Sayfa Yükleniyor...
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday adaylığını açıklayan Sertel, aday belirlenirken kentte siyaset yapan isimlere haksızlık yapılmaması gerektiğini belirtti ve önseçim çağrısı yaptı. Sertel, “İzmir İzmirli aday istiyor, adayını kendisi seçmek istiyor” vurgusu yaptı
İzmir Büyükşehir Belediye Başkan aday adaylığı için başvurusunu yapan CHP İzmir eski Milletvekili ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Onursal Başkanı Atila Sertel, İLKSES TV ekranlarında yayınlanan ‘Erdal Erek ile Siyaset Kulisi’ programının konuğu oldu. CHP’de geride kalan kurultay ve değişimle sonuçlanan sürece dair konuşan Sertel, yerel seçimlerde CHP tarafından yönetilen büyükşehir belediyesi sayısının artacağına inandığını belirtti. Başkan Soyer’in kesin aday gösterilecek isimler arasında yer almamasından büyük üzüntü duyduğunu kaydeden Sertel, içinde bir hizmet aşkı olduğunu ve bu sebeple aday adaylığı kararı aldığını anlattı. Projelerden bahsetmek için henüz erken olduğunun altını çizen Sertel, ‘Yerel seçimlerde ittifak olmalı mı?’ konusunu da değerlendirdi. Seçim sonuçlarının gösterilecek adaylara göre şekilleneceğini kaydeden Sertel, İzmir’de siyaset yapan adaylara haksızlık yapılmamasını istedi ve partisine önseçim çağrısı yaptı.
O ZAMAN ASIL DEĞİŞİM OLACAK!
CHP’deki değişim sürecine dair konuşan Sertel, önseçim tartışmaları hakkında ise şunları söyledi: “Vekilliğim sürecince İzmir halkının sorunlarını TBMM’ye taşıdım. İzmir ile yattık kalktık, hakkını savunduk. İzmir’den çıkan bir arkadaşınız olarak parti içinde sürekli demokrasiyi önseçimi ve sandığı savunan bir insan olarak değişimin bu şekilde taçlanmasını isterim. Kadrolar değişebilir ama anlayışın da değişmesi gerektiği noktasında olmamız gerekiyor. Delegeler tarihi bir misyon yükledi Özgür Özel’e. Öncelikle kendisini kutlamak gerekiyor. Verdiği mücadelenin öneminin altını çizmek gerekiyor. Özgür Özel partinin uzun yıllardır bir değişim noktasındaki talebini gündeme getirdi ve kurultay delegelerinden yoğun bir destek alarak seçildi. Aslında CHP’lileri kutlamak gerekiyor. Partinin en üst noktasında bir değişim yaptılar. Sağ ve muhafazakar partilerde değil genel başkan karşısına aday çıkarmak ilçe başkanının bile karşısına aday çıkarılamaz. Despotik bir yapı vardır. Üyeye güvenmek lazım. O açıdan değişim olmasını çok istedik. Asıl değişim demokrasi, özgürlükler ve üyeye dayalı bir önseçim ise bunu Genel Merkez’in gerçekleştirmesi gerekir. O zaman asıl değişim olacaktır.”
