşamba günü, yeni yasama yılının açıldığı gün Gazi Meclis’in açılışında herkes oradaydı… Meclis’te grubu bulunan tüm partilerin milletvekilleri oradaydı. Ancak bir grup yoktu! Bir grup, milletin kürsüsünde yoktu! Bir grup, milletin Meclisi’nde yoktu! Bir grup, milletin iradesinin yanında yoktu! Bir grup, demokrasiye sahip çıkmada yoktu! Bir grup, milletin emanetine sadakat göstermede yoktu! Şimdi soruyorum size: Kimdi bu grup? Evet, hepinizin bildiği gibi… Tabii ki Cumhuriyet Halk Partisi Grubu. Onlar Ankara’da yoklar, onlar İzmir’de de yoklar! İzmir’in sorunlarında yoklar, İzmir’in krizlerinde yoklar, İzmir’in sokaklarında hiç yoklar! Ama hamdolsun, biz varız! Milletvekillerimizle varız! Teşkilatımızla varız! Cumhurbaşkanımızla varız! Ve Allah’ın izniyle, milletimizle, İzmirlilerle daima var olacağız! Bakın değerli hemşehrilerim… Son 200 yılın bütün yalancılarını, bütün yalanlarını bir araya getirin; CHP’nin İzmir’de söylediği yalanlara yine de erişemezler! Çünkü CHP’nin İzmir’deki siyaseti, bir hizmet yarışı değil, bir yalan yarışıdır! Ne söylerlerse tersi çıkar ne vaat ederlerse boşa çıkar. Bir gün “Kooperatifte dolandırıcılık yok” derler; ertesi gün kendi belediye başkanları çıkar, “evet var” diye itiraf eder. Bir gün çöp tesislerini bakanlık kapattı der. Ertesi gün belediye başkanları çıkar mahkeme kapattı. Mahkemeye rağmen bakanlık bize destek oldu der. Bir gün “Çöpler toplanıyor” derler; ertesi gün İzmirliler çöp dağlarıyla, kokuyla, mikropla baş başa bırakılır. Bir gün “Belediyemiz güçlü” derler; ertesi gün SGK borçlarını ödeyemez, işçinin maaşını veremez hale gelirler. Evet, CHP’nin İzmir’de tek bir başarısı vardır: Yalan üretmek! Ama İzmirliler artık bu yalana da bu maskaralığa da prim vermeyecek! Çünkü İzmirli, hizmetin kimden geldiğini de yalanın kimden çıktığını da görüyor! Çünkü İzmirli, eserle yalanı, hizmetle boş sözü ayırt ediyor! Ve İzmirli biliyor ki; çözüm AK Parti’dir, umut AK Parti’dir, gelecek AK Parti’dedir. Kendi meşruiyetlerine bakmadan bizim meşruiyetimize saldırmaya çalışıyorlar” dedi

