- İzmir
- 17.09.2025 00:59
Urla’da Bağbozumu şenlikleri renkli görüntülere sahne oldu. Şenliğe İzBB Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın konuşması damga vururken, üreticinin emeğinin karşılığını alması ve tarımın geleceği vurgulandı. Şenlikte “Sadece üzümü değil, umudu topluyoruz” mesajı verildi.
Üzüm bağın zeytine yağın düştüğü tarih olarak bilinen bağbozumu şenlikleri 2 bin 600 yıllık tarihi ile Urla’da kutlanmaya devam ediyor. Urla Cumhuriyet Meydanı’nda bugün yapılan şenlikler İzmir Büyükşehir Belediye (İzBB) Başkanı Dr. Cemil Tugay, Urla Kaymakamı Mustafa Gözlet, Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal ve Urla Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Muharrem Usluca, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve vatandaşların katılımı ile gerçekleşirken, şenlikte Tugay’ın konuşması damga vurdu. Konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk’ün Askerleri olduklarını vurgulayan Tugay, konuşmasına hiçbir siyasi partiye yönelik yapmadığının altını çizerek Kaymakam Gürlet’in alkışlara katılmasını bekledi.
Türkiye’nin dünyada en fazla zeytinyağı üreten ülkelerden biri olduğunu ifade eden Tugay, üretilen ürünlerin iyi değerlendirilmediğini söyledi. Yaşanılan kuraklık ve yangınların düşündürücü olduğunu belirten Tugay, “Urla Belediye Başkanımız Urla’nın bir evladı olarak gayret içerisinde. Bunu görünce insan ‘daha fazla ne yapabilirim?’ diye düşünmeden edemiyor. İzmir’in 30 ilçesi var ama her biri mücevher değerinde. Bugün Bağbozumu Şenliği yapıyoruz, Urla’nın yerel üretimi ile ilgili temalar üzerinden birçok etkinlikte bulunduk. Bu sene yaşadığımız kuraklık, sıcak havalar, üzülerek yaşadığımız yangınlar bizlere bazı şeyleri düşündürüyor. Bir şeyler yolunda gitmiyor. Her biriniz vatandaş olarak bir şeylerin yolunda gitmediğinin farkındasınız. Diyoruz ki, ‘Türkiye’de, İzmir’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bazı şeyler bozuldu. Ne yaparsak yapalım kısa zamanda düzelemeyeceğini görüyoruz. Bundan sonraki dönemde ‘nasıl bir tarım politikamız olsun? Suyumuzu nasıl verimli kullanalım? Üreticimizin nasıl emeğinin karşılığını almasını sağlayalım?’ Urla’nın zeytini, zeytinyağı, üzümü, burada nitelik kazanan şarap üretimi çok önemli değerler. Dünyanın en çok zeytin ve zeytinyağı üreten ülkelerinden biriyiz. Dünyada zeytinyağı pazarında ise ismimiz neredeyse hiç geçmiyor. Türkiye’de üretilen zeytinyağını İtalya’da üretilmiş gibi satıyorlar. Buralarda yeterince başarılı olmadığımızı görmemiz gerekiyor. Bugüne kadar yaptığımız hataları yapmamız, daha akıllı olmamız gerekiyor. Burada kamu yöneticilerine, sonra STK’lara sorumluluk düşüyor. Az önce burada çocuklar vardı, o çocuklara baktığım zaman ‘güzel ürün güzel toprakta yetişiyor…’ diye düşündüm. Kültür ise toplumlarda da insanların yetişmesini sağlayan şey. Biraz önce zeybek oynayan arkadaşların yaptığı gibi, geleneksel çiftçilik yapan insanların yaptığı gibi; geçmişte sahip olunan şeyi geleceğe taşıma işi. Aldığımız gibi geleceğe taşıyorsak da yanlış yapmışız demektir. Mutlaka üzerine koymamız gerekir. Örnek olmak zorundayız. Ne öğrendiysek onları sadece kendimizde değil önce beraber yaşadığımız topluma yapabildiğimiz kadar da geleceğe taşımak zorundayız. Bu güzel ülkenin insanlarına görev düşüyor. Doğrunun ne olduğunu bilmek, doğruyu ve iyiyi yapmak, yanlış yapanın karşısında durmak, güzellikleri önce sahiplenmek sonra da geleceğe taşımak hepimizin görevi” diye konuştu.
