- İzmir
- 03.11.2025 16:46
Baykalmış: Yardım bizim değil, milletin emanetidir
Türk Kızılay İzmir Şubesi, Kızılay Haftası kapsamında düzenlenen programda konuşan Türk Kızılay İzmir İl Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Kerem Fahri Baykalmış kurumun çalışmaları ve yeni projeleri hakkında bilgi verdi. Baykalmış, “Asıl hayrı yapan bağışçıdır, biz sadece köprüyüz” dedi.
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : BERKAY ERDEN
Kızılay Haftası nedeniyle Türk Kızılay İzmir Şubesi, Konak'ta yer alan il başkanlığı binasında bir basın açıklaması düzenledi. Türk Kızılay İzmir İl Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Kerem Fahri Baykalmış, Türk Kızılay İzmir İl Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Gonca Aslan ve Türk Kızılay İzmir İl Yöneticisi Levent Açıl katılım gösterdiği basın açıklamasını Baykalmış gerçekleştirirken, Baykalmış Kızılay’ın gönüllülük esasıyla çalıştığını vurguladı.

KIZILAY DEVLET KURUMU DEĞİL
Kızılay’ın toplum tarafından devlet kurumu tarafından algılandığını ancak kendilerinin bir sivil toplum kuruluşu (STK) olduklarını vurgulayan Baykalmış, “157 yıldır, 1867’den bu yana bu coğrafyada hizmet veren dünyanın en büyük yardım kuruluşlarından bahsediyoruz. Türk Kızılayı, kuruluşundan bugüne mirasını taşıyarak kendini sürekli yenileyen bir yapıya sahiptir. Osmanlı döneminde dört idealist insanın öncülüğüyle kurulmuş, 1935’te Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük desteğiyle güçlenmiştir. Atatürk’ün tedavi sürecinde Kızılay’a olan desteği ve Kızılay sodasının sermayesini cebinden karşılaması kurum için çok önemlidir. Toplumda ‘Kızılay devlet kurumudur’ algısı var. Bizim için onur verici olsa da doğru değildir. Kızılay, Dernekler Masası’na kayıtlı bir sivil toplum kuruluşudur. Devletten bütçe desteği almayız; tüm kaynaklarımız milletimizin emanet ettiği bağışlardır. Diğer STK’lardan farkımız, devletin bize bazı alanlarda verdiği özel sorumluluklardır. Bu sorumlulukların başında güvenli kan temini gelir. Kızılay kanı en modern laboratuvarlarda işleyerek ihtiyaç sahibi hastalara ulaştırır. Kan hiçbir şekilde parayla satılmaz ve kar amacı güdülmez. Talep kimden gelirse gelsin, elimizde varsa hemen, yoksa temin edilerek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılır. 2009’da Afad’ın kurulmasıyla Kızılay’ın afet görevlerinde değişiklik oldu. Önceden çadır kurma ve barınma hizmeti Kızılay’a aitti. Protokoller sonrası afetlerde Kızılay’ın ana görevi afetzedelerin gıda ihtiyaçlarını karşılamak haline geldi. 6 Şubat depremlerinde yaklaşık 20 milyon öğün yemek dağıttık. İzmir’den bize emanet edilen bağışlardan 16 milyon 700 bin TL’yi bölgeye ulaştırdık. İzmir Afet Bölge Müdürlüğümüz koordinasyonunda 50 personelimiz de 4 ay sahada görev yaptı. Zaman zaman yanlış algılarla karşılaşıyoruz. Örneğin, sıkça ‘maaş alıyoruz’ sanılıyor. 7 yıllık süreçte sadece kısa bir dönemde sembolik bir ödeme yapılmıştır; Kızılay gönüllülük esasıyla çalışır. Bu süreçte yaklaşık 150–200 bin km yol yaparak köylere, ihtiyaç sahiplerine ve yurt dışı faaliyetlerine kadar birçok noktada görev aldık. Atatürk’ün ‘Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır’ sözü bizim için yol göstericidir. İzmirli biri olarak bu şehre ve millete hizmet etmeyi borç biliyorum. Elbette hata yapanlar olabilir; bu hatalar kuruma değil kişilere aittir. Kızılay; devlet, valilik, İçişleri Bakanlığı, bağımsız denetim kurumları ve Dernekler Masası tarafından düzenli olarak denetlenir ve şeffaf bir kurumdur” dedi.