İNAN: CHP MEŞRUİYETİN “M”Sİ OLAMAZ

Meşrutiyet tartışmaları hakkında da ifadelerde bulunan İnan,  “Değerli hemşehrilerim: bu CHP’nin bırakın meşruiyeti masumiyeti de kalmamıştır. Siz masumiyeti de meşruiyeti de olmayan bir yapıya büründünüz. Sayın Özgür Özel’in yaptığı son meşru hareket, Sayın Cumhurbaşkanımızı AK Parti Genel Merkezimizde ziyaret etmesidir. Milleti temsil eden makama saldırmaya başladıkça, saygı göstermemeye başladıkça; Özgür Özel masumiyetini yitirmeye başladı. İşte bakın bugün suç örgütlerinin eylemlerini aklama derdinde, delil karartma peşinde. Muhalefetin Genel Başkanı'nın adı bunlarla anılabilir mi? Siyasette meşruiyet tartışması yapılacaksa, bu tartışma sadece ve sadece CHP’nin üzerinde yapılır. CHP’nin her sözü ve her hareketi millet düşmanlığına dayanır. CHP, ülkenin tüm menfaatlerinin karşısında durmayı marifet zanneder. Cumhurbaşkanımızın her yurt dışı ziyareti öncesi dışarıdan talimat bekler. Türkiye’ye kaybettirerek siyaset yapmak ister. Çünkü CHP Genel Başkanlık makamının iradesi suç örgütleri tarafından ipotek altına alınmıştır. CHP, meşruiyeti hatırlamak istiyorsa her seçim sonrası yaptığı itirazlara, milletin iradesini tanımayan açıklamalarına ve kendi içindeki kurultay kavgalarına baksın! Delege pazarlıklarını pavyon masalarında yapan, kurultaylarını hile hurdayla gölgeleyen bir parti; meşruiyetin ‘M’ harfini dahi ağzına alamaz. Değerli başkanlarım, İzmir İl Danışma Meclisi’nden Özgür Özel’e sesleniyorum: Sen daha kendi partin içinde meşru değilsin. Kendi milletvekillerinin onayını alamadın. Kendi partini dinlemek yerine İstanbul’u talan etmiş Silivri’deki hırsızları dinliyorsun. Her konuşmandan önce Silivri’yi ziyaret ediyorsun, gerekli talimatları alıyorsun. Silivri’ye danışma, kendi partine danış. Siyasi rehin olma, çok olmak istediğin meşru genel başkan ol. Silivri’ye gide gide İzmir’i unuttun. Bursa’yı unuttun, Balıkesir’i unuttun, Denizli’yi unuttun. Her gün bir yenisini aldığınız ihraç kararları, CHP’nin içine düştüğü büyük çelişkiyi apaçık ortaya koydu. Bir tarafta para kulelerinin gölgesinde siyaset yapan çıkar odakları, diğer tarafta partisine sahip çıkmaya çalışan ama susturulan isimler… CHP bugün kavga eden hiziplerin, rant kavgalarının, çıkar çetelerinin arenasına dönmüştür. Artık ortada milletin umudunu taşıyan bir parti değil; koltuk ve menfaat kavgası yapan bir avuç dar kadro kalmıştır. Ve en başta da Genel Başkanı Özgür Özel… Her gün gaflarıyla, savrulmalarıyla, tehditleriyle gündeme gelen bir isim, millete hangi umudu verebilir? İzmir’deki tablo en net örnektir: Susuzluktan kırılan mahalleler, çöpten geçilmeyen sokaklar, kokudan yaşanmaz hale gelen Körfez… Belediyecilik çökmüş, şehircilik iflas etmiştir! CHP’nin bugünkü hali; çöp dağlarının, kokunun, borcun ve beceriksizliğin adresidir. Böyle bir zihniyet bırakın İzmir’e hizmet etmeyi, Türkiye’nin hiçbir köşesine fayda sağlayamaz” şeklinde konuştu.

İNAN: KOOPERATİFÇİĞİLE KARŞI DEĞİLİZ

Kooperatif davası konusuna da değinen İnan, “Değerli arkadaşlar önemli bir yere değinmek istiyorum. Biz kooperatifçiliğe değil, dolandırıcılığa karşıyız! İzmir’de iyi niyetle kurulmuş bir yapıyı, kendi servetine dönüştürenlerin suçunu, kimse, evet kimse ‘kooperatifçilik’ diyerek masumlaştıramaz! Çünkü ortada üretim yok, dayanışma yok, paylaşma yok! Sadece mağdur edilen insanlar var! Alın teriyle, emeğiyle, hayalleriyle dolandırılan insanlar var! Şimdi çıkıp diyorlar ki: ‘Bir il başkanının tutuklu olduğu nerede görülmüş?’ E o zaman biz de diyoruz ki: O soruyu Cumhurbaşkanımıza değil… İzmir’de dolandırılan mağdurlara sorun! Tüm birikimlerini, mal varlıklarını, çoluğunun çocuğunun geleceğini bu kooperatiflere yatıran o insanlara sorun! Onlar anlatsın size bu tablonun nerede görüldüğünü, nasıl yaşandığını, hangi acıyla hissedildiğini tek tek anlatsınlar! Ve madem öyle diyorsun Sayın Özel… Kooperatif yolsuzluğundan yeniden il başkanı çıkaran düzeni de aslında bizim sana sormamız lazım! Evet! Bu düzen; dayanışmanın değil, rantın ve yolsuzluğun düzenidir! Bu düzen; emeği değil, ihaneti büyütmüştür! Bu düzen; İzmir’in adını değil, utancını büyütmüştür! Ama bilinsin ki biz, İzmir’in alın terini, emeğini, umudunu kimsenin şahsi hırslarına teslim etmeyeceğiz” ifadelerini aktardı.

