- İzmir
- 09.09.2025 23:57
CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda yaşananlara ilişkin açıklama yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “CHP’nin bu ülke için önemini herkes tekrar tekrar düşünmek zorunda” dedi
HAYRİYE GÜLPERİ TİBİN CHP İstanbul İl Başkanlığı yönetiminin mahkeme kararıyla görevden alınması sonrası başlayan tartışmalar gündemdeki yerini koruyor. Görevden alma kararı sonrasında Gürsel Tekin’in Özgür Çelik yerine il başkanlığı görevine getirildiği CHP İstanbul İl Başkanlığı, dün polis ablukası altına alındı. Toplumun tepkisini çeken olaylara ilişkin bir açıklama da İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grubu’ndan. Konuya ilişkin basın açıklamasını okuyan CHP Meclis Grup Sözcüsü Yağmur Yurdakul Özkan, sabah saatlerinde meydana gelen karakol saldırısına da değinerek, “Öncelikle bugün sabah saatlerinde Balçova ilçemizde, Salih İşgören Polis Merkezi’ne yapılan menfur saldırıyı kınıyor, şehit emniyet mensuplarımıza Allah’tan rahmet, milletimize başsağlığı, yaralılarımıza ise acil şifalar diliyoruz” dedi. Özkan açıklamasının devamında, “Hukukun keyfi uygulamalarla kuşatıldığı, demokrasi ilkelerinin askıya alındığı, Anayasa hükümlerine aykırı biçimde temel hak ve özgürlüklerin yok sayıldığı bir dönemden geçiyoruz. Halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarımız, Ceza Kanunları'yla bağdaşmayan yöntemlerle görevden uzaklaştırılmakta; belediyelerimiz kayyum eliyle yönetilmeye çalışılmakta; siyaseten iktidarla aynı fikirde olmayan tüm kurumlar ise antidemokratik kararlarla baskı altına alınmaktadır” ifadelerine yer verdi.
Yurdakul, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“İktidarın Cumhuriyet Halk Partisi'ne duyduğu bitmek bilmeyen korkunun yeni tezahürü, bilindiği üzere, 38. Olağan İstanbul İl Kongresi'nde seçilmiş Başkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile Disiplin Kurulu Asıl ve Yedek Üyelerinin; İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ihtiyati tedbir kararıyla görevden uzaklaştırılması ve CHP İstanbul İl Başkanlığı'na kayyum atanması olmuştur. Oysa Siyasal Partiler Kanunu'nun 21. maddesi, parti kongrelerinin nasıl yapılacağını açık biçimde düzenlemektedir. Parti kongrelerinin gözetiminde yapıldığı seçim kurulu hakiminin kararlarının yalnızca Yüksek Seçim Kurulu tarafından kaldırılabileceği ve bu kararların kesin olduğu açıktır. Buna rağmen herhangi bir Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görev alanına girmeyen bu konuda İstanbul İl Yönetimi'nin görevden alınması ve kayyum atanması, hukuki dayanaktan tamamen yoksundur. Bu karar, yargının tarafsızlığına gölge düşürmekte ve yargı eliyle siyasetin dizayn edilmek istendiğini açıkça ortaya koymaktadır. Ancak hukuksuzluk bununla da sınırlı kalmamış; İl Başkanlığımız abluka altına alınmış, giriş ve çıkışlar keyfi biçimde engellenmiş, kolluk kuvvetleri gaz ve güç kullanarak zorla binaya girmiştir. Bu hangi makamın, hangi gerekçeyle karar verdiği dahi açıklanamamıştır. İstanbul İl Başkanlığı önünde yaşananlar, bir kez daha hukuka, demokrasiye ve milletin iradesine karşı bir darbe niteliği taşımaktadır. Buradan sesleniyoruz: Bu aziz milletin savaş meydanlarında kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi'ni darbelerinizle teslim alamazsınız. Kanunsuz ve dayanaksız uygulamalarınızla Türkiye'nin birinci partisine geri adım attıramazsınız. Azim ve kararlılığını milletten alan Cumhuriyet Halk Partisi, ne yaparsanız yapın, geleceğin iktidarıdır. Milletimizin uyarısı nettir: Hukuktan, demokrasiden ve millet iradesinden elinizi derhal çekin! Çünkü bu ülkenin yarınları, hiçbir baskıya boyun eğmeyen halkımızın kararlılığıyla; yeniden özgürlüğün, adaletin ve gerçek demokrasinin ışığında yükselecektir.”
Özkan’ın ardından söz alan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ise yaşananların hukuka aykırı olduğunu ifade ettiği konuşmasında şunları söyledi: “Biz İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li meclis üyeleri olarak yaşananlarla ilgili bir açıklama yapma gereği gördük. Biz İzmir Büyükşehir Belediyesinin hizmetlerini gündeme getirmemiz yoluyla uygulamakla yükümlüyüz, esas görevimizin bu olduğunu bilincindeyiz. Ama ülkede yaşananlara seyirci kalmamızı da kimse beklememeli. Çünkü şu anda hepimiz için çok hayati olan birkaç kurum, değer çok ciddi yara alıyor. Bunlardan biri ve en önemlisi demokrasi. Büyük bir siyasi partinin Türkiye’nin en büyük şehrinin il başkanlığına içeride milletvekilleri genel başkan yardımcıları partinin üst düzey yetkilileri varken anlaşılabilir değil. Bir diğer konu ise hukuk. Hukukla ilgili birçok hata var süreçte. Asliye Hukuk Mahkemesi görevi olmayan tamamen YSK’nın görevi olan kararları alabiliyor. Bunlar tebliğ bile edilmeden uygulamaya alınabiliyor. Üçüncüsü gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten, Kurtuluş Savaşı’ndan beri Türkiye Cumhuriyeti’nde çok önemli bir temsiliyeti olan CHP’nin siyasi yapısına zarar veriliyor. Bundan kastım saldırıya maruz kalması, müdahaleye maruz alması. CHP’nin bu ülke için önemini herkes tekrar tekrar düşünmek zorunda. Bu partiyi kapatalım, dağıtalım diye düşünen varsa bu ülkedeki çok önemli değerlere karşı karar vermeye çalışıyorlardır. Bizler siyaset yaparken neyi kimi hangi değerleri temsil ettiğimizi bilerek buradayız. Bizler de mücadele etmeye devam edeceğiz. Biz İzmir’de bugüne kadar yaptığımız gibi çalışarak doğruların yanında durarak birlik içinde meclisimizle var olmaya ve üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz.”
Kaynak : HABER MERKEZİ