İZMİR’DE SORUN OLACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM
Önümüzdeki yerel seçim sürecine dair iddialı tahminlerde bulunan Sertel, “Biz 11 büyükşehir belediyesini kazandık. Ben bunun artacağına olan inancımı koruyorum. Denizli, Bursa ve Manisa başta olmak üzere diğer büyükşehirlerde de başarı getireceğine inanıyorum. Çünkü Türkiye’de siyasi iktidarın bu topluma verebileceği hiçbir şey kalmadı. Verilen vaatlerin boş olduğunu, emeklinin açlık sınırı içerisine sürüklendiğini, gençlerimizin işsiz olduğunu görüyorum. Türkiye’de yukarıdaki insan biraz toplumdan koptu. Ekonomik koşullar açısından siyasi iktidarın topluma bir şey veremediğini görüyoruz. Yerel yönetimler konusunda da çalışan, üreten ve toplum tarafından benimsenen kadroların adaylıklarında destek görmesi gerekiyor. Bunun için de ben önseçimi önemsiyorum. 120 bin üyemiz var. 120 bin kişi mi yanılır? Ankara’daki 12 kişi mi? 120 bin kişinin ortak hareketi asla yanıltmaz. Bunun en doğru seçim olduğunu düşünüyorum. Ben İzmir’de bir sorun olacağını düşünmüyorum. 30 ilçenin çok büyük bölümünde; 28’inde, 29’unda belki 30’unda biz bu seçimi alırız. Ama yeter ki dediğim yöntem uygulansın. Halk siyasetin içerisine çekilsin” ifadelerini kullandı.
ELEŞTİRİLERDEN DE NASİPLENEREK YÜRÜMELİYİZ
CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in performansını nasıl değerlendirdiği sorulan Sertel, “Ben aynı parti saflarında bulunduğum arkadaşımızla ilgili medya üzerinden konuşmak istemem. Bizim de düşüncelerimiz var ama özellikle medya üzerinden parti içerisindeki sorunları tartışmamalıyız. Biz AKP’lilerin yaptığı eleştiriler doğru değildir noktasında olmamalıyız. O eleştirilerden de nasiplenerek yürümeliyiz. Çünkü onlar burada muhalefet ve aklına gelen her şeyi söyleyebiliyorlar. Aklına gelen her türlü iftirayı da atabiliyorlar. Ama işin gerçek bir yanı var. Tarımsal kalkınma modelini Türkiye’de uygulayan, başarıyla üretimi sağlayan ve tarım üretimini destekleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi değil Türkiye’de Avrupa’da örnek gösterilecek bir çapta. Aziz Bey döneminde köy yollarının stabilize edilmesi, bakımının yapılması, üretimin şehre taşınmasındaki hassasiyet, verilen maddi ve manevi destek, kooperatifleşme, süt konusunda dünyaya örnek olacak şekliyle süt dağıtımı çok önemli. Mesela neden AKP’li belediyeler, çocuklara süt dağıtmıyor da yıllardır Büyükşehir Belediyesi Türkiye’ye örnek olarak süt dağıtıyor?” diye sordu.
KEŞKE OLSAYDI BİZ DE ADAY ADAYI OLMASAYDIK
Başkan Soyer’in kesin aday gösterilecek isimler arasında yer almamasından büyük üzüntü duyduğunu kaydeden Sertel, “Verilen sözlerin yerine getirilmesi noktasında eksiklikler olabilir ama şunu biliyorum. Biz İzmir’de değişik alanlarda çok başarılı olmuşuzdur, ufak tefek alanlarda da başarısızlıklar olabilir. Bunun eleştirisini kendi içimizde yaparız ve değerlendiririz. Zaten bunu da değerlendiriyor herhalde Genel Merkez. Örneğin Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu, Özlem Çerçioğlu’nun adaylığının önceden açıklanmasının temel nedeni 3 belediye başkanının çok başarılı bulunması noktasında gösteriliyor. İzmir’in bunların içerisinde olmaması beni de üzüyor. Keşke olsaydı biz de aday adayı olamasaydık. Bir sıkıntıyı gidermek için de biz taşın altına elimizi koyduk. Yoksa Atila Sertel olarak benim kişisel, maddi ve siyasi doygunluk açısından bir sorunum yok” dedi.