Konuşmasında ülkenin geleceğini aydınlığa kavuşturmak için herkesin ayağa kalkması gerektiğini söyleyen Tugay, ülkeyi emanet olarak aldıkları atalarına vefa borcu olduklarını söyledi. Konuşması sırasında yükselen alkışlarla birlikte protokolde yer alan Urla Kaymakamı Mustafa Gözlet’e “alkışlamanızı bekliyorum” diyerek seslenen Tugay, “Bizler Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün askerleriyiz. Onun mirasçılarıyız. Onun bize bıraktığı Cumhuriyetin şahitleriyiz. Değil mi? Ben atalarımız bize bu ülkeyi kurdu, insanlara vatandaş olma hakkını teslim etti. Bize bu ülkeyi emanet etmiş insanlara ödeyemeyeceğimiz vefa borcumuz olduğunu düşünüyorum. Ama bir de çocuklarımız var. Hepsi gül yüzlü, hepsi melek, hepsi masum. Hepsi iyi insanlar. Tamamen bizlerin ellerinde, bizlerin gözlerinin önünde şekilleniyorlar. Onlara ne gösterirsek onu öğreniyorlar ne söylersek onu dinliyorlar. Nasıl okullarda okutursak ona göre yetişiyorlar. Bu ülkeyi sevsinler mi, nefret mi etsinler? Bu ülkenin geleceğinden umut mu beslesinler yoksa umutsuzluğa kapılıp Başka ülkelere mi gitsinler? Onlara da borcumuz yok mu? Böyle güzel topraklarda, bu güzel ülkede yaşarken; susuzluk, çölleşme, yangınlar, kötü bir ekonomik düzen, adaletsizlik, yoksulluk gibi sorunlarla mı karşılaşmalılar? Yani tüm bunlara maruz mu kalmalılar? Binlerce yıldır bu topraklarda tarım yapılmış, güzel ürünler yetişmiş, müzikler dinlenmiş, şiirler yazılmış, dünyanın en güzel hikâyeleri burada anlatılmış. Genlerimiz aracılığıyla sanki her birimize sanatçı ruhu verilmiş. Onun için bunlar sadece bir belediye başkanı, bir siyasi parti beş milletvekili, kamunun yöneticileriyle olacak iş değil. Bu milletin ayağa kalkması lazım. Bu milletin her bir şehirde, her bir köyde, bir mahallede ayağa kalkması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuşmayı sizden herhangi bir partiye oy verin diye yapmıyorum. Bu millete, bu ülkeye sahip çıkın diye konuşuyorum. Alkışlamayan kim varsa bu ülkeye ve bu millete sahip çıkmaya inanmıyor demektir Değerli Kaymakamım alkışlamanızı bekliyoruz. Bu ülkeye ve bu milletin sahip çıkma adına herkesin alkışlamasını bekliyorum. Herhangi bir partiye oy istemek için söylemiyorum bunu. Çiftçilerimizin emeğinin karşılığını almamasına razı değilim. Hiçbir siyasi parti adına da yapmıyorum bu konuşmayı. Ben Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye'siyle gurur duyuyorum. Türkiye'nin çok büyük bir ülke olması için hepinizi çalışmaya, emeğini ortaya koymaya davet ediyorum. Şenliğimiz kutlu olsun. Bu şenliğe emek veren herkese helal olsun. Çok teşekkür ediyorum” dedi.
