Sayfa Yükleniyor...
İkinci el araç alımında ekspertiz yaptırmanın öneminden bahseden Abdullah Yüksek, güvenlik unsurunun altını çizdiği açıklamasında ağır hasar kaydı olan arabaların da alınabileceğini söyledi.
Artan döviz kuru, sıfır otomobillerde uygulanan vergi politikası ve düşen alım gücü ile Türkiye’de vatandaşların sıfır otomobile ulaşması gittikçe güçleşirken; otomobil ihtiyaçlarını gidermek için ikinci el seçeneğine yönelen vatandaşlar ise başka sorunlar ile karşı karşıya kalabiliyor. Alınacak arabanın bakım geçmişi ve hasar durumu gibi uzmanlık isteyen konularda vatandaşların kafasındaki soru işaretlerini gidermeye yönelik işlemler yürüten oto ekspertizlerden biri olan Abdullah Yüksek, ekspertiz süreci hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Yapılan işlemler hakkında detaylar paylaşan Yüksek, ekspertiz işlemi sayesinde insanların nasıl bir mal almak üzere olduklarını öğrenebileceğini belirtti. Hangi otomobillerin alınıp, kullanılmasının güvenli olmadığını da aktaran Yüksek, bazı durumlarda ağır hasarlı otomobillerin de alınabileceğini dile getirdi.
Bir araba almadan önce ekspertiz yaptırmanın öneminden bahseden Yüksek, yapılacak ekspertiz ile insanların nasıl bir mal aldıklarını öğrenebileceklerini söyledi. Yapılan ekspertiz işlemleri hakkında bilgiler de aktaran Yüksek, “Herkesin araba hakkında bilgisi ve tecrübesi olmayabilir bunun bilen bir insan tarafından test edilmesi gerekiyor. İnsanlar ekspertiz yaptırarak ne aldığını öğrenecek, aldıktan sonra ne kadar masraf yapmaları gerektiğini öğrenecek biz bu hizmeti veriyoruz. Arabaları 11 parça üzerinden inceliyoruz. Önce bu 11 parçayı boya kontrolünden geçiriyoruz ardından tekrar bu 11 parçayı değişen ve sök-tak kontrolünden geçiriyoruz. Renkli olan tüm parçaların boyaları kontrol ediliyor. Şase kollarında eğilme, bükülme, ısıl işlem izlerini arabanın önden bir kazaya karışıp karışmadığını kontrol ediyoruz. Bu konuda hem alıcıya hem satıcıya bilgi veriyoruz. Testlerimiz bittikten sonra sonucu alıcı ve satıcıya tek tek açıklıyoruz. Arabaları sağ taraf 4, sol taraf 4, kaput, tavan ve bagaj olmak üzere kaportasını 11 parça olarak inceliyoruz. Bunlarla birlikte arabanın 4 lastiğinin de kontrolünü yapıyoruz. İlk önce lastiklerin üretim tarihine bakıyoruz ve 5 yılı doldurmuş lastiklerin değiştirilmesini tavsiye ediyoruz. Güvenli sürüş için yıl bazında sınır 4 ila 5 yıl, kilometre olarak 50 bin kilometre civarıdır. Tüm bu işlemlerden sonra araç sahibine arabanın bakımları ile ilgili kayıtları soruyoruz. Arabasına göre değişmekle birlikte bir araba 10 bin ile 20 bin kilometre arasında bakım görür veya o kadar kullanılmadığı zaman ise yılda bir kez olmak üzere bakım görür. Bakımlarıyla ilgili araç sahibine kayıtları soruyoruz. Yağ değişim kartları, parça faturaları gibi. Yedek anahtarını soruyoruz. En son alıcıya kaşeli ve imzalı raporumuzu sunuyoruz” dedi.
Sigorta ve servis kayıtlarında arabanın hasarsız gözüküyor olmasının arabanın hasarsız olduğu anlamına gelmeyeceğinin altını çizen Yüksek, araç sahiplerinin cebinden yaptırdığı işlemlerin kayda girmediğini belirterek; “Kontrol işlemleri haricinde aracın tramer kaydının sorgulanmasını istiyoruz. Burada şöyle bir şey olabiliyor bazen sorgulamada arabanın hiçbir hasar kaydı çıkmayabiliyor. Bu arabanın kaydının temiz olduğunu gösterebilir ancak kişi hasarın onarımını cebinden yaptırmış da olabilir. Kasko ve trafik sigortasını devreye sokmamıştır. Maliyetler arttığı için arabanın üzerinde yüklü bir kayıt çıkmasın diye cebinden yaptırma yoluna gitmiş olabilir sahibi. Bunları biz yapılan kontrol sonucunda tespit edebiliyoruz. Bu incelemelerde bakıyoruz boya yok, sök-tak yok, değişen yok ama tramer sorgulamasında arabanın ağır hasar veya pert kaydı çıkıyor. Bu şu şekilde olabiliyor; araba sel hasarı almış olabilir veya alt taraftan bir darbe almış olabilir. Logar kapağı veya kaldırıma vurulan sert bir darbede araç hava yastığı açabiliyor. Hava yastığı açmasa bile şanzımana veya motora gelen darbeden araçta ağır hasar kaydı çıkabiliyor” diyerek bilgiler aktardı.
