Başkan Tugay açıkladı: Yangın takip sistemi kurulacak!

İzmir Afet Koordinasyon Çalıştayı’nda konuşan Başkan Tugay, “Ormanlık alanlarda yangın riskli yerler haritalandırıldı. Bu harita bizim için şu anlama geliyor: yangın başlama ihtimali olan yerleri yakından takip edeceğiz, takip sistemi kuracağız ve daha hızlı müdahale için çalışmalar yapacağız”


  • Oluşturulma Tarihi : 19.02.2025 11:05
  • Güncelleme Tarihi : 19.02.2025 11:05
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Başkan Tugay açıkladı: Yangın takip sistemi kurulacak!

SEMİ TEKTAŞ / İzmir Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Dairesi Başkanlığı İzmir Afet Koordinasyon Çalıştayı düzenledi. Törenin açılışını Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay gerçekleştirirken, Prof. Dr. Hasan Sözbilir de bir sunum gerçekleştirdi. Çalıştayda altyapı ve lojistik, koordinasyon ve iletişim, teknolojik araçlar ve veri kullanımı, insani yardım ve acil müdahale konuları üzerinde yeni senaryolar geliştirilecek, ayrıca eğitim, olay yeri ve olay yeri dışı uygulamalar, gönüllü yönetimi ve dezavantajlı bireylerin desteklenmesi gibi konular üzerinde değerlendirmelerde bulunuldu. Çalıştaya Tugay’ın yanı sıra Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Altan İnanç, Narlıdere Belediye Başkanı Erman Uzun, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Büyükşehir Belediyesi Daire Başkanları, üniversitelerden akademisyenler katıldı. Çalıştayda artan orman yangınlarına karşı yangın takip sistemi kurulacağını ifade eden Tugay, İzmir’in acil olarak bir deprem master planına ihtiyacı olduğunu ifade etti.

“KENTLER KONTROLSÜZCE BÜYÜYÜYOR”

İzmir’in bir deprem master planı olmadığını söyleyen Tugay, “Bilgi bilen insanlardan öğrenilebilir ve paylaştıkça çoğalır. Bu çalıştaylar aramızda bilgi paylaşımı için yardımcı olurken aynı yöne bakmamızı sağlıyor. O nedenle bu tür buluşmalar yol haritamıza ışık oluyor. Ama diğer taraftan birbirimizin eksiğini de tamamlamamıza yardımcı oluyor. Zaman zaman belediye böyle etkinlikleri düzenliyor ama somut gelişmeler oluyor mu diye soruyorlar. Herkesi emin olsun ki, olmaya da devam edecek.  Kentlerimiz, İzmir dahil olmak üzere her geçen yıl daha kalabalık ve bazen kontrolsüzce büyüyor. Sık sık altyapı sorunlarını yaşıyoruz, yönetmekte sıkça zorluklar yaşadığımız yerlerin birimleri haline dönüşüyor. Bir yerde ne kadar bina varsa ve ne kadar çok insan yaşıyorsa afet sonrası oluşan yıkım da fazla oluyor. Bunun bilincinde olarak şehrimizi katılımcı bir anlayışla yönetirken her türlü şeyi hesaba katıyoruz. Bir gün yaşayabileceğimiz, hesapladığımız afetlere hazırlıklı olmalıyız. İzmir, 30 Ekim depremini yaşadı. Yaklaşık 2 yıl önce de 6 Şubat Depremi meydana geldi. Her iki deprem de bize çok şeyi hatırlattı ve fakına varmamızı sağladı.  Bu iki deprem de bazı şeyleri hatalı hesapladığımızı gösterdi. Bunlarla ilgili ders çıkardığımızı biliyorum. Ama bu çıkarılan dersleri uygulamada yeterli hızla gerçekleştirildiğini ve güvenli dönüşümü sağladığını düşünmüyorum. İzmir’in deprem master planı şu an itibariyle yok. 1990 yılında yapılmış Radius Projesi var, üzerinden 25 yıl geçmiş. Bu mutlaka güncellenmesi gereken bir çalışma. Göreve geldiğimiz günden beri yeni bir deprem master planı için çalışıyoruz ve bu plan belli bir noktaya geliyor. Bu çalıştay, master planımıza da ışık tutacak” diye konuştu.

“YANGIN TAKİP SİSTEMİ KURACAĞIZ”