İNAN’DAN TUGAY’A TEŞEKKÜR

Konuşmasında İBB Başkanı Dr. Cemil Tugay’a da teşekkür eden İnan, “Kıymetli İzmirliler! Değerli dava arkadaşlarım! Bazen bir şehir konuşur, Bazen de susar ama her şeyi anlatır… İzmir bugün öyle bir şehir ki, Hizmetin hasretini, gayretin kıymetini, tembelliğin ağırlığını her köşesinde hissettiriyor! Geçtiğimiz günlerde Sayın Cemil Tugay çıktı, Harmandalı meselesinde ‘AK Parti haklıdır’ dedi. Kendi genel başkan yardımcısını yalanladı, ama İzmir’in menfaati için doğruyu söyledi. Biz de dedik ki: Helal olsun! Çünkü bizde kin yok, intikam yok, sadece İzmir sevdası var! Bizim için mesele İzmir’dir, gerisi teferruattır! Ama bakın şimdi size bir hikâye anlatayım… Bir belediye düşünün: Her ay geliyor, diyor ki: ‘Biz maaşları ödeyemiyoruz, yardım edin!’ Biz ne dedik? ‘Tamam kardeşim, mesele İzmir’se biz varız!’ Dedik. 670 milyonluk krediye onay verdik. Sonra geldiler: ‘Genel Sekreterimizi değiştireceğiz, bürokrasiye takılmasın, hızlandırır mısınız?’ Dediler. Biz yine dedik: ‘Tamam, yeter ki İzmir çalışsın.’ Ve atamalarını hemen yaptık. Bir gün yine geldiler, ‘Biz Körfezi temizleyemiyoruz, dış kredi bulduk ama onay lazım!’ Dediler. Biz ne yaptık? Tüm İzmir milletvekillerimizle, Maliye Bakanımıza gittik. Kapı kapı dolaştık, konuyu anlattık. Dedik ki: ‘Bu şehir borç batağında, bari vade yapın, biraz nefes alsın!’ Ve o vade işini biz çözdük! Ama hâlâ kalkmışlar “engelleniyoruz” diyorlar! Yahu kimi kandırıyorsunuz? Sizi kim engelliyor? Siz tembelliğin içinde boğuluyorsunuz! Siz çalışmamaya öyle alışmışsınız ki, gayret görünce rahatsız oluyorsunuz! Bakın değerli hemşehrilerim, Biz İzmir’i tembellerin elinden kurtarmak için mücadele ediyoruz! Biz İzmir için gece gündüz emek veriyoruz, Onlar hâlâ “engelleniyoruz” türküsü söylüyor! Ama bilsinler ki; İzmir artık bu tembelliği sırtında taşımayacak! İzmir’in kaderi, bahane siyasetine teslim edilmeyecek! Biz bu şehre hizmet etmeye ant içtik! Biz İzmir için seçildik! Eğer biz üzerimize düşeni yapmazsak, İzmirlilere haksızlık etmiş oluruz. Bu bilinçle, bu azimle, gece gündüz demeden çalışmaya devam edeceğiz. Çünkü biz biliyoruz: İzmir, bahanelerle değil; gayretle güzelleşecek! İzmir, tembellikle değil; emekle yükselecek! Ve unutmayın İzmirli kardeşlerim; Bizde sadece İzmir aşkı var, Millet sevdası var, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın hizmet vizyonu var! İzmir için biz varız! Biz çalışıyoruz, onlar yatıyor! Biz üretiyoruz, onlar bahane arıyor! Ama Allah’ın izniyle, İzmir’i tembelliğin karanlığından alıp, hizmetin ışığına çıkaracağız! Çünkü biz bu şehri seviyoruz! Biz bu millete inanıyoruz! Ve biz biliyoruz: İzmir, gerçek belediyeciliği AK Parti’yle yeniden tanıyacak! Ancak şunu da net söyleyelim: İftiraya yokuz! Aldatmacaya yokuz! Asılsız suçlamalara yokuz! Kendi beceriksizliklerinizi bizim partimize yıkmaya, Sahte gündemlerle milleti kandırmaya artık izin vermeyiz! Geçmişte bu aldatmacaları denediniz, kimi zaman milleti yanıltmayı başardınız… Ama artık o oyunlar İzmir’de tutmaz! Çünkü biz buradayız! Artık herkes bilsin: Partimizin, Cumhurbaşkanımızın hakkına giren, İftira ve yalanla siyaset yapmaya kalkışanlar, karşılarında bizi bulur! Hukuk gereğini yapar ama biz de siyaset meydanında bu milletin itibarına saldıranları hesap vermeye zorlarız! Yalan atarken artık iki kere düşünsünler! Çünkü bu teşkilatlar, onların her türlü pespayeliğini sokak sokak, mahalle mahalle anlatır! Ve ben biliyorum ki, Benim İzmirli hemşehrim, kimin doğru, kimin yalan söylediğini gayet iyi bilir! Biz siyaseti, bize oy vermiş vermemiş herkesi düşünerek yapıyoruz. Bize oy vermeyenlerin hakkını da savunarak karar alıyoruz. Çünkü biz adaletin, vicdanın ve hakkaniyetin partisiyiz! Evet, İzmir’de seçmen ideolojik oy veriyor… Biz de diyoruz ki: saygı duyarız. Ama herkes bilsin: İzmir’de sadece onların değil, bizim de ideolojimiz var! Bizim de dünyaya baktığımız bir fikrimiz, bir davamız var! Ve biz bu fikirleri İzmir’in her sokağında, Her ortamında, her şartta dile getirmekten asla çekinmeyiz! Biz ‘fikirsiz görünmeyelim’ diye omurgasız olmayız! Bizim partimiz belli, davamız belli, liderimiz belli! Liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’dır! Davamız, Büyük Türkiye davasıdır! Partimiz, bu milletin umududur” şeklinde konuştu.