BELEDİYE BAŞKANI ORKESTRA ŞEFİDİR
İçinde bir hizmet aşkı olduğunu ve bu sebeple aday adaylığı kararı aldığını anlatan Sertel, “Ben TBMM’de 8 yıl halkımın bana önseçimle verdiği görevi layıkıyla yaptığıma inanıyorum. Ama benim içimde bir hizmet aşkı var. İzmir bana çok şey kattı, daha iyisini yapmak için bu yarışın içerisine girdim. Anlatan değil yaşayan ve yaşatan bir belediye başkanı olmak isterim. Halkın içinde bir belediye başkanı olmak istiyorum. İlçe belediye başkanlarımızla ve ilçe başkanlarımızla beraber hareket etmeliyiz. Örgütünü ve üyesini arkasına almayan hiçbir belediye başkanı başarılı olamaz. Halkımın içinde elimi kolumu sallayarak gezmek istiyorum. Yurttaşı dinlemek istiyorum. Belediyeyi yöneten teknik kadrolardır, belediye başkanı ise orkestra şefidir. Her işi kendi yapmaya kalkmaz, her işe de burnunu sokmaz. Belli alanlarda yetki verdiği insanlar o işte başarılı ise takdir eder, başarısız olanların da defterini dürer. Belediye başkanı bunu yapmakla mükelleftir. İzmir Büyükşehir’deki tüm aksaklıkları ve yapılması gerekenleri biliyorum. Bu konuda bir birikim var zaten olmasaydı bu konuda bir talebim olmazdı. Ama onu değerlendirecek olan ben değilim. Sandığı koyarlarsa üyeler, koymazlarsa Genel Merkez değerlendirecek. Ama şunu samimiyetle söylüyorum… Aday yapsınlar yapmasınlar, seçilmek için kim aday olduysa onların başarısı için çalışmaya hazırım” şeklinde konuştu.
SİYASETTE İKİ DAYIM VAR… BİRİ ÜYEM BİRİ HALKIM!
Kent için projelerden bahsetmek için henüz erken olduğunu söyleyen Sertel, “Süleyman Demirel’in çok güzel bir sözü var. ‘Doğmamış çocuğa don biçilmez.’ Bir aday adayının projelere girmesinin ve anlatmasının doğru olmadığına inanıyorum. Adaymış gibi davranmanın hem mevcut belediye başkanı hem de diğer adaylara haksızlık olduğunu düşünüyorum. Bir de Genel Merkez’e karşı. Benim çok sıkı bir kadrom var. Çok iyi çalışan arkadaşlarım var. Siz eğer Beydağ, Ödemiş, Kiraz, Tire, Bayındır yani Küçük Menderes’e bir yatırım yapacağınız zaman, o 5 ilçenin belediye başkanı ve ilçe başkanı ile oturup yapmıyorsanız o hizmetin boş olduğunu düşünüyorum. Birlikte yapmak, birlikte üretmek önemli. Belediye başkanı belediye otobüsüne binmeli. Ya da bir belediye başkanı ansızın bir birimini ya da memurlarını dolaşmalı. ‘Ne yapıyorsunuz, nasılsınız?’ demeli. Sendikacılar ne istiyor dinlemeli. Ben belediyenin işçisinin doğru biçimde çalıştırıldığında çok iş yapılacağına inanıyorum. Tembel insanı ben asla sevmem. Kardeşim olsa sevmem. Hayatta en kızdığım şeydir. Çalışkan insanın her hakkını sonuna kadar savunurum. Öylesine büyük bir sevgi ve ilgi var ki bana. Benim aday adaylığımı duyan hemen eski bütün çalışma arkadaşlarım yanı başımda saf tuttular. Benim iki tane dayım var, biri üyem biri halkım. Benim başka dayım yok siyasette. Ben üyeye ve halka çok güveniyorum” sözleriyle belediye başkanı profili çizdi.