Orman yangını olabilecek yerlerde yangın takip sistemi kuracaklarını ifade eden Tugay, “Şehrimizde bir afete hazırlık anlamında her şeyi daha iyi planlamış olmak, şu anda yaptığımız çalıştay ve deprem master planı çalışmasının en önemli amacıdır. Bu çalıştay bizim için gerçekten çok kıymetli. Elde ettiğimiz sonuçlarla kurumlar arası koordinasyonu sağlayacağız. Geçen yıl Yamanlar’da ormanlık alanda büyük bir yangın yaşadık. Yangınla ilgili pek çok şey yapıyoruz. Afetlerin öncesi ve sonrasında yapılacak çalışmalarla ilgili teknolojinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Arkadaşlarımız hangi ormanlık alanlarda yangın riski olduğunu haritalandırdılar, artık elimizde böyle bir harita var. Bu harita bizim için şu anlama geliyor: yangın başlama ihtimali olan yerleri yakından takip edeceğiz, takip sistemi kuracağız ve daha hızlı müdahale için çalışmalar yapacağız. İklim krizi nedeniyle bu yaz da sonraki yaz da orman yangınları daha fazla yaşanmaya devam edecek. Beraberinde ani yağışlarla belki hiç beklemediğimiz seller yaşanabilecek. O nedenle kentlerimizi yapılandırırken artık bunları mutlaka hesaba katlamalıyız. İstesek de istemesek de risklere açık bir halde yaşayan kent olduğumuzu, bu nedenle çalışmaların çok değerli olduğunu bilmeliyiz” diyerek sözlerini tamamladı.

TSUNAMİ RİSKİ

Sözbilir,” İzmir’de doğal afet tehlikeleri dediğimizde dünyada gözlenen bütün doğal afetler ilimizde etkili oluyor. Çok alışık olmadığımız bir afet türü de karşımızda, volkanik patlama. Bunları değerlendirdiğimizde volkanik patlamayla ilgili de çalışma yapmamız gerekiyor. Bu depremler Santorini adasının kuzeyinde yaşanıyor. Orada 1 milyon yılda çok farklı zamanlarda püskürmeler gerçekleşmiş. Bazen deprem olmuş sonra bir patlama gerçekleşmiş ve ardından tsunami bazen de patlamadan sonra deprem. Dalma batma olayı oldukça bu devam edecek. Santorini’de büyük bir patlama oluyor; İstanbul’da da İsrail’de de Mısır’da da Burdur’da da Fethiye’de de Santorini küllerine rastlanıyor. Volkanik patlamada hava durumu da önemli, örneğin rüzgâr kuzeye doğru eserse etkilenmiyoruz. Volkanik patlamanın zararları; hava kirliliği, solunum güçlüğü, hava ulaşımı aksar, deniz ve hava araçlarının motorlarına zarar verir, tarımsal alanlar etkilenir ya da çatısı zayıf olan köy evlerinin çatısı çöker. Bu patlamaya karşı da herkesin cebinde ağzını ve burnunu kapatacak bir mekanizma olması gerekiyor. 1956 yılında Amargos Depremi oluyor, depremden etkilenmiyoruz. Ama 30 Ekim’de o depremde bir şey olmaması gerekiyordu, biz hasarı zeminin kötü olduğu yerlerde gördük. Ancak daha deprem de olmadı tsunami de gelmedi volkan da patlamadı. Önlem almamız gerekiyor. O dönem tsunami olduğunda kıyılarımıza tsunami gelmiş ancak çok düşük ölçekte etkilenmişiz. Depremden sonra anında tsunami olmuyor yaklaşık yarım saatimiz var, Çanakkale taraflarına doğru 3 saat. Yani tsunamide ne yapmamız gerektiğini biliyorsak sorun yaşamayacağız, sadece ufak tefek hasarlar olur” dedi.

“İKİNCİ AŞAMAYA GEÇTİK”

Ege Denizi'nde yaşanan depremler hakkında açıklamalarda bulunan Sözbilir, “Santorini’de yaşanan olaylardan çok az zararla çıkabiliriz. 20 günde 3 bin 500 deprem olmuş, bu çok yüksek. Bunu yalnızca bir fayın oluşturması çok zor, başka bir şeyin olması lazım. Magma yükseldiği zaman fayların içine girmeye çalıştığı için depremler meydana geliyor. Buna da o nedenle volkanik tektonik depremler deniyor. Daha önce de buralarda deprem fırtınası yaşanmış ancak bu kadar fazla değildi. Günde 500 deprem yaşadığımız zamanlar oldu ancak şu anda öyle değil. Bu da deprem fırtınasında ikinci bir aşamaya geçtiğimizi gösteriyor” şeklinde konuştu.

“DEPREM MASTER PLANI YENİLENMELİ”

İzmir’in deprem master planın yenilenmesi gerektiğini söyleyen Sözbilir, “Deprem Master Planı çok kilit, bunu kesinlikle yenilememiz gerekiyor. Her faya göre ayrı ayrı senaryo kurmak gerekiyor. Hasar tahminlerine gelmemiz lazım. İRAP Eylemleri’ne volkanik patlama eklenmesi gerekiyor. 2030 yılında çalışmalar bitince İzmir’in her türlü afete hazır olduğu süreç diyebiliriz. Bina bazı deprem erken uyarı sistemi olması gerekiyor. Halkı sürekli bilgi ve uyarı notlarıyla aydınlatmamız gerekiyor. Tsunamide erken uyarı sistemimiz var, bir tehlikede AFAD ile paylaşılıyor o da halka aktarıyor. Volkanik patlamada da önceden önlem almalıyız, alırsak can ve mal kaybı olmayacağını biliyorum” diyerek sözlerini tamamladı.

HABER MERKEZİ

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