Advertisement

Başkan Tugay: Tek yol bilgiye sığınmak

İzmir Planlama Ajansı’nın (İZPA) bu zamana kadar yaptığı çalışmaların anlatıldığı toplantıda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Dünya lazımsa bize, sizlere, sonraki nesillere tek yol bilgiye sığınmak” dedi

  • Oluşturulma Tarihi : 17.09.2025 19:31
  • Güncelleme Tarihi : 17.09.2025 19:31
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Başkan Tugay: Tek yol bilgiye sığınmak haberinin görseli

HAYRİYE GÜLPERİ TİBİN/ İzmir Planlama Ajansı’nın (İZPA) bugüne kadar gerçekleştirdiği çalışmaların anlatıldığı bir basın toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İZPA Başkanı Koray Velibeyoğlu ve gazeteciler katılım gösterdi. Toplantıda ilk olarak konuşan Velibeyoğlu, ajansın bu zamana kadar yaptığı çalışmaları anlattı. Velibeyoğlu, “Süreç içinde bunun neden daha geç bir buluşma olduğunu da görüyorsunuz. Biz üreterek sizin karşınızda olmak istiyoruz. İzmir’in bir yeniden yapılanma süreci içinde çalışmalarına başladı ve bu sürede yol kat ettiğimizi siz de göreceksiniz” dedi.

VELİBEYOĞLU: NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNUN FARKINDAYIZ

Velibeyoğlu, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

“Planlama ajansının üç prensibi var, veriye ve bilgiye dayalı çalışma. Bu anlamda da İZPA doğru bilgiye ulaşma kanalı olarak kullanmanızı rica ediyoruz. İkinci konu katılımcılık. Yaptığınız her işi mutlaka katılımcılarla birlikte çeşitli seviyelerde, insanların görüşünü alarak yapıyoruz. Üçüncüsü de etki yaratmak. Yaptığımız her işin mutlaka bir sonuca ulaşması lazım. Bu anlamda çalışmalarımızın da bazı örnekleri sergi içinde yer alıyor. Bir dördüncü boyutu da kentin geleceğine bakmak. İlk çalışmalarımız kentin elli yılına bakarak geliştirildi. Çünkü gelecek bugünden başlıyor. Bugün attığımız ilk adım gelecek 50 yılın nasıl geçeceğine dair bir işaret. Bir 2030 hedefimiz var, iklim değişikliği ve buna dair etkiler, bunlar hayatımızın önemli bir parçası. 2054’te ise kentimizin planlarından oluşacak. 2074 ise yani 50 yıllık gelecek ise bizim için bir pusula. Bu üç ufuk üzerinden bakmaya çalıştık Yaptığımız her işte. Sergi 10 gün içinde 15 bin ziyaretçiyi ağırladı. Ekranlarda QR kod paylaştık be bir anket koyduk. Katılımcılar anketi yanıtladılar. Aynı zamanda interaktif bölümlerimiz oldu. Burada yaşam alanlarımızın nasıl olması gerektiğine ilgili bir çalışma oldu. Kentimizde nelerle mücadele etmemiz gerektiğini sorduğumuzda iklim kriziyle mücadele önemli bir konu olarak karşımıza gelmişti. Bunun için çalışmalar yürüteceğiz. Gelecek sektörleri sorduk, turizm ve kültürel mirasçılık öne çıkmış. Bunlar kentin kodlarına işlenmiş şeyler şaşırtıcı değil. Ayrıca İZPA’nın önümüzdeki dönem hangi işlere bakması gerektiğini de sorduk. Cevaplardan deprem öne çıktı. Bunun ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Bu alanların önce kalitesini geliştiriyoruz, sonra deprem çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

BAŞKAN TUGAY: BEN İNANIYORUM

Velibeyoğlu’nun konuşmasının ardından söz alan Tugay ise şunları kaydetti:

“Bu süreç başlarken belediye başkanlığı, bunun böyle bir noktaya gideceğini tahmin ettiğimizde artık dedik ki İzmir’de biraz İstanbul planlama ajansından esinlendiğimiz ama İzmir’in dinamiklerini uygun bir planlama ajansı yapalım. Benim kendimi en şanslı hissettiğin konulardan biri böyle bir hocanın desteğiyle böyle bir fikri geliştiriyor olmak. Ben kendisinin varlığıyla onur duyduğumu söylemek isterim. Ama onunla beraber İzmir’de gerçekten takdir edilmesi gereken çok çağdaş ve yenilikçi bir kamu yönetimi anlayışına sahip bir ekibimde yetişiyor. Yani yeni bir okul gibi adeta. Sürekli kendilerini geliştiriyorlar. Bu tür şeyleri konuştuğumuz zaman yani, Türkiye’de böyle şeyler şöyle oluyor ya, Belediye başkanının biri bir şeyleri yapıyorum falan diye kamuoyuna çıkar arada bir oradan da bir şeyleri öne sürer bunun keyfini sürer. Orada da birileri kendi çapında çalışır bir şeyler çıkar ama hayata dokunmaz bir faydası olmaz. Genelde böyle bir önyargıyla bakıyoruz. Burada 308 kişinin ankete katılmasını iyi bir şey görüyor hocamız ama ben 15 bin kişiden bu katılımı az buluyorum. Burada da şu anda kaç kişiyiz 15 20’si falan katıldı ankete. Bu şunun göstergesi, bu tür işleri gerçekten inanmaktan ziyade göstermelik olarak görüyorlar. Kimse inanmazsa inanmasın, ben inanıyorum. Benimle beraber bu fikrin oluşmasını sağlayan arkadaşlarım da inanıyor.”

BU BİR ÖNGÖRÜNÜN ESERİDİR

Tugay, yapılan çalışmalara değindiği konuşmasında şunları kaydetti:

“Ben adayken demiştim bunu kuracağımızı, bize destek olacak demiştim. O günden bugüne bir şeyler yapıldı ama neyi değiştirdik? Mesela sivri sinek üreme alanları mekansal analizi, haritada gösterilen alanlarda çok sinir sinek ürüyordu. Bunları biraz daha zum yağınca Bornova’da mesela nerenin daha çok ilaçlaması gerektiği çıkıyor ortaya. Bir diğeri ise sahipsiz sokak köpekleri popülasyonu. Biz bu yayını sokak hayranlarıyla ilgili kanun çıkmadan hazırlamıştık. Zaten bu konuyla ilgili çalışmaya hazırdık. Bundan sonra çıktı kanun. Bu da bir öngörülen eseridir. Karaburun turizm eylem planı. Bunların hepsine ayrı ayrı baktığınız zaman bir akademik yıla sığacak şeyler. Bunun için gerçekten teşekkür ederim sağ olun. Bir konuda karar vereceğiz. Katılımcılık insanlara sunulduğunda insanlar inanmadıkları söylüyorlar. Herkes oturduğu yerden inanmamak meşgul. Bu bence Türkiye’deki insanların, konumuz ve yaşım gereği bunu söylemeye hakkım olduğunu düşüyorum, eğer herkes uzaktan dedikodu yapıp şikayet ederek seyirci pozisyonunda kalırsa iyi bir şey olmaz. İyi bir şey yapıldığında onu görüp takdir de etmek gerekiyor. Kimse bundan asla rahatsız olmasın. Herkes çok mükemmel bir kamu yönetici kamu çalışanı olamayabilir. Ama Herkes iyi ve doğruyu takdir etmek, anlamak zorunda. Çünkü ben çalışmasam, bir çalışmazsak birileri çalışır ve onların işin de takdir etmek gerekir. Bakın ne yaptılar biliyor musunuz? Geçen sene yamanlar yangını çıkmıştı, Karşıyaka Belediye Başkanı’yken ben de oraya toplam 100 bin ağaç diktik. O yangın o ağaçların bir kısmına da zarar verdi. Üzüntümü dile getirirken dedim ki ağaçların bazıları geri getirilebilir mi acaba? Bakıyorsunuz yeşil duruyor ama orman mühendisleri olmaz diyor. İnanın yanan her ağacın öldüğünü söylediler. Hayır dedim böyle olmamalı, bunların bazılarını yoğun bakıma yollayalım ve hayata döndürelim. İstanbul’dayım İzmir’den bir sürü hocalar, gönüllü arkadaşlarımız geldi. Eğitim aldılar eğitim verdiler. Her bir ağaca tek tek bakıldı yaşama ihtimali olan ağaçlarla ilgili çalışma yapıldı. O ağaçların bir kısmı ölmedi ve yaşıyor. Biz buradan neyi anlatmak istedik? Her şeyi hemen feda etmeyelim dedik. Bilen insanlara, bilgiye bilime yaşlandık. Oradan katkı almaya çalıştık. Bu çalışmaların her biri kimi maddi olarak kimi kaynakların verimli olarak kullanılması anlamında kimi de yapılan hataların görülmesi anlamında kimi coğrafi planlamayı doğru yapmak anlamında bir şeyler öğretiyor. Hepimize aslında doğru çalışma yönteminin ne dolduğunu gösteriyor. Doğru çalışma yöntemi oturup dedikodu yapmak değildir. Dünya lazımsa bize, sizlere, sonraki nesillere tek yol bilgiye sığınmak.”

Kaynak : HABER MERKEZİ