Urla’nın bağcılık ve şarapçılıkta Anadolu’daki en eski merkezlerden biri olduğunu söyleyen Balkan, düzenlenen şenlikte sadece üzümlerin değil umudun toplandığını söyledi. Yerel yönetimlerin görevlerinden birinin de bölgenin ekonomik yapısına katkı sunmak olduğunu ifade eden Balkan, “İncire ve üzüme balın, zeytine yağın düştüğü; 2 bin 600 yıllık köklü geleneğimiz olan Bağbozumu Şenliğimize hepiniz hoş geldiniz. Bugün burada; bir yıl boyunca sevgiyle, alın teriyle emek verdiğimiz toprağın bize sunduğu bereketi paylaşmanın gururunu yaşıyoruz. Üretimin hiç durmadan sürmesi, umutlarımızın her mevsim yeniden filizlenmesi, işte bu şenliğin en büyük anlamı… Urla, bağcılığın ve şarapçılığın Anadolu’daki en eski merkezlerinden biridir. Antik Klazomenai’de 2 bin 600 yıl önce yapılan üzüm hasadı, o zamanlar da şenliklerle kutlanır; bağlardan toplanan üzümler amforalara konularak uzak diyarlara gönderilirdi. Bizler bugün, geçmişin bereketini geleceğe taşıyor, bu toprakların mirasını üreticimizle omuz omuza koruyoruz. Bu şenlikte sadece üzümü değil; emeği, dayanışmayı ve umudu topluyoruz. Hep birlikte bu mirası, çocuklarımızın ve torunlarımızın yarınlarına taşımaya söz veriyoruz. Urla, tarih boyunca bereketli toprakları, eşsiz mutfak kültürü ve sürdürülebilir tarım anlayışıyla öne çıkmış, pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış bir merkezdir. Dünyanın en eski liman kentlerinden biri olan ilçemiz, yüzyıllar boyunca farklı kültürlerin buluşma noktası olmuş ve bu zenginlik mutfak kültürüne de yansımıştır. Bizler de bu zenginliğimizi hem üretimi hem de esnafımızı güçlendirmek adına Gastrofarm Urla çatısı altında geleceğe taşıyoruz. Bu yıl ilk kez hayata geçirdiğimiz hasat şenlikleri ile geleneksel Mart Dokuzu Urla Ot Bayramı, Enginar Festivali, Bağbozumu şenlikleri, hasat şenlikleri ve zeytin ve sanat festivali gibi beş büyük etkinliğe ev sahipliği yapıyoruz. Yerel yönetimlerin en önemli görevlerinden biri, bölgenin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına katkı sunmaktır. Bu doğrultuda, gastronomi turizmini geliştirirken üreticimizin yanında olmaya devam ediyoruz” dedi.
“Urla belediyesi olarak, bu bereketin devamı için yalnızca bugünü değil, geleceğimizi de düşünüyoruz. Tarımın ilçemizde güçlenmesi, üreticimizin emeğinin karşılığını alabilmesi için tarımsal hizmetler müdürlüğümüz aracılığıyla birçok proje ve destek programını hayata geçirdik. Bu kapsamda; Nohutalan Mahallesi’nde üreticilerimize 150 kilogram nohut tohumu desteği verdik. 15 dekarlık alanda ekilen bu tohumlardan yaklaşık 1,5 ton nohut hasadı yapıldı. 20 mahallede toplam 15 bin zeytin fidanını toprakla buluşturduk. Börülce yetiştiriciliği yapmak isteyen 15 üreticimize hem tohum hem taban gübre desteği sağladık. Karpuz üretimi için 50 üreticimize 20 dekarlık alanda ekilecek şekilde tohum desteği verdik. Bu ekimden 400 ton rekolte bekliyoruz. Çeşme merkezli yangında zarar gören Zeytineli Mahallemiz’deki hayvancılık yapan üreticilerimize 19 ton saman desteği sağladık. Kırsal mahallelerde 7 farklı çeşitte toplam 50 bin kışlık sebze fidesini hibe ettik. Ürünlerin doğrudan tüketiciye ulaşabilmesi için Uzunkuyu Üretici Pazarını açtık. ‘Köylünün malı köylüde kalacak’ anlayışıyla, 6360 sayılı yasa ile belediyemize devrolan tarımsal alanları kooperatiflerle işbirliği içinde yeniden üreticimize kazandırdık. Çiftçilerimize yönelik zeytin ve nergis hastalıkları, tıbbi bitkiler ve toprak analizi konularında köy köy eğitimler verdik. Tüm bu çalışmalar, üreticimizin emeğinin karşılığını alması, üretimin sürdürülebilir olması ve tarımın Urla’da güçlenmesi içindir. Çünkü biz biliyoruz ki; tarımı desteklemek, geleceğimizi desteklemektir. Bugünkü şenliğimizde olduğu gibi, her zaman bizlerle olan ve desteklerini esirgemeyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Cemil Tugay ve kıymetli mesai arkadaşlarına, Urla Ziraat Odası Başkanımız Sayın Muharrem Uslucan’a ve emekçi çiftçilerimize gönülden teşekkür ediyorum. Bu bereketli toprakların mirası olan, çok kültürlü yapının bize sunduğu zengin gastronomi kültürümüzü korumak, geliştirmek, tanıtmak ve yarınlara taşımak için hep birlikte çalışmaya devam edeceğimize söz veriyor, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum...”