İTTİFAK TAVANDA DEĞİL TABANDA OLMALI
Yerel seçimlerde yeniden ittifak kurulup kurulmaması yönündeki gelişmeleri değerlendiren Sertel, “Ben halk ittifakını çok önemsiyorum. Üstte şekil olarak yapılıp bozulan ve sonra oturulup kalkılan noktada çok büyük kaybın olduğunu düşünen biriyim. Beraber oturan insanlar sonuna kadar birlikte olmalı. Böyle kalkıp oturduğun zaman olacak olan işi de bozmuş oluyorsunuz. Şu anda ben halkın ittifakını çok daha önemsiyorum. Yerelde halk belediye başkanlığı noktasında siyasi parti kadar seçilmiş olan adayın kimliğine ve kişiliğine de bakıyor. Ben sadece CHP’lilerden değil AK Parti’ye oy vermiş çok sayıda insan tarafından destekleniyorum. Elbette isim olarak ben partime artı koyacağımı düşünüyorum. O açıdan ittifakın tavanda değil tabanda olmasını daha çok önemsiyorum” ifadelerini kullandı.
BİZ OLSAK DA OLAMASAK DA BUNLAR YAPILMALI
İzmir’de kim seçilirse seçilsin öncelikle yapılması gereken çalışmalar hakkında da konuşan Sertel, şunları söyledi: “İzmir’in bir EXPO macerası oldu. Fransa’ya Aziz Kocaoğlu ile beraber iki kez gittik. Birinde Eyfel Kulesi’ni görmeden geri döndüm ben. Paris’e indik gece sabah 6’da geri döndük. Operasyon olmuştu belediye çalışanlarına. İkinci gidişimde katıldım. O zamandan bu yana benim büyükşehir belediye başkanlarına bir önerim oldu. Sadece Seferihisar bölgesinde 16 jeotermal ve şifalı su kaynağı var. Ama bir tane tesisimiz yok. Torbalı, Dikili’de var. İzmir’in değişik bölgelerine sağlıklı yaşam köyleri kurmalıyız. İzmir’in bu kaynağını kullanmak lazım, kullanacağız. Dünyanın hiçbir yerinde Meryem Ana Evi yok, sadece Selçuk’ta. Tire’de de Meryem Ana’dan kalma bir yapı var. O da restore edilmiyor, kıyıda köşede kalıyor. Orayı dini turizm haline getirmek lazım ve Efes ile bütünleştirmek lazım. Değişik projeler çok var ama doğmamış çocuğa don biçmek olmaz. Bunlar biz olsak da olmasak da yapılması gerekiyor. Akıllı kentler yapmak lazım. Su toplama alanları, ek barajların yapılması lazım. Yeni İzmir denilen yerde kanal suyu ile yağmur suyunu ayırmak lazım. Bunların hepsinin Körfez’e kötü etki yarattığını bilmek lazım. Eğer yetki verilirse çözeceğiz.”,
SOYER’E DE HAKSIZLIK YAPILMASINI İSTEMİYORUM
Yerel seçimlerde İzmir sandığı hakkında net bir şey söylemenin şu an mümkün olmadığının altını çizen Sertel, “Bu çıkacak adaylara bağlı. Ya doruğa çıkacak ya stabil kalacak. İzmir’de siyaset yapanlara haksızlık yapılmamasını istiyorum. İzmir siyasi bir kent, İzmir’de siyaset yapmış insanlara haksızlık yapılmasını istemiyorum. Mesela Tunç Soyer’e de haksızlık yapılmasını istemiyorum. Çünkü anket var, siz anketi şu anda sel baskınından yeni çıkmış Kordon esnafı ile yaparsanız onun yanıtını sormaya gerek duymadan tahmin edersiniz. Önseçim olsun kendi oyumu Soyer’e atacağım yeter ki önseçim olsun ve kim kazanırsa onu taşıyalım beraber. İki puan düştü genel seçimde CHP’de İzmir’de. Aday profilinden kaynaklandı bu. İzmir, İzmirli aday istiyor, adayını kendisi seçmek istiyor. Sen bana İstanbul’dan aday getirirsen sandığa gitmem ya da başkasına oy veririm diyen insanlar var. Vatandaş cezalandırıldığını hissediyor. İzmir’de o kadar siyaset yapan insan varken onlara haksızlık yapmak doğru değil” açıklamasını yaptı.
Haber Merkezi