İNAN: AK PARTİ YILLAR BOYU HİZMET ETTİ

AK Parti ile Türkiye Yüzyılına güçlenerek devam edeceklerini ifade eden İnan, “Değerli başkanlarım; Türkiye Yüzyılı buluşmaları kapsamında Van’daydık, İstanbul Esenler’deydik. Sayın bakanımız Vedat Işıkhan Burdur’daydı, istanbul Silivri’deydi. Bakanımız da şahitlik edecektir sözlerime. Kıymetli teşkilat mensuplarımız, Türkiye’nin dört bir yanında milletimizin AK  Partimize ve Cumhurbaşkanımıza sevgi seli artarak devam ediyor. Terörsüz Türkiye idealine destek gün geçtikçe artıyor. Hükümetimizin yatırımlarına, konut projelerine inanılmaz bir teveccüh var. Emin olun, AK Parti hareketi güçlenerek devam ediyor. Önümüzdeki yıl 25. senemizi kutlayacağız. AK Parti’nin kuruluş yıllarında partimize ömür biçenler 25. Yıl kutlamalarımızı görebileceğine inanabilir miydi?  Ne diyorlardı, ayakta kalamaz.  Ne diyorlardı, birkaç senelik bir heves. Ama AK Parti çok şükür bu ülkeye yıllar boyunca çok hizmet etti, çok eser kazandırdı, değişimin ve dönüşümün öncüsü oldu. Sizin huzurunuzda söylüyorum: İnşallah 50. Yılımızı da kutlayacağız, çocuklarımız torunlarımız yüzüncü, yüz ellinci yılımızı da kutlayacak” dedi.