60 BİN SICAK YEMEK
Afet durumlarında ve Ramazan ayı gibi dönemlerde Kızılay’ın vatandaşlara sıcak yemek ulaştırdığını söyleyen Baykalmış, “Depremlerde yaşanan acılar çok büyük. İzmir depreminde kaybettiğimiz 117 vatandaşımızdan sonra da milletimizin emanetlerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık ve tüm kurumlarla koordineli çalıştık. Gönül ister ki hiç afet yaşanmasın, ancak bize verilen her görevi yerine getirmeye devam edeceğiz. Bu dönemde önemli yapısal değişiklikler yaptık. Kadın Kolları ve Gençlik Kolları kuruldu. Gençlik Kolları ile 29 Ekim’de bin 500 gençle Cumhuriyet yürüyüşü gerçekleştirdik. ‘Engelsiz Kızılay’ ile özel gereksinimi bireylere yönelik faaliyetler yürütüyoruz. İzmir’de 30 ilçede faaliyet gösteriyoruz. 15 ilçede aktif temsilciliklerimiz var. Bergama’dan Beydağ’a geniş bir coğrafyada eğitim, sosyal yardım ve insani destek faaliyetleri sürdürüyoruz. 2025 yılında 1437 hanede inceleme yapılmış, 3 bin 744 kişiye ve 340 haneye bin 400 TL değerinde nakdi yardım ulaştırılmıştır. Koşullar zor olsa da maliyeti yüksek yatırımları hayata geçirmeye çalışıyoruz. Hepinizin bildiği gibi Buca’da Adalet Bakanlığı’na ait Denetimli Serbestlik birimi bünyesinde bir aşevi var. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı ve Adalet Bakanlığımızın destekleriyle bu alanın tahsisini aldık. Ramazan ayında ‘Bismillah’ diyerek başladık ve günlük 2 bin kişilik yemek çıkardık. Çadır kentlerdeki vatandaşlarımıza ve ilçelerimize her gün sıcak yemek ulaştırdık. Sadece Ramazan’da 60 bini aşkın kişiye eriştik. Böylece hem atıl durumdaki kamu alanını faaliyete geçirdik, hem de yatırım maliyetlerini üstlenerek doğru bir hizmet sunduk. Bu aşevinin en değerli yanı, denetimli serbestlik yükümlülerini iyilik hareketine dahil etmesidir. Yemek hazırlığı ve dağıtımında görev alıyorlar, usta öğreticiler rehberliğinde meslek ediniyorlar. Bu çalışma ulusal basında da karşılık buldu. İzmir’de 3–4 ilçede başlattık; şu anda yaklaşık 40 kişiye günlük yemek ulaştırıyoruz, hedefimiz kapasitemiz doğrultusunda bunu 500 kişiye çıkarmak. Yoksulluk sınırı altında yaşayan, evde bakıma muhtaç ve yaşlı vatandaşlarımıza sefer taslarıyla her gün sıcak yemek teslim ediyoruz. Yeni dönemde kaymakamlıklar ve Sosyal Yardım Vakıflarıyla iş birliğini büyütmeyi planlıyoruz” şeklinde konuştu.