Bağcılığın Urla’daki geçmişinin binlerce yıl öncesine dayandığını belirten Usluca, düzenlenen şenliğin turizm ve tarımın bir birlikteliği olduğunu söyledi. Konuşmasında yaşanan orman yangınlarının da önüne geçilmesini istediklerini belirten Usluca, “Bugün 14 Ağustos'ta binlerce yıllık bağcılık geleneğimizin simgesi olan Urla Bağ Bozumu Şenliği için bir aradayız. Burası yalnızca İzmir'in değil, Anadolu'nun en eski bağcılık merkezlerinden biridir. Arkeolojik bulgular bu topraklarda bağcılığın yaklaşık 6 bin yıl önce başladığını gösteriyor. Yani bizler bu kadim mirasın bugünkü temsilcisi, emekçileriyiz. Bağlarımız sadece ekonomik değer taşımaz. Kültürümüzün soframızın beraberliğimizin de bir parçasıdır. Bu bayram aslında sabrın, emeğin, doğaya saygının bayramıdır. İlk filizinden son hasada kadar geçen süreç çiftçimizin toprağı olan sevgisinin en somut göstergesidir. Değerli dostlar ziraat odamız üreticimizin modern sanat teknikleriyle bilinçli sulama ve hastalıkla mücadele yöntemleri için çalışıyor. Amacımız hem burada tarımsal verimliliğini arttırmak hem de coğrafi işaretli ürünlerimizle dünya pazarında hak ettiğimiz yeri almak. Çünkü biliyoruz ki tarım sadece üretimi değil, aynı zamanda turizmi, gastronomiyi ve yerel ekonomiyi güçlendiren bir değerdir Bugün bu şenlik sayesinde hem geçmişimizi yad ediyor hem de geleceğe umutla bakıyoruz. Turistlerimiz bizim bağlarımızı geziyor, üretim süreçlerimizi görüyor ve Urla'nın doğal güzellikleriyle tanışıyor. İşte bu da tarım ile turizmin el ele nasıl kalkınabileceğinin en güzel örneğidir. Başta alın terini bağlamak tüm üreticilerimize emeğini esirgemeyen kurum ve kuruluşlarımıza, bu organizasyonu hazırlayan herkese teşekkür ediyoruz. Dilerim ki bu yıl da bağlarımız bereketli, sofralarımız neşeli, geleceğimiz umutlu, umut dolu olsun. Konuşmamın sonuna gelirken aslında paylaşmak istiyorum. Bugüne şenlik diyoruz. Ama fazlasıyla üzgünüz. Ülkemizin dört bir yanında çıkan yangınlar giden ormanlarımız telef olan hayvanlarımız ve bu durumun önüne geçilememesi ciğerimizi yakıyor. Bununla birlikte yaşadığımız kuraklık, ekonomik sorunlar betonlaşma diye uzayıp bilen negatif ve hepimizi buhrana sürükleyen olayları sayarız. Biz bu olayları üzülmek değil, önüne geçmek, çözüme kavuşturmak istiyoruz. Umudumuzu diri tutmak zorundayız. Çalışkan olmak, çözüm üretmek ve el ele vermek zorundayız. Şenliğimizin üreticilerimize, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
Kaynak : BERKAY ERDEN