İNAN: ÇOCUKLARIMZIA SUMUD FİLOSUNU ANLATACAĞIZ

Konuşmasında Gazze’de meselesine de değinen İnan sözlerini şu şekilde bitirdi: “Kıymetli teşkilat mensuplarımız şunu herkes kabul ediyor ki Recep Tayyip Erdoğan siyaset hayatı boyunca Filistin davasının en önemli temsilcisi olmuştur. Bugün filistin davası için özgür Gazze için en güçlü mücadeleyi ortaya koyan, en kararlı duruşu gösteren lider Cumhurbaşkanımızdır. Liderimiz Recep Tayyip Erdoğan filistin davasına ömrünü adamıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, Dışişleri Bakanlığımızın yürüttüğü yoğun diplomatik temaslar ve ilgili tüm kurumlarımızın eşgüdümlü çalışmaları neticesinde, küresel SUMUD filosunda yer alan vatandaşımızın bir bölümü ülkemize sağ salim döndü, kalanların getirilmesi için çalışmalar sürdürülüyor. Mazlumların umudu, zalimlerin düşmanı, güzel memleketimiz Türkiye tüm SUMUD kahramanlarına ev sahipliği yapmaya hazır. Gazze davası çok şükür ki artık tüm dünyaya yayıldı. Sumud Filosu’nun muhteşem hikayesini yıllar boyunca kitaplardan okuyacağız, filmlerini izleyeceğiz, sinemalarını yapacağız. Çocuklarımıza, torunlarımıza SUMUD Filosu’nun kahramanlarını anlatacağız. Sizlerin bugüne kadar yaptığı tüm çalışmalar da Gazzeli mazlumlara umut oldu. Allah hepinizden razı olsun. Sumud Filosuna, Sumud filosundaki tüm kahramanlara selam olsun İsmail Haniyye’nin Yahya Sinvar’ın şerefli onurlu liderlikleri, yaşamları uğruna verdikleri şanlı mücadeleleri olmasaydı Gazze direnişini konuşuyor olamazdık. Hayat hikayeleriyle her birimize örnek teşkil ettiler. Aziz hatıralarını aziz mücadelelerini eğilerek selamlıyorum. Bugün bizleri sizlerle bir araya getiren il başkanımıza, ilçe başkanlarımıza, bu güzel programda emeği geçen tüm arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum Her birinizi saygılarımla selamlıyorum.

SAYGILI: BU DAVA İÇİN DİMDİK AYAKTA DURACAĞIZ

Konuşmasında Filistin’e geniş bir yer ayıran Saygılı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dünya 5’ten büyüktür” sözünü hatırlattı. Saygılı, “İzmir teşkilatı güçlüyse AK Parti, Cumhurbaşkanımız ve Türkiye güçlü olur. Biz aynı bakış açısıyla hareket edersek üçüncü ortağımız Rabbimizdir. Bunun karşısında hiçbir duruş durmaz. Her bir kardeşimiz bu teşkilatın can damarıdır. Her birinin il başkanından farkı yoktur. Sizler bizim için kıymetlisiniz. Yeter ki birbirinize karşı saygılı olun. Biz bu dava için dimdik ayakta olacağız” dedi.

KASAPOĞLU: AK PARTİ TABELADAN İBARET DEĞİL

İzmir milletvekilleri adına konuşan önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, “Değerli İzmir ailemiz bu buluşma İzmir için hayırlı olsun. Bugün teşkilat konuşacak onları dinleyeceğiz. AK Parti bir tabeladan bir binadan bir tüzükten ibarete değil. AK Parti birlikte çarpan yüreklerden ibaret. 25 yıllık süreçte sıradan bir parti olmadığını milletin teveccühü ile ortaya koyan bir hareket. Bu hareketin lideri Dünya Lideri Recep Tayyip Erdoğan. Çeyrek asra mührünü vuran bir lider. En son BM’de gördünüz. Dünyanın 5’ten büyük olduğunu tüm dünyaya haykıran lider Erdoğan. İkili diyaloglarıyla, karizmasıyla, teşkilatçılığı ile insanlığın adı Recep Tayyip Erdoğan. Dünyanın gıpta ettiği bir teşkilat var Erdoğan’ın arkasında sizler varsınız. Yine bu teşkilat ve lider ile Türkiye Yüzyılını birlikte inşa edeceğiz. Bu teşkilatın mensupları güne başladığında bu memleket bu şehir için neler yapabilirim bugün diye güne uyanan bir teşkilat. İşte İzmir’in hali ortada bu şehrin altyapısı tesis etmesini gerekenlerin şehrin altına üstüne ettiğini şehri nasıl çöp dağlarına teslim ettiğini görüyoruz. Bu şehre bu şehrin insanına daha çok gayret edeceğiz.” dedi.

Kaynak : BERKAY ERDEN