KAN TORBASI YERLİ ÜRETİM OLACAK
Kanların depolandığı kan torbalarında dışa bağımlı olmaktan kurulanacağını müjdeleyen Baykalmış, “Kan hizmetleri için Ege Bölge Müdürümüz ve Afet Bölge Müdürlüğümüzle koordineli çalışıyoruz. Emanet edilen yardımların bekletilmeden ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması için her ay ilçe şubeleriyle istişare toplantıları düzenliyoruz. Bir ürünün elde beklemesinin israf olduğu bilinciyle hareket ediyoruz. Yeni teşkilat yapılanmasıyla İzmir Şube Merkez Başkanlığı kuruldu; diğer 14 şubemiz bu yapıya bağlandı. Böylece kaynak paylaşımı, hız ve genel merkez koordinasyonu güçlendirildi. Artık bir şubede eksik olan malzeme diğer şubeden hızla aktarılabiliyor.Hizmetlerimizle ilgili çok sayıda hikâyemiz var, aldığımız hayır duaları bizler için en büyük motivasyon. İç toplantılarımızda da hep şu ilkeyi vurguluyoruz: Yaptığımız yardım kendi paramız değil, milletimizin emanetidir. Asıl hayrı yapan bağışçıdır; biz sadece köprü oluyoruz. Bu bilinçten hiç ayrılmadık.İzmir Şubesinin köklü bir geçmişi var. 1912’de kurulmuş olan şubemiz, Türkiye’nin en eski iki Kızılay şubesinden biridir. Ofisimizin duvarlarında gördüğünüz fotoğraflar, bizlere bu mirası hatırlatır: Kurucularımız, Atatürk’ün 1929 İzmir ziyareti, geçmiş başkanlarımız… Bu izler, bizlere sorumluluğumuzu unutturmuyor. Amacımız fotoğraflarda yer almak değil, iyilik hareketini sürdürmektir.Kan bağışı ile ilgili olarak, Kızılay yılda yaklaşık 3 milyon ünite kan toplamaktadır. Bu rakam nedeniyle kan torbası ve bileşenleri konusunda dışa bağımlılık çok yüksek maliyet oluşturuyordu. Kızılay, Cumhurbaşkanlığımızın destekleriyle milli üretim tesislerinin temellerini attı. Üniversitelerle yürütülen çalışmalar sonucu kan torbası üretimi için patent aşamasına gelindi; önümüzdeki yıl itibarıyla dışa bağımlılık büyük ölçüde sona erecek.Bir diğer önemli çalışma, kan bileşenlerinin ilaç yapımında değerlendirilmesidir. Dünyada bu bileşenleri işleyerek ilaç üreten ülkeler bulunuyor. Kızılay gerekli izinleri aldı ve bu alanda yatırım sürecini başlattı. Üretilecek ilaçlar milletimizin tedavisi için kullanılacak” diye konuştu.
BUCA’YA GENÇLİK MERKEZİ GELİYOR
Giriştikleri sosyal projelerden de bahseden Baykalmış, “Gençlik kamplarıyla 500 gencimizi ilk kez İzmir dışına çıkarıp millî bilinç kazandırdık. Tarihimizdeki mücadeleyi yerinde hissetmelerini sağladık. Çünkü etrafımızdaki kuşatmalara karşı güçlü millet–güçlü devlet bilinci çok önemli. Engelsiz Kızılay kapsamında da çalışmalarımız sürüyor. 2025–27 eylem planımızda aşevinin daha büyük bir alana taşınması yer alıyor. Huzurevi projemiz ise klasik bir bakım evi değil; üniversitelere yakın, yaşlılarımızın gençlerle sosyal iletişim içinde olacağı, bahçeli ve yaşam alanları olan bir proje olacak. Cezaevleriyle yapılan protokoller kapsamında da ihtiyaç sahiplerine ulaşmaya devam edeceğiz. Üniversitelerle görüşmelerimiz sürüyor. Bağışçılarımızın desteğiyle daha fazla kişiye ulaşmayı hedefliyoruz. Devletten izin süreçleri tamamlandığında Buca’da bir Gençlik Merkezi kuracağız. 9 Eylül Üniversitesi yanında planlanan merkezde gençler yemek yiyebilecek, kütüphanede ders çalışabilecek ve sosyal aktiviteler yapabilecek. 2022–24 arasında nakdi yardımlarla ciddi bir kitleye ulaştık. Kızılay şubeleri arasında ekonomik olarak zarara düşmeden hizmet veren bir yapıyız. 2025’te de hedefimiz aynı. İlk yardım alanında bugüne kadar 12 bin 53 kişiye eğitim verdik. Yangın ve afetlerde Kızılay hem genel merkez hem İzmir Şube olarak aktif rol aldı. Toplum Merkezimizde özellikle mültecilere destek veriyoruz. Belediyelerle sosyal market iş birliklerimiz var. Büyükşehir Belediyesi’nden de destek alıyoruz. İlk yardımda 3 yılda 49 bin 911 kişiye ulaştık, 96 seminerle 135 bin kişiye farkındalık verdik. 8 bin 600 öğrencimize de ‘Afet Dinle, Hazırlıklı Ol’ projesi kapsamında destek sağladık” dedi.
Kaynak : BERKAY ERDEN