Alıcıların bir mal alırken doğal olarak en kusursuz olanı almak istediğini dile getiren Yüksek, ellerindeki cihazlar ile boyanın durumunu belirleyebildiklerini söyledi. Yeni ve eski model araçlarda boyalı parça bulunmasının farklı durumlar olduğuna dikkat çeken Yüksek, “Her zaman bir ürün alırken en iyisi ve en güzelini en uygun fiyata almak isteriz bu sadece otomobiller için geçerli değil. Aynı fiyatta iki araçtan tabi ki de kusursuz olanı alırsınız. Bu yüzden arada fiyat farkı olması lazım. Kusuru olanın biraz daha uygun fiyatlı olması gerekir ki ona göre bir tercih yapılsın. Herkes boyasız ve orijinal parçalı araba almak istiyor. Şöyle bakmak lazım iki tane araç var biri 2024 model diğer 1994 model. Yeni model arabada tabi ki boya olmasın isteriz olsa bile boyanın derecesi önemli. 1994 model arabada ise yaşa bağlı olarak yıpranma daha çok olacaktır tabi böyle bir araba alırken de arabanın bakımlı olmasına dikkat etmeliyiz. Boyası yenilendiyse güzel bir işçilik çıkarıldıysa bu araba alınır niye alınmasın? Masrafı yapılmış, pası temizlenmiş, boyası cilası yapılmış bu araba alınır. Boyasız olmak daha ziyade üst segment ve yeni model araçlarda geçerli olan bir konu. Bize gelen boya araçlarda yapılan işçiliğin kalitesini ölçüm cihazları ile kontrol ediyoruz. Boya kalınlığının ölçen cihazlarla çekilen macunun kalınlığını görebiliyoruz. Eğer ki yoğun macun varsa burada ağır işlem var diyoruz. Parçayı değişmek yerine macunu basmış boyamış. Bu ağır bir işlemdir. Kimi boya da çizik boyasıdır bunun farkını anlayabiliyoruz” şeklinde konuştu.
Ağır hasarlı arabaların da alınabileceğine değinen Yüksek, güvenlik konusunun altını çizdi. Ağır hasarlı araçların onarımı sırasında bazı güvenlik ekipmanlarının olması gerektiği gibi onarılmadığına dikkat çeken Yüksek, “Ağır hasar kayıtlı araba alınır alınmaz diye bir şey yok. Ancak ağır hasarlı ve pert kayıtlı araba bazı işlemlerden geçer. Önden darbeli bir arabanın ön tarafındaki şase kollarının bir bükülme mukavemeti vardır bu parçalar ısıl işlem gördüğünde ikinci bir kazada olması gerektiği gibi darbe emiciliği gerçekleştirmeyebilir. Yapılan bu işlemlerden sonra arabanın hava yastıkları da işlem görüyor ya da çıkma parça olarak takılıyor. Arabanın ön göğüslüğü dediğimiz yer kaplama yapılıyor ve bu yapılan kaplama orijinali gibi olmayabiliyor. Orijinal göğüslükte hava yastığının rahat açılaması için oradaki kaplama belirli bir kalınlıkta yapılır ancak sonradan yapılan kaplamalarda buradaki et kalınlığı daha fazla oluyor. Hava yastığı olası bir kazada bu bölgeyi patlatıp açılamıyor. Yine ağır hasarlı araçların bazılarında emniyet kemerlerinin değişmesi gerektiği halde değişmeyebiliyor. Direnç takılıyor kandırmak için. Kaza anında emniyet kemeri sizi koltuğa çeker ancak tamiri yapılmamış kemer sizi kaza anında koltuğa sabitleyemez. Şase uçlarında darbe sensörleri vardır hava yastıklarına ve kemerlere sinyal gönderirler bunları da değiştirmeyebiliyorlar. O yüzden özellikle önden kazalı araçlarda ağır hasar kayıtlı araç alımını önermiyoruz. Ama arkadan darbe almış araçta durum değişebilir. Arka tarafta hayati olmayan bagaj kapağı, bagaj boşluğu gibi saç aksamlar var. Yine kemerleri, hava yastıkları ve darbe sensörleri orijinali ile değişmiş arabalar da alınabilir. Güvenlik ile ilgili bir sıkıntı olmadığı sürece, gerekli kontrol yapıldığı sürece ağır hasarlı araçlar alınabilir” diye görüşlerini aktardı.
İnsanların tanıdıktan alacakları arabaları da kontrol ettirmeleri gerektiği söyleyen Yüksek, yapılacak kontrolün güveni bozmayacağını belirtti. Araba alım ve satımlarında yapılan bir dolandırıcılık yönteminden de bahseden Yüksek, açıklamalarını şu sözler ile bitirdi: “Şöyle bir dolandırma yöntemi var. Alıcı ve satıcı var bir de dolandırıcı olan üçüncü bir şahıs var. Bu dolandırıcı üçüncü şahıs önce satıcıyı arıyor diyor ki ‘şuraya git ekspertizi yaptır oraya dayımın oğlu gelecek ama sen bizim konuştuğumuzu söyleme’ aynı şahıs alıcıya da ulaşıyor ona da benzer şeyler söylüyor. Satıcı arabayı bir milyona satacağını sanıyor alıcı da 750 bine alacağını zannediyor. Dolandırıcı bu yöntem ile parayı hesabına geçirmeyi hedefliyor. Bu yüzden eskiden beri diyoruz ki ruhsat kiminse parayı onun hesabına atın. Şimdide devlet güvenli ödeme yöntemi ile bunların önüne geçmeyi hedefliyor. Herkesin satış işini yapmaması lazım yetkili kişiler yapmalı bunu. Kimse ben arabayı eşimden, dostumdan, tanıdıktan aldım demesin kontrol güveni bozmaz. Genelde tanıdıktan alınan araçlar hep bir şey çıkar o yüzden kontrol ettirmekte fayda var.”
BERKAY ERDEN